Geçtiğimiz günlerde Çalışma Bakanlığı ve yandaş iş adamları 3. havalimanı inşaat sahasında çok iddialı bir ‘hedef sıfır kaza’ kampanyası başlattı…
Ancak görüyoruz ki yaşanan iş kazaları, bakanlık ve seferberlik dinlemiyor ve can almaya devam ediyor. Kâr hırsı ve düşük maliyetli çalışma koşulları, denetimsizlik, tedbirlerin yeterince alınmaması, kural dışı çalışma gibi nedenler iş cinayetlerinin temel nedeni olarak bilinir. Anlaşılıyor ki bakanlık bu sorunların üzerine gitmek niyetinde değil. Zaten sorun bakanlığı da aşan, sistem sorunu olarak yaşamımızda yer alıyor. Bu sorun alanlarında yapısal değişim ve toplumsal dönüşümler olmadıkça iş cinayetlerini görmeye devam edeceğiz.
İSİG Meclisinin açıklamasına göre, 2017 Mayıs ayında en az 146 işçi-emekçi iş kazalarında yaşamını yitirdi.
Mayıs ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı ise şöyle;
Tarım, Orman işkolunda 37 işçi; İnşaat, Yol işkolunda 30 işçi; Taşımacılık işkolunda 23 işçi; Ticaret, Büro işkolunda 15 işçi; Madencilik işkolunda 7 işçi; Metal işkolunda 6 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 6 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 5 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 4 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 3 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 2 işçi; Çimento, Cam işkolunda 2 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 2 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 1 işçi; Tekstil, Deri işkolunda 1 işçi; Enerji işkolunda 1 işçi; ve çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 1 işçi yaşamını yitirdi…
İSİG açıklamasında AKP hükümetinin hazırladığı son yasa tasarısı da eleştirilerek, ‘iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi istihdamı zorunluluğu’ konusunda yapılan erteleme çalışmasına yer verildi. Bu hususta şöyle denildi:
“Bu seferki erteleme üç yıllık, kuşkusuz 2019 seçimleri düşünülüyor. Yine az tehlikeli gruba giren 50 ve altında işçi çalıştıran işyerlerinde de patronlar, kendileri ya da herhangi bir işçilerine eğitim aldırarak, iş güvenliği uzmanı olup(!) iş güvenliği uzmanı istihdam etmeden işçi sağlığını ve güvenliği yükümlülüğünü yerine getirebilecekler. Tam da ‘hedef sıfır kaza’ kampanyası döneminde atılan adıma bakın. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.
Egemen ideolojiyi sorgulamadan, yani sermaye düzenini, hangi kültürel unsuru değiştirirseniz değiştirin iş cinayetlerini önleyemezsiniz. Ki verilen örneklerde de gözüküyor ki kastedilen baretini tak, kemerini tak vs. Neden işyerlerindeki sınırsız olan patron kurallarını sorgulayamıyoruz. Uzun ve yoğun çalışma saatleri, taşeron çalışma, kıdemin fona devredilmesi, işçinin söz ve karar hakkının olmaması, ulaşım ve beslenme sorunları vb.”
İSİG Meclisi “İş cinayetlerini önlemek istiyorsanız taleplerimize kulak verin…” başlığı altında yaptığı öneriler ise şunlar oldu:
1- İş cinayetlerinin önlenmesi, sağlıklı ve güvenli çalışmanın ön koşulu işçi katılımıdır. İşçiler ancak sendikalaşarak bunu sağlayabilir. Ancak ülkemizde sendikaya üye olan işçiler işten atılıyor, sermaye işyerlerinde sendika istemiyor ya da istediği sendikayı getiriyor. Devlet daha ileri giderek sendikaların yapacağı basın açıklamalarını, toplantıları ve grevleri yani toplu pazarlık hakkını yasaklıyor. Sendikal örgütlenme özgürlüğü üzerindeki baskılar sona ermelidir!
2- İşyerlerinin çoğunda işçi sağlığı ve güvenliği kurulları bulunmuyor. Olanlarda bu kurullar toplanmayabiliyor. Kurullarda işçi temsilcileri ses çıkaramıyor. İşçilerin hakkını savunan temsilciler işten atılıyor. İşçi sağlığı ve iş güvenliği kurulları her işyerinde bulunmalı, işler hale getirilmeli, kurulların en az yarısı işçi temsilcilerinden oluşmalı ve işçi temsilcilerinin işten atılmaları yasaklanmalıdır!
3- İşyerlerinde işçilere keyfi bir biçimde iş tanımı dışında işler yaptırılıyor. Çalışma saatleri günde 10-12 saate ulaşıyor. Mesai ücretleri, izin hakları vb. verilmiyor. Özellikle taşeron işçiler bu koşullarda çalışırken şimdi taşerona rahmet okutacak kiralık işçilik gibi kölelik uygulamaları getiriliyor. Taşeronlaştırma ve kiralık işçiliğe son. Güvenceli çalışmak istiyoruz!
4- İş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasiler yargılanmıyor. Yargılananlar ise örneğin Soma davasında olduğu gibi “ben yapmadım fetö yaptı” diyerek adeta işçilerle dalga geçiyor. Yine mahkemeler iş cinayetlerini cezalandırmıyor, failleri “24 taksitli para cezası vererek serbest bırakıyor”. İş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasiler yargılanmalıdır!
emek.org.tr