Gök Cephesi / Nguyen Dinh Thi
Olcay KARAY Yazdı.
Cemal Süreya’nın Türkçeye çevirdiği ve 2021 yılında Yordam kitap tarafından basılan Gök Cephesi, Vietnam’lı yazar, şair ve müzisyen Nguyen Dinh Thi’nin 1968 yılında yayımlanan ilk kitabı. Kitap bende çok güçlü izler bıraktığı içindir ki birkaç şey söyleyeyim istedim.
Vietnam savaşı üzerine bir dolu sinema filmi, edebiyat eseri yapılmıştır tarihte. Ben de birçoğunu izledim-okudum ama şu kitap kadar etkileyici olanı olmadı. Yazarın kendisi de Vietnam Halk Kurtuluş Ordusu’nda savaştığı için bu kitabı askeri bir üste görevliyken yazıyor. Kitapta Mig uçağı pilotu Luong’un hikayesi odağında geçen bir anlatı var. Vietnam halkının direnişini sadece halk direnişi şeklinde, yerdeki gerillalar ve milis güçleri ile yapıldığını değil, ABD hava kuvvetlerine havada da dünyayı dar ettiklerini, güçlü karakterleri ve enfes yazım gücüyle anlatıyor.
Loung dahil birçok gencin aile yaşamlarından da bahsederken, bütün Vietnam halkının (kadın-erkek-çocuk) günlük rutini haline gelen direngenliğini, sırtlarında silahları bisikletleri üzerinde her sabah fabrikaya gitmelerinden dolayı tam teyakkuz haline gelen hayatlarını anlatması, ayrıca tarihsel olarak belge niteliğinde. Ayrıca savaşta uçak pilotu olan gençlerin hikayeleri, kitapta ustaca anlatılmış. Halkın mücadeleye katılma süreçleri gerçekten takdire şayan:
“Bu hava birliğinden yetişen pilotların hemen hemen hepsi de onun gibi daha önce piyade birliklerinde hizmet etmiş, Fransızlara karşı savaşmış kimselerdi. Devrimden önce hepsi de ufak birer yumurcaktılar; köylerinde ya da şehirlerinde sığır çobanlığı yapıyorlar, büyüklerin bacakları arasında dolaşarak ayakkabı boyuyorlar, kolonyal şapkaları temizliyorlar, dondurma satıyorlar, hamallık ediyorlardı. Su ve kömür taşıyorlar, işyerlerinde, rıhtımlarda, istasyonlarda maden talaşı topluyorlardı.” (s.23-24).
Dünya tarihinde emsaline az rastlanır bir mücadele ile ABD ordusunu perişan eden Vietnamlılar’ın yurtlarını korumalarını anlatırken yazar, bunu kuru propaganda şeklinde de yapmıyor. Kitabı zenginleştiren en büyük öğe olarak Loung ve Tuyen’in aşkını, romanın her bölümünde ustaca işliyor. Savaşın acımasızlığı karşısında her türlü sefalete, birilerine duydukları özlemle direnen genç insanların hikayesi aynı zamanda bu roman.
Kitaptaki şu bölüm, en çok beğendiğim yeri olmuştu:
“Ne korsanlar, haydutlar gelmiştir buralara, ama sonra da tabanları yağlayıp sessizce çıkıp gitmişlerdir. Nasıl anlatmalı bunu Amerikalılara? Bu tuğla yığınlarının ve kırık kiremitlerin her birinde yenilmez bir ruh, çelikten dayanıklı bir çekirdek bulunduğunu nasıl anlatmalı?”
Son olarak Kitabın önsözünü, Fransız direnişçisi, şair ve gazeteci Madeleine Riffaud yazmış. Riffaud, 2. Paylaşım Savaşı’nda Nazi işgalindeki Paris’teki direnişe etkin bir biçimde katılıyor. 80 Nazi askerinin yakalanmasını sağlıyor, bir Nazi askerini vuruyor, yakalanıp işkence edilerek idam edilmeyi beklerken, tutsak değiş-tokuş anlaşmasıyla yeniden serbest kalıp direnişe dönüyor. Kurtuluşa kadar da savaşmaya devam ediyor. Savaştan sonra Cezayir’deki direnişi haberleştirmek üzere Fransa’nın komünist gazetesi için kara kıtaya gidiyor. 1946’da Paris’te Ho Chi Minh ile tanışıp Vietnam direnişine hayran kalıyor ve ondan sonraki yaşamını Vietnam’a adıyor.
Olcay KARAY – Ocak 2025






