Siyonist örgüt ve Hitler işbirliği

Siyonist İsrail Devleti, Naziler tarafından katledilen Yahudilerin mirasçısı değil, Yahudi jenosidinin ortağıdır. Çünkü kurucuları, milyonlarca Yahudi’nin ölüm kamplarına götürülmesinde Nazilerle işbirliği yapmıştır.

Tarihi gerçekleri bilmek hakkımızdır.

1) Siyonizm Üzerine Notlar

Siyonizm tarihinden…
1840 yılında İngiltere, o tarihlerde henüz Osmanlı İmparatorluğu işgalinde olan Kudüs’te bir elçilik açar. Ve Lord Palmerston, “Britanya İmparatorluğu’nun yüksek çıkarlarını korumak” maksadından söz ederek, “Avrupalı Yahudi Yerleşim Kolonisi” kurma fikrini ortaya atar.
Siyonist hareket ise, bir taraftan Batılı egemen devletlerin desteğiyle Filistin’de Siyonist bir koloninin oluşturulması için planlar yaparken, bir taraftan da Filistin topraklarının Siyonist harekete bağışlanması maksadıyla Osmanlı Hanedanı’na bir plan sunar:
“Yüce Sultan bize Filistin’i verdiği takdirde biz de buna karşılık Türkiye’nin mali işlerini yoluna koyma görevini üstlenebiliriz. Orada barbarlara karşı ileri karakol rolü oynayacak bir uygarlık kurmalıyız.”
Öte yandan, Alman İmparatorluğu da Siyonist hareketin liderleriyle pazarlıklar yapmaktadır. Alman İmparatorluğunun şartı şudur:
“Osmanlı İmparatorluğu himayesinde kurulacak bir İsrail devletinin temel işlevinin Filistin’deki direnişi (anti-sömürgeci) yok etmek ve bölgede Alman İmparatorluğunun çıkarlarını korumak olmalıdır.”
Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın henüz başladığı 1914 yılında, daha sonraki yıllarda Dünya Siyonist Örgütü’nün başkanı olacak olan Haim Weizmann şu açıklamayı yapar:
“Eğer Filistin İngiltere’nin nüfuz alanına girer de, İngiltere bu toprakları kendilerine açarsa, İngiltere’nin bölgedeki çıkarlarını ve bu çıkarlarının bir parçası olan Süveyş’in denetlenmesi görevini üstlenmeye hazırız.”
Siyonist liderliğin aradığı destek İngilizlerden gelir ve 2 Kasım 1917’de Balfour Deklarasyonu ilan edilir.
Balfour Deklarasyonu’nun özeti şuydu:
“Majestelerinin Hükümeti, Filistin’de Yahudi halkı için bir vatan kurulmasına sıcak bakmakta ve bu amaca ulaşmak için her türlü çabayı gösterebileceklerini belirtmektedir…”
Balfour Deklarasyonu’nun ilanında İngiltere ve Birleşik Devletler’de ki Siyonist kapitalistlerin baskısı, bölgedeki İngiliz çıkarları rol oynadıysa da, İngiliz yönetimini Siyonist bir devlet kurulması konusunda ikna eden İngiliz Savaş Kabinesi’nde Güney Afrika Delegesi olan Siyonist lider Weizmann’ın yakın dostu, geleceğin G. Afrika Başbakanı General Jan Smuts olmuştur.
Siyonizm’in kurucusu Thedor Herzl’in Sömürge ideoloğu Sir Cecil Rhodes’e duymuş olduğu hayranlık, daha sonraki yıllarda G. Afrika Başbakanı olan General Jan Smuts ile Sonraki yıllarda Dünya Siyonist Örgütü’nün başkanı olan Weizmann arasındaki dostluk ve işbirliğinde vücut bulmuştur.
Ve bu dostluğun G. Afrikalı siyahların ve Filistinlilerin günlük yaşamlarına tercümesi, bir Apartheid sisteminin G. Afrika’da bir diğerinin ise Filistin topraklarında kurulması olmuştur.
Belfour Deklarasyonu ile birlikte açık start verilmişti ve plan hazırdı; kullanılacak yöntemde. Siyonistler, Filistinlileri dağıtabilmek için Sömürge ideoloğu Rhodes’in G. Afrika’da ve birçok sömürgede kullandığı yöntemini kullanacaklardı. Öncelikli olarak ayrıcalıklı bir sömürge şirketinin kurulmasını uzun vadeli planlarının ilk adımı olarak açıklayan Thedor Herzl, şöyle devam ediyordu:
“…Toprağın işlenmesi için ilk önce en yoksul Yahudiler Filistin’e göç ettirilmelidir. Planlamaya uygun olarak yolları, köprüleri, demiryollarını, telgraf şebekelerini inşa edecekler, akarsuları denetim altına alıp kendi meskenlerini kuracaklar. Onların emekleri ticareti, ticaret pazarları yaratacak, pazarlar da yeni göçmenleri çekecek.”
Bu planın yalnızca bir ayağıydı. Buna paralel olarak militarist birlikler oluşturuldu ve Filistinlilere yönelik terör ve katliam örgütlendi; amaç, o topraklarda Filistinlileri ve Filistinlilere ait ne varsa söküp atmaktı. Ve sonunda yüzbinlerce Filistinlinin topraklarından sürülmesi yüzlerce Filistin köyünün haritadan silinmesi ve on binlerce Filistinlinin katledilmesi neticesinde Siyonist İsrail Devleti kuruldu.
Süreç devam ediyor; Siyonizm’e göre Filistin meselesinin çözümü, bu toprakların Filistinlilerden arındırılmasıyla mümkündür. Önerilen çözüm budur.
…   …   …
2) Siyonist hareket Hitler işbirliği

“Dünya Siyonist Örgütü Kongresi 1933’de Hitler´e karşı eylem çağrısını 43’e karşı 240 oyla geri çevirdi. Bununla da kalmadı, Alman ekonomisinin dar boğazda olduğu bir dönemde Nazi Almanyası’na yönelik Yahudi boykotunu kırma kararı aldı. Dünya Siyonist Örgütü, Yahudi boykotunu kırarak Alman mallarının Ortadoğu ve Kuzey Avrupa’da dağıtımını üstlendi. Siyonistlerin Nazi dostluğunun karşılığı olarak SS Güvenlik Servisi’nden Mildenstein, Siyonizm’e destek olmak için altı ay boyunca Filistin’de kaldı.”

Bugün ise İsrail’in Filistin katliam ve imha saldırıları ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya tarafından destekleniyor.

İsrail devleti 1948 sonrası sürekli yaptığı katliamlarından birini daha tekrarlıyor. Bu kez büyük çaplı imha-katliam hareketine niyetli. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya gibi emperyalist devletler hemen Filistin karşıtı tavır alarak uçak gemisi, silah, teknolojik yardım ve hatta ABD dışişlerinden biri bölgeye gelirken Yahudi olduğuna da vurgu yaptı.

Ortadoğu yeni bir saldırı ve yeniden şekillendirme hamlesiyle karşı karşıya.

Geçmişte Yahudilerin Alman faşizmiyle girmiş olduğu iş birliği ve başta Yahudi halkı olmak üzere dünya halklarına karşı gerçekleştirdiği ihanetin öyküsüne dair notları aktaran bir yazıyı paylaşıyoruz. Sorun sermaye egemenliği ve iş birlikleri olunca hikâye daha anlaşılır oluyor.

…    …   …

Siyonist İsrail Devleti Naziler Tarafından Katledilen

6 Milyon Yahudi’nin Mirasçısı Olabilir mi?

Şurası kesin bir gerçektir ki, Siyonizm’in, Yahudi halkıyla hiçbir tarihsel, duygusal ve maddi ortaklığı yoktur. Siyonizm, Yahudi halkını ve onun trajedisini kendi işgalci amacı için kullanmıştır hepsi bu.

21 Haziran 1933’de yani Naziler iktidar olduktan hemen sonra Almanya Siyonist Federasyonu Nazi Partisi’ne yolladığı destek mesajında şöyle diyordu:

“Irk ilkesini hayata geçiren yeni (Nazi) devletinin temelleri üzerinde kurulacak yapı içerisinde bizler de kendi topluluğumuza ayrılacak alanda Babayurdu (Fatherland) için elimizden gelen her türlü verimli faaliyeti sürdürmeyi umuyoruz.”

Ve Dünya Siyonist Örgütü Kongresi 1933’de Hitler´e karşı eylem çağrısını 43’e karşı 240 oyla geri çevirdi. Bununla da kalmadı, Alman ekonomisinin dar boğazda olduğu bir dönemde Nazi Almanyası’na yönelik Yahudi boykotunu kırma kararı aldı. Dünya Siyonist Örgütü, Yahudi boykotunu kırarak Alman mallarının Ortadoğu ve Kuzey Avrupa’da dağıtımını üstlendi. Siyonistlerin Nazi dostluğunun karşılığı olarak SS Güvenlik Servisi’nden Mildenstein, Siyonizm’e destek olmak için altı ay boyunca Filistin’de kaldı.

Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels 1934’de Der Angriff’e (Hücum) Siyonizmi öven on iki bölümlük bir rapor yazdı ve bununla da yetinmeyip bir yüzünde gamalı haç, öteki yüzünde de Siyonist David yıldızı bulunan bir madalyon sipariş etti.

1935 Mayıs’ında SS Güvenlik Servisi Başkanı Heydrich tarafından Yahudiler, “iyi Yahudiler” ve “kötü Yahudiler” olarak ikiye ayrıldı.

Heydrich, “İyi Yahudiler” olarak kategorize edilen Siyonistlere ilişkin Heydrich şunları diyordu:

“Kendilerine iyi dileklerimizle birlikte resmi desteğimizi de sunuyoruz.”

Siyonistler, “kurulacak olan devletin zulme uğrayan Yahudiler için bir sığınak olacağını” ileri sürdüler ama bu bir yalandan ibaretti.

Çünkü Naziler tarafından toplama kamplarına götürülecek Yahudilerin listesi Siyonist Dünya Örgütü’nün rehberliğinde hazırlanmıştır.

Naziler ile koordineli çalışan ve Dünya Siyonist Örgütü tarafından kurulan sözde “Yahudileri Kurtarma Komitesi” bir taraftan çeşitli ülkelerde Yahudilere sığınma hakkı verilmesine yönelik çağrılara karşı çıkarken, bir taraftan da Nazilerle birlikte kendi Siyonist planlarına uygun olmayan Yahudilerin listesini hazırlayarak onların ölüm kamplarına götürülmesine yardımcı olmuştur.

Örneğin Budapeşte’deki “Yahudileri Kurtarma Komitesi’nden Dr. Rudolph Kastner, Adolf Eichmann ile Macaristan’daki “Yahudi sorununu çözümlemek” üzere gizli bir anlaşma imzalamıştır. Anlaşmaya göre, kendilerinin ihtiyacı olan altı yüz Yahudi’ye yaşama hakkı verilmesi karşılığında geri kalan Yahudilerin yazgısı konusunda sessizlik sağlanacaktı.

Dünya Siyonist Örgütü, Nazi zulmü altındaki Avrupa Yahudilerinden yalnızca küçük bir azınlığı kurtarmıştır; bu küçük azınlık, mesleki bilgisi olan yetişkin elemanlar ve kapital sahiplerinden teşekkül etmekteydi.

Siyonist İşçi Davar gazetesi editörü Berel Katznelson Siyonizm’in ölçütlerini şöyle açıklıyordu:

“Alman Yahudileri Filistin’de çocuk doğuramayacak kadar yaşlıydılar, Siyonist bir sömürge oluşturmaya yetecek kadar mesleki bilgileri yoktu, İbranice bilmiyorlardı ve Siyonist değillerdi.”

Berel Katznelson’un açıkladığı ölçülerden dolayıdır ki, 1933’den 1935’e kadar göçmen kâğıdı almak için Dünya Siyonist Örgütü’ne başvuran Alman Yahudilerinin üçte ikisi reddedildi.

Özcesi; Siyonist İsrail Devleti, Naziler tarafından katledilen Yahudilerin mirasçısı değil, Yahudi jenosidinin ortağıdır. Çünkü kurucuları, milyonlarca Yahudi’nin ölüm kamplarına götürülmesinde Nazilerle işbirliği yapmıştır.

Yararlanılan kaynaklar:

İlk üç kitabın yazarları Siyonizmin kurucularıdır.

  1. Thedor Herzl: The Jewish State Attempt / At A Modern Solution Of The Jewish Question (Yahudi Devleti: Yahudi Sorununa Modern Bir Çözüm Girişimi)
  2. Vladimir Jabotinsky: Demir Duvar
  3. David Ben Gurion: ANILAR
  4. R. Schönman: Siyonizmin Gizli Tarihi
  5. Lenni Brenner: Zionism
  6. Peter Edel: Siyonizm’in Tarih

Kaynak: 11 Ekim 2023- Elias isimli facebook sayfasından alınmıştır. https://www.facebook.com/rojelias?__mibextid­=ZbWKwL

2023 Ekim ayı…Gazze bombalanıyor. Kentin haritadan silinmesi ve toplu göç hedefli… Yaşamını yitiren çok insan var…

Biz ezilen sömürülen emekçi Filistin ve İsrail halkının yanındayız.

Emek.org.tr

İlgini çekebilecek diğer içerikler