İşçiler ve sendikalar kıdem tazminatı hakkı gaspına karşı mücadeleye hazırlanıyor!
AKP hükümeti, işçi haklarına yönelik saldırılarına yenisini ekliyor. Kıdem tazminatı hakkının fona dönüştürülmesi için hazırlanan fon taslağı bakanlar kuruluna geldi.
Fon düzenlemesi özünde mevcut kıdem tazminatı hakkını, patronların yararına yeniden düzenlemeyi içeriyor. Bu düzenlemede işçiler kıdem tazminatı azaltılmış olarak ve artık sınırlı-belirli koşullarda alabilecek. Yeni kıdem tazminatı fonu düzenlemesinde işveren yükü azaltıldığı gibi iş güvencesi özelliği de kaldırılıyor. İşveren kıdem tazminatı ödeme sorumluluğundan kurtulduğu için istediği yer ve zamanda işçi çıkarabilecek. Çünkü artık toplu kıdem tazminatı ödeme baskısı kaldırılmış olacak. Bu tasarıyla AKP nin işçi sınıfının değil patronların dostu olduğu bir kez daha açığa çıkıyor.
Emek örgütlerinin ve sendikaların ‘kırmızı çizgimiz’ diyerek uzun süredir karşı çıktığı kıdem tazminatının fona devri düzenlemesinin gündeme getirilmesi işçi sınıfını, sendikaları ve meslek örgütlerini hareketlendirdi. İşçi havzalarında konuyla ilgili bilinçlendirme ve tepki koyma ve mücadeleyi yükseltme çalışmaları da arttı.
DİSK, yayınladığı bildiride, hükümetin kıdem tazminatı hamlesini yeni bir oyun olarak niteledi ve on maddelik gerekçeyle neden karşı çıktıklarını açıkladı. On madde şöyle:
1) Madem işçilerin yararına kıdem tazminatı fonunu 15 yıldır neden kurmadınız? Fonun işçilerin lehine olacağı iddia ediliyor. Neden çalışanların lehine olacağını söylediğiniz fonu referandumdan önce kurmadınız? Eğer fon işçi lehine olsaydı. 42 yıldır kurulurdu! Sizden önceki 30 bakan kıdem tazminatı fonunu kurardı. Kıdem tazminatı fonu bugüne kadar kurulamadı. Çünkü fon, kıdem tazminatının yarısının gasp edilmesi anlamına geliyor.
2) Kıdem tazminatı işçinin güvencesidir. Kıdem tazminatı sadece parasal bir konu değil dolaylı bir iş güvencesi sistemidir. Kıdem tazminatının fona devri işten çıkarmaları kolaylaştırır. Kıdem tazminatı işverenlerin bireysel sorumluluğudur, bireysel borcudur ve öyle kalmalıdır. Hükümet programlarında sık sık işgücü piyasasının esnekleşmesi için kıdem tazminatının fona devri gerektiğini ifade edilmektedir. Dolayısıyla kıdem tazminatının fona devri işçi çıkarmayı kolaylaştıracak, esnekliği artıracaktır.
3) Fon kıdem tazminatını 10-15 güne düşürecek. İşçi lehine diye sunulan fonun gerçek amacı kıdem tazminatını düşürmektir. Hükümetin hazırladığı Ulusal İstihdam Stratejisinde “Kıdem tazminatının yüksekliği, işletmeler açısından önemli bir maliyet kaleminin ortaya çıkmasına neden olmaktadır” denmektedir. Fon kurulması durumunda kıdem tazminatının 30 günden 10-15 güne düşmesi neredeyse kesindir.
4) Fon, kıdem tazminatının son ücretle bağını koparır ve düşmesine yol açar. İşçiler kıdem tazminatını son ücretleri üzerinden ve 30 gün olarak almaktadırlar dolayısıyla çalışma hayatında aldıkları zamlar kıdem tazminatına yansır. Fon kurulması durumunda kıdem tazminatının işçinin son ücretiyle bağı kopar ve alacağı kıdem tazminatı miktarı düşer.
5) Kamu kaynaklarının kullanılmasına karşıyız. Kıdem tazminatı işverenin bireysel borcudur bu yüzden kamu kaynaklarından ve işsizlik sigortasından kurulacak fona kaynak ve pirim kesintisi aktarılmasına karşıyız. İşverenlerinin borcunun halkın sırtına yıkılmasına hayır diyoruz.
6) Yüzde 80 yararlanamıyorsa kanun hâkimiyetini sağlayın. Bakan tarafından dile getirilen “işçilerin yüzde 80’inin kıdem tazminatına erişemediği” iddiası aslında bir itiraftır. Yasal bir yükümlülük olan kıdem tazminatı ödemesinin işverenlerin yüzde 80’i tarafından yerine getirilmediğini söylenmektedir. Bu iddianın bilimsel temeli olup olmadığı tartışmalıdır. Öte yandan velev ki bu iddia doğru olsun, hükümet kanun hakimiyetini sağlamak ve kıdem tazminatına eşimi sağlamakla yükümlüdür. İşverenlerin yüzde 80’i vergi ödemediğinde hükümet ne yapacak? Vergileri mi kaldıracak yoksa caydırıcı tedbirler mi alacak?
7) Kıdem tazminatı hakkı güçlendirilmelidir. Kıdem tazminatı işçinin geleceğine yapmış olduğu bir yatırımdır. İşverenlerin ise kıdem tazminatı ödememek için onlarca yöntem geliştirdikleri bilinmektedir. Bu nedenle sorun kıdem tazminatı fonu değil işverenlerin yasal yükümlüklerinden kaçınmasıdır. Kıdem tazminatına güvence getirilmesi kıdem tazminatının fon adı altında yarıya düşülmesini gerektirmez.
8) Kıdem tazminatı ve işçilik alacakları ilk sıraya alınsın. Kıdem tazminatının işverenlerin istismarına karşı korunmasının yolu vardır. Kıdem tazminatı dahil işçi alacakları devlet alacakları dahil tüm alacaklardan öncelikli sıraya alınmalı ve işverenin mal varlığından öncelikle işçi alacaklarının ödenmesini kabul eden bir sistemle geçilmelidir.
9) ILO’nun 173 Sayılı Sözleşmesi onaylanmalı. Hükümet kıdem tazminatı fonu inadını bir kenara bırakmalı. Kıdem tazminatının ve diğer işçi alacaklarının işverenin suiistimaline ve ödeme güçlüğüne karşı korunması için ILO’nun 173 sayılı İşverenin Ödeme Güçlüğüne Düşmesi Halinde İşçi Alacaklarının Korunması Sözleşmesi onaylanmalıdır.
10) Kıdem tazminatını korumak için hayır: Konfederasyonumuz referandumda evet çıkması durumunda kıdem tazminatının fona devredilmesi sürecinin hızlanacağını ve bu yüzden hayır denilmesi gerektiğini ısrarla dile getiriyor. Gelişmeler bizi doğruluyor. Kıdem tazminatını korumak isteyen işçiler referandumda hayır demelidir.
emek.org.tr