KodA işçi direnişi kararlılıkla sürüyor

“-Kolay gelsin! Abla çay var mı?” “-Var! Gelin, gelin!” Bu diyalog, KodA işçi direniş çadırının önünden geçen öğrenci servis aracının penceresinde sarkan liseli öğrenci ile direnişçi işçi kadın arasında geçiyor. Öğrenciler yolda servis aracını durduruyor ve üç öğrenci koşarak direniş çadırına geliyor. Neşeli halleri ve güler yüzleriyle çaylarını alarak arabalarına dönüyor. İşçiler, öğrencilere karşı çok […]

“-Kolay gelsin! Abla çay var mı?”

“-Var! Gelin, gelin!”

Bu diyalog, KodA işçi direniş çadırının önünden geçen öğrenci servis aracının penceresinde sarkan liseli öğrenci ile direnişçi işçi kadın arasında geçiyor. Öğrenciler yolda servis aracını durduruyor ve üç öğrenci koşarak direniş çadırına geliyor. Neşeli halleri ve güler yüzleriyle çaylarını alarak arabalarına dönüyor. İşçiler, öğrencilere karşı çok sevecen ve arkadaşça davranıyor. “Her gün böyle.. Servisi durduruyorlar, bağırarak bizi selamlıyor ve çaylarını alıp gidiyorlar” diyor işçiler gülerek…

Emek.org.tr olarak, İstanbul Yenibosna TürkTelekom işyerinde faaliyet gösteren KodA şirketi patronu tarafından işten atılan işçilerin direniş çadırındayız. İzlenimlerimizi aktarıyoruz.

KodA direnişi 32. gününde

Sendikalı olmak isteyen ve bu nedenle işten çıkarılan KodA taşeron şirketi işçilerinin direnişi bir ayı geride bıraktı. Türk Telekom müdürlüğü binası önünde beşi kadın 12 işçi, haklı direnişlerine kararlı biçimde devam ediyor.

Türkiye genelinde sayıları yaklaşık 870 olan KodA işçisi, taşeron şirketin dayattığı insani olmayan koşullarda çalışıyor. İşçiler, düşük ücretlerini insanca yaşamaya yetecek düzeye çıkarmak, çalışma koşullarını iyileştirmek ve sosyal haklarını geliştirmek, bunun içinde sendikalı ve toplu iş sözleşmesi kuralları altında çalışmak istiyor.

Taşeronda örgütlenmek ve sendikalaşmak çok zordur. Taşeron şirket demek, bu süreçte AKP hükümeti ve sermaye desteği alan şirket demektir. Ülkemiz çalışma yaşamında demokratik, yasal hak ve hukuk kurallarının yerlerde süründüğünü biliyoruz. Sendika, patron gözünde yasaktır. İşçinin haklarının peşine düşmesi sendikalaşması, patronların sevmediği bir davranıştır. İnsanlığından çıktığı için, patronlar kölelik koşullarında çalışmak ve sömürülmeyi işçiye layık görülür. Sendika lafı eden kapıya konulur. Ancak kararlı ve bilinçli davranan işçi ve mücadeleci sendika örgütlenir ve kazanır.

KodA işçileri yaklaşık yedi aydan beri DİSK Sosyal-İş sendikasında örgütleniyorlar. Çalışma bakanlığının çoğunluk tespitinden sonra KodA patronu işi yokuşa sürmeye, işçiler üzerinde sürgün ve mobbing yöntemleriyle baskı kurmaya başlıyor. Sendikayı engellemek için de çoğunluk tespiti olayını mahkemeye taşımış. İstanbul ve İzmir de tazminat vs hakkından yoksun biçimde işten atılan işçiler var.

Bugün itibariyle işe geri dönüş mücadelesi ve sendikayı kabul ettirme mücadelesinde, İstanbul’da direniş çadırında 32 gün, İzmir’de 15 gün geride bırakıldı.

KodA şirketi hakkında

KodA şirketi bilişimi hizmetleri ve arşivleme işi yapıyor. Doküman tarama, görüntü ve form işleme, doküman arşivleme ve doküman yönetimi konularında yazılım tabanlı teknoloji ve ürünler ile çalışıyor. KodA büro hizmetleri de veriyor. KodA Barkod tanıma, serbest form işleme konularında sektöründe ünlü ABBYY firmasının Türkiye Distribütörüdür. Donanım kanadında da dünyanın en büyük doküman tarayıcı üreticisi Avisionun Türkiye distribütörüdür.

KodA şirketi taşeron firma olarak çalışıyor. Belirtelim ki AKP hükümeti desteğine sahip ve Binali Yıldırım’ın Ulaştırma bakanlığı döneminde 2011 yılında İzmir-Menderes’te hibe yoluyla büyük bir arsaya kavuşuyor.

KodA şirketi birçok ilde ve yurtdışında da faaliyetleri olan bir şirket. İTÜ teknopark, Vodafone, TürkTelekom, İstanbul Ticaret odası, Ankara Ticaret odası, Merkez bankası, Fatih belediyesi, Bakırköy belediyesi, Türksat, CLK gibi büyük şirketlerde, yurtdışında da Belçika ve Kuzey Kıbrıs’ta iş yapıyor.

KodA şirketi iş yaptığı şirketlerin binalarına ofisini kuruyor, bina gideri, bilgisayar, enerji gideri gibi maliyetleri asıl işverene yüklüyor. Örneğin şirket merkezi İTÜ teknoparkında bulunuyor.

KodA işçilernin tamamı asgari ücretle çalıştırılıyor. Taşeron tarzı olduğu için bir işçinin şirkete maliyeti yaklaşık 2.300 liradır. Ancak işçiler KodA şirketinin asıl işveren şirketinden işçi başına yaklaşık 6 bin lira aldığını iddia ediyor.

İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere birçok şehirde taşeron şirket olarak çalışan KodA firmasında yaklaşık olarak, yarısı kadın işçi olmak üzere 870 işçi çalışıyor.

KodA Çalışma koşulları

Türk Telekom işyerinde, taşeron olarak bulunan KodA şirketinde kadın ve erkek 90 işçi çalışıyor.

İşçilerin büyük çoğunluğu üniversite mezunudur. Büyük çoğunluğu üniversitelerin bilgisayar, iletişim, bilişim, iktisat, kamu yönetimi gibi bölümlerinde eğitim almış.

İşçiler ayrımsız asgari ücretle çalışıyor. İşçiler toplu servis-taşımacılığından yoksun. Yol parası yoktur ve işçiler kendi olanaklarıyla işe gidip geliyor.

İş yerlerinde yemek parası almak sorunludur. Asgari ücret 1404 liraya yükseltildiği zaman yemek parası kesiliyor. İşçilerin ısrarlı talebi sonrasında ancak 100 lira gibi bir yemek parası para asgari ücrete ilave ediliyor.

İşe yeni giren işçiler asgari ücret dışında bir ek ücret almıyor. Yemek paralarını bir süre kendi ceplerinden karşılıyorlar.

Asgari ücret artışı dışında KodA işyerlerinde ücret zammı yapılmıyor. İşveren, yıllık cirosunun 48 milyon lira olduğunu ancak 500 bin lira kazandığını bu nedenle ücretlere zam yapılmadığını açıklıyormuş.

İşyerinde genellikle sendikalı işyerlerinde  veya birçok işyerinde görülen ikramiye olayı yoktur. İşverenin insafında kalan ve yüksek performans tespiti durumunda az da olsa pirim ödemesi yapılıyor.  Yılda örneğin 100 lira gibi bir pirimin neye göre ne zaman alınacağı da belirsiz. Eşitsiz bir pirim ödeme olayı olduğu anlaşılıyor.

KodA işyerleri, genellikle asıl işveren binalarının havasız, ışıksız durumda olan atıl kısımları örneğin bodrum katlarıdır. Havalandırma sorunu var ve sağlıklı olmadığı iddia ediliyor. İşçiler bundan şikâyetçidir.

Türk Telekom işyerinde işyeri doktoru haftada bir ve kısa süreliğine geliyor, KodA işçileri de sağlık sorunlarını bu işyeri hekimiyle görüşüyor.

İşyerinde iş güvenliği konusunda sorunlar yaşanabiliyor. İşyeri dar ve kısıtlı alana sahip olduğundan kullanılan kasalar düşme riski taşıyor. Hatta bir kadın işçi, bu nedenle yaralanmalı bir kaza geçiriyor. Bu iş kazasında kolu kırılmış.

İşyerinde sıkı bir denetim olduğu ve örneğin lavoboya gidişlerin denetlendiği ve baskı kurulduğu da işçiler tarafından dile getiriliyor.

İşçilerin temel talebi ücretlerde artış sağlanarak insanca yaşamayı sağlayacak ücret ödenmesidir. Farklı iş yerlerinde gözlemledikleri sosyal hakların, insani çalışma koşullarının, güvenceli çalışma ortamının sağlanmasını istiyorlar.

İşçiler, sendikalı olarak çalışmak, saygı görmek ve işverenle yapılacak toplu iş sözleşmesi kurallarına göre çalışmak gibi insani ve demokratik temel talepleri ileri sürüyor.

Sendikalaşma mücadelesi, baskılar ve işten atma

DİSK Sosyal-İş sendikası KodA şirket işyerlerinde yaklaşık 10 aydan beri örgütleniyor. Sendikal yetki için gerekli sayıya ulaşınca çalışma bakanlığına başvuruluyor. İşyerinde çoğunluk tespiti ve sendikal yetki talebinde bulunuyor.

Ancak anayasal demokratik haklarını kullanan işçiler ve sendika, bakanlığa başvurduktan sonra, işverenin itirazı ve baskılarıyla karşılaştı. İzmir Vodafone’da çalışan KodA işçilerinden ve İstanbul-Yenibosna Türk Telekom’da çalışan işçilerden atılanlar oldu. İşveren çoğunluk itirazı gerekçesiyle işi yokuşa sürüyor, işçiler üzerinde baskı kurarak işten atma ve iş yerinde de mobbinge başvuruyor.

Sendikalaşma açığa çıktıktan sonra sürgünler yapılmış. Sürgünü kabul etmeyen işçiler Eylül ayında hukuksuz biçimde işten çıkarılmış.

Direniş başladıktan sonra, içeride çalışan işçiler üzerinde baskılar boşa çıkarılıyor. Her gün iş girişi ve iş çıkışında, molalarda; çalışan işçiler direniş çadırındaki arkadaşlarını ziyaret ediyor. Bu işçiler için çok önemli bir moral kaynağı oluyor. Ve anlaşılıyor ki patron işçileri sindirmekte başarısızdır.

10 Kasım mahkeme duruşmasından çok umutlu olan işçiler, yetki alındıktan sonra işe dönüş ve toplu sözleşme yapma gibi kazanımlara ulaşacaklarını belirtiyor.

Direniş dayanışması

KodA işçilerinin mücadelesinde, içerideki işçilerin sendikalaşmaya gösterdikleri duyarlılık ve direniş çadırına sahip çıkma tutumları, önemli bir yer tutuyor.

KodA işçileri, direniş çadırındaki arkadaşlarını yalnız bırakmıyor ve onların ezilmelerine izin vermiyorlar. Baskılara rağmen direniş çadırını her fırsatta ziyaret ediyorlar. Sendikanın içeri girmesi ve işlerine geri dönmeleri ortak amaç olarak onları motive ediyor.

KodA işçileri direnişe başladığında birçok sendika, meslek örgütleri, devrimci ve demokrat siyasi parti temsilcileri, demokratik kitle örgütleri, kadın örgütleri dayanışma ziyaretleri gerçekleştirmiş.

İşçiler, direnişlerine gösterilen dayanışma ve destekten çok memnun.

Dayanışma amacıyla başka ne yapılabilir?” sorusunu da yanıtlıyor işçiler. Örneğin ileride duruma göre direniş dayanışmasının örgütlenmesi önerisini tartışıyorlar.

Bunun yanı sıra KodA şirketinin çalıştığı işyerlerinde örgütlü bulunan sendikaların ve işçilerin kendilerini desteklemeleri ve onların KodA üzerinde baskı kurmalarının özellikle önemli bir destek olacağını düşünüyorlar. Örneğin İTÜ’de öğrencilerin ve örgütlü sendikaların akademisyenlerin, belediyelerde örgütlü olan sendikaları, diğer işyerlerinde de var olan sendikaların desteklerini önemli buluyorlar.

 

Direnişte Kadın dayanışması

Direnişçi kadın işçiye “direnişinize dışarıdan kadın dayanışması var mı? Ne düzeyde?” diye sorduğumuzda, kadın işçiler neşeyle yanıt veriyor ve çadıra gelen kadın örgütlerini sıralıyor. Kadınların daha duyarlı olduğu görüşünü, kadın işçi bizimle paylaşıyor. Kadın örgütlerinin direniş çadırına gelmeleri, kadın direnişçileri çok memnun etmiş. Örneğin Ekmek ve Gül, Mor dayanışma, KESK eğitim-Senli kadınlar direniş çadırını ziyaret ettiklerini anlatıyorlar. O an orada ziyaretçi olarak bulunan bir devrimci grubun insanı genç kadın da neşeyle sohbete katılıyor.

KodA direniş çadırının 50 metre yakınında TÜMTİS sendikasının sürdürdüğü DHL Expres direniş çadırı var. Birbirlerini ziyaret ediyor işçiler.

Direniş çadırının bulunduğu yer, fabrikaların hemen yanı başında ve trafiğin çok hareketli olduğu bir bölgede bulunuyor. Yoldan geçenler işçileri selamlıyor, arabalar kornalarıyla destek veriyor. Meyve, kola gibi yiyecek verenler var. O an poşet içinde yoldan geçen bir emek dostu araçtan verilen mandalinalar keyifle paylaşılıyor…

Yani direniş OHAL koşullarına rağmen destekleniyor. Bir çekingenlik, bir ürkeklik gözükmüyor burada. İşçiler yan yana olduklarında daha güvenli durduklarını görebiliyoruz.

KodA direnişi mesai günlerinde sabah 08.00 çadır kurularak başlıyor ve akşam 18.00 e kadar devam ediyor.

İşçilere direnişlerinde başarı diliyoruz.

 

emek.org.tr

İlgini çekebilecek diğer içerikler