Hava limanlarında işverenler pandemi koşullarını fırsata çeviriyor. THY de ücretlerin budanmasından sonra, TGS (Turkish Ground Services) Yer Hizmetleri Şirketinde de baskıların artması ve işçilerin kazanılmış haklarının hiçe saymasında ısrar ediliyor.
Bilindiği gibi Corona salgını koşullarında işten çıkarma yasağı bulunuyor. Ancak TGS işvereni bu yasağı arkadan dolanarak, hukuku ve işçiyi aldatarak işten çıkarma yapmaktadır.
TGS ‘de işçilere imzalattırılmaya çalışılan ikramiye hakkından feragat belgesi olayından sonra, işçiler aldatılarak hukuksuz biçimde işten çıkartma olayları başladı.
Son birkaç gün içerisinde yer hizmetlerinde çalışan 400 kadar TGS işçisinin işten çıkarıldığı ifade ediliyor.
İkramiye hakkından feragat etmeyen işçiler bu kez karşılıklı anlaşma yoluyla işten çıkarılıyor. Adına “ikale” denilen işçi ve işverenin anlaşarak çalışma sözleşmesine son verilmesi işlemiyle bu gerçekleştiriliyor. Böylelikle pandemi koşullarında işten çıkarma yasağı da arkadan dolanarak gerçekleşmiş oluyor.
İşçiler, önümüzdeki günlerde ikale yöntemiyle 1000 (bin) kadar TGS işçisinin işten çıkarılacağı söylentileriyle tedirgin edilmektedir.
TGS nin insan kaynakları biriminde sıkıştırılan işçilerle yapılan ikale işlemi/yöntemi sonucu, işçiler tazminatlarını olması gerekenin çok altında ve genellikle de işçinin onaylamadığı eksik ödemeler halinde alıyor.
Diğer yandan anlaşmalı işten çıkma işlemi sayıldığı için, işçiler ihbar tazminatı hakkından ve dahası işsizlik maaşı hakkından da “feragat etmiş” sayılıyor.
TGS işvereninin bu uygulaması işçilerde artan bir gerginlik ve stres kaynağıdır. Yaratılan sürekli mobbing ortamı da köle çalışma koşullarındaki işçi moralini daha da etkilemektedir.
İşçilerin yargı kurumlarına güvenleri olmadığından ve uzun yılları alan yargı süreci nedeniyle, hak aramanın ve hukuki korumanın sağlanması konusunda çaresiz kalmakta ve yargıya gitmekten geri durmaktadırlar.
Hava limanlarında işbirlikçi yandaş sendikalar etkili
TGS işçileri bugün için sendikasızdır. Dolayısıyla gerçek bir sendikanın sağladığı olası koruma ve güvencenin dışındadır. Hava-İş sendikası iktidar ve THY yandaşı bir sendika olarak, işçi sorunları konusunda tamamıyla işveren güdümünde ve sorunlar karşısında duyarsızlığını sürdürüyor. Hak-İş e bağlı Öz Taşımacılık sendikası ise üyeleri bulunmasına rağmen sanki üyeleri yokmuş gibi davranmaya devam etmektedir. Yeni kurulan Havasen sendikası ise zayıf örgütlenmesiyle ve yetkisiz sendika konumunda, çağrılar ve uyarılar yapıyor ancak işçilere hukuki destek verebilme noktasının ötesine geçememektedir.
Sonuçta ne yazık ki TGS işçisi bugün için bağımsız işçi örgütlenmesi yaratarak ve mücadele ederek, birlik içerisinde hak ve hukuklarını koruma noktasında değildir.
Hırsız suçludur, ama ev sahibinin de çok hatalı olduğuna dikkat çekmek istiyoruz. Yani işçiler bu noktada kendilerini sorgulamalıdır.
İşçiler yasalarda belirlenmiş haklarını kaybetmemek için dayatılan evrak imzalama ve ikale yoluyla işten çıkarılmayı kabul etmemeleri gerekmektedir. Bırakınız sizleri işverenin kendisi çıkarsın, çıkarabiliyorsa tabi… Atılan her imza hak ve hukuklarınızdan vazgeçme anlamındadır.
İşçilerin havalimanlarında korkuyu üzerlerinden atarak işyeri örgütlenmelerini gerçekleştirmeleri ve bu örgütlenme üzerinden tüm yasal ve insani haklarını koruyabilecekleri hususunu anlamaları ve bu yola girmeleri kaçınılmazdır. Aksi halde kölelik koşullarında çalışmaya, sömürülmeye ve aşağılanmaya devam edileceklerdir.
Başka çare yoktur! İşçilerin bizzat kendileri işyeri örgütlerini, kendi sendikalarını yaratmalıdır.
Hava limanı yer hizmetleri işçileri, ilk adımda güven duydukları arkadaşlarıyla bir araya gelmeli, işyeri komiteleri gibi işyeri birlikleri kurarak dayanışma ve güçbirliği içine girmelidir. Yapılan hukuksuzluk ve baskılar karşısında, olumsuzlukları birbirleriyle paylaşarak dayanışma gerçekleştirmeli, dış sendikalardan ve emek dostu kurumlardan destek almalıdır.
emek.org.tr