Kıdem tazminatı fonu konusunda AKP hükümetinin yürüttüğü son çalışmalar karşısında sendikalar tavırlarını açıklamaya başladı.
Kıdem tazminatının yok edilmesi hamlesine karşı eylemleri ve mücadeleyi yükselteceğini açıklayan DİSK yönetim kurulu, ilk eylemini 7 Haziran 2017 tarihinde DİSK’in örgütlü olduğu tüm bölgelerde, Çalışma Genel Müdürlükleri önünde eş zamanlı kitlesel basın açıklamaları olarak gerçekleştirmeyi planladı.
DİSK Genel Merkezinde 31 Mayıs 2017 günü düzenlenen basın toplantısında DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Kani Beko açıklamalarda bulundu. Konuyla ilgili yayımlanan açıklama metni şöyledir:
YALANLARA ve OYUNLARA KARŞI MÜCADELEYİ YÜKSELTECEĞİZ! KIDEM TAZMİNATI HAKKIMIZI KORUYACAĞIZ!
Türkiye işçi sınıfının en temel haklarından birisine, kıdem tazminatın yönelik saldırı hız kazandı. Süreç tam da referandum öncesinde DİSK’in öngördüğü gibi gelişiyor. Anayasa referandumu öncesi anlattığımız gibi, AKP iktidarı sermayenin tarihsel özlemlerini hayata geçirmek için emekçilerin temel haklarına yönelik saldırıyı zaman kaybetmeden başlattı.
1936’dan beri Türkiye işçi sınıfının temel kazanımı olan kıdem tazminatı kurumunun “fona devredilerek” fiilen ortadan kaldırılması planı için bu kez daha kararlı adımların atılmaya çalışıldığı anlaşılıyor. Bu adımlar atılırken ana akım medyanın da desteği alınıyor. Konfederasyonlarla paylaşılmayan bilgiler son derece yönlendirici bir tarzda medyada yer alıyor. Böylece emekçilerin kafası karıştırılmak isteniyor. Bilgi kirliliği yayılarak kıdem tazminatı hakkı için verilecek mücadelenin zayıflatılması hedefleniyor.
Basında yer alan son haberlerden şu anda Çalışma Bakanlığının hazırladığı bir yasa taslağının olduğu ve bu tasarının Bakanlar Kurulu ile paylaşıldığı anlaşılıyor. Bu denli kritik ve milyonlarca çalışanı ilgilendiren bir konuda sağlıklı bir kamusal tartışma ortamı yaratılmamaktadır. Sosyal taraflarla sosyal diyaloğa dayalı bir müzakere süreci işletilmemekte, buna karşın kamuoyu kaynağı belirsiz birtakım bilgilerle yönlendirilmeye çalışılmaktadır.
DİSK olarak Çalışma Bakanlığını ve hükümeti bu oyuna son vermeye, emekçilere gerçekleri anlatmaya çağırıyoruz.
DİSK olarak kıdem tazminatı konusunda tavrımız ve sözümüz nettir.
Kıdem tazminatı bir yük değil Türkiye işçi sınıfının 80 yıllık kazanımıdır. Kıdem tazminatından yasal olarak kurtulamayan işverenlerin önemli bir bölümü hile ile kıdem tazminatını ödemekten kaçınmaktadırlar. Sosyal bir hukuk devletinin yapması gereken, her işçinin kıdem tazminatı alabilmesini güvence altına almaktır. Hükümet ise kıdem tazminatı yükümlülüğünden hile ile kaçınan işverenlerin üzerine gitmek yerine, onlarla bir olup kıdem tazminatını yok etmeye çalışmaktadır.
Hükümetin açıklamalarından anlaşıldığı kadarıyla kıdem tazminatını bireysel fon sistemine dönüştürülmesi hedeflenmektedir. Hükümet bunu işçilerin yararına bir uygulama olarak sunmakta, çalışanları yanıltmaktadır. Oysa kıdem tazminatının fona devri, kıdem tazminatının yok edilmesidir.
Kıdem tazminatının doğrudan işveren tarafından ödenmesi yerine fona devredilmesi işten çıkarmaları kolaylaştıracak ve çalışanların iş güvencesini azaltacaktır. İşçi çıkarırken kıdem tazminatı ödemek gibi bir zorunluluğu kalmayan işveren daha kolay işçi çıkarabilecektir. Kıdem tazminatının fona devri, kıdem tazminatı miktarının düşmesi anlamına gelecektir. Kıdem tazminatı halen işçinin son ücreti üzerinden ve 30 gün tutarında ödenmektedir. Hükümetin gündeme getirdiği bireysel kıdem tazminatı fonu ile kıdem tazminatı tutarı düşecektir.
Hükümetin getirmek istediği fon, kıdem tazminatına erişimi güvence altına almayacaktır. Bugün işçiye kıdem tazminatı ödemeyen patron yarın kıdem tazminatı fonuna prim ödemeyecek ve işçi yine kıdem tazminatından mahrum kalacaktır.
Tüm çalışanların kıdem tazminatı alması için yapılması gerekenler bellidir:
1.Mevcut yasada tek kelimelik değişiklik yapılsın ve bir gün çalışana bile kıdem tazminatı ödenmesi sağlansın.
2.İflas nedeniyle ödenmeyen kıdem tazminatını devlet ödesin ve işverenden haciz yoluyla tahsil etsin.
3.İflas halinde bankaların, devletin değil işçilerin alacaklarının ödenmesi öncelikli ve imtiyazlı olsun.
4.Kıdem tazminatı ödemeyen işverenlere ağır yaptırımlar getirilsin.
5.Sendikalaşma önündeki engeller/barajlar kaldırılsın! Böylece örgütlenen işçiler haklarını savunabilsin.
Tüm bunları yapmayarak “fon” dayatmak, kıdem tazminatımızı çalan işverenlerle kol kola girip gaspa ortak olmaktır.
Kıdem tazminatı hakkını savunmak şu anda Türkiye işçi sınıfını temsil eden tüm sendikal güçlerin en öncelikli konusu olmak durumundadır. Tüm sendikaları bu konuda net ve kararlı tutum almaya çağırıyoruz. DİSK olarak tüm örgütlü gücümüzle kıdem tazminatı hakkımızı korumak için seferber olacağımızı ilan ediyoruz. Mecliste yer alan ve almayan partilerle, emek ve meslek örgütleriyle, örgütlü ve örgütsüz tüm emekçilerle birlikte ortak platformlar yaratarak mücadele edeceğimizi buradan duyurmak istiyoruz.
DİSK Yönetim Kurulunun aldığı kararlar ışığında önümüzdeki günlerde kıdem tazminatı hakkının korunması için birçok eylem ve etkinlik gerçekleştirilecektir.
İlk adım olarak 7 Haziran 2017 tarihinde DİSK’in örgütlü olduğu tüm bölgelerde, Çalışma Genel Müdürlükleri önünde eşzamanlı kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirilecektir. Ardından yetkili organlarımızın alacağı eylem kararları, en geniş katılımla ve etkili bir biçimde hayata geçirilecektir.
Değerli basın emekçileri ve mücadele arkadaşlarım,
Bugün Türkiye’nin ve işçilerin sorunları bellidir:
İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınmadığı için işçiler ölmeye devam etmektedir. 2016’da 1970 işçiyi iş cinayetlerinde yitirdiğimiz unutulmamalıdır.
Seçimlerde verilen sözler unutulmuş, taşeron işçilerinin kadro hakkı verilmemiştir.
Türkiye’de bugün 1 milyonu üniversite mezunu 7 milyon işsiz bulunmaktadır.
OHAL sonrası KHK’lar ile 150 bin civarında kamu emekçisi hukuksuz bir şekilde ihraç edilmiştir.
85 belediyeye kayyum atanmış, 1500 belediye işçisi haksız hukuksuz biçimde işten atılmıştır.
Basın ve ifade özgürlüğü Anayasal teminat altına alınmış olmasına rağmen, gazeteler, TV’ler, radyolar kapatılmış, 1500 civarında basın emekçisi işsiz kalmıştır. Hükümete en ufak bir eleştiri getiren basın emekçileri ya işten atılmakta, ya hapse atılmaktadır.
Türkiye’de emeğin sorunları bunlar iken maalesef hükümet kıdem tazminatı gündemini dayatmaktadır. Çünkü asıl amaç işçilerin sorunlarına çözüm getirmek değil, sermayenin taleplerini hayata geçirmektir.
DİSK, Türkiye işçi sınıfının kalan son kalelerinden biri olan kıdem tazminatı hakkını gasp ettirmemek konusunda kararlıdır, gereğini de yapacaktır.
Kıdem tazminatı iş güvencemizdir, gasp edilemez!
Köleliğe karşı #Direnİşçi, zafer direnen işçilerin olacak!
emek.org.tr