İsrail zulmüne karşı direnen Filistin halkının yanındayız!
Katil İsrail devleti, 1967 savaşının yıldönümü olan “Kudüs Günü” kutlamalarında gerçekleştirdiği alçakça saldırılarıyla Filistinli insanları katlediyor, yaralıyor…
İsrail, Filistinlilerin yaşadığı Şeyh Cerrah mahallesini hedef alan tahliye kararı ve giriştiği katliamla savaş suçu işliyor. Halka karşı ses bombaları, kimyasal gazlar, plastik mermiler kullanılırken, Gazze toprakları bombalanmaktadır. Saldırılarda çocuklarında aralarında bulunduğu çok sayıda Filistinli yaşamını yitirdi, çok sayıda da yaralı olduğu bildiriliyor.
Filistin halkı çok haklı ve yerinde bir tavırla, topraklarına ve ibadet yerlerine yönelik insanlık dışı saldırılara karşı yeni bir direniş sayfası açtı.
Emperyalistler, Ortadoğu’daki devletler ve İslam Birliği gibi kuruluşlar sahte karşı çıkış ve sözde uluslararası hukuk uyarılarıyla, katliamı ve saldırıları seyrediyor. İslam dini ve kültürü kullanılarak diplomatik cambazlıklar sergileniyor, oysa Filistin halkı katlediliyor ve işgal altında hakları gaspedilmeye devam ediyor!
Saldırılara ve katliama karşı İsrail’e karşı bir yaptırım var mıdır? Hayır!
Uluslararası kamuoyunda kabul gören Filistin hakları ve İsrail işgaline karşı çıkan ortaklaşmalara, Filistin halkının demokratik haklarına saygı gösterilmesi için İsrail’e yönelik elle tutulur ciddi bir baskı yapılmıyor. Bu durum İsrailli katillere saldırganlıklarına rahatlıkla devam etme olanağı sağlıyor.
İsrail saldırısı ve yürüttüğü şiddet, uluslararası demokratik kamuoyunda ve ülkemizde tepkiyle karşılanıyor. Uluslararası hukuka ve insan hakları aykırı saldırılar kınanıyor.
İsrail’e karşı doğru tavır alınmıyor!
Filistin halkı, kendi varlığına kasteden sömürgeci emperyalist politikalara ve İsrail işgaline karşı uzun yıllardır onurlu bir mücadele sürdürüyor.
Filistin halkı ve mücadelesiyle, emekçi halklarımız arasında tarihsel bir dayanışma bağı vardır. Ülkemiz devrimcileri ve emekçi halkımız, bu mücadeleye sempatiyle yaklaşmış halklar arası dayanışmanın güzel örneklerini de geçmiş süreçlerde sergilemiştir.
Orta-Doğu coğrafyası ve Kudüs toprakları farklı halkları, kültürleri, inançları ve dilleri barındırır. Bölgede yaşanan sorunlara yönelik bütün çözüm önerileri de ancak bu çoğulcu gerçeklik üzerine, demokratik ve yüzünü sosyalizme dönmüş bir anlayışla inşa edilebilir. Özellikle emperyalist hegemonya ve İsrail egemen sınıfları siyasal iktidarının son bulması gerekmektedir. Elbette bu; muazzam bir mücadeleyle; halklar arası eşit ilişki ve karşılıklı saygıya dayalı barışçı yaklaşımlarla, güven temelinde ve gönüllü birlikteliği esas alan, özgür halkların iradesi ile olacaktır. Orta-Doğu’yu Orta-Doğu halkları özgür birlikteliği temelinde bizzat kendileri yönetmelidir.
Bu anlamda emperyalistlere ve işgalci İsrail’e; emperyalist sermayenin dayattığı vahşi kapitalist yağma ve savaş kışkırtıcılığına; halkların barışçıl dünyasında yer yoktur. O nedene tüm insanlık ve halk düşmanı güçler, bölgemizden çıkarılmalıdır.
Filistin halkı katlediliyor ve başta yaşam hakkı olmak üzere ulusal demokratik hakları açıktan çiğneniyor ihlal ediliyor!
Emperyalistlerin kuklası olan birçok gerici Orta-Doğu ülkesi, emperyalizmin gölgesinde sahte gözyaşları ve feryatlarla bu tarihsel suçun ortağı olmaya devam ediyor.
Filistin siyasi önderlikleri bugün emperyalistlerin desteğinde İsrail uygulamalarına karşı devrimci bir tavır ve mücadele yürütmekten uzaktır. Bölge dengelerine uyum sağlayarak haklarını ve hukuklarını dış güçlere bağımlı hale getirmiştir.
İsrail işgal sonucu Filistin halkının demokratik ulusal haklarını hiçe sayıyor. Kudüs’ü başkent ilan edilerek emperyalistlerin desteği ile Filistin halkına yok olma dayatılmıştır. Emperyalist güçler ve İsrail, son saldırılarıyla insanlık tarihine kara bir sayfa daha yazmaktadır. Filistin emekçileri kendi topraklarında mülteci durumuna düşürülmüştür.
Her türlü insanlık dışı dayatmaya ve saldırıya rağmen Filistin halkı direnişinden, topraklarını savunmaktan vazgeçmemektedir. Dünya emekçi halkları bu direnişe sempati ve saygıyla yaklaşmaktadır.
Uluslararası barışçı demokratik kamuoyu, Filistin halkının demokratik hakların kullanması ve İsrail işgalinden kurtularak, özgür iradi inisiyatifiyle yaşama hakkını kullanmasından yana olmalıdır. Barış ancak bu şekilde sağlanabilecektir.
Biz Filistin halkının direnişinin ve haklı demokratik taleplerinin yanında yer alıyoruz.
Dünden bugüne, bu coğrafyanın emekçileri olarak hepimiz Filistinliyiz, hepimiz İsrail’e karşı direnişin bir parçasıyız. Çünkü onlar Filistin halkına baskıyı, işkenceyi, zulmü layık görmüşler ve haksızlık yapmaya insanlık suçu işlemeye devam emektedirler.
Biz zulme karşı Filistin halkının ve direnişin yanındayız.
Emek.org.tr