Cam işçisi bunaltıcı aşırı sıcakta çalıştırılıyor

İstanbul Avcılar ilçesindeki  cam fabrikasında, Haziran ve Temmuz aylarının aşırı sıcak havasında üretim yapıldı. İşçiler şu anda Ağustos ayında gündüz hava sıcaklığı 35 ila 40 derece arasında hissedilen bunaltıcı sıcaklarda rahatsızlanarak çalışıyorlar. İşveren, işçilerin uyarıları ve taleplerine rağmen uygun sıcaklık ortamını sağlamıyor. İşçiler, aşırı sıcaktan çok rahatsız olduklarını bildirmesine ve şikayet etmesine rağmen, işveren sorun […]

İstanbul Avcılar ilçesindeki  cam fabrikasında, Haziran ve Temmuz aylarının aşırı sıcak havasında üretim yapıldı. İşçiler şu anda Ağustos ayında gündüz hava sıcaklığı 35 ila 40 derece arasında hissedilen bunaltıcı sıcaklarda rahatsızlanarak çalışıyorlar.

İşveren, işçilerin uyarıları ve taleplerine rağmen uygun sıcaklık ortamını sağlamıyor.

İşçiler, aşırı sıcaktan çok rahatsız olduklarını bildirmesine ve şikayet etmesine rağmen, işveren sorun karşısında duyarsız kalmış ve uygun sıcaklık sağlama yönünde bir önlem almaya yanaşmıyor.

Bu durum insan hakları açısından da üzerinde düşünülmesi gereken bir duyarsızlık ve sorumsuzluk örneğidir.

İş yerinde bulunan işçi sağlığı iş güvenliği çalışanı da soruna duyarsız kalmış, ”işverene bildirin” demiştir. Çalışma bakanlığı 170 alo hattına şikayet edilmesine rağmen, şikayet sonrasında da bakanlık soruşturması henüz gelmiş değildir.

Çatı yapısı, güneş ışıklarını ve aşırı ısıyı direk içeri alıyor…

İş yerinde uygun sıcaklık sağlanmalıdır.

İşyerinde uygun çalışma sıcaklığının sağlanması, işçi sağlığı açısından gerekli bir düzenlemedir. Sorumluluk işverenindir. İşçiler uygun/makul sıcaklık ortamı isteme hakkına sahiptir. İnsan sağlığını olumsuz etkileyen aşırı soğuk ya da sıcak ortamlar engellenmelidir.

emek.org.tr olarak konuyu irdeledik ve emek kamuoyuna taşıdık.

İş yerinde uygun çalışma koşulları sağlamak İşveren sorumluluğundadır

Çalışma koşulları açısından iş yerinde uygun sıcaklık ortamının sağlanması, işverenin sorumluluğundadır. İşveren insan sağlığı açısından her türlü önlemi almak zorundadır. İş yerinde uygun olmayan sıcaklık varsa, oradaki herkesin bir sorumluluk payı olduğunu da görürüz. İşçi Sağlığı ve Güvenliği görevlisinin de sorumluluk ve yetkileri bulunuyor. İşçiler ve sendika sağlıklı ortam için sessiz kalamaz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da bu durumu hızlı biçimde denetler ve önlemler alınmasını sağlayabilir.

İşçiler ve sendika, işçi sağlığını koruyan bir bilinç düzeyi ile olaya yaklaşmalıdır.

İnsanca çalışma koşulları denildiğinde, işçi sağlığının ve güvenliğinin sağlanmasından söz edildiği açıktır. İş yeri “çok tehlikeli”, “tehlikeli” veya “az tehlikeli” niteliği taşıması tek başına yeterli değildir. Önemli olan maddi koşul anlamında işyerinin fiziki ortamının, üretim çalışmalarını kolaylaştıran ve insan sağlığına uygun olmayı temel alan biçimde, düzenlenmesidir.

İş yeri kazalarında aşırı sıcaklık bir etken olabilir. Sıcağa bağlı iş kazasında sorumlu ve dolayısıyla da kusurlu taraf işverendir.

Aşırı güneş ısısı içeride bunaltıcı sıcağa neden oluyor ve bu durum engellenmiyor.

Çalışma yaşamında “uygun – makul sıcaklık” denilen bir gerçeklik vardır. Üretimin veya hizmetin sürdürülmesi için makul sıcaklığın, yani uygun sıcaklık ortamının sağlanması gereklidir. Bu da ısınma araçları veya soğutma araçlarıyla olur. Elbette bunun bir maliyeti vardır ve işveren bu maliyetten kaçınamaz.

Aşır sıcaklık işçinin psikolojisini bozar, dikkati dağılır, iş yerinin gerektirdiği motivasyonla çalışmasını engeller. Gerginlik ve stres oluşmasına yani psikolojik rahatsızlıklara yol açar. Aşırı sıcak ve nemli hava solunum rahatsızlıklarına, kalp krizlerine, beyin kanamalarına, tansiyon dengesizliklerine, dikkat dağınıklığına yol açar. Bu liste uzatılabilir. İş yerinde kullanılan kesici, delici ve biçici aletler, motorlar, elektrik vs bunların tümü de iş kazası riskleri yaratır. Kısacası bu ortam hastalanmaya, yaralanmalı ve ölümlü iş kazasına yol açan ortam anlamındadır.

İşyerinde uygun sıcaklığı sağlamak, diğer iş güvenliği tedbirlerinden ayrı düşünülemez.  Aşırı sıcak veya aşırı soğuk çalışma ortamı, sağlık boyutuyla işçiye bazı haklar verir.

Bu konuda bir işyerini örnek olarak inceledikten sonra, işçilerin neler yapabileceğini görelim.

Kötü iş yeri örneği

İstanbul-Avcılar Firuzköy mahallesinde DOĞAN CAM isimli işletmede yaklaşık 65 kişi cam işlerinde çalışıyor. Tehlikeli iş yeri kategorisinde olan bu iş yerinde, yaz günlerinde çatı şeffaf yerleri olması nedeniyle güneş ısısını engellemiyor. Güneş ışıkları doğrudan içeriye giriyor. Bu nedenle iş yerinde sürekli aşırı sıcak ortam oluşturuyor. Yıllardır bu durum değiştirilmemiş, işçiler yüksek sıcaklarda, aşırı terleyerek ve yukarıda belirttiğimiz sağlık sorunlarını yaşayarak üretim yapıyor.

 

Çatı aşırı güneş ısısını engellemiyor.

 

Cam işçisi en az 35 derecelik aşırı sıcaklıkta, serinletici olmadan ıslak giysisi ile çalışıyor.

İşçiler 2017 Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarının ortalama 35-37 derecelik hava sıcaklığı altında, çok zorlanarak ve moralleri bozuk biçimde çalıştı ve çalışmaya devam ediyor.

İşveren ve iş sağlığı-iş güvenliği görevlisi işçilerden gelen uyarı ve talepleri dikkate almıyor. İşveren “yaz sıcaktır, kış soğuktur, çalışacaksınız” diyor. İş güvenliği görevlisi ise “ bu beni ilgilendirmiyor, patrona gidin” diyerek sorumlu davranmıyor.

İşçiler imza toplayarak işverene resmi başvuruda bulunuyor. Resmi dilekçeden ve imzalardan rahatsız olsa da patron bir şey yapmıyor.

İşçiler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvuruyor, şikayet oluşturuyorlar. Bakanlık denetlemesinin ne zaman geleceği ise belirsizdir.

İşçilerden işi bırakmayı düşünenler var. Fakat işlerinden de olmak istemiyor, durum düzelir umuduyla bekliyorlar. Bir an önce sağlıklı koşullarda çalışabilmek için ısı düzenleyici bir önlem alınmasını bekliyorlar.

Neler yapılabilir?

İş yerindeki bunaltıcı aşırı sıcaklık işveren tarafından engellenerek uygun sıcaklık ortamı sağlanmalıdır.

Öncelikle çalışma ortamının “uygun-makul ısı düzeyinde” tutulması sözlü ve yazılı istenmelidir.

İşçi sağlığı İş güvenliği çalışanı bu kurala ve talebe uymak zorundadır. İşveren ve İSG görevlisi ortamı sağlamıyor ise işçiler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurarak soruşturma ve denetim yapılması talebinde bulunur. Er ya da geç, bu talep karşılanmak zorundadır. Bakanlık teftişiyle iş yeri denetlenir, uyarılır, para cezası da verebilir.

İşçiler, birlik ve beraberlik içinde kararlı ve ısrarlı bir biçimde koşulların düzenlenmesini isteyebilir. Aşırı sıcaklıkta çalışmayarak veya mola verilerek sıcaklık etkisi zayıflatılabilir. İşverenin duyarsızlığı karşısında, toplu biçimde üretimi etkileyecek şekilde tavır geliştirme davranışı da meşru olacaktır. İş yavaşlatma eylemi ile işveren uyarılabilir.

İşveren, ısrarlı bir biçimde maliyet kaygısıyla önlem almıyor, oyalama veya “işinize geliyorsa” havasında ise, işçiler bu haklı gerekçeyle “çalışmama hakkını” kullanabilir. Bu hakkın kullanımı yasal olarak tartışmalı olsa dahi bu yol vardır. Bu durumun yol açacağı sağlık sorunu nedeniyle haklarını isteyerek iş yerinden ayrılmak da isteyebilir.

İş yeri ve duyarsız patronu, sendikalar, bakanlık ve insani hak-hukuk kurumları nezdinde teşhir edilerek ve gerekli önlemler alınarak, bu insanlık dışı çalışma ortamına son verilebilir.

Öncelikle işçiler birlik ve beraberlik içerisinde kendi sorunlarına sahip çıkarak taleplerinin arkasında durmalıdır.

 

emek.org.tr

İlgini çekebilecek diğer içerikler