Dünya işçi sınıfı birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs’ı, günümüze kadar kutlamış ve önemli kitlesel eylemler ortaya koymuştur. Dünya işçi sınıfı 1 Mayıs günü, kapitalist sisteme karşı sürdürdüğü mücadeleyi ve burjuvaziyle olan sınıf kavgasını, çok yönlü güncel talepleriyle birlikte toplumsal gündeme taşır.
1 Mayıs Dünya işçi sınıfının günü olarak ortaya çıkmasının dayandığı olaylar vardır. Bunun için tam 133 yıl öncesine giderek, ABD işçi sınıfının mücadelesini ve diğer ülkelerdeki işçilerin ve işçi örgütlerinin dayanışma eylemlerini anımsayacağız.
“Bütün Dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan dolayı asılacağım.” Albert Persons
Albert Persons, 1 Mayıs’ın ortaya çıkmasıyla sonuçlanan 1 Mayıs 1886 tarihinde 8 saatlik iş günü mücadelesinde idam edilen dört yiğit ve onurlu emekçiden birisidir. Mahkeme idamına karar vermiş, ancak özür dilerse affedilecekti. Albert Persons, af dilemek yerine yukardaki sözü söylemiştir.
İşte Albert Persons’un sözleri, işçi eyleminin ileri bir noktasında, 1 Mayıs günü söylenmiş ve tarihe geçmiştir.
1 MAYIS NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTIR?
1880’li yıllar, ağırlıklı olarak kol emeğinin kullanıldığı ve çalışma şartlarının çok kötü olduğu yıllardı. Küçük çocukların karın tokluğuna çalıştırılması ve 14-15 saate kadar varan iş günleri söz konusuydu.
Şirketler eşi görülmemiş bir hızla büyürken, işçiler, işyeri güvenliği, sağlık koşulları, örgütlenme ve grev gibi en temel haklarını dahi tanımayan bir siyasi ve hukuki sistem ile karşı karşıyaydılar.
1881 yılında yarım milyon işçiyi temsilen kurulan Örgütlü Meslek ve Emek Birlikleri Federasyonu “8 saatlik iş günü” mücadelesini ülke geneline yaymak ve işçilerin kararlılıklarını göstermek amacıyla mücadeleyi yükseltti.
ABD’nin Chicago kentinde 40 bin tekstil işçisinin gerçekleştirdiği eylem kanla bastırıldı. Aynı kentte, bir fabrikada 8 saatlik işgünü için greve çıkan 1400 işçi işten atıldı. Aynı tarihlerde greve çıkanlara ateş açıldı ve 4 işçi yaşamını yitirdi.
Saldırılar, mücadele ateşini söndürmedi, aksine körükledi. ABD ve Kanada’da sendikalar ve diğer örgütlerin yükselttiği mücadele sonucu 1 Mayıs 1886’da yaklaşık 350 bin işçi greve çıktı. Tarih işçi sınıfının böylesine örgütlü ve kararlı tepkisine ilk kez tanık oluyordu. Tüm ülkede yaşam durdu. İşçiler üretimden gelen güçlerini kullanıyordu.
İşçilerin bu topyekün isyanı, işverenlerin tepkisini çekti. Chicago’da greve çıkan 40 bin işçinin eylemini bastırmak için, saldırılar düzenlendi. İşverenler grev kırmak için sokak çeteleriyle anlaştı. Sokak çeteleri bir taraftan işçilere saldırıyor, bir taraftan da grev kırıcılığı yapıyordu. Grevci işçilerle sokak çeteleri arasında çıkan kavga sırasında, polisin işçilerin üzerine ateş açması sonucu 4 işçi yaşamını yitirdi.
Hükümet ve işverenler, işçi eylemini kolay kolay içlerine sindiremiyordu. 1 Mayıs sonrası işten atmalar, baskılar yoğunlaştı. Olaylara neden oldukları gerekçesiyle 8 işçi hakkında idam istemiyle dava açıldı. İşçiler idam cezasına çarptırıldı.
Dört yiğit işçi önderi, Albert PERSONS, Adolph FISCHER, George ENGEL ve August SPIES, 1 Mayıs 1886 yılında 8 saatlik iş günü mücadelesinde önderlik yaptıkları için idam edildi.
Albert PERSONS isimli işçi, özür dileme şartıyla affedileceğinin söylenmesi üzerine, mahkeme heyetinin karşısında tarihe geçecek sözlerini söyledi: “Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım.”
İşçi önderlerinin cenaze törenine yüz binlerce insan katıldı.
ABD’de yaşanan bu olaylar uluslararası işçi örgütlerini harekete geçirdi. II. Enternasyonal 1889’da Paris’te düzenlediği kongrede, Amerikan işçilerinin mücadelesini desteklemek amacıyla dünya çapında gösteriler düzenledi. 1890’dan başlamak üzere 1 Mayıs’ı da “Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kabul etti.
Dünya işçi sınıfı birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak günümüze kadar kutlamış ve önemli eylemler ortaya koymuştur.
emek.org.tr