EMEKLİLER DAYANIŞMA SENDİKASI (EDS), 1 Mayıs dolayısıyla yayınladığı bildiride, dünya emekçilerinin 1 Mayıs gününü kutladı. Korona salgını ve halk sağlığı konusunda taleplerde bulunan EDS, güncel toplumsal sorunlarla ilgili olarak da tespit ve görüşlerini paylaşarak, işçi sınıfını birlik ve mücadeleye çağırdı.
Bildirinin tam metni şöyledir:
Emekliler Dayanışma Sendikası (EDS)
Dünya işçi sınıfını ve emeklileri selamlıyor!
İşçi sınıfının uluslararası Birlik Mücadele Dayanışma Günü
1 Mayıs Dünya halklarına ve hayatı her gün yeniden yaratan dünya emekçilerine kutlu olsun!
Dünya halkları, kapitalizmin hakim olduğu toplumsal koşullarda ağır sömürü ve yoksunluklar altındadır. Bugün bu zor koşullara ciddi düzeyde yaşam riskleri yaratan Koronavirüs salgını eklenmiştir.
2020 1 Mayıs günümüzü, salgın riskleri nedeniyle tüm dünyada ve coğrafyamızda kitlesel katılımlarla ve meydanlarda kutlayamıyoruz.
Ancak nesnel durum böyledir diye eşitlik, özgürlük, adalet ve insanca yaşam talebi ve mücadelesinden geri durmuyoruz!
Koronavirüs salgını, vahşi kapitalist düzenin içten içe nasıl çürüdüğünü ve neoliberal politikaların nasıl çöktüğünü açık biçimde gösterdi. Dünya emperyalist sistemi çok yönlü krizle birlikte yeni yapılanma eğilimleri de gösteriyor.
Dünya kaynaklarının yeniden değerlendirilmesi ve paylaşımı, toplumsal üretim-dolaşım ve ilişki biçimleri gibi temel unsurların teknolojik gelişmelerle birlikte yeniden şekilleneceği sürece giriyoruz. Sermaye güçleri yeniden yapılanarak toplumsal gelişimi otoriter düzeniyle sürdürmenin peşindedir.
Dünya işçi sınıfının toplumsal gücü ve iradesi, bu tarihsel gelişim sürecinin dışında bırakılarak, ekonomik ve siyasal zor unsurlarıyla sürekli baskı altında tutularak yedeklenmek istenmektedir.
Korona salgını kapitalizm krizini yeni bir boyuta taşıyor.
Salgın konusunda bir ölçüde “sürü bağışıklığı” yönteminin tercih edildiğinin bilincindeyiz. Hatalı izolasyon ve eksik koruma uygulamaları tüm toplumu, emekçileri ve riskli gruplarını tehdit etmektedir. Ticarileşmiş sağlık sisteminin çöktüğü ve kamucu-ücretsiz sağlık sisteminden vazgeçilemeyeceğini bir kez daha görüyoruz.
Vurgulayalım ki, sermayenin yok etmeye çalıştığı sosyal güvenlik hak ve kazanımlarımızdan da vazgeçmiyoruz!
Ülkemizde işçi sınıfının ekonomik-demokratik hakları sınırlandırılırken, salgın koşullarında geçim sağlayacak “yurttaşlık geliri” bile çok görülmektedir. 1170 liralık işsizlik ücretiyle veya çok yoksul emekçilerin 1000 liralık sefalet yardımıyla açlık içine itilmesi burjuvazinin ve devletin tarihsel utancıdır.
Türkiye’de 13 milyona ulaşan emekli ve nüfusun %8,9 unu oluşturan yaşlı insanlarımız ısrarla yoksulluk koşulları içerisinde tutulmaktadır. Korona salgını riskleri nedeniyle 65 yaş üzeri kesimin, yoksulluk ve yoksunluklar kıskacında izolasyonda olmaları bir dizi sosyal ve psikolojik sorunlara yol açmıştır.
Emek ve meslek örgütlerinin, devrimci demokrat ve sosyalist kurumların, demokratik kitle örgütlerinin, yerel yönetimlerin bir araya gelerek salgın ve yoksulluk sorunlarına karşı toplumsal dayanışma çabaları; iktidar tarafından ideolojik-politik nedenlerle engellemeye çalışmaktadır.
Kriz ve salgın etkilerinin yönetilmesi temelinde emek güçlerinin birlik ve dayanışma içinde olması çok önemli olduğuna inanıyoruz. Ekonomik ve sosyal yardımlaşmanın, dayanışmanın sağlanması amacıyla emek cephesinin kendi ağlarını yaratması, toplumsal yaşamın önümüze koyduğu görev ve sorumluluklardandır.
Bizler dünün yaşamı üreten emekçileri, bugünün emeklileri; işçi sınıfının kopmaz bir parçasıyız. Kapitalizmin sömürü ve baskısının salgın günlerinde daha da açığa çıktığı koşullarda 1 Mayıs’ın ön günlerinde; işçi sınıfı ve örgütleri tarafından ortaklaşa ileri sürülen ekonomik, sosyal, psikolojik ve politik talepler, Emekliler Dayanışma Sendikasının da talepleridir.
Emekliler Dayanışma Sendikası,
1 Mayıs dolayısıyla şu güncel taleplerin takipçisi olacağını ilan eder:
-Korona salgını denetim altına alınıncaya kadar, zorunlu olanlar hariç- kitlesel üretim faaliyetleri durdurulmalıdır. “Normal yaşam” koşullarına dönüş, salgın yaygınlığı ve tam kontrol edememe nedeniyle henüz uzaktır. Can kaybı ve kalıcı hastalıkların nedeni sayılan ve emekçi halk kitlelerine yönelik uygulanan “sürü bağışıklığı” yönteminden vazgeçilmelidir. Bilimsel izolasyon ve korumayla birlikte toplumsal dayanışma önlemleri sürdürülmelidir.
– İşten çıkartmalar yasaklanmalıdır. İşçi sınıfının ve emekçi toplumsal kesimlerin ekonomik, sosyal, demokratik hakları ve kazanımları korunmalıdır.
– Emek ve meslek örgütleri, demokratik siyasal kurumlar, yerel halk örgütleri, bilimsel oluşum ve birliklerin yer aldığı toplumsal yönetim ve müdahale organları yaratılmalıdır. Şeffaf ve katılımcılığın esas alındığı kriz ve salgınla mücadele örgütlenmelidir.
– İşsizlik ve yoksulluğun yıkıcı etkileri günlük yaşamımızda daha çok hissedilmektedir. Ayrımsız tüm yurttaşların hane bazlı gelirleri desteklenmeli, bu nedenle açlık ve yoksulluk sınırı ücretler temel alınarak, tüm yurttaşların ve göçmenlerin yararlanacağı “Yaşam Geliri” politikası uygulanmalıdır.
– Zenginlerin gelirleri ve servetleri, salgın süresi boyunca servet vergisine tabi tutulmalıdır. Oluşturulacak yeni kamu maliyesi, halk sağlığı ve yurttaş geçimi için planlanmalıdır.
– Emekliler, yaşlılar ve EYT liler gibi açlık sınırının altında yaşamaya zorlanan milyonlarca insanımıza ekonomik, sosyal, psikolojik açılardan toplumsal destek uygulamaları geliştirilmelidir. Elektrik, su, doğalgaz gibi zorunlu giderler devlet tarafından karşılanmalıdır. Sağlık hizmetleri tamamen ücretsiz sağlanmalıdır. Emeklilerden alınan vergilerden vazgeçilmelidir.
– Toplumsal ilişkilerde ve doğada ekolojik sistem bütünselliği tahribatına yol açan tüm kapitalist-rantçı yağma plan-projelerden ve uygulamalarından vazgeçilmelidir. Orta-Doğu’da mazlum halklara yönelik sürdürülen gerici emperyalist savaş son bulmalıdır.
Salgın dolayısıyla dünyada yaşanan iş cinayetlerinde yaşamlarını yitiren, başta sağlık emekçileri olmak üzere tüm işçi ve emekçileri saygıyla anıyoruz.
Dünya işçi sınıfı ve emekçileri, tüm ezilen halkları; toplumsal kurtuluşumuz için, tarihsel emek ve insanlık çıkarlarını esas alan örgütlenme ve mücadele birliği içinde olmanın bilinciyle; sömürünün, cinsiyet ayrımcılığının, etnik ve inanç baskısının olmadığı; eşitlik, özgürlük ve adalet için, insanca yaşam ve toplumsal düzen için ileri!
Yaşasın dünya işçi sınıfı ve ezilen halkların birliği!
Yaşasın 1 Mayıs!
Biji Yek Gulan!
Emekliler Dayanışma Sendikası – Merkez Yönetim Kurulu”
emek.org.tr.