“KÜLRENGİ SABAHLAR” isimli dramatik belgesel oyunu, ERDAL EREN’ öyküsünü ve egemen sınıfların bu halkın çocuklarına nasıl zulmettiğini anlatıyor.
Unutmamak ve ders almak için sahne sanatı gözüyle de tarihimize bakmaya kimse itiraz etmez… Eğitici ve öğretici oluyor…
Oyun, 12 Eylül döneminin Türkiye halklarının toplumsal hafızasında ki yerine bir kez daha bakmamızı ve sorgulamamızı sağlıyor.
12 Eylül faşizmi döneminde, alelacele ve düzmece yargılamayla idam edilerek yaşam hakları ellerinden alınan devrimciler oldu. 17 yaşındaki genç devrimci Erdal Eren, işlemediği bir suçtan dolayı, özellikle de toplumu sindirmek ve korku dalgasını hakim kılmak amacıyla idam edildi.
Yazar Haluk IŞIK şöyle yazmış:
“Korku toplumu kendiliğinden, birdenbire oluşmaz. Bir toplumun korkuyu, bir yaşama biçimi olarak kabul etmesi için, çok planlı, çok programlı, çok örgütlü çalışmak gerekir. Yasalar düzenlenir bunun için. Kılıflar uydurulur, basına çeki düzen verilir. İnsanlar satın alınır, baskı ve tehditle toplum korkuya alıştırılır.”
12 Eylül bu işleviyle de toplumsal tarihimizde yerini almıştır.
12 Eylül döneminde ezilen ve sömürülen emekçi halklar, devrimciler, yurtseverler ve sosyalistler muazzam bir saldırı dalgası altındaydı.; İdeolojik, politik, kültürel ve fiziki vb. yönleriyle ağır zulüm ve kırımlar yaşandı.
Halk düşmanı Kenan Evren’in ünlü “asmayalım da besleyelim mi” sözü, devrimci Erdal idamıyla birlikte, siyasal bir deyim olmuştur. Burjuva hukukunun da hiçe sayıldığı, (örneğin olay yeri keşfi olmaması ve tanıkların dinlenmemesi, kemik incelemesi ve ölen asker üzerinde inceleme yapılmaması gibi önemli eksiklerle birlikte stajyer doktora otopsi yaptırılması gibi) bir oldu-bitti “mahkemesi” gerçekleştirilmiştir.
“Halkın üzerinden tank geçti” sözü de işte bu zulmü ve aklı anlatır.
Çok şey söylense de 12 Eylül saldırısı bizim açımızdan hesabı sorulmamış tarihsel bir travmadır.
Ancak çok önemli direnişleri ve ‘teslim olmayız’ iradesiyle, onurlu tarihsel duruşlar sergilendiğini de ifade etmeliyiz.
Rejimin sorgu evlerinde ve hapishanelerinde yaşanan direnişler bunun örneğidir.
Erdal Eren’in, zulmün ve direnişin tarihe yazılmasında katkısı da çok değerlidir.
Onun, işkencede ve idam sehpasında, sınıf bilinci ve kararlılıkla işlediği muhteşem bir emeği vardır.
Onurlu devrimci duruşunu burada bir kez daha hayranlıkla ve saygıyla anıyoruz.
KÜLRENGİ SABAHLAR oyunu, bir eğitim dersi niteliğindedir. Eğitiyor ve öğretiyor.
Egemen sınıfların iktidar ve bu uğurdaki kanlı hırslarını, yargı düzenbazlıklarını tanımanın ve elbette devrimci duruşu da tanımanın önemli bir fırsatını veriyor.
Yönetmen Halil Kırkayak ve oyuncularına, sorumlu-samimi performansı ve değerli emekleri için, bizimkilerin onurlu duruşlarını bir kez daha bize anımsattıkları için, devrimci duygu paydaşlığımızı güçlendirdiği için teşekkürler. Avcılar Kültür Sanat Derneği emekçilerine de teşekkür ediyoruz.
Erdal’ı bir kez daha anmak ve bizimkilerin sahnedeki emeklerini alkışlamak için salonda yerimizi alıyoruz.
emek.org.tr