Doğanın talanını durduralım

Madencilik Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanunu’nda torba yasayla yapılacak olan değişiklikler, dün İstanbul-Kadıköy’de yapılan eylemle protesto edilerek geri çekilmesi istendi. Kadıköy’deki eylemde demokratik kitle örgütleri, çevre örgütleri temsilcileri ve sanatçılar katıldı.  HDP Milletvekili Musa Piroğlu da yasanın doğaya ve topluma zararları konusunda açıklamalar yaptı. Doğa İçin Sanat platformu ressamları ve grafiti sanatçıları hazırladıkları resim ve […]

Madencilik Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanunu’nda torba yasayla yapılacak olan değişiklikler, dün İstanbul-Kadıköy’de yapılan eylemle protesto edilerek geri çekilmesi istendi.

Kadıköy’deki eylemde demokratik kitle örgütleri, çevre örgütleri temsilcileri ve sanatçılar katıldı.  HDP Milletvekili Musa Piroğlu da yasanın doğaya ve topluma zararları konusunda açıklamalar yaptı.

Doğa İçin Sanat platformu ressamları ve grafiti sanatçıları hazırladıkları resim ve görsellerle torba yasanın geri çekilmesini istedi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

TBMM genel kurul gündeminde bulunan Torba yasa, madenler ve enerji yasalarını yeniden ama bu kez şirket çıkarlarını gözeten düzenlemeler içermesi tepkiyle karşılanıyor ve geri çekilmesi isteniyor.

AKP milletvekillerinin teklifinde (Madde 6) ile “Ruhsat Sahası Dışında Geçici Tesis Kurulması” başlığı altında, ruhsat alanının çeşitli nedenlerle uygun olmaması, özel mülkiyet izinlerinin alınamaması durumlarında Ruhsat sahası dışında geçici tesis kurulmasına izin veriyor. Bu madde oldukça tehlikeli sonuçlar doğurabilecek ve ruhsatsız alanlar madenciliğe açık hale getirilecektir. Şirketler, işletme projelerini zamanında bilimsel ve rasyonel olarak hazırlamak ve buna uygun ÇED izinlerini almak zorundadır. Yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve ruhsat alanlarını rasyonel kullanmayan şirketlerin eksik ve kusurlarının sonuçlarına müsamaha gösterilmemelidir. İzin ve ruhsat yenileme konularına yeni düzenleme olsa da sonuçta şirketlerin önü açılmaktadır.

Teklifte yine kamu yararına hizmet etmeyen, sermayeyi önceleyen, kamulaştırma işlemlerinin hızlı ve denetimden uzak gerçekleştirilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmak isteniyor.

Dün akşam 18.00 de Kadıköy iskele meydanında bir araya gelen çevre eylemcileri, konuşmalar ve basın açıklamalarıyla yasa tasarısını teşhir ederek geri çekilmesini istedi. DİS platformu ressamları da resim tuvallerine “torba yasayı geri çek” uyarısıyla iktidarı uyardı.

Yapılan basın açıklamasında ise şöyle denildi:

“Elektrik Piyasası Kanunu adı altındaki “torba yasa” iktidarın “Ali Cengiz oyunları” nın bir devamıdır. Komisyondan türlü dalavere ile meclise indirilen torba kanunun tüm maddeleri dünyanın bugün içine sürüklendiği ekolojik yıkımın baş aktörleri olan enerji ve maden şirketlerini daha fazla korumak ve kollamak için hazırlanmıştır.

Torba ’da kamusal hiçbir yarar yoktur, doğanın daha fazla hasar alarak belki de geri dönülmez biçimde bozulmasına yol açacağı da kesindir. Halk yoksulluk içinde açlıkla, sellerle, depremle, salgınla baş etmeye çalışırken, iktidar toplumun kaynaklarını sermayeye aktarmanın yeni yollarını aramaktadır.

Kanun teklifini komisyona getiren Bakan ve AKP’li milletvekillerinin şu sözleri bir itiraf niteliğindedir: “Öncelikle, 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 5 ayrı maddesinde yapılan düzenlemeler ile tamamen, yatırımcı ve işletmecilerimiz lehine birtakım kolaylıklar getirmeye çalıştık…” Değişiklikleri destekleyecek bilimsel bilgi ve raporların olmayışı, bu düzenlemelerin ana amacının bir grup “yandaşı daha fazla zengin etmek olduğunu ortaya koymaktadır.

Yıllardır ormanları, dereleri, kıyıları, tarım alanlarını ve bölgelerimizi yani tüm doğal ve kültürel varlıklarımızı talan eden AKP bu hamlesiyle adeta bu yıkımın üzerine tüy dikmeyi planlamaktadır.

Yasa’nın doğa talanını nasıl gerçekleştireceğini dilimize tercüme edelim:

-YEKDEM’e (Yenilenebilir Enerji Destekleme Mekanizması) sınırsız yetkiler sağlanmaktadır. Bu yetkiler artık çocukların bile zararını bildiği HES’lerin çok daha fazla artışına neden olacaktır. İktidarın bugüne değin el koyamadığı orman, su ve tarım alanlarının sermayeye devri hızlanacaktır. Bütün bunları da Giresun’da son yaşadığımız felaketin üzerine yapmayı planlamaktadır. Yekdem’in büyük ölçekli HES, RES ve GES’lerle doğaya verdiği zararlar büyük bir artış gösterecektir.

İktidar ülkeyi atık çöplüğüne dönüştürmek istiyor

-Biyokütle Enerji Santrallerinin  (BES) yasada yer almasının bizim için anlamı nettir. Henüz nükleer santral yapmadan santral arazilerine atık gömüsü yapan, Avrupa’nın radyoaktif atığı ile doğayı zehirleyen zihniyet şimdi ek olarak petrokimya ürünleri ile doğayı tahrip etmeyi planlamaktadır. Lastik atıkları ve diğer çöpler biyokütle diye bahsedilmektedir. Oysa bu santrallerin nasıl zehirli gazlar ürettiğini ve büyük miktarda sera gazı salınımını yaptığını biliyoruz. İklim değişiyor diye dünya ayakta iken, iktidar gözümüzün içine bakarak bize “yenilenebilir enerji” masalı anlatmaktadır.

-Jeotermal Enerji Santralleri (JES) toprağa ve suya büyük ölçüde zarar veren sonuçlar üretmekte iken, bu santraller için iktidar “ yenilenebilir enerji” başlığını seçmiştir. Yasa ile Jeotermal alanların ihale sürecini hızlandıracak, jeotermal enerji santrallerinin sayılarının artmasına yol açacaktır. Özellikle Manisa, Aydın, Çanakkale Gürpınar ve Tuzla’da doğaya ve tarım alanlarına, bölgede yaşayan halka ciddi anlamda zarar veren JES’ler daha da artacaktır.

-Her türlü denetimden muaf yeni enerji şirketleri kurulacak, lisanssız ve geçici ruhsatla üretim ile enerji dağıtım şirketlerine, maden şirketlerine yeni “kıyak”lar yapılacaktır.  Pandemide bile ihale yapmaktan vazgeçmeyen İktidar, halka İBAN gönderirken, şirketlerin ihalelere katılımını kolaylaştırmak için, borçlarını ödeme ispatı zorunluluğunu kaldırmakta, ödeme taksitlendirmelerinde çeşitli kolaylıklar sağlamaktadır.

-Artık “Acele kamulaştırma” dendiğinde, özel ve tüzel kişilerin veya hazine arazilerinin şirketlere devrini amaçladığını biliyoruz. Bu yasa ile hukuk halkı ve doğayı korumaktan uzaklaşacak ve bir talan uygulamasını meşrulaştırmaya çalışacaktır. Böylece iktidar önünde engel olan son küçük taşları da temizlemeye çalışmaktadır.

-Torbanın pek çok yerine iliştirilmiş “Cumhurbaşkanı’nın yetkisindedir” sözlerinden anladığımız, petrol, doğal gaz, madencilik alanındaki şirketlerin Türkiye’de her türlü denetim mekanizmasından ve yükümlülüklerden uzak şekilde faaliyette bulunacaklarıdır. Bu ülkede Cumhurbaşkanı’na karşı açılmış olup kazanılmış tek bir dava yoktur.

Doğa talanına geçit yok

Bugün ülkenin pek çok yerinde halk sokaktadır, “rant ve sermayenin çıkarları uğruna doğayı tahrip edemezsiniz” çığlıkları her yerden yükseliyor. Biz yaşamı savunanlar işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, kentliler ve köylüler “yeter artık” diyoruz. Bu talanı durdurmaya kararlıyız, Torba Yasa’yı geri çekin. Yaşam alanlarımızın yok edilmesine izin vermeyeceğiz.

Doğanın talanını durduralım.

emek.org.tr

İlgini çekebilecek diğer içerikler