Aliağa’da 9 yıllık iş cinayetleri raporu yayınlandı

Devlet ve sermaye ders almıyor! Kar hırsı ölüm ve hastalık risklerini görmelerine, önlem almalarına engel oluyor. Uyarılara rağmen, duyarsızlık ve inatla Sao Paulo uçak gemisi ölümcül hastalık riskleriyle getiriliyor. İSİG Meclisi raporunu açıkladı: ezilme, patlama, yüksekten düşme, zehirlenme, asbest kullanımı gibi nedenlerle 2013-2022 yılları arasında Aliağa’da en az 97 işçi hayatını kaybetti. İzmir Aliağa Gemi […]

Devlet ve sermaye ders almıyor! Kar hırsı ölüm ve hastalık risklerini görmelerine, önlem almalarına engel oluyor. Uyarılara rağmen, duyarsızlık ve inatla Sao Paulo uçak gemisi ölümcül hastalık riskleriyle getiriliyor.

İSİG Meclisi raporunu açıkladı: ezilme, patlama, yüksekten düşme, zehirlenme, asbest kullanımı gibi nedenlerle 2013-2022 yılları arasında Aliağa’da en az 97 işçi hayatını kaybetti.

İzmir Aliağa Gemi söküm ve metal sektörlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında kurallara uymama, tarafların sorumluluklarını yerine getirmemesi, denetim eksikliği ve elbette her ne pahasına olursa olsun önlemler alınmadan ve yasadışı biçimde gerçekleştirilen gemi söküm işleri iş cinayetlerinin nedeni…

Sao Paulo uçak gemisi, radyoaktif maddeler, asbest ve zehirli gazlarla olduğu gibi Aliağa’ya getirilme kararını Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanlığı vermiş. Yani söküm işinden şirketler para kazanacak diye işçilerin ve bölge halkının sağlıkları göz ardı ediliyor. Bu ve benzeri olaylar, başka bir boyutuyla rant gelirleri için, ülkemiz sanayi atıklarının gönderildiği çöplük haline getirildiğini gösteriyor.

Daha küçük çaplı da olsa benzer durumlara sıkça rastlıyoruz. Örneğin 22 Haziran’da Aliağa Gemi Söküm Tesisleri’nde parçalanan “Gökhan Han” adlı gemide asbest tespit edildiğini Asbest Söküm Uzmanları Derneği ve Ege İşçi Birliği açıklamış, asbestin havaya dağılmasını engelleyen donanımla işçiler için koruyucu kıyafet ve ekipman olmadan sökümü yapan Kılıçlar Gemi Söküm Firması’nın üretiminin durdurularak işçilerin sağlık taramasından geçirilmesi istenmişti.

Sağlık örgütlerinin, ekoloji ve kent hareketleri ,emek örgütleri ve emek kamuoyu unsurlarının uyarı ve tepkilerine rağmen, hükümet Aliağa’da çöplük işleri yapmaya devam ediyor.

Artık örgütlenme ve mücadele tarzları etkili olmuyor ise bunları zenginleştirip değiştirme zamanı da gelmiş demektir.

Asbest çok alanda kullanılan yasaklanmış kanserojen bir madde… Sadece gemi söküm işiyle ilgili değil kent yaşamımızda ve kırsal yerleşim yerlerinde karşımıza çıkan, sağlık sorunları yaratan bir kimyasal…

“…asbest yıllarca bina yapımında kullanıldı: Çatı, yer ve tavan kaplamaları, yalıtım amaçlı püskürtme kaplamalar, yangına dayanıklı yalıtım panelleri, kaloriferler, kazanlar, asbestli çimentodan imal edilmiş ürünler, conta elemanları, atık su boruları ve derzlerde. Bu noktada asbest üzerine konuşurken sadece gemi sökümü değil kentsel dönüşüm başta olmak üzere sorunun hayatımızın her alanında karşımıza çıktığını unutmamalıyız.” Tespitine katılmamak elde değil. Asbest ile ilgili İSİG meclisinin verdiği bilgiler arasında şunlar da bulunuyor.

“asbest nedir? Asbest (amyant), ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere oldukça dayanıklı, yapısal özellikleri açısından esnek, silikat kristallerden oluşan lifli yapıda bir mineraldir. 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra ısıyı ve elektriği yalıtması, sürtünmeye ve asit gibi maddelere dayanıklı olması nedeniyle sihirli mineral olarak tanınmaya başladı ve endüstride geçmişte üç binden fazla alanda kullanıldı. Fakat 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra insan sağlığına önemli zararlar veren ve kanser hastalığına sebep olan bir madde olduğunun tespit edilmesi ile asbest maddesi için öldürücü toz tanımlaması yapıldı.

“Asbestin solunum sistemi başta olmak üzere sağlık üzerine iki grup etkisi vardır: Kanser dışı hastalıklar ve kanserler. Asbestin yaptığı kanser dışı hastalıkların başında akciğerlerde sonuçta nasırlaşmaya ve solunum yetmezliğine giden bir pnömokonyoz olan asbestozis; akciğerlerin üzerindeki zarda kalınlaşmalar, kireçlenmeler, akciğer zarlarında su toplanmasıdır. Asbest ayrıca akciğer ve akciğerin üzerindeki zarın kanseri (mezotelyoma) başta olmak üzere değişik organ kanserlerine de neden olur. Özellikle bu kanserlerden mezotelyoma günümüzde tam bir tedavisinin olmaması nedeniyle en ağır ve öldürücü olanıdır.

Aliağa’da İş cinayetleri

Son on yılda Aliağa’da en az 97 iş cinayeti olduğunu ifade eden rapor, şu açıklamalarla konuya dikkat çekiyor:

“2013 yılından 2022 yılının ilk altı ayına kadar olan dönemde Aliağa’da en az 97 işçi hayatını kaybetti.

1- Bilgi kaynaklarımıza da baktığımızda (101 bin nüfuslu) Aliağa’da meydana gelen her üç işçi ölümü (özellikle gemi söküm ve metalde) ulusal basına yansımamakta, SGK’ya bildirim yapılsa da toplumdan gizlenmeye çalışılmaktadır. Ancak yereldeki sınıf hareketi sayesinde gizlenmeye çalışılan ölümler basına yansımaktadır.

2- İş cinayetlerinin yüzde 28’i gemi sökümde ve yüzde 27’si de metaldedir. Yani işçi ölümlerinin yarıdan fazlası bu iki sektörde meydana gelmektedir. Özellikle gemi söküm sektörüne dikkat çekmek istiyoruz. Son bir yılda bu sektörde gerçekleşen 7 işçi ölümü kulağa az gelebilir. Zira Türkiye’de her yıl 2000 civarında işçi çalışırken ölüyor. Ancak ilçede 1500 civarında gemi söküm işçisi bulunduğunu, oran olarak baktığımızda Aliağa gemi söküm sektöründeki ölümlerin oranının Türkiye’de resmi olarak açıklanan işçi ölüm oranının 30 katına denk geldiğini belirtirsek durum daha iyi anlaşılacaktır.

3- Gemi söküm ve metal sektörlerinde “çavuş” denilen patrona yakın işçiler vasıtasıyla bir çeşit taşeron-güvencesiz çalıştırma koşulu hakim kılınmıştır. İşçiler uzun ve yoğun bir biçimde iş güvenliği-güvencesinden yoksun bir biçimde çalıştırılmaktadır. Kimya ve inşaat işkolunda da taşeron çalıştırma yaygındır. Ölen 16 kimya işçisinin 11’i taşeron işçidir. Ölen 11 inşaat işçisinin tamamı taşeron işçidir.

4- İşçi yaralanmalarının ve ölümlerinin başlıca nedenleri ezilme, patlama, yangın ve yüksekten düşme. İşçilere ilk yardım-ambulans sonrası ilk müdahale Aliağa Devlet Hastanesi’nde yapılıyor. Ciddi vakalarda işçiler Menemen, Bozyaka ve Çiğli’ye sevk ediliyor. İçinde mikro cerrahi ve yanık ünitesi de olan meslek hastanesinin inşaatı ise hala sürüyor.

5- Aliağa’da da birçok işçi Covid-19 hastalığına yakalandı ancak bu nedenle tespit edebildiğimiz tek ölüm Habaş İşyeri Hekimi Mustafa Selek’in 2 Aralık 2020 tarihli vefatı.

6- Son on yılda yalnız 2 kadın işçi ölümünü tespit edebildik. Kadınlar sanayide daha çok mutfak, ofis işleri, iş güvenliği uzmanı, çevre mühendisi vb. işlerde, tarımda (yevmiyeli tarım işçiliği ve çiftçi) ve evde çalışıyorlar.

7- Son on yılda üç göçmen/mülteci ölümü tespit edebildik: 1 İtalyalı ve 1 Ukraynalı gemi işçisi ile Petkim inşaatında çalışırken ölen Hindistanlı makine mühendisi. Bölgede az sayıda da olsa Suriyeli ve Afganistanlı işçiler de var. Genelde kayıt dışı çalıştırılıyorlar, şantiyelerin koğuşlarında yatıyorlar, çalışma saatleri belli değil. (Gece çalışma, tatilde çalışma vb. mevcut)

8- Son on yılda tespit ettiğimiz çocuk işçi ölümü yok. Çocuklar genelde sanayi sitelerinde, torna atölyelerinde ve tarımda çalışıyorlar. Özellikle yazları 12-13 yaşlarında çalışan çocuklara da rastlıyoruz.

9- Son on yılda iş cinayetlerinde ölenlerin 8’i sendikalı işçiydi. Bu da oransal olarak tespit ettiğimiz ülke ortalamasının 3-4 kat üzerinde. Ayrıca ölen başka sendikalı işçiler de olabilir. Ancak bu üyelikler sadece kağıt üzerinde olduğu için kayıtlarımıza yansımamıştır.

Her seçim sonrasında işten atmaların olduğu belediyede, ölümler sonrası gemi sökümde, özellikle TİS dönemlerinde Petkim’de ve çalışma koşullarına karşı Habaş’ta işçi direnişlerine tanık oluyoruz. Aliağa köklü bir sınıf bilincine ve örgütlülüğe sahip. Önümüzdeki dönemde de bölgenin işçi mezarlığına ve Batılı ülkelerin çöplüğüne dönüşmesine karşı mücadelenin yükseleceğine olan inancımız tamdır. Biz de üzerimize düşen sorumlulukları yapmaya hazırız…

2013-2022 / Aliağa’da iş cinayetlerinde ölenlerin 8’i (yüzde 8,24) sendikalı işçi, 89’u ise (yüzde 91,76) sendikasız. Sendikalı işçiler metal, kimya ve belediye işkollarında çalışıyordu.

2013-2022 / Aliağa’da iş cinayetlerinde hayatını kaybeden 97 işçiyi saygıyla anıyoruz…

Talip Yaman, Hilkan Arcan, Yıldırım Kipel, Celal Gündüz, Mehmet Çetin, İlyas Bıdık, Veli Bal, Yılmaz Demir, Oğuz Taşkın, Adnan Akbulut, Behçet Marangoz, Hasan Türk, Hamit Yargı, Turan Arslan, Mustafa Selek, Serkan Şamlı, Rauf ., Gürkan Kaynar, Erkan Er(n)gin, Kadir Özdemir, Mustafa Coşan, Can Sünmez, Uğur Örtün, Şaban Karaca, Musa Gezer, Caner Bircan, Mehmet Zeki Özkan, Murat Erem, Seyfettin Özü, Nizamettin Sevinç, Davut Dikilitaş, Mehmet Emin Şavur, Roberto Montegurdia, Mehmet Hatipoğlu, Zakir Çetinkaya, Turan Duran, Mehti Yaktı, Anoop Singh Rawat, Mehmet Koç, Nihat Abaylı, Hasan Bostancı, Evren Erik, Esma Başkurt, Cihangir Mamak, Mehmet Sait Akan, Mehmet Emin Arık, Şafak Deliorman, Servet Özkaya, Selçuk Kubur, Serhat Çetin, Yusuf Kepenek, Mehmet Dere, Mehmet Karademir, Kemal Şaşmazer, Ulaş Selçuk İlaslan, Reşat Doğantürk, Göksel Tosun, Erol Gülbahçe, Osman Canbulut, Ali Gür, Oktay Fidan, Serdal Çetin, Selim Sağaltıcı, Musa Altınsoy, Gürkan Yıldırım, Şenol Elmas, Tevfik Türkoğlu, Ramazan Uğur, Ahmet Güleç, Yalçın Çakar, Necati Kahraman, İhsan Bircan, Cemal Doymaz, Ercan Yıldırım, Volkan Orman, Akif Uçar, Engin Özder, Mustafa Işık, Özkan Türk, Timuçin Köker, Ali Aktepe, Raziye Ağünlü, Behlül Gökduman, Nasreddin Yıldızhan, İbrahim Paşa, Osman Okyay, Özkan Köse, Engin Solmaz, Doğan Balcı, Davut Özdemir, Veysi Akyüz, Nurettin Durgun, Yalçın Arzuman, Ersin Şahin ve ismini öğrenemediğimiz 3 işçi…” (İSİG MECLİSİ raporundan)

Emek.org.tr

 

 

 

İlgili Haberler

İlgini çekebilecek diğer içerikler