Taşeron kölelik sisteminde insanlık dışı koşullarda çalışan ve yaşayan 850 binden fazla taşeron işçiyi ilgilendiren (ki aileleriyle birlikte yaklaşık 4 milyon kişi) ‘taşeron işçilere kadro’ konusu, 24 Aralık 2017 tarihinde Resmî Gazete yayımlanan 696 sayılı torba Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile düzenlendi.
Düzenleme, sendikaların ve kapsam dışı tutulan işçilerin tepkisiyle karşılaştı. Kapsama alınan işçiler açısından da dayatmalar, hak kayıpları koşullarının değişmediği gibi noktalardan tartışılıyor. Eşitsizlik temelinde ayrımcılık yaparak kadro sorunu olarak taşeron konusunu gündeme alan AKP, işçiye değil taşeron sistemine hizmet ettiği için de eleştiriler alıyor. Sendikalar özellikle “koşulsuz kadro” temelinde ve hak kaybının yaşanmadığı, taşeronu ortadan kaldıracak adil bir düzenleme istiyor. Bu anlamda da yasanın geri çekilmesi talebi öne çıkıyor.
Belirtelim ki Anayasa’ya ve hukukun temel ilkelerine uymayan, taraflar arası tartışmaya kapalı, işçi sınıfının ve sendikaların söz hakkının tanınmadığı, anti-demokratik tarzla hazırlanan ve OHAL koşullarında dayatılan 696 sayılı KHK, taşeron işçilerin kadro sorununu adil biçimde ve işçiden yana çözecek midir?
Bu soruya yanıtımız hayırdır. Çünkü taşeron işçisini “kamu- özel sektör” diye ikiye bölmüş, bir kısım taşeron işçisini de bütçe bağlantılı uyduruk bir gerekçeyle “kadro” dışında tutmaya devam etmektedir. Örneğin, PTT veya DHMİ işletmelerindeki taşeron işçileri, bu ayrımcılık karşısında öfkeli olmakta haklıdır. Eşitsizliğin bir göstergesi de örneğin, kadroya alınan işçilerin, kadrolu işçilerin sahip olduğu daha ileri ücret ve haklarından yararlanmayacağıdır.
Taşeron sistemi emperyalist-kapitalist sistemin, esnek üretim tarzının ürettiği, baskıya, hukuksuzluğa, vahşi sömürüye, haksızlığa, insan haklarına, kazanılmış işçi hakları hukukuna dayanmayan insanlık dışı bir tarzdır.
Kapitalist sömürü ve iş ilişkileri hukukunun, bu sistemin değiştirilmesiyle ortadan kalkabilecek bir çalışma/çalıştırılma biçimidir. Dolayısıyla taşeron sisteminin bir KHK ile makyajlanması, düzenlenir gibi görünmesi de aldatıcıdır, özünde de sermaye çıkarlarına hizmet eder.
Bu kararname yeni sorunlar, eşitsizlikler, adaletsizlikler ve haksızlıklar yaratacak niteliktedir. 696 sayılı KHK ile taşeron işçilere kadro konusunda yapılan düzenlemenin yaratacağı sorunları ve haksızlıkları tartışılmaya ve emek kamuoyu gündeminde yer tutmaya devam edecektir.
Taşeron KHK’sı gerek kapsamı ve gerekse “kadroya geçiş” koşulları nedeniyle adil ve hakkaniyetli değildir, partizanlık ve ayrımcılık yaratacak niteliktedir.
İşte bu sorunlar, haksızlıklar, eşitsizlikler taşeron mücadelesinin zemini olacaktır. İşçi sınıfı, sendikalar, emek örgütleri, emek dostu kurumlar; bir bütünlük içerisinde ve dayanışmayla bu mücadelenin içinde yer almalıdır. Taşeron sisteminin yol açtığı tahribatlar ve kayıplar, aynı zamanda AKP nin dayattığı KHK uygulamasının yaratacağı sonuçlara karşı mücadele örülmelidir.
Hükümetin tam bir hukuksuzluk örneği sergileyerek OHAL ile ilgisi olmayan konuları KHK aracılığıyla düzenlenmesi, yabancı olmadığımız işçi ve emek karşıtı uygulamalarından biridir. Özellikle sendikaların ve örneğin TBMM’deki muhalefet partilerinin tüm çağrılarına rağmen taşeron işçiye kadro konusu tartışılmadan ve kapalı kapılar ardında oldubittiye getirilmiş oldu.
Ancak şimdi işçi sınıfı ve sendikalar, taşeron sistemiyle mücadele hattında sözünü söylemeye devam edecektir.
Taşeron sistemini ve sorunlarını çözmeyen, onu maskeleyen KHK düzenlemesinin neden olduğu haksızlıkları ve hak kayıplarını, eşitsizlikleri ifade edelim.
TAŞERON DÜZENLEMESİ KİMLERİ KAPSIYOR?
Kamu taşeron işçilerini, düzenleme içi ve dışı diye bölen uygulamanın gerekçesi geçerli sayılmamalıdır. İşçinin emeği ve çıkarları noktasından değil, sermayenin çıkarları bakımından olaya yaklaşılarak düzenleme yapılmıştır. Örneğin kapsam dışı kalan PTT taşeron işçilerinin çalışma koşulları ve sahip oldukları haklar, insanlık dışı kölelik koşulları diye ifade edilir. Sermayesinin %51 inin özel sektörde olması, PTT işçisinin insanlık dışı kölelik koşullarında çalışmasını ve yaşamasını gerektirmiyor. Ayrımcılık örneği olan bu düzenleme, taşeron işçisini daha da dibe itmiştir.
KADRO DIŞI KALAN KİT VE ÖZEL BÜTÇELİ KURULUŞLAR
KHK ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamındaki idareler ile bu Kanun kapsamında olmayan bazı özel bütçeli kuruluşlar kapsama alındığı için çok sayıda özel bütçeli kuruluş ve KİT’ler dışarıda kaldı.
5018 sayılı Kanunun dışında kalan 36 farklı özel bütçeli kuruluştan sadece 8’i kapsama alınırken, aralarında Anadolu Ajansı, Merkez Bankası, Ziraat Bankası ve TRT’nin de yer aldığı 26 özel bütçeli kuruluş kapsama alınmadı.
Öte yandan 26 farklı Kamu İktisadi Teşebbüsü de dışarıda kaldı. Böylece bu özel bütçeli kuruluşlar ve KİT’lerde çalışan on binlerce taşeron işçiye kadro yolu kapandı. Kurumlar şunlar:
KİT’ler:1) BOTAŞ, 2) Çay-Kur, 3) DMO, 4) Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğü ve bağlı ortaklıkları, 5) Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi, 6) Et ve Süt Kurumu, 7) Eti Maden İşletmeleri, 8) Makine ve Kimya Endüstri Kurumu, 9) TİGEM, 10) TMO, 11) Türkiye Elektrik İletim A.Ş., 12) Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş., 13) Türkiye Elektromekanik Sanayii A.Ş., 14) TKİ, 15) TPAO, 16) TTK, 17) Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, 18) Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, 19) PTT A.Ş., 20) TCDD ve bağlı ortaklıkları (TÜDEMSAŞ TÜLOMSAŞ, TÜVASAŞ), 21) TCDD Taşımacılık A.Ş., 22) Gayrimenkul Anonim Şirketi, 23) Sümer Holding A.Ş., 24) Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş., 25) Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş., 26) Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.
Özel Bütçeli Kuruluşlar: 1) Anadolu Ajansı, 2) Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü, 3) Darülaceze Başkanlığı, 4) Doğal Afet Sigortaları Kurumu Başkanlığı, 5) Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı Genel Sekreterliği, 6) EXPO 2016 Antalya Ajansı Genel Sekreterliği, 7) EXPO 2020 İzmir Yönlendirme Kurulu Başkanlığı, 8) İller Bankası, 9) Merkezi Finans ve İhale Birimi Başkanlığı, 10) Merkezi Kayıt Kuruluşu, 11) Sulama Birlikleri, 12) Şeker Kurumu Başkanlığı, 13) T.C. Ziraat Bankası, 14) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanlığı, 15) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, 16) Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, 17) Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, 18) Türkiye Halk Bankası, 19) Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş, 20) Türkiye İhracatçılar Meclisi Genel Sekreterliği, 21) Türkiye Kalkınma Bankası, 22) TRT, 23) Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü Başkanlığı, 24) TÜRKSAT, 25) Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı, 26) Borsa İstanbul Anonim Şirketi Başkanlığı.
ANAYASA MAHKEMESİ YOLU KAPALI
Düzenleme OHAL KHK sı ile yapıldığı için Anayasa Mahkemesine başvuru olanağı da ortadan kaldırıldı. Kapsama girmeyen işçiler haklarını Anayasa Mahkemesinde arayamayacak. Ayrıca kadrolu işçilerle eşit hak ve ücret tanınmayan işçiler de Anayasa Mahkemesine gidemeyecek. Tam bir eşitsizlik ve dayatma örneği olan düzenleme, sorunlu olarak çalışma yaşamında yerini almaktadır. Bu durum, hak ve eşitlik mücadelesi konusudur.
KADROYA GEÇİŞ BAŞVURUSU İÇİN 10 GÜN SÜRE
Kamu kurumlarında ve belediyelerde çalışan taşeron işçiler için kadro süreci, 2 Ocak’ta başlıyor. Sürekli işçi kadrosuna geçmek isteyen taşeron işçilerin bu tarihten itibaren 10 gün içinde çalıştıkları idarenin hizmet alım sözleşmesinin yapıldığı birime başvurması gerekiyor.
İşçiler KHK düzenlemesi dayatması nedeniyle başvurularını yaparken, öncelikle geçmişte açtıkları davalardan ve/veya icra takiplerinden feragat edeceğine dair yazılı beyanda bulunması şartı konuldu.
- maddeye göre:
Taşeron işçilerin taşeronda çalıştıkları döneme ilişkin açtıkları davalar ve bu davalar sonucunda hak kazandıkları alacaklardan feragat etmesi isteniyor. Böylece işçilerin muvazaa kararlarına dayanarak açtıkları alacak davaları başta olmak üzere tüm dava ve alacaklarından vazgeçmiş olacak.
Kadroya alınan işçilerden, kadroya alınmış olmalarından kaynaklı olarak geçmişe dönük bir hak ve alacak talebinde bulunmayacaklarına ilişkin sulh sözleşmeleri yapmaları da istenecek.
Böylece, muvazaa kararı olan işçiler başta olmak üzere kadroya alınacak tüm işçiler, geçmiş döneme ilişkin bir fark ve alacak talebinde bulunamayacak; kadrolu işçilerin hak ve ücretlerini geçmişe dönük olarak talep edemeyecek.
Uygulamada kaygı yaratan bir uygulamada sınav konusudur. Burada yandaşların veya muhaliflerin ayrımcılıkla karşılaşacağı gibi haklı bir kaygı oluşmuş durumdadır. Başvurusunu yapan taşeron işçi, bu aşamanın ardından idarelerince belirlenen usul ve esaslara göre yapılacak yazılı ve/veya sözlü ya da uygulamalı sınava alınacak. Bu sınavda mesleki bilgilerin ölçüleceği, soruların zor olmayacağı ifade ediliyor. Kadroya geçişte yaş ve eğitim şartı yok.
Çalışan emekliler ise kadroya alınmayacak.
Ayrıca işçilerde 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yer alan memur olabilme şartları aranacak. Güvenlik soruşturması konusu gibi.
GEÇİŞ MEVCUT ÜCRET VE HAKLARLA YAPILACAK
Kadroya geçirilen işçilerin taşeron işçilerin hak ve ücretleri dört farklı yöntemle belirlenecek. 1) Taşeronda iken çalıştığı idarede taşeron işçilere yönelik tek bir toplu iş sözleşmesi bulunan işçilerin hak ve ücretleri, toplu iş sözleşmesi bitene kadar toplu iş sözleşmesinde belirtilen ücret ve haklar düzeyinde olacak.
2) Çalıştığı idarede taşeron işçilere yönelik birden fazla toplu iş sözleşmesi bulunan işçilerin hak ve ücretleri, bu toplu iş sözleşmelerinden en son sona erecek toplu iş sözleşmesine göre belirlenecek.
3) Çalıştığı taşeronu kapsayan toplu iş sözleşmesi bulunmayan ancak aynı idarenin farklı taşeronunda toplu iş sözleşmesi bulunan işçilerin hak ve ücretleri, idarenin taşeronlarındaki en son sona erecek toplu iş sözleşmesine göre belirlenecek.
4) Çalıştığı taşeronu kapsayan toplu iş sözleşmesi olmayan ve aynı idarenin farklı taşeronlarında da toplu iş sözleşmesi bulunmayan işçiler, bireysel iş sözleşmelerindeki ücret ve haklarla kadroya geçirilecek. Sonuç olarak kadroya geçirilen işçiler, mevcut kadrolu işçilerin hak ve ücretlerinden yararlanamayacak.
EŞİTSİZ UYGULAMA: KADROYA ALINAN İŞÇİLER, KADROLU İŞÇİLERİN TİS’İNDEN YARARLANAMAYACAK
KHK ile taşeron işçilerin, çalıştıkları kurum ya da kuruluştaki kadrolu işçilerin toplu iş sözleşmesinden yararlanmasına da engel konuldu.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda yapılan değişiklik ile kadro kapsamına alınacak taşeron işyerleri, ayrı bir işyeri sayılacak.
Böylece kadroya alınacak taşeron işçiler, kadrolu işçilerin toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacak. Bu işyerleri için ayrı toplu iş sözleşmesi yapılacak. Öte yandan işçiler, taşerondaki mevcut işkolları ile kadroya geçirilecek. Böylece taşeronun işkolu ile kadroya geçirilen işyerinin işkolu farklı ise, bu fark devam devam edecek. Örneğin Sağlık Bakanlığı’nda temizlik yapan işçi, sağlık işkoluna geçemeyecek; genel hizmetler işkolunda olmaya devam edecek. Böylece kadrolu sağlık işçilerinin toplu iş sözleşmesi ve haklarından yararlanamayacak.
Özetle kadroya alınan taşeron işçiler, aynı işi yapan kamu işçileri ile eşit haklara sahip olmayacak. İkinci sınıf kamu işçisi statüsü yaratılacak. Kadroya geçen işçiler daha önce çalıştıkları taşeron şirketlerde Yüksek Hakem Kurulu (YHK) tarafından bağıtlanan toplu iş sözleşmelerindeki mevcut haklarını almaya devam edecekler. Bu toplu iş sözleşmeleri bitinceye kadar ücretlerine başkaca bir zam yapılmayacak. Bilindiği gibi YHK tarafından imzalanan sözleşmeler kötü sözleşmelerdir ve halen kamu işçileri için uygulan sözleşmelerin çok gerisindedir. Böylece taşeron işçileri 2019’a kadar taşeron işçisi gibi çalışmaya devam edecekler.
BELEDİYELERDE ÇALIŞAN TAŞERON İŞÇİLERİNE KAMU İŞÇİSİ KADROSU YOK
KHK ile yerel yönetimlerde (İl özel idareleri ve belediyelerde) taşeron şirketlerde çalışan işçiler, kamu işçisi kadrosu kapsamına alınmadı. Yerel yönetimler kapsamındaki taşeron işçiler, koşulları yerine getirebilirlerse belediye iktisadi teşekkülüne (şirketine) geçirilecek.
Daimî kamu işçisi kadrosuna geçirilecek taşeron işçiler için aranan şartlar, yerel yönetimlerde çalıştırılan ve şirket kadrolarına geçirilecek taşeron işçiler için de söz konusu olacak.
Bu işçiler güvenlik soruşturmasının yanı sıra, yazılı ve sözlü sınavdan geçecek, taşeron işçisi olarak çalıştırılmaktan kaynaklı haklarından feragat edecek. Yerel yönetim işçileri diğer taşeron işçiler gibi mevcut hak ve ücretleri ile belediye şirketlerine geçirilecek. Şirketlere alınan taşeron işçiler kadrolu belediye işçilerinin hak ve ücretlerinden yararlanamayacak. Kadrolu işçileri kapsayan toplu iş sözleşmeleri bu işçilere uygulanmayacak
İl özel idareleri ve belediyelerdeki taşeronlarda çalışan işçiler, kadro kapsamına alınmadı. KHK ile yapılan düzenlemeye göre, bu işçilerden koşulları taşıyanlar, il özel idareleri ve belediyelerin iktisadi teşekküllerine geçirilecek. Merkezi yönetimlerde çalışan taşeron işçiler için aranan şartlar, belediye ve il özel idarelerinde çalıştırılan taşeron işçiler için de aranacak. Ancak KHK ile yerel yönetimlere yönelik “personel çalıştırılmasına dayalı ihale şartı”nda bazı esneklikler getirildi. İhalede personel gideri yüzde 70’in altında olsa bile ya da ihale yapım ihalesi olarak gerçekleştirilmiş olsa bile, yıl boyunca devam eden park ve bahçe bakım ve onarımı ile çöp toplama, cadde, sokak, meydan ve benzerlerinin temizlik işlerine ilişkin alımlar personel çalıştırılmasına dayalı ihale kapsamında olacak. Böylece bu ihalelerde çalıştırılan işçiler de, belediye ya da il özel idarelerinin iktisadi teşekküllerine geçirilebilecek.
İl özel idareleri ve belediyelerdeki taşeron işçiler de güvenlik soruşturması ve sınavdan geçirilecek. Emekli ya da emekliliği gelmiş işçiler kapsama alınmayacak. Bu işçilerden de açtıkları davalar ve geçmişe dönük haklarından feragat etmeleri istenecek. Güvenlik soruşturması ve sınavı geçen işçiler, belediyelerde belediye iktisadi teşekküllerine, il özel idarelerinde ise il özel idarelerinin iktisadi teşekküllerine geçirilecek. Eğer belediye ya da il özel idaresinin kendi şirketi yoksa şirket kurulacak. KHK ile yapılan düzenlemeye göre artık, belediye ve il özel idareleri, kendi iktisadi teşekküllerinden doğrudan hizmet alımı yapabilecek. Yani ihale şartı olmayacak.
Belediyeler ve il özel idarelerindeki taşeron işçiler, 2 Ocak 2018 tarihinden itibaren 12 Ocak 2018’e kadar başvuruda bulunacak.
Sınav ve geçiş süreci 2 Ocak 2018 tarihinden itibaren 90 gün içinde tamamlanacak. Yerel yönetimlerdeki taşeron işçiler de, diğer taşeron işçiler gibi mevcut hak ve ücretleri ile iktisadi teşekküllere geçirilecek. Yani kadrolu işçilerin hak ve ücretlerinden yararlanamayacak. Kadrolu işçilerin toplu iş sözleşmeleri, bu işçilere uygulanmayacak.
GREVSİZ TOPLU SÖZLEŞMENİN YOLU AÇILIYOR
Sendikalaşmaları önünde her türlü engeli yaşayan taşeron işçileri, yeni düzenlemede de sendika hakkını baskı altında kalarak kullanabilecek. Daha doğrusu normal bir işçi gibi hakkını kullanamayacak. Grevsiz Toplu İş Sözleşmesi bunun örneğidir.
KHK ile toplu sözleşme hakkını ortadan kaldıracak ve toplu sözleşme düzenini alt üst edecek bir hükme daha yer verildi. Bu hükümle kadroya geçirilen taşeron işçilerin ikinci sınıf kamu işçisi olmasının önü açılıyor. Kadroya alınan işçilerin taşeron şirketlerden kalan toplu iş sözleşmelerinin bitiminde hükümet ile kamu işveren sendikaları ve işçi konfederasyonları arasında kadroya alınan işçileri kapsayan çerçeve anlaşma protokolü imzalanabilecek ve bu protokol konfederasyona üye sendikalar için bağlayıcı olacak. Böylece kamu kesiminde toplu iş sözleşmelerinde işkolu sendikaları artık taraf olamayacak ve bu sözleşmeler memur sözleşmeleri gibi yapılabilecek. Öte yandan çerçeve sözleşmelerde uyuşmazlık ve grev prosedürü uygulanmayacağı için grev hakkı ortadan kaldırılmış olacak. Bu çerçeve sözleşme gerçek bir toplu sözleşme niteliği taşımayacak.
emek.org.tr