24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla yapılan resmi kutlama ve “öğretmen başımızın tacı” edebiyatına rağmen, insanlık dışı koşullarda çalışan ve işlerinden ihraç edilen öğretmenler, birçok yerde ve alanlarda eğitim sistemini eleştirerek taleplerini dile getirdiler.
Sindirilemeyen eğitimciler ve sendikalar, OHAL koşullarını ve AKP’nin dayattığı dinci eğitim sistemini eleştirdi. Eğitimde AKP kadrolaşması, güvencesiz çalışma ve eğitim sisteminde dinci gericiliğin hakim kılınması çalışmalarının sürdürülmesi, yapılan eylemlerin temel konusu oldu.
OHAL ile birlikte hukuksuz biçimde 40 binden fazla eğitimcinin işlerinden ihraç edildiği açıklanırken, Nuriye ve semih başta olmak üzere, birçok eğitimcinin işlerine geri dönme talebi karşılanması istendi. OHAL e son verilmesi birçok eylemde dile getirildi.
KESK Eğitim Sen, Milli Eğitim bakanlığı önünde gerçekleştirdiği eylemde talepler dile getirilirken, AKP eğitim politikaları eleştirildi. Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan açıklamasıyla, sözleşmeli öğretmen uygulamasını hukuksuz ve insan haklarına aykırı biçimde KHK larla hayata geçirildiğine dikkat çekildi. İş güvencesi olmayan ve hükümet memuru yöneticilerin iki dudağı arasına kaderleri sıkışan 100 bine yakın ücretli öğretmenin sorunları dile getirildi.
Bakırköy Özgürlük meydanında da eğitimciler yaşadıkları sorunları dile getirerek işlerin geri dönmek istediklerini bir kez daha açıkladı.
Diyarbakır Eğitim Sen de yapılan açıklamada da eğitimcilerin ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlarına değinildi.
Eğitim-Sen Diyarbakır 2 No’lu Şube Eş Başkanı Recep Şimşek, sadece 24 Kasım’da öğretmenlere methiyeler dizildiğini öncesinde eğitimcilere, kamu emekçilerine yapılan baskı ve antidemokratik uygulamaların görmez gelindiğini ifade ederek, darbelerin her zaman asıl mağdurlarının eğitimciler olduğunu söyledi. Şimşek, Darbelerin ilk mağdurları her zaman eğitimciler olmuştur. 15 Temmuz darbe girişimini sanki öğretmenler ve akademisyenler planlayarak yürütmüş gibi haksız ve hukuksuz olarak ihraç edilen 113 bin 440 kamu görevlisinden 41.005’i yani %36 sı öğretmen ve akademisyenler oldu. Yıllardır hükümetin ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın toplumda kabul görmeyen, eleştirilen politikalarının sorumlusu öğretmenlermiş gibi gösteriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi verilerine göre ataması yapılmayan öğretmen sayısı, Türkiye’deki 37 ilin nüfusundan daha büyük bir sayıya 438 bine ulaşmıştır. Ataması yapılmadığı için bugüne kadar 45 öğretmen intihara sürüklenmiştir. Bizler, öğretmenlerin “hükümet memuru” yapılmasını, idarecilerin siyasi çıkar hesaplarıyla atanmasını değil; öğretmenlerin daha nitelikli bir eğitim hizmeti sunabilmesi için gerekli koşulların yaratılmasını istiyoruz. Öğretmenin siyasi iktidarlara değil; halka karşı sorumluluk hissetmesi gerektiğini, nitelikli eğitimin ancak nitelikli öğretmenle mümkün olduğuna inanıyoruz. Her 24 Kasımda tekrarlanan göstermelik kutlamalar, hamasi nutuklar değil, sorunlarımıza kalıcı çözümler üretilmesini, öğretmeniyle, öğrencisi ve velisiyle herkesin memnun olacağı bir eğitim sisteminin oluşturulmasını istiyoruz” şeklinde konuşarak öğretmenlerin sindirilmeye çalışıldığına değindi.
emek.org.tr