Sosyal medyada, içeride tutulan gazeteciler için ‘Gazetecilere özgürlük’ kampanyası başlatıldı. Kampanyada sansürün kaldırılışının yıl dönümü olan 24 Temmuz günü Cumhuriyet gazetesi çalışanları davasına katılım çağrısı da yapıldı.
#HaberinVarMı ve #GazetecilereÖzgürlük hashtag’i ile yapılan paylaşımlarda Çağlayan’daki İstanbul Adliyesinde görülecek davaya çağrı yapıldı.
Cumhuriyet gazetesi yönetici, yazar ve avukatları hakkında “PKK/KCK, FETÖ/PDY ve DHKP/C’ye müzahir oldukları” iddiasıyla hazırlanan iddianame, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti. Mahkeme duruşma günü olarak 24-25-26-27 Temmuz tarihlerini belirlemişti.
Kampanya kapsamında hazırlanan videolarda AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın daha önce gazetecilerin tutuksuz yargılanması gerektiğine ilişkin söylediği sözler aktarıldı.
#HaberinVarMı ve #GazetecilereÖzgürlük hastage ile paylaşılan videoların ilkinde Erdoğan’ın “Bu gazetecidir… Kim olursa olsun, yani bu insanların tutuksuz yargılanmaları mümkünken niçin illada bir tutuklu yargılanma süreci yapılıyor” sözleri hatırlatıldı. Kampanya yürüten gazeteciler bu veriyi “Biz de öyle düşünüyoruz” diyerek bunu paylaştı.
#AhmetŞıkaÖzgürlük
Ahmet Şık’ın daha önce Gülen Cemaatine ilişkin yazdığı kitap nedeniyle tutuklandığını, Erdoğan’ın AKP grup toplantısında söylediği “Pensilvanya çetesi hakkında yazı yazdı diye her gün gazeteciler savcıya ifade veriyorlar. Pensilvanya şebekesi hakkında kitap yazma hazırlığı yaptı diye, bakın kitap yazdı diye değil, hazırlığını yaptı diye, insanlar mahkum ediliyor” sözlerinin hatırlatıldığı video da, #AhmetŞıkaÖzgürlük hashtag’i ile paylaşıldı.
Şimdilerde içerde gazeteci olmadığını iddia eden Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da “İnşallah bütün yargılamalarda, tabii istisnalar hariç olmak üzere, yargılamaların tutuksuz yapılması esastır. Tutuksuz yargılamalar daha doğru bir yargılama ortaya koyabilir” sözlerinin hatırlatıldığı videolarda gazetecilere özgürlük talep edildi.
TGS, Türkiye için: “dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi” tespitinde bulundu
Türkiye’de basın özgürlüğü açısından tablo karanlık gözükmektedir. Türkiye Gazeteciler Sendikasının verilerine göre şu anda 161 gazeteci ve medya çalışanı hapis tutuluyor.
Gazetecilere dönük baskılar, saldırılar, sansür her geçen gün artıyor. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de 780 gazetecinin basın kartı iptal edildi, 839 gazeteciye haberleri nedeniyle dava açıldı, 157 yayın organı kapatıldı, 14 yayın yasağı kararı verildi, 189 gazeteci sözlü ve fiziksel saldırıya uğradı, işini kaybeden gazeteci sayısı 10 bini aştı, pek çok yabancı gazeteci sınır dışı edildi, üç basın merkezine polis baskını yapıldı.
Yine Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün 2017 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 155. sırada yer alıyor. “Gazetecilik yapmanın zor olduğu ülkeler” kategorisinde yer alan Türkiye’nin “kara liste” olarak isimlendirilen en kötü durumdaki ülkelerin arasına girmesine ise sadece dört sıra kalıyor. Endeksle ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye’ye özel bir bölüm ayıran kuruluş, Türkiye’yi “en ürkütücü ülkelerden biri” olarak tanımlamıştı.
emek.org.tr