Açlık grevinin demokratik çözümü için aralarında insan hakları savunucuları, sanatçılar, yazarlar, hukukçular ve milletvekillerinin bulunduğu “Demokratik ve barışçıl çözüm heyeti” kurulmuş ve hükümet nezdinde girişimlerde bulunuyordu. Heyet bileşenleri, dün düzenlediği basın toplantısında kamuoyunu bilgilendirildi, eleştiri ve talepleri dile getirdi.
Akademisyen Nuriye Gülmen ve eğitimci Semih Özakça “Bize hiçbir hak tanınmıyor” ve “işimizi geri istiyoruz” diyerek 224 gündür fiili direniş sürdürüyor. İşsizlik ve açlık dayatmasıyla terbiye edilmeye karşı koymak için de bedenlerini açlık grevine yatırdılar. Çözümsüzlük ve baskılar karşısında girdikleri açlık grevi eyleminde 104 günü geride bırakıyorlar.
Semih Özakça’nın annesi Sultan Özakça ve eşi Esra Özakça bu mücadelede 29 gündür açlık greviyle yer alıyor.
“Demokratik ve barışçıl çözüm heyeti” girişimleri ve açıklamaları
AKP Hükümeti sessiz kalıyor
Hak arama mücadelesine ve açlık grevine karşı giderek güçlenen ulusal ve uluslararası kamuoyu desteği var. Aralarında, insan hakları mücadelesi veren aydın, sanatçı ve değişik mesleklerden insanlar ve kurum temsilcilerinden oluşan 14 kişilik bir “demokratik ve barışçıl bir çözüm heyeti” oluşturuldu. Heyet 9 Hazirandan beri hükümetle görüşmek için başvurdu. Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş’a da başvurarak görüşme talebini ilettiler Ancak hükümet ve AKP kanalından bir geri dönüş alamadılar. Bir sessizlik var.
20 Haziran günü heyet, gelişmelere dair açıklamalarda bulundu. Hükümetin duyarsızlıkları ve polisin saldırgan tutumu, eleştiri ve önerilerin değerlendirildiği basın toplantısında yapıldı.
Heyette yer alan İnsan hakları mücadelesinin önemli ismi Akın Birdal yaptığı açıklamada “İnsanların düşünce ve ifade özgürlüklerini kullanmaları suç sayılıyor. Çalışma hakları ellerinden alınıyor. 104 gündür açlık grevinde olanlar ‘işimizi geri istiyoruz’ diyor ama ortada sorunun diğer muhatabı yok… Yüksel caddesindeki İnsan Hakları Anıtı şu an utanç içerisindedir. İnsanlar burada biber gazlı plastik mermili polis saldırılarına uğruyor. İnsanlar ab ve anıt abluka altında tutuluyor” diyor ve “hükümetin bakanı kendi iradesiyle çalışmıyor, bir yere bağlı” ifadesiyle durumu net ifade ediyor.
Sanatçı Deniz Türkali yaptığı konuşmada AKP iktidarına seslenerek “sizde vicdan yok mu? İktidardakilerin vicdanı yok! İki kişiye kulaklarını ve gözlerini kapadılar. Sadece iki kişiye değil tüm ülkede vicdansızlık artarak uygulanıyor” diyerek olayın siyasal ve sistemsel boyutlarına işaret etti.
Sanatçı Edip Akbayram yaptığı kısa açıklamada “ Nuriye ve Semih için buradayız. Çok üzgünüm ve kimyam bozuluyor. İki kardeşimiz özgürlüklerine kavuşsun acil müdahale yapılsın. Adalet bir gün size de lazım olur” dedi.
Yılmaz Güney’in eşi Atila Dorsay konuşmasında “Tüm ülke olarak onların yavaş yavaş ölmelerini seyrediyoruz. Acımasız ve gaddar bir ülke konumundayız İki pırıl pırıl insanımızın erimesine seyirci kalınamaz” diyerek duyarlılık çağrısı yaptı.
Sultan Özakça yaptığı konuşmada “çocuklarımız açlık grevindeyken de işkence gördü, ama yılmadılar, ’haklıyız kazanacağız’ dediler. 69. Günde işkenceyle götürdüler ve tutuklandılar. İnsan ve insan hakları bu kadar değersiz mi? AKP iktidarı neden bir şey yapmıyor? Onların tırnaklarına bir zarar gelirse Türkiye ayağa kalkacaktır. Çocuklarımız bir an evvel işlerine dönsün Açlık Grevi sonlandırılsın” şeklinde konuşarak talebini dile getirdi.
Atila Dorsay: “Darbe ve FETÖ mücadelesi. Muhalefete dönük haçlı seferine dönüştü”
Sinema eleştirmeni ve yazar Atilla Dorsay yaptığı konuşmada “ iki genç insanın hukuk mücadelesi ötesinde işlerinden koparılmaları acı bir olay, zalimce bir olay, bir zulümdür” dedi. ”Kendilerini bilime adamış bu insanlar bir anda bir mücadele içinde bir zulüm içinde buldular kendilerini. İnsan hakları anıtı etrafında buluşanlar, aileler, yakınlar da zulüm görüyor. Onlar hayatlarını riske atarak işlerini geri istiyorlar. İşlerine geri dönmek ve bilim alanında çalışmak istiyorlar. Vicdan sahibi bir sesin buna kulak vermesi gerekiyor. 20. Yüzyılda diktatörlüklerinde bile benzeri bir olay kolay kolay bulunmaz… Darbe ve FETÖ mücadelesi, muhalefete dönük haçlı seferine dönüştü. Bu durum bir an önce sona ersin” diyerek hükümete de eleştirilerini yaptı.
Semih Özakça’nın sesli mesajı:“İşe dönme talebimiz gerçekleşinceye kadar devam edeceğiz”
Semih Özakça’nın eşi Esra Özakça ise 29 gündür açlık grevinde olmasına rağmen çok coşkulu, umutlu, heyecanlı, neşeli ve moralli bir biçimde konuşmasını yaparak taleplerini söyledi. Semih Özakça’nın sesli mesajını salonda dinletti.
Semih Özakça “ Açlık grevi direniş şeklidir. Çok moralli ve coşkuyla açlık grevi devam ediyor. İşe dönme talebimiz gerçekleşinceye kadar devam edeceğiz. Yüksel caddesini bitirmek istiyorlar. Onun için saldırıyorlar. Halk desteğinden ve kitleselleşmemizden korkuyorlar. Yüksel caddesi kazanırsa biz kazanmış olacağız” diye sesli mesajında kararlı olduklarını bir kez daha iletmiş oldu.
Sanatçı Orhan Aydın yaptığı konuşmada “Bu durum hayata dönüş operasyonunu hatırlatıyor. O zaman gözlerimizin içine baka bak çocukların cesetlerini taşıdılar. Katil aynı katildir. Sözün bittiği yerdeyiz. Birlikte sokağa çıkmalıyız. AKP’ye karşı büyük bir duvar örmeliyiz.” diyerek olayın vahametini belirterek çağrıda bulundu.
Avukat Özgür Yılmaz, Sanatçılardan Melike Demirağ ve İlyas salman, HDP milletvekili Filiz Kerestecioğlu, eski millet vekili levent Tüzel, Grup yorum solisti Bahar, 29 gündür destek açlık grevi sürdüren İsmail Erdoğan, yaptıkları konuşmalarda birlik ve mücadeleyi yükseltme çağrıları yaptı.
emek.org.tr