8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ ve iş cinayetleri

Son yedi yılda, en az 817 kadın işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi İNSANIZ, ÖZGÜR VE EŞİT OLMALIYIZ! KADINLAR, ERKEKLER VE LGBTİ BİREYLER İNSANCA YAŞAM İÇİN BİRLİKTE MÜCADELEYE! Kadın cinayetlerinin arttığı günlerdeyiz. Kadına yönelik şiddet ve aşağılamanın yoğunlaştığı, önlemler alınmasının aksine bu durumun körüklendiği, sistemin ve erkek egemen cinsiyetçi kültürün etkili olduğu toplumsal koşullarda yaşıyoruz. Orta-Doğu […]

Son yedi yılda, en az 817 kadın işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi

İNSANIZ, ÖZGÜR VE EŞİT OLMALIYIZ!

KADINLAR, ERKEKLER VE LGBTİ BİREYLER

İNSANCA YAŞAM İÇİN BİRLİKTE MÜCADELEYE!

Kadın cinayetlerinin arttığı günlerdeyiz. Kadına yönelik şiddet ve aşağılamanın yoğunlaştığı, önlemler alınmasının aksine bu durumun körüklendiği, sistemin ve erkek egemen cinsiyetçi kültürün etkili olduğu toplumsal koşullarda yaşıyoruz. Orta-Doğu bölgesindeki savaş koşulları, mültecilik ve kitlesel göçler ile karşımıza çıkan insanlık travmalarından da anlıyoruz ki, kadınlar daha fazla zulüm görüyor. Bunu değiştirmek bizim elimizde  ve bu da kesinlikle birlikte örgütlenmekten ve mücadeleden geçiyor.

Kadınlar çalışırken de yaşamını yitiriyor. Bu alanda da alınacak önlemler kesinlikle bu kayıpları engelleyebilir. Ancak bu alanda da  örgütlenme ve mücadele gerektiğini vurgulayalım.

İSİG Meclisi raporuna göre 2013’te en az 103, 2014’te en az 131, 2015’te en az 121, 2016’da en az 110, 2017’de en az 117, 2018’de en az 120, 2019’da en az 115 kadın işçiyi iş cinayetlerinde kaybettik.

Yaşamını yitiren kadınların 54’ü mülteci/göçmen (34 Suriyeli, 6 Gürcistanlı, 5 Özbekistanlı, 2 Rusyalı, 1 ABD’li, 1 Afganistanlı, 1 Japonyalı, 1 Kırgızistanlı, 1 Kolombiyalı, 1 Moldovyalı, 1 Türkmenistanlı…)

Yaşamını yitiren kadın emekçilerin yüzde 98’i sendikasızdır.

8 Mart dolayısıyla, çalışma yaşamında kadın sorunu eksenli düşünerek, şu önlemlerin alınmasını ve gerekli değişikliklerin yapılmasını öneriyoruz.

1- Toplumsal cinsiyetçi iş bölümüne son verilmelidir. Cinsiyetçi toplumsal roller kültürü ve bilinci engellenerek, eşitlikçi ve özgürlükçü insani değerlerin toplumsal yaşam kültürü olarak geliştirilmesi önemsenmelidir. Eğitim sistemi dahil tüm kamu hizmetleri, bu esasa göre düzenlenmelidir.

2- İşçi sağlığı ve iş güvenliği politikaları, toplumsal cinsiyet farklılıkları ve ihtiyaçları açısından ele alınarak emek örgütleri, meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütleri katılımlarıyla yeniden düzenlenmelidir.

3- Kadınların çalışma alanlarındaki kimyasal, biyolojik, fiziksel, ergonomik vb. riskler saptanmalıdır. İş yerlerinde kadın işlerinin ‘tehlikesiz ve basit’ olduğu ön yargısı yıkılmalıdır.

4- Emek ve meslek örgütleri kadın işçi sağlığı konusunda sektörel bilimsel veri toplamalı ve raporlandırmalıdır. Eleştiri ve öneriler doğrultusunda iyileştirme çalışmaları yapılmalıdır.

Meslek hastalıkları konusunun kadın ve farklı cinsiyetler gözetilerek yeniden değerlendirilmelidir. İşyeri toplu sözleşmelerinde, işkolu ve ülke bazındaki çerçeve sözleşmelerde kadın meslek hastalıklarına dair maddeler konulmalıdır.

5- İşyerinde kadına yönelik cinsel şiddet, taciz, cinsel sataşma tehlikesine karşı “işyeri kadın komiteleri” ve bunun denetiminde başvuru masaları oluşturulmalıdır.

6- Tüm çalışma alanlarında özgün kadın örgütlenmesi yapılarak ve fakat sınıf çıkarlarını gözeten ekonomik, demokratik, politik birleşik emek mücadelesi temel alınmalıdır.

7- Yıpranma payı/erken emeklilik uygulaması kadınların lehine değiştirilmelidir.

8-  8 Mart Dünya Kadınlar Günü, resmi tatil günü olarak kabul edilmelidir.

emek.org.tr

 

İlgini çekebilecek diğer içerikler