OHAL KHK sı ile ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça “işimi geri istiyorum” talebiyle sürdürdüğü açlık grevi bugün itibariyle 137 gününe girdi.
Nuriye ve Semih için sağlık sorunları ve kalıcı hasarlar için de risklerin arttığı açıklandı.
İnsani taleplerin kabul edilmesi için birçok ülkede dayanışma eylemleri devam ediyor. Türkiye’de de yürüyüş, basın açıklaması, oturma eylemi, kısa süreli açlık grevi gibi farklı biçimlerde sürdürülen dayanışma eylemleri yaygınlaşıyor.
AKP iktidarı ve güvenlik güçlerinin duyarsızlık ve saldırganlığı yanı sıra dayanışmacılara yönelik gözaltına alarak yılgınlık yaratma ve sindirme amaçlı tutumu devam ettiriliyor.
Bu baskıcı faşist tavırlar yılgınlık yaratmıyor, aksine dayanışma etkinlikleri basın açıklamaları, yürüyüşler ve destek açlık grevleriyle sürüyor.
Farklı illerde değişik dayanışma eylemleri gerçekleştirilirken, İstanbul-Kadıköy’de her Cuma günü yapılan yürüyüş ve basın açıklaması eylemi yapıldı. Ankara-Yüksel caddesinde yine göz altıların yaşandığı dayanışma gösterisi gerçekleşti.
Yüksel caddesinde gözaltı…
Dayanışma etkinlikleri kapsamında, 23 Temmuz günü Ankara Güven parktan Yüksel caddesine doğru yapılacak kitlesel katılımlı yürüyüş eylemi düzenleniyor. Nuriye ve Semihle dayanışma platformunda yer alan demokratik kitle örgütleri, meslek örgütleri, sendikalar, devrimci sosyalist partiler, gruplar, aydınlar, sanatçılar Ankara yürüyüşüne katılacaklar. İstanbul’dan hareket edecek otobüslerin engellenmesi ve yapılan göz altılara rağmen dayanışma eylemine katılacak olan gruplar Ankara’ya ulaştı.
23 Temmuz Pazar günü öğle saatlerinde Güven parkta kitlesel buluşma ile dayanışma eylemi başlaması planlanıyor.
“Kalıcı hasar olabilir”
Tutuklu bulunan Nuriye ve Semihle görüşme istekleri reddedilen TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Raşit Tükel, açlık grevinde olan Nuriye ve Semih’in sağlık durumlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Eylemcilerin hapishanede muayene isteklerinin bakanlıkça reddedildiğini açıklayan Tükel, önemli bir riskin de Wernicke- Korsakoff hastalığı olduğuna dikkat çekti. “Uzamış açlığın, tüm sistemleri ve organları etkilediğini” anlatan Tükel, uzun süren açlığa ve etkilerine dair açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Ağır enfeksiyonlara, kalıcı bozukluklara, organ yetmezliklerine ve ölüme yol açabilmektedir. Uzamış açlıkta ölüme neden olan başlıca sorunlar, enfeksiyonlar, sıvı elektrolit dengesizlikleri, kalp ritim bozuklukları, Wernicke ensefolapatisi, çoklu organ yetmezlikleridir” dedi.
Cezaevinin açlık grevinin beden üzerindeki olumsuz etkilerini artırdığını vurgulayan Tükel “Sürekli yatıyor olmak bile yattıkları yatak uygun olmadığında sırtlarında ciddi yaralara ve buna bağlı enfeksiyonlara neden olabiliyor. Bu nedenle sağlık açısından ilk yapılması gereken tahliye edilmeleri olmalı. İkincisi de görevlerine iade edilmeleri. Hâlâ geç değil.” şeklinde konuşarak olayın geldiği boyutu işaret etti.
emek.org.tr