Yozlaşmada yeni boyut: hastanede toplu çocuk istismarı suçu!

İSTANBUL Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 5 aylık süreçte gelen, yaşları 18’in altında 39’u Suriyeli 115 çocuğun hamile olduğu saptandı. Bu kayıtların ‘zorunlu’ olmasına karşın polise bildirilmediğini saptayıp hazırladığı tutanakla durumu savcılığa bildiren hastane görevlisi Ş.İ.N. hakkında inceleme başlatıldı ve görev yeri iki kez değiştirildi. Valilik savcılık soruşturmasına izin vermedi. Hürriyet’ten Dinçer […]

İSTANBUL Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 5 aylık süreçte gelen, yaşları 18’in altında 39’u Suriyeli 115 çocuğun hamile olduğu saptandı. Bu kayıtların ‘zorunlu’ olmasına karşın polise bildirilmediğini saptayıp hazırladığı tutanakla durumu savcılığa bildiren hastane görevlisi Ş.İ.N. hakkında inceleme başlatıldı ve görev yeri iki kez değiştirildi. Valilik savcılık soruşturmasına izin vermedi.

Hürriyet’ten Dinçer GÖKÇE nin haberine göre, büyük bir utanç verici çocuk istismarı ve cinsel şiddet suçları skandalı karşısında ilgili resmi kurumların bu utancın altında kalacağı anlaşılıyor.

“Çocuk istismarının üzerini örtmek ve suça ortak olmak anlamına gelir”

İstanbul Barosu’na üye avukat Tuba Torun olayla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 2017 yılında 387 çocuk istismara uğradı. Bu rakam, acı vakaların yalnızca haberleşen kısmı… Bu hastanede olduğu iddia edilen olay da bunun kanıtıdır.

Bir hastanede 115 çocuğun gebeliği hukuka aykırı ve suç teşkil eder şekilde gizli tutulmuş ve gerekli mercilere bildirilmemişse, diğer hastanelerle birlikte düşünüldüğünde ülkedeki çocuk hak ihlallerinin dehşet verici bir boyuta ulaşmış olduğu şüphesizdir.

Çocuk gebeliğinin bir yasal zorunluluk olarak ilgili kurumlara bildirilmemesi, açıkça çocuk istismarının üzerini örtmek ve suça ortak olmak anlamına gelir.

Sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması gerekirken, suçu bildiren kişi hakkında inceleme başlatılması ve görev yerinin değiştirilmesi dikkat çekici. Bu kadar ağır bir sorunun varlığı karşısında hem hukuki düzenlemeler hem de sosyal politikaların çok daha hassas olması gerekir. Ancak çeşitli şekillerde konunun üzerinin kapatıldığını görüyoruz

OLAY NASIL AÇIĞA ÇIKTI?

Hastanede altı yıldır görev yapan Ş.İ.N., 18 yaşından küçük çocuklara ilişkin bilgilerin adli birimlere ulaştırılmasının zorunluyken, 1 Temmuz 2001 doğumlu bir çocuğun hamileliğiyle ilişkin kayıtlara hastane sisteminde ve sosyal hizmet biriminde tutulmadığını fark etti. Ş.İ.N. hastanede psikolog olarak çalışan I.Ö. ile birlikte bu durumu tutanak altına aldı.

HASTANEDE 5 AY İÇİNDE 115 HAMİLE ÇOCUK!

Ş.İ.N., daha sonra hastaneye 1 Ocak 2017- 9 Mayıs 2017 tarihleri arasında gelen 115 çocuğa ilişkin kayıtlar tek-tek inceledi. Kayıtlara göre, hamile oldukları tespit edilen 115 çocuktan 77’sinin 15 yaşın üstünde, 38 çocuğun 15 yaşından önce hamile kaldıkları anlaşıldı. 15 yaşın altındaki hamileliklerde rıza aranmaksızın çocuğun cinsel istismarı kapsamında olduğu belirtilen 12 Haziran 2017 tarihli tutanak Sosyal Hizmet Uzmanı Ş.İ.N. ve Psikolog I.Ö. tarafından imza altına alındı.

CUMHURİYET SAVCILIĞINA BİLDİRDİ

Tutanakta, yasal sorumluluğun bildirimi yapmayan Sosyal Hizmet Uzmanı N.D.’ye ait olduğu öne sürüldü. Durumu hastane yönetimine ileten Ş.İ.N, bir işlem yapılmaması üzerine Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbarda bulundu ve 1 yıla kadar hapsi gerektiren, 15 yaşından küçük olması halinde cezanın yarı oranında artırıldığı ‘kamu görevlisinin suçu bildirmemesi’ suçunun işlendiğini öne sürdü.

VALİLİK SORUŞTURMA İZNİ VERMEDİ

Savcılığın talebiyle, sorumlu başhekim yardımcısı Dr. A. A. ve Sosyal Hizmet Uzmanı N.D. için soruşturma izni istendi. İstanbul Valiliği, 4 Aralık 2017 tarihli yazısıyla iki görevli hakkında soruşturma izni vermedi. Valilik yazısında, adli görevin ihmal edilmediği, görevi kötüye kullanma suçunun oluşmadığı kaydedildi..

İHMALİ SAVCILAR ARAŞTIRIR

Valiliğin kararının iptali için İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz başvurusu yapıldı. Avukat Erkan Akça’nın imzasını taşıyan 2 Ocak tarihli başvuruda, çocuk istismarına yönelik vakaların mutlaka adli makamlara bildirilmesinin zorunlu olduğu kaydedildi. Başvuruda “Bu ihmalin varlığını araştırması gereken kurum cumhuriyet başsavcılıkları iken, valilik makamınca soruşturma izni verilmemesi hukuka aykırılık teşkil etmekte. Asıl sorumluların araştırılmasına engel teşkil etmektedir” denildi.

2003 DOĞUMLU ÇOCUK BİLE VAR

115 hamile çocuğa ilişkin kayıt listesine göre 2003 doğumlu iki çocuk da listede bulunuyor. Listede yer alan çocuklardan 11’inin 2002 doğumlu oldukları anlaşıldı. Listede, doğum tarihinden hastaneye geliş tarihine dek bir dizi bilginin yer aldığı listede yer alan çocuklardan 39’u, Suriye’deki savaş nedeniyle Türkiye’ye göç eden ailelerin çocukları.
Konuyu savcılığa bildiren Ş.İ.N. hakkında inceleme başlatıldı ve görev yeri iki kez değiştirildi.

“İHMAL YOK BİLGİSİNİ ALDIM”

Hastanenin üst düzey bir yetkilisi, soruşturma sonunda, ‘ihmal’ iddiasının olmadığına ilişkin rapor çıktığını söyledi. Raporun kendisine sunulmadığını ancak sözlü olarak bilgi aldığını aktaran yetkili, “İhbarın yalan olduğu konusunda belgeler de var kanıtlar da var. İdari soruşturmayı yapan da gördü, bunlar (bildirimler) yapılmış. Raporun sonucu bize gelmedi, görmedim” diye konuştu.

BAKANLIK: “DERHAL BİLDİRİN” demiş ama…

Sağlık Bakanlığı’nın 2012’de tüm illere gönderilen “Kadına Yönelik Şiddet, Adolesan Gebeliği ve Doğum Vakaları” konulu yazısında şu ifadeler yer alıyor: “Adolesan gebeliği (çocuk gebeliği), doğum vakaları ve çocuk ihmali, istismarı vakaların tamamının olayın geçtiği yerde bulunan İl/İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Büro Amirliği’ne bildirilmesi, çocuğun örselenmesini önlemek amacıyla adli sürecin sağlık kuruluşunda bulunduğu zaman zarfı içinde izlenmesi

Anlaşılan bu genelge sözkonusu hastanede yaşanan olayda geçerli değil!

emek.org.tr

İlgini çekebilecek diğer içerikler