Denetimsiz ve ilkel koşullarda üretim yapan Şırnak 1 nolu kömür ocağında göçükte yaşamını yitiren sekiz işçiden dördünün sigortasız çalıştırıldığı tespit edildi.
17 Ekim’de yaşanan göçükten sonra bölgede ‘ÖLÜM KUYULARI’ olarak da bilinen maden ocaklarındaki çalışma koşulları bir kez daha sorgulanıyor, eleştiri ve öneriler yapılıyor.
Denetimsizliğin had safhada olduğunu gösteren yeni bir bilgiye ulaşıldı. Ölen işçilerden dördü SSK pirimi yatırılmamış. Bu durum, denetimsizliğin ve çarpık teşvik olayının ne düzeyde olduğunun bir göstergesidir.
Mezopotamya Ajans’ın haberine göre, 2017 yılının Nisan ayında ihalesi taşeron firma Kubatoğlu tarafından alınan ocakta yaşamını yitirenler işçilerden sadece Sekvan Üstün (34) ve Yüksel Uğur’un (30) sigorta primleri yatırılmış. Kubatoğlu firmasının sahipleri arasında ismi geçen işçilerden Mesut Mağrur’un (27) sigorta primlerinin Özmağrurlar şirketi tarafından, Abdullah Kayaş’ın ise primlerinin Acar A.Ş. tarafından yatırıldığı öğrenildi.
Yaşamını yitiren işçilerden, Yılmaz Mağrur’un (29) primleri en son 2010 yılının Haziran ayında Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yatırıldığı görülürken, Vedat Özden’in (22) sigorta primlerinin ise en son 2017 yılının Haziran ayında Pek-er İnşaat Şirketi tarafından yatırıldığı öğrenildi. İşçilerden, Sıddık Kabak (18) ve Mehmet İzer’in (40) ise herhangi bir sigorta kaydına rastlanmadı.
Şırnak’ta “ÖLÜM KUYULARI”
Gazeteciler Ölüm Kuyularında
Şırnak’ta Mezopotamya Ajansı – Mehmet Şah ORUÇ/Cihan ÖLMEZ tarafından, kömür ocaklarına inilerek yapılan habere göre, Şırnak, Silopi, Cizre üçgeni ile Uludere kırsalında bulunan maden ocakları “ÖLÜM KUYULARI” diye adlandırılıyor.
İLKEL ÇALIŞMA KOŞULLARINDA DENETİM YOK
Sahanın bir kısmında açık hava işletmeciliği yapılırken, bir kısmında ise ‘kuyu’ tarzı ocaklar bulunuyor. Büyük şirketler iş makineleri ile çalışırken, küçük işletmeler kazma ve kürek ile kömür çıkarıyor.
Ölümü göze alarak kuyulara inen işçiler, yüzlerce metre yükseklikteki kaya parçalarının altında bulunan eksvatörler aracılığıyla kömürü kamyonlara yüklüyor. Çıkan kömür taşeron firmalar tarafından Şırnak-Cizre karayolu üzerinde bulunan sahalara taşınıyor ve buradan piyasaya sürülüyor. Bireysel imkanlarla yerin 100 ile 120 metre derinliklerinden çıkartılan kömür ise, tamamen ilkel yöntemlerle çıkartılıyor.
İşçiler sigortasız ve uzun süreli çalıştırılıyor
Şirketlerde çalışan işçilerin çoğunluğu sigortalı iken, kuyu tarzı küçük ocaklarda çalışan işçilerin neredeyse tamamı sigortasız. Şirketlerde çalışan işçilerin çalışma saati yaklaşık 12-13 iken, kuyu tarzı ocaklarda bu süre 8 saatte düşüyor.
YİYECEKLER AKŞAMDAN HAZIRLANIYOR
Güne sabahın 5 buçuğunda başlayan işçiler, kahvaltıdan sonra akşamdan hazırladıkları peynir, ekmek, domates, zeytin veya diğer günün akşamından kalan yemekleri kumanya yapılıp, servise biniyor. Bir saatlik şehir turunun ardından kent merkezine 15 kilometre uzaklıkta bulunan Dağkonak (Nerex) köyüne doğru yola çıkılıyor. Güzergah boyunca asker ve polis kontrol noktalarını geçtikten sonra köye varan işçiler, geriye kalan 8 kilometrelik yolu traktörlerle devam etmek zorunda.
Gün içerisinde su ihtiyaçlarını mola verilen köyde sağlayan işçiler, doldurdukları bidonları traktörün römorkuna yüklüyor. Stabilize ve çukurlarla dolu yolculuk tozu ve toprağa katıyor. 15 kişinin bindiği traktör römorkunda düşmemek için bir elleriyle su bidonlarını tutan işçiler, diğer elleriyle de birbirlerine sarılıyor. İnişli çıkışlı 20 dakikalık yoluculuk sonrası kömür mesaisi başlıyor.
İŞÇİLER TEHLİKENİN FARKINDA
Her bir kuyuda 8 ile 10 arasında işçi çalışıyor. İş makineleriyle kömür çıkarılan sahada ise teraslama çalışması yapılmadığından dolayı oluşan falezler (yüksek eğim) göze çarpıyor. Kopmuş büyük kaya parçaları ve iş makineleri arasında çalışan işçiler, tehlikenin farkında olduklarını ancak başka çarelerinin de olmadığını dile getiriyor. İşçiler, kendilerinin girdiği ocaklarda daha detaylı görüntüleme isteğimizi ise ‘tehlikeli’ diye reddetti.
‘HABERİ YAPSANIZ BİLE KOŞULLARIMIZ DEĞİŞMEYECEK’
Çalışma koşullarına dikkat çekme koşuluyla görüntü çekimine izni veren işçilerin en büyük korkusu, tek geçim kaynaklarının kapatılması. “Siz haberi yapsanız bile koşullarımız düzelmeyecek. Devlet bu ocakları kapatmak için gerekçe arıyor. Biz ölümü göze alarak çalışıyoruz. Başka çaremiz yok. Alınterimiz ile çalışıyoruz” diyen işçiler, kentin ekonomik durumuna dikkat çekiyor.
Kuyulardan ocaklara inmek için bir takım hazırlık yapan işçiler, ilk olarak bir önceki günden çıkartılan 100 ile 120 kiloluk kömür bidonlarını yanaşan traktöre boşaltıyor. Ardından, 120 metre derinlikte olan tünele girmek için asansör halatına bağlanan ipi üzerine geçiren işçiler, yaklaşık 1 buçuk metre çapındaki kuyudan, halat yardımıyla ocağa iniyor. Alışılmış tehlikeli yolculuğu adeta oyun gibi gören işçiler, tek tek yer altına iniyor. Kömürün çıkarıldığı tezgahtaki iki işçi ile halatlı asansörü kullanan bir işçi dışındaki tüm işçiler, ölüm kuyularına iniyor.
BİR DAKİKALIK KARANLIK İNİŞ!
Onlar için rutinleşmiş ve gün içinde birkaç kez tekrarlanan halatlı iniş sırası bize geldiğinde, bilinmezliğin verdiği endişe hissi artıyor. “Gazetecileri indiriyoruz. Dikkat edin” uyarısı sonrası bir dakikalık yolculuk son buluyor. Asansör halatı ve tünele sürtüne sürtüne yapılan yolculuk, kör karanlığı yaşatıyor.
NEMLİ TAVANDAN SU DAMLIYOR
Karanlık kuyuda kömür bidonlarını dolduran iki işçinin karşılaması ile yüksekliği 170 -180, genişliği 110-120 santimetre olan labirent şeklindeki alanda yüksek nem kokusuna maruz kalıyoruz. Tavanda oluşan su damlacıkları arasında 50 metre yürüdükten sonra el arabaları ile kömür taşıyan iki işçiyle selamlaşıyoruz. Büyük kömürler parçaları balyoz ile parçalandıktan sonra el arabaları ile kuyunun başladığı noktaya götürülüyor. Daha sonra bidonlara yüklenen kömür yine halat yardımı ile yukarıya çıkarılıyor.
Baret, maske gibi koruyucular yok!
Yaklaşık 3 el arabası ağırlığında olan bidonlar ise tezgah üzerindeki 2 işçi tarafından tezgaha yanaşan traktörün römorkuna boşaltıyor. Yaklaşık 15 bidon yükün ardından kömür, 500 metre uzaklıktaki sahaya taşınıyor.
‘KLİMA’DAN HAVALANDIRILIYOR!
İş güvenliği için bilimsel hiçbir önlemin olmadığı kuyuda, hava sirkülasyonu açılan bir başka bacadan sağlanıyor. Tüneldeki havanın soğukluğunu ‘klima’ olarak tarif eden işçiler, yerin derinliklerinde her 33 metrede bir artan hava sıcaklığından kaynaklı atletle çalışmalarını sürdürüyor. Kuyularda, yer yer geçmişte yaşanmış göçükler göze çarpıyor. Göçükler yine işçilerin kendi imkanlarıyla onarılmış durumda.
Dört saatlik çalışmanın ardından 110 metre yerin altında yemek ve çay molası veren işçiler, piknik tüp ile çay kaynatıyor. İş bölümü şeklinde kimisi bardak, şeker hazırlarken kimisi de kumanyalara konulmuş yemekleri çıkarıyor. Geçim sıkıntısı, günlük hayat akışı ve tek eğlenceleri birbirlerine yaptıkları şakalar olan işçiler, yemekten sonra saat 15.00’e kadar aralıksız çalışıyor.
Gün içerisinde gösterilen performansa bağlı olarak günde ortalama 15 römork kömür çıkaran işçiler, bir sonraki gün için evlerinin yolunu tutuyor.
Çoğu sigortasız olan işçilerin günlük yevmiyeleri ise yalnızca 70 lira. (Şırnak/MA)
emek.org.tr