Sendika hakkı ne demektir? Yasalarda sendika hakkı nasıl düzenlenmiştir?

Sendikal örgütlenme hakkı, çalışma yaşamında vazgeçilmez temel haklardan biridir. Örgütlenme özgürlüğü anayasa ve yasalar tarafından güvence altındadır. Ancak işçi sınıfının örgütlü mücadele gücünün zayıflatıldığı güncel sürecimizde, bu hakkın kullanımı patronlar, hükümetler ve devlet kurumları tarafından önemli ölçülerde zaafa uğratılmıştır. İşbirlikçi sarı sendikalar tarafından sendikaların içeriğinin boşaltıldığına da özel bir vurgu yapılmalıdır. Patronlar örgütlenme hakkına saygı […]

Sendikal örgütlenme hakkı, çalışma yaşamında vazgeçilmez temel haklardan biridir. Örgütlenme özgürlüğü anayasa ve yasalar tarafından güvence altındadır. Ancak işçi sınıfının örgütlü mücadele gücünün zayıflatıldığı güncel sürecimizde, bu hakkın kullanımı patronlar, hükümetler ve devlet kurumları tarafından önemli ölçülerde zaafa uğratılmıştır. İşbirlikçi sarı sendikalar tarafından sendikaların içeriğinin boşaltıldığına da özel bir vurgu yapılmalıdır. Patronlar örgütlenme hakkına saygı göstermiyor ve bu hakkın kullanımını engellemeye devam etmektedir.

Ancak her türlü saldırı ve zayıflatmaya rağmen demokratik sendikal örgütlenme hakkı konusunda işçiler ve sendikalar, yılgınlığa ve umutsuzluğa düşmeden bu demokratik hakkın kullanımında ısrarlı olmalıdır. Her koşulda sendikal örgütlenme hakkı kullanmalıdır Örgütlü mücadeleden geri durmamak, işçi sınıfının birliğini savunmanın çok gerekli olduğu bir dönemdeyiz. Sendikalaşmak, sendikal örgütlenmeleri demokratik zeminlerde güçlendirmek çok önemlidir.

Sendikalar işçiler açısından ve tüm ezilen toplum kesimleri açısından da bütünleştirici, birlik ve dayanışma kültürünü geliştirici örgütlerdir.  Bu yanıyla da yasal ve toplumsal meşruiyet anlamında, sendikal örgütlenme hakkı ısrarla kullanmalı, İşçiler örgütlenme gücünü artırarak yaygınlaştırmalıdır diye düşünüyoruz.

Bu yazımızda sendikal örgütlenme hakkı üzerine önemli gördüğümüz noktalara dikkat çekecek ve çalışma yaşamı hukukunda sahip olduğumuz yasal hakları aktaracağız.

Uluslararası hukukta ve ulusal hukukta yerini almış yani yasalaşarak yürürlükte bulunan, çalışma yaşamını hukuksal olarak düzenleyen, tarafların haklarını, yetki ve sorumluluklarını belirleyen, herkesin tanımak ve uygulamak zorunda olduğu hukuk kuralları vardır. Bunların yerine getirilmemesi veya ihlal edilmeleri halinde, sorumluluklarını yerine getirmeyenler veya yasayı çiğneyenler para ve hapis cezaları alabilmektedir.

Sendikal örgütlenme hakkını tanıyan ve güvence altına alan yasalar, uluslararası ve ulusal mevzuatta yerini almıştır. Sendikal çalışmalar tümüyle bu kurallara bağlı yürütülmektedir.

İş yerine sendika getirmek, sendikaya üye olmak, sendikadan ayrılmak, sendika yönetimine girmek, sendika faaliyetlerine katılmak, sendikaların sorumluluk ve görevlerini denetlemek, sendikaları eleştirmek, sendikalara öneriler yapmak vb tüm bu konular birer hak olarak yasalar ve yasalara uygun yapılan tüzükler tarafından düzenlenmiştir.

Bu yasalar, işçi sınıfının dünya ölçeğinde ve yaklaşık 200 yıldan beri sürdürdüğü mücadele sürecinin ürettiği sonuçtur. Bu yasal meşru haklara sahip çıkmak, korumak ve geliştirmeye genişletmeye devam etmek, doğru bir tutumdur.

Birincisi, Sendika ve bağlantılı tüm haklarımız uluslararası hukuk kuralları ve kurumlar tarafından güvence altına alınmıştır.

İkinci olarak da, sendikal haklarımız anayasa ve 6356 sayılı sendikalar yasasında tanımlanmıştır. Ayrıca 4857 sayılı iş kanunu, Ceza hukuku kanunları tarafından güvence altına alınmakta ve korunmaktadır.

Bu yasalardan bazıları şunlardır:

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 23. madde:

“Herkes kendi çıkarlarını korumak için sendika kurma ve sendikaya girme hakkına sahiptir.”

Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 Sayılı ILO Sözleşmesi

Sendika özgürlüğünü güvence altına alan 87 sayılı Sözleşme, sendikal özgürlüklerin uluslararası çerçevesini belirleyen ILO sözleşmelerinin ilki ve en önemlisidir. Sözleşme, çalışanlara hiçbir ayırım gözetmeksizin ve önceden izin almaksızın istedikleri örgütleri kurmak ve bunlara üye olmak hakkını tanımaktadır.

Madde 2: Çalışanlar ve işverenler, herhangi bir ayırım yapılmaksızın önceden izin almadan istedikleri kuruluşları kurmak ve yalnız bu kuruluşların tüzüklerine uymak koşuluyla bunlara üye olmak hakkına sahiptirler.

Madde 3:

  1. Çalışanların ve işverenlerin örgütleri, tüzük ve iç yönetmeliklerini düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek yönetim ve etkinliklerini düzenlemek ve iş programlarını belirlemek hakkına sahiptirler.
  2. Kamu makamları, bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdırlar.

Madde 10: Bu Sözleşmede “örgüt” terimi, çalışanların veya işverenlerin çıkarlarına hizmet ve bu çıkarları, savunma amacını güden çalışanların ve işverenlerin her türlü kuruluşunu ifade eder.

Madde 11: Hakkında bu Sözleşmenin yürürlükte bulunduğu Uluslararası Çalışma Örgütünün her üyesi, çalışanların ve işverenlerin örgütlenme hakkını serbestçe kullanmasını sağlamak amacıyla gerekli ve uygun bütün önlemleri almakla yükümlüdür.

Sözleşmenin 2. maddesinde yer alan “sendika hakkının tanınmasında hiçbir ayrım gözetilmeyeceği” ifadesinden de anlaşılacağı üzere, Sözleşme sendika kurma ve sendikalara üye olmak hakkına ulusal hukuk düzenlemelerinde işçi, memur, hizmetli vb. gibi niteliklerle anılan bağımlı çalışanların bir kısmı ile sınırlandırmamaktadır.

Bu hak, tüm çalışanlara ve işverenlere tanınmıştır.

Avrupa Sosyal Şartı (Avrupa Sosyal Haklar Sözleşmesi)

Madde 5 – Örgütlenme hakkı

Akit Taraflar, çalışanların ve çalıştıranların ekonomik ve sosyal çıkarlarını korumak, için yerel, ulusal ve uluslararası örgütler kurma ve bu örgütlere üye olma özgürlüğü sağlamak veya geliştirmek amacıyla ulusal mevzuatın bu özgürlüğü zedelemesini veya zedeleyici biçimde uygulanmasını önlemeyi taahhüt ederler. Bu maddede öngörülen güvencelerin, güvenlik güçleri için hangi ölçüde uygulanacağı ulusal yasalarla veya düzenlemelerle belirtilir Bu güvencelerin silahlı kuvvetler mensuplarına uygulanmasına ilişkin ilke ile bu kesime hangi düzeyde uygulanacağı, yine ulusal yasalar veya düzenlemelerle saptanır.

T.C. Anayasası’nın 51. Maddesi:

“Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.”

6356 sayılı Sendikalar Kanunu 31. Madde

“İşçilerin işe alınmaları, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği muhafaza veya üyelikten istifa etmeleri veya sendikaya girmeleri veya girmemeleri şartına bağlı tutulamaz.

Toplu iş sözleşmelerine ve hizmet akitlerine bu hükme aykırı kayıtlar konulamaz.

İşveren, bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, işin sevk ve dağıtımında, işçinin mesleki ilerlemesinde, işçinin ücret, ikramiye ve primlerinde, sosyal yardım ve disiplin hükümlerinde ve diğer hususlara ilişkin hükümlerin uygulanması veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayırım yapamaz

(Değişik fıkra: 25/05/1988 – 3449/8. md.) İşçiler, sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin rızası ile iş saatleri içinde, işçi sendika veya konfederasyonlarının faaliyetlerine katılmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya herhangi bir nedenle farklı muameleye tabi tutulamazlar.”

emek.org.tr

İlgini çekebilecek diğer içerikler