Hak ihlalleri nedir? Hak ihlalleri karşısında ne yapılmaktadır?

HER TÜRLÜ HAK İHLALLERİNİ BİZE İLETİN YAYINLAYALIM. ÇÖZÜMÜNDE DESTEK OLALIM. Hak ihlalleri ve Sınıfsal anlamı nedir? İşçi ve emekçiler için, Haksızlıkların ve hukuksuzlukların nedeni, hukuku ve toplumsal meşru hakları hiçe sayan mevcut toplumsal sistem ve onun egemen olanlardır. Bizzat sermeye sınıfları ve emperyalist-kapitalist sistem kurumları haksızlık ve hukuksuzluk kaynağıdır. Çünkü onlar buralardan beslenerek varlıklarını sürdürürler. […]

HER TÜRLÜ HAK İHLALLERİNİ BİZE İLETİN YAYINLAYALIM.

ÇÖZÜMÜNDE DESTEK OLALIM.

Hak ihlalleri ve Sınıfsal anlamı nedir?

İşçi ve emekçiler için, Haksızlıkların ve hukuksuzlukların nedeni, hukuku ve toplumsal meşru hakları hiçe sayan mevcut toplumsal sistem ve onun egemen olanlardır. Bizzat sermeye sınıfları ve emperyalist-kapitalist sistem kurumları haksızlık ve hukuksuzluk kaynağıdır. Çünkü onlar buralardan beslenerek varlıklarını sürdürürler. İşçi sınıfının kolaylıkla yönetilmesi, mevcut örgütsüzlüğü ve sonuçta kölelik koşullarında tutulması; zenginler sınıfının refah içerisinde, örgütlü ve güçlü toplumsal mevzileri elinde tutarak yaşaması demektir. Tarihsel toplumsal sınıf kavgası devam etmektedir. Bu tarihsel kavganın bugünkü aşamasında tüm emekçiler kavganın hakkını verebilecek bilinç, örgütlülük ve mücadele içinde olmalıdır. Emek yoğun çalışan emekçiden bilim adamına ve tüm emekten yana güçlerin bu potada birleşmesi kaçınılmazdır.

Çok hak ihlali ve hukuksuzluk yaşanıyorsa toplumsal yaşam dengesinin, geniş anlamıyla sermaye sınıfından yana olmasındandır. Bu denge, ancak tarihsel mücadeleyle tersine çevrilebilir.

“Hak ihlali” ( hakkın kullanımı veya yerine getirilmesinin engellenmesi anlamında) genel bir yaklaşımla;  yasalarla belirlenmiş ve güvence altına alınmış kazanılmış hakların kullanımının engellenmesi veya gücünü yasalardan ve sendikal kurumsal örgütlülük gücünden alan TİS ile bağıtlanan TİS sözleşme haklarının işveren tarafından yerine getirilmemesi olarak ifade edilebilir.

“Hak ihlali” olgusu çalışma yaşamı yelpazesinde bir çok konuyu kapsamaktadır. Ancak çalışma yaşamında özellikle son yıllarda çok ciddi yasa dışı uygulamalarla (açıktan yasalar ve TİS ler çiğnenerek) hak ihlalleri yaşanmaktadır.

Hükümetin ve devlet gücünün, açıktan işveren-sermaye sınıfı yanında yer almasıyla bu tür uygulamalar giderek artmaktadır. Ülke, bölge ve dünya siyasal olaylar ve dengeleri de buna hizmet etmektedir. Bunun diğer bir anlamı da, işçi sınıfının ve emekçi halkın ekonomik-siyasi-sosyal vb. birçok konuda baskı ve saldırı altında olduğu; baskı ve saldırılar karşısında ise gerekli mücadele ve direnişin yeterince güçlü olmadığı, özellikle ekonomik, siyasal ve sosyal örgütlenmelerin cılızlığı gerçekliğidir.

Özellikle son yıllarda, neoliberal yönelişlerin güçlenmesine bağlı olarak, yoğun saldırı ve hak gaspı süreci yaşanmaktadır. Sermaye sınıfının ve resmi kurumsal güçlerinin, tarihsel anlamıyla da yoğun bir baskı ve saldırı dalgası yarattığının bilincinde olunmalıdır. İşçi sınıfı ve tüm emekçi halklar emperyalist-kapitalist güçlerin (bütünlüklü kapsamıyla) saldırısı altındadır. On yıllardır işçi sınıfının uluslararası planda ve ulusal ölçeklerde elde ettiği kazanımlara, daha ötesi örneğin çalışma ve yaşama hakkına dahi el uzatabilen bir yerde durdukları görülmektedir.

Emperyalist-kapitalist sistemin bu genel belirleyici bağlantısını düşünerek, ülkemizde-bölgemizde-işyerlerimizdeki “hak ihlalleri” olayını bilinçli olarak öne çekecek ve emekçilerin mücadelesine ışık tutacak işlevde olmasına çalışacağız.

Örgütsel zayıflıkların ve dağınıklığın çok önemli bir faktör olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Bu olguyu sendika, dernek, politik yapılanma boyutları bütünlüğünde ifade etmekteyiz. Genel gerilik ve zayıflık atmosferi çok önemli etken olarak yaşamımızdadır.

Hak ihlallerinde “sendikal gücün zayıflığı; hak kaybına uğrayan işçilerin “üretimden gelen gücünü” kullanarak işvereni geri adım atmaya zorla(ya)mama da önemli bir faktör olmaya başlamıştır. Elbette bu durum her yer için geçerli olmamaktadır. Ancak genel bir eğilim anlamında bu durum giderek artmaktadır.

Diğer bir faktör hak ihlali gerçekleştiren işverenin yargıda hesap vermesi “geciken adalet” nedeniyle, örneğin “zaman aşımıyla” olgusuyla da konu önemsizleşmekte, işveren istediği gibi at oynatabilmektedir.

Basit nedenlerle sendikalı işçilerin çalışma haklarının elinden alınması, sendikalaşma nedeniyle işten çıkarmalar, dolayısıyla sendika hakkının ihlali, işçi sağlığı ve iş güvenliği hakları ihlali ve iş kazaları/cinayetleri, fazla mesaiye zorla bırakılma, izin hakkını kullanmada sorunlar yaşama vb vb gerçekten de çok geniş bir yelpazede hak ihlalleri yaşanmaktadır.

Elbette yasal ve meşru mücadeleyle hak ihlali yapanlara karşı; işverene veya Çalışma Bakanlığı ilgili birimlerine dilekçeyle başvurarak ihlalin giderilmesi talebinden; yargıya başvurma, greve gitme, iş yavaşlatma, direnişe geçme vb daha farklı tutumlarla, hak ihlalleriyle mücadele edilmektedir.

Bu dosyamızda hak ihlalleri deneyimlerini aktararak işçilerin mücadelesinde bilgi-tecrübe birikiminden yararlanmalarını sağlamaya çalışacağız.

Bu konuda ulaşamadığımız deneyimleri veya emek.org.tr sitesinde de yayınlanmasını istediğiniz hak ihlallerine karşı mücadele deneyimlerinizi iletebilirsiniz.

HER TÜRLÜ HAK İHLALLERİNİ BİZE İLETİN YAYINLAYALIM.

ÇÖZÜMÜNDE DESTEK OLALIM.

 

İlgini çekebilecek diğer içerikler