‘THY’de ucuza insan çalıştırırsanız vazgeçtiğiniz şey emniyettir’

Havada grev; THY yönetimi, hükümet ve yargı eliyle geciktirilmeye çalışılıyor. Peki çalışanlar ne diyor? Hangi koşullarda çalışıyor ve ne istiyorlar? THY’de uzun yıllardır kabin amiri olarak çalışan bir uçuş personeli ile yaptığımız görüşmeyi yayınlıyoruz.

Havada grev; THY yönetimi, hükümet ve yargı eliyle geciktirilmeye çalışılıyor. Peki çalışanlar ne diyor? Hangi koşullarda çalışıyor ve ne istiyorlar? THY’de uzun yıllardır kabin amiri olarak çalışan bir uçuş personeli ile yaptığımız görüşmeyi yayınlıyoruz.

Son günlerde, havacılık haber siteleri THY ekiplerinin mutsuzluğu ve neredeyse feryat dolu yorumları ile dolu. THY, uçuşların frekans sayısını arttırmasına ve uçak içindeki servis uygulamasında hiçbir değişikliğe gitmemesine rağmen, uçak içindeki uçuş personelinin (kabin memuru) sayısını filosundaki tüm uçak tipleri için azaltma uygulamasına başladı. Örneğin 10 kabin memurunun görevli olduğu Airbus 340 uçaklarında 8 kabin memuru ile seferler gerçekleşiyor. Bu arada Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü de bir genelge yayınlayarak,  uzun mesafeli uçuşlarında görev yapacak uçuş ekiplerinin varılan meydandaki dinlenme süresini 20 saate düşürdü. Üstelik bu değişikliğe gerekçe olarak Avrupalı havayollarında uygulanan “dinlenme süresi” kriterleri gösterildi. Ulusal mevzuatta bir yasaları dahi olmayan uçuş personelini, bir anda böyle “insani” bir kıyasla hatırlayan idarecilerin gerekçesi rekabet. Bütün bu yeniden yapılanma zincirinin en son halkası ise uzun yıllar önce terk edilen part-time uygulamasına geri dönüş kararı oldu.

‘Yorgunluk Öldürür’

Sonu gelmeyen servisleriyle adeta uçan restoranlara dönüşmüş uçaklarda, kabin memurlarının asıl işinin yolcu güvenliği olduğunu düşündüğümüzde ortaya çıkan tablo ürkütücü. Zira havacılık otoriteleri ve havayolu sendikalarının bağlı olduğu üst kuruluş ITF (Uluslar arası Taşımacılık İşçileri Federasyonu)’in de sloganı haline gelen ve ekiplerin yetersiz dinlenme saatlerine dikkat çekmek için ifade ettikleri  “yorgunluk öldürür” gerçeği hepimizi ilgilendiriyor.

Kamudaki payı hala %49 olan THY’nin kalan kamu payının da özelleştirilmesi yönündeki talep uçak devi Boeing’in de içinde bulunduğu bir grup tarafından sık sık yineleniyor. Şüphesiz sermayedarların nihai hedefi “altın yumurtlayan tavuk” tan paylarına düşeni almak.  Kendi bünyesinde barındırdığı teknik, yer hizmetleri ve ikram bölümlerini özelleştirmesinin ardından “sıra uçuşa mı geldi?” dedirten değişiklikler ve sıkıntılarla ilgili olarak THY’ de uzun yıllardır kabin amiri olarak çalışan ve bir uçuş personeli ile yaptığımız görüşmeyi yayınlıyoruz.

Hostes Sayısı Düşürüldü

– Havacılık açısından en yoğun sezon olan yaz öncesi yapılan bu değişikliklerin sebebi ne olabilir?

THY çok hızlı ve plansız bir şekilde büyüdü diye düşünüyorum. Altyapı olmaksızın çok sayıda uçak aldı. Bir sürü yeni hat açtı. Ama yeterli personel yok, yeterli havaalanı yok, pist yok, olan pistte yer yok pasaportta polis yok.Yok,yok,yok. Yani sadece uçak ve bol sayıda sefer var. Bakın birkaç yıl önce, uçuşlarımızın çok yoğun ama sayımızın yine yetersiz olduğu bir yaz, bizler yorgunluktan görev esnasında bayılmaya başlayınca, THY çözüm olarak dinlenme odalarımıza sedye koydu! Yani hiç bunun sebebini ortadan kaldırmaya çalışmadılar. Ben bu değişikliklerin de her zamanki gibi “biz yola çıkalım da katar yolda dizilir” mantığından kaynaklandığını düşünüyorum. Yaz sezonu geldi, uçuşlar arttı, eleman eksik. Bunlar için bulunan çözüm de uçak başına düşen hostes sayısını düşürmek oldu.

– Haber sitelerinde, çalıştığınız birim olan kabin’in de özelleştirilme kapsamında olduğuna dair çok yorum var fakat henüz bir açıklama yok. Çalıştığınız birimin özelleştirileceğini düşünüyor musunuz?

Ben işe ilk girdiğimden beri THY’nin özelleştirileceğine dair duyumlarımız vardı. O zamanlar büyüklerimiz bize “bu devletin havayolu, bu uçaklar devletin, savaş anında bu uçaklar kullanılacak. Bu yüzden THY asla özelleşemez” derlerdi, biz de inanırdık. Bir gün bir baktık savaşta kullanılacak uçakların sahibi devlet bizim bile haberimiz olmadan Avrupa borsalarında hisseleri satışa çıkarmış. Sonra bir de baktık ki şirketin %51’i özelleşmiş. Şirket hisselerinin çoğunluğu kimde bilmiyoruz. Şimdi de kendimizi kandırıyoruz, şirket özelleşir mi özelleşmez mi, zaten özelleşmiş. Uçuş ve genel müdürlük hariç bütün birimler parça parça özelleştirildi, satıldı. Satılan bölümlerdeki arkadaşlar sürüldü kabul etmeyenler işten atıldı. Şimdi aynı şeyler uçuş için konuşuluyor. Belki bu sefer farklı bir yöntem deneniyor part-time adı altında… En az bizler kadar çalışıp ücret ve sosyal haklar açısından bizim yarımıza çalıştıracaklar bu arkadaşları. Özelleştirme yüzünden üstümüzde çok büyük bir baskı var. Sürekli farklı söylemler bilinçli olarak bizlere duyuruluyor. Benim gözlemlediğim artık hiçbir meslektaşımın geleceğine yönelik uzun vadeli plan yapamadığı. Herkes şunu söylüyor; “gittiği yere kadar!” Hepimiz kafamızda B planı yapmaya çalışıyoruz.

‘Rötarlarda Avrupada Birinci Olduk’

-THY’ de daha önce de özelleştirilen bölümler var. Bu yapılanmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Özelleştirmeyle kurulan yeni şirketlerde kadrolaşma adına işle ilgili bilgisi ve tecrübesi olmayan insanlar başladı, çok büyük karışıklıklar yaşandı. Uçuşlarda kayıp bagaj sayısı inanılmaz boyutlara ulaştı. Bu durum zaten tüm havacılık sektöründe bilinen bir durum. Ayrıca rötarlarda Avrupada birinci olduk! En inanılmazı da siz Amerika’ya giderken bagajınız Afrika da herhangi bir noktaya gidebilir.

Kaynak: Emek Dünyası / 15 Mayıs 2012

İlgini çekebilecek diğer içerikler