Çanakkale Gelibolu’da başlayan “Adalet Kurultayı”nda AKP iktidarı, AKP-Cemaat çatışması ve darbeler, toplumsal adalet, halk kesimlerinin adalet anlayışları ve talepleri gibi konular tartışılmaya başlandı.
CHP’nin Çanakkale’de gerçekleştirdiği Adalet Kurultayı ilk gününde, açlık grevi eylemini sürdüren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için “Nuriye ve Semih yaşasın” çağrısı yapıldı.
KHK’yla ihraç edilmelerinin ardından başlattıkları ” direnişi sürdüren ve açlık grevinde 170. günü aşan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için yapılan basın açıklamasına, oyuncu Orhan Aydın ve şair Ataol Behramoğlu, CHP milletvekilleri Mehmet Tüm, Ceyhun İrgil ve Selina Doğan katılarak dsteek verdi.
Basın açıklama metnini okuyan CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, OHAL İnceleme Komisyonu’na çağrıda bulunarak, Gülmen ve Özakça’nın dosyalarının bir an önce ele alınması talep etti.
Basın açıklamasında İçişleri bakanlığını “adil yargılamayı etkileme teşebbüsü nedeniyle suç işlemekle” itham eden Milletvekili Şenal Sarıhan “Nuriye ve Semih yaşasın demenin suç haline getirildiğini” vurguladı.
Veli Saçılık: “arkadaşlarımızı ölüme terk etmeye çalışıyorlar”
Ankara Kızılay’daki İnsan Hakları Anıtı önünde eylemlerde bulunan Veli Saçılık da yaptığı konuşmada, “Hükümet bizi açlığa mahkum etti, biz de tam 291 gündür direniyoruz. Yapılmayan zulüm kalmadı, plastik mermisi, copu, gazı, gözaltıları, komployla açtıkları davalar, para cezaları… 2000’deki açlık grevlerinden de biliyoruz ki, 200 günü aşan grevler yaşanabiliyor ve hükümet de bunu kullanarak, zamana yayarak arkadaşlarımızı ölüme terk etmeye çalışıyor ”dedi.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi araştırma görevlisiyken ihraç edilmesinin ardından öğrenci olarak üniversitede iletişim bölümünü kazanan ancak kayıt işlemi özel yönetmelikle engellenen Dr. Cenk Yiğiter de bir konuşma yaptı. KHK’yla ihraç edilenlerin kamu hizmetlerinden yararlanmasının engellendiğine dikkat çeken Yiğiter, şunları söyledi:
“Nuriye ve Semih arkadaşlarımız sadece açlığa mahkum edilmedi. Sadece o bakan bozuntusunun dediği gibi ağaç kökü yemeye maruz kalmadı. KHK’yla ihraç edilen insanlar, sadece işsizliğe, açlığa mahkum edilmiyor. Bize şunu söylüyorlar, siz artık kamu hizmetlerinden yararlanamazsınız. Örneğin, bugün bir kişi katil olabilir, hakkında kesinleşmiş hapis cezası olabilir; bu kişi kamu hizmetlerinden yararlanabilir, öğrenci olabilir. Ama diyorlar ki bana, sen öğrenci olamazsın. Yarın diyecekler ki, sen belediyeden hizmet alamazsın. Öbür gün diyecekler, senin cenazeni kıldırmayız. Bu, Nazi hukukudur. Bu, bir insan kategorisini yurttaşlıktan, insan olmaktan çıkarmaktır. Bu, sivil ölümdür”
Dr. Cenk Yiğiter sözlerini şöyle bitirdi:
“Bu toplumda KHK’yla ihraç edilmiş olun ya da olmayın, bu Nazi hukukundan rahatsız oluyorsanız, Nazi hukuku gelir beni de bulur diye korkuyorsanız, bir gece ansızın KHK listelerinde adınızı yurttaşlıktan, insanlıktan çıkarılmış şekilde görmekten korkuyorsanız, demek zorunda olduğunuz şey şudur: Nuriye ve Semih yaşasın, işlerine iade edilsinler. Nuriye ve Semih yaşasın demek suçsa, bu suçu işlemeye devam ediyoruz.”
emek.org.tr