“İnsan yaşamı boyunca kendi heykelini yontar”

Goethe “Yaşamak, kendi kendini adam etmektir. Zeka ve bilgini kullanarak etinden kemiğinden kendi heykelini yapmaktır. İnsan yaşamı boyunca kendi heykelini yontar.”

En çok neden korkarsınız? / Görkem ERCAN*

“Bir heykelin tarihçesini anlatacaktım geldiğimiz nokta bu… Bu heykele her baktığımda kendi kendime sorduğum sorulardan bu noktaya geldim…”

Bobbie Carlyle’in ‘Self made man’ heykeli…

 

En çok neden korkarsınız?

Hiç kendinize sordunuz mu bu soruyu?

Ben hemen itiraf edeyim…

Ben en çok kendimden korkarım… Kendi yapabileceklerimden…

Heykeltraş Bobbie Carlyle tarafından yapılan “Self Made Man” bir ham taşı, kaya parçasını yontarak kendi bedensel ve ruhsal gelişimini buna bağlı olarak bizim haricimizde yer alan tüm canlılara karşı olan sorumluluklarımızı remzediyor.

Bu noktada aklıma tahrik edici bir soru daha geliyor…

“Self made man” yani Kendini Yontan adam heykeli bence insan olma çabası yolunda manalı sembollerinden biri….

Goethe “Yaşamak, kendi kendini adam etmektir.

Zeka ve bilgini kullanarak etinden kemiğinden kendi heykelini yapmaktır.

İnsan yaşamı boyunca kendi heykelini yontar.” diyor…

Günümüzde kendini adam etmek çok seksist bir tabir olarak karşılansa da remzedilen heykelin Türkçeye en yakın manası da bu aslında.

Zaman her şeyi değiştirdiği gibi bizleri de değiştiriyor; tabi bizim kendi kendimize çizdiğimiz sınırlar, kısıtlamalar ve korkularımız hariç.

En çok neden korkuyoruz?

Başkalarının başarılarından…

Sabretmekten…

Sabredememekten…

Başarısız olmaktan…

İdare edememekten…

Gelişime, değişime açık olamamaktan…

Hatalarımızı kabul edememekten…

Eleştirilerden…

Yapamıyorum demekten…

Bilmiyorum demekten,,,

Yoksa ait olamayacağımızı bildiğimiz topluluklara kendimizi kabul ettirmekten mi?

Arınmak istediklerimiz nelerdir?

Öfke, açgözlülük, kıskançlık, oburluk, şehvet, gurur, tembellik yani yedi ölümcül günah mı?

Yoksa zafiyetlerimiz,

Ya da narsist tavırlarımız,

Veya ihtimallere dayalı, değişken yalanlarımız mı?

Bir makale okumuştum içinde “İnsan biraz da kendi emekleriyle insan olur” benzeri bir ibare bulunduruyordu.

Sürekli hata yapıp özür dilemek bir değişim, pişmanlık değil şımarıklıktır bence. Yaptığı hatayı bilip özür dilememek ise nerden bakarsan bak egosal bir problemdir…

İnsan kendi gelişim yolculuğunu aslında zamanla ve farkında olmadan yapar. Zaten hatalarda insanın kendini kontrol etme çabası ve tercih etmesiyle ortaya çıkar…

Bu bir iç yolculuktur bazen kontrolün kendinizde olmadığı…

Başkalarının fikirleriyle fason bedenler oluşturmak geçici ama tatminsiz süreçlerdir.

Yaptığın hatalardan ders çıkarmak, eleştiriye açık olmak bu sürecin başlangıcı olabilir.

Ama kendine yolculuk uzun ve sabır gerektiren, çoğu zaman can acıtan bir süreçtir.

Çünkü her seçim bir vazgeçiştir… Ve bazı seçimler hatadır.

Hap formu yoktur bir sabah kalkınca ben oldum diyemezsiniz….

Kendi kendinizle hatalarınızı ne zaman konuştunuz?

Ne zaman bu kadar korkutucu bir diyaloğa girme cesareti gösterdiniz….

Seçimleriniz hep başkalarının fikirleri doğrultusunda mı oldu?

Veya bir başkasının okuduğunda ders çıkarttığı bir kitaptan biz de aynı dersleri mi çıkartmalı mıyız… Yoksa güzel olan farklı ihtiyaçlarımıza çözüm olacak dersler çıkartmak mı?

Bana iyi geldi; sana da iyi gelecek diye bir kural mı var…

En sevdiğimiz, saygı duyduğumuz bir insanın bile baktığında gördüğünü ben göremiyorsam ya da gördüğüm şey benim için hala manasızca kalıyorsa ne anlamı var….

Sadece çevremizdekilere saygı göstermek kendimize de saygı gösterdiğimiz anlama gelir mi? Bence en büyük yalan bu….

Yaşınız ne olursa olsun sıfatınız, konumunuz ne olursa olsun bana göre kendinize tarafsız bir gözle bakamıyorsanız, kendinizi affedemiyorsanız henüz kamil insan olma yolunda ilerlemeye hazır değilsinizdir…

Bir heykelin tarihçesini anlatacaktım geldiğimiz nokta bu… Bu heykele her baktığımda kendi kendime sorduğum sorulardan bu noktaya geldim…

Umarım bu sesli düşüncelerimle sizi yormamışımdır…

Merak edenler için;

Heykeltraşımız bronz heykeller yapan bir kadındır.

İlgili heykelin orijinal formu bronzdur.

Bobbie Carlyle’in en başarılı eserlerinden biri olarak kabul edilir.

Altı farklı erkek modelinden meydana gelmiştir. Oğlu yüzünü temsil ederken, çeşitli vücut parçaları hayatındaki diğer erkeklerden kendi tabiriyle ödünç alınmıştır.

Yüksekliği yaklaşık 10 metredir.

ABD’nin Suudi Arabistan Büyükelçisi tarafından satın alınana kadar Colorado’daki Douglas County yönetim binasının önünde sergilenmiştir.

Günümüzde sanatçının yaptığı diğer replikalarının sergilendiği yerler;

Fox Run Development, Greeley CO

Extended Stay America Corp. Office, Charlotte, NC

Park Central Developments, Orlando, FL

University of NC – Monumental

Town of Parker, Parker, CO

Western Bank, Puerto Rico

Office Complex, Nicaragua

Lay Center, University of St. Louis, St. Louis, MO

Robert Muir Developers, Mall, Minneapolis, MN

Columbus University, Columbus, IN

City of Batavia, Batavia, IL

IBP Corporation, ND

Yazan: Görkem Ercan / 24.04.2020

(*Kaynak: Görkem Ercan sosyal medya sayfası)

emek.org.tr

İlgini çekebilecek diğer içerikler