Emek mücadelesinde, “beslenme hakkı” bağlantılı konuların gündemimizde daha fazla yer tutmaya başladı. İşçilerin işyerlerinde yemek yeme hakkı konusunun, genelde de beslenme hakları ve uygulama sorunlarının önemsenmesi ve bunun önemli bir mücadele gerekçesi yapılmasına inanıyoruz. Cerrahpaşa’da yaşanan olay, bunun için iyi bir örnektir.
Şimdiye kadar birçok yemek zehirlenmesi olayı, düşük kalorili beslenme ve yemeklerin azaltılarak şirketlerin kazanç sağladığı haberlerini izliyorduk. Emekçilerin beslenme hakkı kapsamında, çalıştıkları yerlerde yedikleri yemek konusunun problemli olduğu medyada sürekli yazıldı çizildi.
İşçi sağlığı, TİS hakkı, sendika ve demokratik haklar gibi, beslenme hakkı konusunun, emek güçleri tarafından çalışma koşullarının iyileştirilmesi mücadelesi kapsamında gündeme alınarak değerlendirilmesini doğru görüyoruz. Hatta işçi örgütlenmesinin zayıf olduğu yerlerde, insani bir hak kapsamında beslenme hak ve sorunlarının iyi değerlendirilerek bir basamak yapılmasını da bir olanak olarak algılamalıyız.
Bu anlamda aşağıda ele aldığımız konu önemli ve bu kez İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’da yaşanan yemekhane sorunu neredeyse tüm sorunları gösteren yönüyle karşımıza çıktı. Yemeklerin azaltıldığı, temizlik sorunu yaşandığı ve dahası durumu şikayet eden işçilerin de işten atıldığı, işçi çalıştırma konusunda da hukuksuzlukların olduğu olay yaşandı.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’da usulsüzlükler ve hukuksuzluklar yaşanmıştı. Denetimi yapılmayan yemekhane şirketinin etleri çaldığı, yemeklerin gramajlarını düşürdüğü ve sağlıklı temizlik yapmadığı haberi yapıldı.
Yemekhane uygulamalarından şikayetçi oldukları için işten çıkarılan yemekhane işçileri “Yapılan hırsızlığa, öğrenci ve personellerin sağlıksız yemek yemesine göz yummadığımız için işten çıkartıldık” diyor.
İlerihaber’den İzel Sezer’ in haberini önemsediğimiz için izleyicilerimizle paylaşıyoruz.
ÖDENEK KESİLDİ ve ÜNİVERSİTE TAŞERON YEMEK ŞİRKETİNE BAĞIMLI OLDU
Hukuksuz şekilde işten çıkarılan işçilerden biri, üniversitelerin bölünmesinden sonraki yemekhane ihalesini şu sözlerle anlattı:
“2018’de Berdem isimli firma ihaleyi aldı, sonrasında ‘Yemekçim’ olarak ismini değiştirdi. Berdem 2018’de ihaleyi aldığı zaman İstanbul Üniversitesi henüz bölünmemişti. Üniversitenin bölünmesinden kaynaklanan açıklıklar oluştu. Cerrahpaşa’nın ödeneği yok, bu yüzden tamamen şirketlere bağımlı olarak işlemek zorunda kaldı ve tüm kontrol şirkette. Bunların üstünde İstanbul Üniversitesi – Cerrahpaşa Sağlık Kültür ve Spor Dairesi (SKS) Başkan Vekili Osman Yeter ve yemekhaneden sorumlu olan Şube Müdür Vekili Hikmet Laçın var. Bu isimler ihaleyi alan şirketle birebir çalışıyor.
‘BÖLÜNMENİN ARDINDAN 1 AYLIK ŞARTLI İHALEYİ YEMEKÇİM FİRMASI ALDI’
2018’de ihaleyi bu şirket aldıktan sonra 1 sene boyunca Beyazıt’ı işlettiler ve her şey şartnameye uygun olarak gidiyordu. Şu anki patron 2018’de tamamen devre dışıydı ve her şey normal düzende gidiyordu. 1 Aralık 2018’de Cerrahpaşa ayrıldı ve bölünmenin ardından o süreçte ihalelere kimse girmedi. Yemekçim isimli firma 1 aylık ihaleye girdi ve ihaleyi ‘şartlı’ olarak aldı. Çünkü ihaleye girilmemesi durumunda yemek verilmeyecekti. Böylece Yemekçim 1 aylık bir anlaşma için ihaleyi almış oldu.”
‘HAFTADA BİR ET YEMEĞİ OLMASI GEREKİRKEN 17 GÜN ET VERİLMEDİ’
Taşeron şirketin ihaleyi aldıktan sonra çıkarttığı ilk menünün şartnameye uygun olmadığını ve öğrencilere 17 gün boyunca et yemeği verilmediğini söyleyen işçiler, “Aralık ayında yemek menüsü çıkarttılar, normalde bizim menüde şartnameye göre öğrencilere ve memura verilmek üzere haftada bir kez et yemeğinin olması lazım. Bu şirketin çıkarttığı menüye göre 17 gün boyunca et yemeği verilmedi. Ayın 17’sinden sonra bizim tepkimizin üzerine ikinci bir yemek listesi çıkarttılar 13 günlük ve bütün et yemeklerini cuma gününe yazdılar” dedi.
‘YEMEKLER SAĞLIKSIZ KOŞULLARDA ÇIKARTILIYOR’
Yemeklerde kullanılan yağın kullanım süresinin bitmesine rağmen tekrar tekrar kullanıldığını vurgulayan işçiler, “Yemeklerde kullandığımız yağın bir kullanım süresi var, şu anki çalışma düzeninde 4 bin kişiye yemek yapan kişiye yemeğin ne olduğuna bakılmaksızın 6 teneke yağ veriliyor. 3-4 tenekesinin kızartmaya gitmesi gerekirken 1 teneke yağ ile 4 bin kişinin kızartmasının yapılması isteniyor. Yemekler sağlıksız koşullarda çıkartılıyor” şeklinde konuştu.
‘GERİ GÖNDERDİĞİMİZ BOZUK VEYA GRAMAJI EKSİK TAVUĞU ZORLA İÇERİ ALDILAR’
Denetim memuru tarafından geri gönderilen tavukların içeriye taşeron şirket tarafından bir şekilde sokulduğunu söyleyen işçiler “Örneğin bir öğlen yemeğinde tavuk yemeği var ama elde tavuk yok. Önceki gün kapıdaki denetimde görevli memurun geri gönderdiği tavuğu taşeron şirket elindeki gücü kullanarak bir şekilde o kapıdan içeri sokturuyor. Dolayısıyla yemek, göz göre göre son tüketim tarihi geçmiş veya gramajı eksik tavukla yapılıyor” ifadelerini kullandı.
‘KALAN ET YEMEKLERİNİN ETLERİNİ YIKAYIP BİR SONRAKİ HAFTA TEKRAR KULLANIYORLAR’
“Bir gün öncesinden kalan et yemeklerindeki etler yıkanıyor ve dondurucuda saklanıp bir sonraki haftaki yemekte kullanılıyor” şeklinde konuşan işçilerden biri, yemekhanede yaşadığı bir olayı da şu sözlerle aktardı: Hiç unutmam, bir gün önceden kalan bir nohutlu pilavı benim ‘atalım’ dememe rağmen proje müdürü attırmadı ve ikinci gün ısıtıp öğrencilere verdi. O günün akşamı 5-6 öğrenciden mide bulantısı, kusma şikayetleri aldık ve biz buna göz yummadığımız için işten çıkarıldık.
‘YEMEK LİSTESİ ‘NORMALE’ DÖNDÜ DEDİK, BU SEFER DE GRAMAJDAN ÇALDILAR’
“Devlet denetim yapmıyor” diyerek yemekhanedeki sağlıksız koşullara tepki gösteren işçiler “Şirket tamamen kendi isteğine göre yemeklerin gramajlarıyla oynuyor; yemek listeleriyle oynuyor. Şubat ayında yemek listeleri normale döndü, bu sefer de gramajdan çalmaya başladılar” şeklinde konuştu.
‘HAVALANDIRMASIZ ALANDAKİ KOSTİK KULLANIMI PERSONELİ ZEHİRLEDİ’
“İçerde temizlik esnasında ‘kostik’ denilen bir kimyasal madde kullanılıyor” diyen işçiler, “Kostik kullanımı öncesinde eğitim verilmesi, eldiven ve maske kullanılması ve sürekli havalandırmanın olması lazım ama yemekhanede bu şekilde bir havalandırma sistemi yok” şeklinde konuştu. ‘Bunu kullanmayalım’ diye defalarca söylemelerine rağmen taşeron şirketin kostik kullanımını zorunlu tuttuğunu ifade eden işçiler, “Kostik kullanımı sırasında yemekhane personelinde mide bulantısı, kusma ve zehirlenme oluyordu. Bu maddeden etkilenen bazı personeller birkaç gün işe gelemedi” dedi.
‘İMZALAMAYANI İŞTEN ÇIKARACAĞIZ’ DİYE TEHDİT EDİP HERKESE SÖZLEŞME İMZALATMIŞLAR
İşçiler, ihale sürecinden sonraki sözleşme baskısını ise şu sözlerle anlatt:
“Taşeron şirket üniversiteyi tamamen eline almış ve buna karşı çıkan herkesi de ya tehdit ediyor ya da işten çıkartıyor. Kafalarına göre bir şartname yaptılar, taşeron şirket işçilerle bir sözleşme imzaladı. Sözleşmeyi 2018’de imzalamadık ve 1 sene boyunca sözleşmesiz çalıştık. 2019’a girerken ‘Sözleşmeyi imzalamayanları işten çıkaracağız’ diye tehdit ettiler ve bize zorla imza attırdılar. İmza attıktan bir gün sonra proje müdürünü işten çıkardılar. Yeni proje müdürü pozisyonuna da Hikmet Laçın’ın adamlarından birini yerleştirdiler. Şu anki denetimsizliğin sebeplerinden biri de bu. Kamu görevlisi olan Üretim ve Denetim Başkanı, Hikmet Laçın’ın denetlemeye izin vermediğini kendi ağzıyla söyledi.
‘SAYIŞTAY 5 SENE BOYUNCA GELMEYECEĞİ İÇİN HERKES İSTEDİĞİ GİBİ HAREKET EDİYOR’
“Önceden Sayıştay’dan korkuyorlardı, şimdi ise 5 sene boyunca Sayıştay’ın gelmeyeceği haberi geldi ve denetleme olmayacağı için de herkes istediği gibi hareket ediyor.”
‘GIDA MÜHENDİSİ ‘BURAYI ALEVİLER BASTI, BURAYI TEMİZLEYECEĞİZ’ DEDİ’
“1 Ocak’tan sonra devletin yemekhanede görevlendirdiği gıda mühendisi, personellerin arasında ‘Burayı Aleviler bastı, burayı temizleyeceğiz’ şeklinde konuşmuş, sonrasında kendisine sorduğumuzda ise bunu inkar etti” ifadelerini kullanan işçiler, şu an işten çıkarılan işçilerin tamamının Alevi olduğu bilgisini verdi.
İşten çıkarmaların henüz son bulmadığını vurgulayan işçiler, “İşten 10-15 kişinin daha çıkarılmasını bekliyoruz, Haziran’da kurumla taşeron şirketin sözleşmesi bitiyor ve ikinci bir sözleşme 15 Temmuz’da başlıyor” diyerek şirket patronunun ihale sürecinin ardından personelin %80’inin değişeceğini kendi ağzıyla söylediğini dile getirdi.
KAMU GÖREVLİSİ GIDA MÜHENDİSİNE ŞİDDET!
İşçiler, ayrıca taşeron şirketin genel müdürü Musa Özlük’ün, Orman Fakültesi’nde kamu personeli olan gıda mühendisi Zeynep Arslan’ın üstüne yürüyerek ona şiddet uygulamaya çalıştığını, bununla ilgili gıda mühendisinin SKS Başkan Vekili Osman Yeter’e şikayette bulunmasına ve kamera kayıtları olmasına rağmen hiçbir işlem yapılmadığını söyledi.
MAAŞI DAHA AZ OLSUN DİYE KAĞIT ÜSTÜNDE ‘GARSON’ OLARAK GÖSTERİP BAŞKA İŞ YAPTIRMAK İSTEDİLER!
“İşten çıkarılanlara önce rotasyon uygulamak istediler, kabul etmeyince işten çıkarttılar ve işten çıkarma sebebini de bu olarak gösterdiler” diyen işçiler, “Başka bir arkadaş da aşçıbaşı yardımcısı olarak çalışmasına rağmen kendisine kağıt üstünde ‘garsonluk’ teklif ettiler ama görevinin yine aşçıbaşı yardımcılığı olmasını istiyorlar. Böylece kendisine daha az maaş verip daha fazla iş yükleyecekler” ifadelerini kullandı.
İŞTEN ÇIKARMA SEBEBİNİ ‘22. MADDE’ OLARAK GÖSTERİP, İŞSİZLİK MAAŞI ALMALARINI ENGELLEMİŞLER
“Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) ilişkin Torba Yasa’nın 22. maddesine göre bizi işten çıkarttılar ve bu maddeden çıkarıldığımız için işsizlik maaşına başvuramıyoruz” şeklinde konuşan işçiler işten çıkarılmal süreçlerini şöyle anlattı:
- maddeye göre işten çıkarılma sebebi firma içindeki rotasyon değişikliğidir. Yani işveren, işçiyi bağlı olduğu başka bir organizasyona gönderebilir ve kabul edilmezse işten çıkarabilir ama biz bundan dolayı işten çıkartılmadık. Bizim işten çıkarılma sebebimiz 4. madde, yani ‘iş sözleşmesi fesh edildi’ maddesi. Bizi işten çıkarırken bahane olarak konuyla ilgili personellerden Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) şikayette bulunulmasını gösterdiler, rotasyonla herhangi bir ilgisi yok. 22. maddeyle kıdem tazminatından tamamen yoksun kaldık.
‘ÖĞRENCİLERİN BESLENME HAKKIYLA OYNANDIĞI İÇİN BU ŞİRKET İFŞA EDİLMELİ’
İşçiler dava sürecine ilişkin “Mahkemeye başvurduk ve işe iade davası açtık. Şu an dava ‘arabulucu’ aşamasında” dedi ve mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak “Bu olayın peşini bırakmayacağız. Yapılan hırsızlığa, öğrenci ve personellerin sağlıksız yemek yemesine göz yummadığımız için işten çıkartıldık. Bir devlet üniversitesinde öğrencilerin beslenme hakkıyla oynandığı için bu şirket ifşa edilmeli. Hakkımızı aramanın tüm yollarını kullanacağız” dedi. (kaynak:27-02-2019 İLERİHABER)
emek.org.tr