Son zamanlarda sık yaşanılan bir hadise halini alan Özel Güvenlik Görevlisi şiddetine yeni bir tanesi daha eklendi. Gökcan Serhan, Bakırköy’de ikamet eden bir üniversite öğrencisi. İstanbul Üniversitesi Eski Yunan Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyor. 6 Mayıs 2014 günü Kadıköy’den evine dönmek için Aksaray-Atatürk Havalimanı metrosunu kullanıyor. 22.30 civarında metroya binen Serhan, günün yorgunluğu ile metronun içinde uyuyakalıyor. ‘Güvenliklerin sarmasıyla uyandım. Uyandığımda ne olur diyip kafamı yukarı kaldırdığımda suratlarını gördüm. Görmemle beraber kafama sert bir cisimle vurmaları sonucu tekrar bayıldım’ diyen Gökcan Serhan o geceyi anlatmaya şöyle devam ediyor: ‘Baygınlık sonrası uyanışımda kendimi metronun kapısında buldum. Çöp poşeti atar gibi atmışlar beni. Elim, yüzüm, üstüm başım kan revan içinde…’
Gökcan Serhan’ın gecenin devamında yaşadıkları ise tam bir Türkiye klasiği… ‘Şikayet etme şimdi, kendin de uğraşma bizi de uğraştırma’ diye iş yükünden kaçan polis ekipleri, ‘Hastaneye götüremeyiz, sosyal sigortan yok’ dedirten ve ölüme mahkum eden sağlık sistemi. Gökcan Serhan, yaşadıklarının devamını emek.org.tr editörüne şu sözlerle aktardı:
“Yaşadığım şoku atlatmaya çalışırken, tesadüfen orada olan iki ambulans gördüm. Metro zaten kepenklerini kapatmıştı. Ambulansın yanına gittim, beni görünce kaşıma pansuman yaptılar. Kimliğimi istediler, verdim. O sırada sağlık sigortamın olup olmadığını sordular, ‘yok’ dedim. ‘O halde sen evine git. Hastaneye götüremeyiz’ dediler. Beni hastaneye götürmeleri için epey ısrar ettim, ama nafile. Ambulanstan inmek zorunda kaldım. Ama plakalarını aldım, telefonda konuştuğum arkadaşıma not ettirdim. İki dakika geçmedi, kayıp olan ambulans geri geldi. Bu kez ben çok sinirlendim, ‘beni hastaneye götürmediniz, ben de sizin hiçbir yardımınızı kabul etmiyorum. Kaşımdaki pansumanı da yere fırlattım. O sırada polis geldi. Tavırları, son zamanlarda aldıkları eleştiriye yakışır vaziyetteydi. Beni hiç ciddiye almadılar. Güvenliklerin beni darp ettiğini ve şikayetçi olduğumu söyledim. İyi, hoş sohbet ile kandırıp arabaya bindirdiler, arabada da ‘Sen bunları şikayet etsen ne olacak oğlum, bunlar hep böyle yapıyorlar. Sen şimdi git evine yat boşver, uğraşma, uğraşmaya değmez’ dediler. Birçok kez tekrarladım karakola gitmek istediğimi, suç duyurusunda bulunmak istediğimi. Gerçekleştirmediler, üstüne beni Bayrampaşa metrobüsünün orada bıraktılar. Bir an önce kendi çöplüklerinden beni başka bir yere atmak istediler. Metrobüse bindim, Bakırköy’e geldim.
POLİS, ÖNCE GÜLDÜ SONRA TELEFONU SURATINA KAPATTI
Bakırköy’de ikamet ettiğim için buradaki karakola gitmeye karar verdim. Bu arada bir arkadaşımdan Kartaltepe Karakolu’nun telefonunu istemiştim. O sırada çok sinirli ve yaralı durumda olduğum için net anımsayamıyorum ama ya Kartaltepe Karakolu ya da 155 olması lazım, derdimi anlattığımda yine benzer tavırla ‘boşver’ dediler ve gülerek telefonu suratıma kapattılar. Yoldan geçen bir ekip otosunu çevirdim, beni Kartaltepe Karakolu’na götürmelerini istedim. Suç duyurusunda bulunacağımı söyledim, epey şaşırdılar beni kan içinde görünce. Zar zor arabaya binmeye ikna ettim, binerken de polislerden biri bana ‘dikkat et arka koltuğu kan yapma’ dedi. O sırada bana ‘senin burada ne işin var, olay yeri burası değil. İn Aksaray’a git, olay yerin orası’ dediler. Polislerin beni oraya götürmediğini ve yolda bıraktığını söyledim ve ne olursa olsun suç duyurusunda bulunacağımı tekrarladım. Polislerden biri bana ‘Oğlum, karakol kaçmıyor, önce hastaneye git sonra karakola gidersin’ dedi. Beni Dikilitaş’ta hastaneye giden yolun başında bıraktılar, ‘düz git hastane orada ‘ dediler. Acildeki doktorlar yardımcı oldular, güvenliklerin darp ettiğini söyledim. Darp raporu aldım. Gözümde yırtılma, kaşımda 4cm’lik yarılma var. Sağ sinüs duvarımda çatlama ya da kırık da olabilirmiş. Hakkımı aramaya devam edeceğim, ben bu ülkenin vatandaşıyım. Kimsenin beni dövmeye, çöp gibi metro önüne atmaya hakkı yok. Sonuna kadar bu işin peşinde olacağım.”
Gökcan Serhan yaşadığı olayı İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi ile birlikte Cuma günü saat 13.00’da Aksaray Metrosu önünde yapacağı basın açıklaması ile duyuracak. Ardından Çağlayan Adliyesi’ne geçerek suç duyurusunda bulunacak. Serhan, şiddete ve haksızlıklara karşı vicdanının sesini taşıyan herkesi basın açıklamasına destek vermeye çağırıyor.
Gökay Coşkun
Emek.org.tr