Atatürk havalimanında TGS işçileri yıllık izinlerde sorun yaşıyor. Hava limanlarında çalışan Turkish Ground Services -TGS şirketi işçileri, özellikle yaz aylarında yoğun iş gerekçesiyle yıllık izin haklarını kolay kullanamaz ve sorun yaşar. İşçilerin yıllık izin haklarını istedikleri gibi kullanarak bedenen ve moral açısından dinlendikleri söylenemez. Bu durum işçi sağlığı açısından çok ciddi bir sorun kaynağıdır.
Şirketin yıllık izin kullanımındaki işçinin dinlenme talebini dikkate almadan yaptığı düzenleme baskı ve dayatmayla gerçekleşiyor. İşçiler itiraz edecek olursa, şeflerin tehdit ve baskıyla örneğin “beğenmiyorsan kapı orada” tutumuyla karşılaşıyor.
İşçi sağlığı açısından “dinlenme hakkı, yıllık izin kullanımı” olayı, hava limanlarında önemli bir konu ve sorun olarak yaşanmaya devam ediyor.
İş yeri hekimler, aşırı yorgunluk ve dinlenememe sorununu görmüyor. İş yerindeki işçi sağlığı ve sosyal güvenlik çalışanları da maaş aldıkları patrona karşı ses çıkaramaz durumdadır. Bunlar yetmez gibi, Atatürk hava limanında bir müdür, Eylül ayına kadar yıllık izinleri yasakladı. Bu dayatmaya karşı sendikalardan ve işçilerden ses çıkmıyor.
Kısaca dinlenme hakkının, insani olmasının yanı sıra “yıllık izin hakkı” kazanılmış ve yasayla korunan bir hak olduğunu ifade edelim.
Anayasa 50. Madde güvencesi altındaki “dinlenme hakkı”, ayrıca yıllık izin hakkı olarak da 4857/53.md. uyarınca korunur.” Madde 6 — Yıllık ücretli izin işveren tarafından bölünemez. İzin hakkı, gösterilen süreler içinde işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesi zorunludur. Ancak, 53 üncü maddede öngörülen izin süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere en çok üçe bölünebilir.” denilmektedir.
Atatürk havalimanında ne yaşanıyor?
Örneğin bugünlerde Atatürk Hava limanında Uçak Temizlik Koordinasyon Müdürü Ömür Yıldız, sinirlenerek temizlik işçilerinin yıllık izinlerini 2018 Eylül ayına kadar iptal etti. Şirket yönetiminin de bu uygulamadan haberi var elbette…
İşveren “yoğun iş” gerekçesiyle, havalimanlarında işçilerin yıllık izin hakkı kullanımını şirket yönetmeliği ve baskılarıyla zora sokmaktadır. Yaz aylarında özel belirlenmiş günlerde izin kullanmak yasaklandığı gibi, diğer zamanlarda da yıllık izin günleri idare tarafından bölündüğünden, işçiler sınırlı olarak 6 şar gün izine çıkabiliyor.
İşçilerin yıllık izin kullanarak dinlenmesi olayı, yani izin konusunda içerik gözetilmiyor denilebilir. Şirket ve müdürlerin elinden gelse izin hakkını yok edecek veya kuşa çevirecek…
Türk Hava Yolları A.O. v e HAVAŞ ortaklığıyla kurulan ve 1 Ocak 2010 tarihinde sektörde yerini alan TGS Yer Hizmetleri A.Ş; İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes, Antalya, Adana, İstanbul Sabiha Gökçen, Milas- Bodrum ve Dalaman Havalimanlarında yaklaşık 192 havayolu şirketine verdiği yer hizmetleriyle faaliyet sürdürmektedir. TGS, yerli ve yabancı havayolu şirketlerinin 700 bine yakın uçuşuna 7.000 ekipman ve 10.000 den fazla personeliyle yer hizmetleri kapsamındaki tüm faaliyetleri, ağır çalışma koşullarıyla üretmektedir. 7/24 sürdürülen yer hizmetlerinde, üç vardiya ve özel iş grupları halinde çalışan işçiler, yıllık izinleri kullanmada ciddi sorunlar yaşar.
İşe alınan işçilerin önemli bir kısmı, ücretlerin düşüklüğü ve çalışma koşullarının ağırlığı nedeniyle kısa süre sonra iş bırakmaktadır.
TGS işletmelerinde yıllık izin kullanımı sorunludur!
Yıllık izin denilince ne anlıyoruz?
Yıllık izin denilince işçinin yasal olarak kullanmaya hak kazandığı yıllık izin süresini toplu olarak kullanarak bedenen ve moral açısından dinlenmesini sağlamaktır. Yıllık iş yorgunluğunu ve stresini atarak işe sağlıklı dönmeyi sağlayan dinlenme süresi, işçi sağlığı açısından çok önemlidir.
İşçi, yıllık izin hakkını ücret kesintisi olmadan kullanır. Kullanmadığı zaman da karşılığında ücret alır.
Ancak son yıllarda patronlar ilginç bir uygulamaya imza atarak, işçinin toplu kullandığı bu toplu yıllık izin süresini, örneğin üçe bölerek işçiye kullandırtıyor. Mücadeleci sendikaların olduğun yerlerde değil de sarı sendikaların olduğu yerlerde ve sendikanın olmadığı yerlerde sorun yaşanmaktadır. Patronlar yıllık izin kullanımını iç yönetmeliklerine göre parçalayarak kullandırtmaktadır. İşçinin sağlığından çok, işyerinin sağlığı önceliklidir yani…
Atatürk havalimanı işçilerinde de bu durum yaşanıyor. Diğer havalimanlarında farklı bir durum olmadığı gibi küçük havalimanlarında bu konuda katı uygulama ve baskı daha fazla olduğu söylenebilir.
Uygulama bu belgelerde görünüyor: TGS şirketi yayınladığı talimatlarda yıllık izin hakkını üçe bölüyor. İzinlerini toplu kullanmak isteyen işçilere ters yanıtlar vererek tehditler dahi yapılabiliyor. İşçiler tek seferde yıllık izin kullanamıyor. İzinler 10 gün artı 6 gün artı 6 gün gibi bir formülle üstelik şirketin dayatma biçimindeki düzenlemesiyle gerçekleşiyor. İşçiler istediği zaman yıllık izin hakkını kullanamıyor. Örneğin bu yaz aylarında günlerde izin kullanmak isteyen işçiler ancak Eylül ayında izine çıkabiliyor.
Hatta kalan 6 günlük izin hakkını kullanmak isteyen işçilere “izin kullanamayacağı, ancak Eylül ayında izine çıkabileceği” belirtilmiş. Şikayet ederse veya rapor alırsa da, “şirket ile papaz” olunacağı tehdidinde bulunuyorlar.
TGS şirketi, bu sorun nedeniyle SGK – Alo 170 hattına yapılacak şikayet sonunda soruşturmaya uğruyor, hatta para cezası da alıyor. Ancak izin kullanımı uygulaması değişmiyor. Çünkü yasaya uyulmuyor!
Yukarıda değindiğimiz gibi Atatürk hava limanında TGS ye bağlı çalışanUçak Temizlik Koordinasyon Müdürünün keyfi tutumu ve işçilerin örgütsüz ve sessiz hali sonucu, çalışma bir kölelik zulmü haline dönüşebiliyor.
Havalimanlarında yetkili olan sendikalar ne yapıyor?
Sendikalar bu konuda etkili değil ve bırakın bu tür olumsuz durumları; hava limanlarında köle çalışma koşulları diye de ifade edilebilecek çalışma ortamını kabullenmiş durumdadır.
Sendikasız olan 10.000 TGS işçisi sendikal mücadele, dayanışma ve Toplu İş Sözleşmesi (TİS) hak ve olanaklarından yoksundur. Bu durum, sendikaların özellikle tercih ettiği ve işçilerin de ses çıkartmadan kabul ettiği bir nesnelliktir. İşçiler ve çalışma koşulları, işveren vekilleri olan müdürlerin ve şeflerin insafına kalmıştır. Yani yasal ve kurallı çalışma yerine keyfilik ve şirket çıkarlarına göre çalışma koşullarını düzenleme esas alınıyor.
Havalimanlarında taşımacılık işkolunda örgütlü olan Hava-İş veya Hak-İş’e bağlı Öz-Taşımacılık sendikası bu konulara hiç değinmiyor bile. Zaten hak arama ve insanca çalışma koşullarını savunmak konusunda işlevsiz olan bu sendikalar patron gölgesinde sarı sendika durumları emek kamuoyu, devlet ve sermaye çevrelerince iyi biliniyor.
İşçilerin, insanca çalışma koşulları için mücadele edecek bir sendikaya ulaşmaları, yine onların bilinçli tercihlerine ve iradelerine bağlıdır. Fakat havalimanları “arpalık” diye de bilinen siyasal iktidarın kullandığı işyerlerinden bir olduğu için daha çok yandaş işçiler çalıştırılıyor. İşsizlik ortamında işçilerin “sendikadan uzak durun” tehdidinin dışına çıkabilmeleri mümkün görünmüyor. Bu konuda büyük bir zayıflık içindedirler.
İşçiler ne yapmalıdır?
İşçiler öncelikle sınıf bilincine ulaşmalı ve bir işçi olarak kazanılmış haklarını öğrenmeli ve bu insani ve yasal haklarını kullanmaları gerekmektedir.
Bunun başında sendikalaşma hakkı geliyor. İşçiler sendika ile işyerinde Toplu İş Sözleşmesi yaparak tüm koşulların kendi çıkarlarına göre düzenlenmesini sağlamalıdır.
TGS işçileri neden sendikalaşamadıklarını sorgulamalı ve tartışmalıdır. TGS ve THY yöneticilerinin sendika karşıtı tutumlarını, Hava-İş ve Hak-İş gibi sarı sendikaların varlıklarını nasıl sürdürdükleri, bunların neden işçi çıkarları ve hakları için mücadele eden sendika istemediklerini bir kez daha sorgulamalıdır.
İşçiler üretiyor ve insanca yaşamayı, insanca koşullarda çalışmayı hak ediyor. Ancak buna engel olanları da görmeli ve doğru işçi sınıfı tavrı almalıdır. İşçiler ya köle gibi çalıştırılacaklar ya da örgütlenme ve mücadele dışında başka bir çare olmadığını görecektir.
Diğer taraftan işçiler, çalışma yaşamının sağladığı hakların da bilincinde olmalı, onları öğrenmeli ve haklarını savunarak, yer ve zamanında haklarını kullanmalıdır. İşçiler çalışma hukuku tarafından belirlenmeyen gayr-insani koşullara karşı birbirleriyle dayanışma ve birlik içinde olmalıdır.
Yıllık izin hakkı da bunlardan biridir. İzinler toplu kullanılmalı, parçalanmasına rıza gösterilmemelidir. Şefler bu yöndeki talebi kabul etmedikleri zaman, sendikalara ve 170 alo hattına şikayet oluşturarak hakların kullanımını sağlamalıdırlar. İşçi bu konuda ısrarlı olursa sonuç alacaktır.
emek.org.tr