21 ŞUBAT ULUSLARARASI ANADİLİ GÜNÜ

21 Şubat Anadili Günü dolayısıyla birçok yerde etkinlikler gerçekleştirildi. Anadil sorunu toplumsal ve tarihsel yönleriyle masaya yatırılmaya devam edildi. Konuyla ilgili olarak akademisyenler, dil ile ilgili talebi olan yazarlar, aydınlar ve yurttaşlar taleplerini açıkladılar. Anadili bağlantılı yaşanan çok yönlü sorunlarla ilişkili eleştiriler ve talepler dile getirildi. Ülkemizde diller üzerinde baskıların yaşandığı dönemlerden sonra göreceli bir […]

21 Şubat Anadili Günü dolayısıyla birçok yerde etkinlikler gerçekleştirildi. Anadil sorunu toplumsal ve tarihsel yönleriyle masaya yatırılmaya devam edildi. Konuyla ilgili olarak akademisyenler, dil ile ilgili talebi olan yazarlar, aydınlar ve yurttaşlar taleplerini açıkladılar. Anadili bağlantılı yaşanan çok yönlü sorunlarla ilişkili eleştiriler ve talepler dile getirildi.

Ülkemizde diller üzerinde baskıların yaşandığı dönemlerden sonra göreceli bir ‘serbestlik’ yaşanıyor denilebilir. Diller konusu, kültürel-tarihsel bir zenginlik olmanın ötesinde, demokratik toplum ilişkileri ve iktidar sorunuyla bağlantılı olması nedeniyle de, siyasal içeriğe sahip bulunuyor. Etkinliklerde ve basında ana dillere yönelik baskı ve engellemeler eleştirilirken, yaşamsal boyutta ve demokratik öneme sahip olması nedeniyle de örneğin Kürtçe diline resmi dil statüsü tanınması talebi de dile getirildi.  Yine örneğin Dünya’da kaybolan diller, yok olmaya başlayan diller üzerinde tartışmalar ve önermeler de dikkat çekiyor.

Biz de diller ve halklar üzerindeki baskı ve yasakların, asimilasyon politikalarının son bulması gerektiğini belirterek, 21 Şubat Anadili Günü nedeniyle Adem Gürbüz’ün çalışmasını yayınlıyoruz.

(Adem Özgür’ün hazırladığı ‘anadilinde dergiler ve gazeteler’ yazısı Kaynak:. İstanbul – BİA Haber Merkezi 21 Şubat 2018)

Anadilinde Dergiler ve Gazeteler

Osmanlı devletinde basın hayatı Fransızca gazetelerle başladı. İlk düzensiz-süreli yayın 1795’te İstanbul’daki Fransız Büyükelçiliği’nde yayınlanan Bulletin des Nouvelles’dir.

Bu tarihten itibaren Türkiye’de farklı dilde, farklı kültüre ait çok sayıda dergi ve gazete çıkarıldı.

Cumhuriyet’in ilanından sonra çıkarılan yasalardan biri 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanunu’ydu. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 222. Maddesi bu kanuna muhalefet edenler hakkındaki cezai müeyyideyi düzenliyordu.

  1. madde sadece “Türk Harfleri”ni korumuyordu; “şapka giyme zorunluluğu”nu düzenleyen 1925 tarihli 671 sayılı Şapka İktisası Hakkında Kanununa da gönderme yapıyordu.

Her iki kanun da Türkiye Cumhuriyeti’nin “kurucu” değerlerini korumaya yönelik düzenlemeler ve yasakları düzenliyordu. Yıllar içinde özellikle Şapka Kanunu uygulanmaz hale gelmişti. Türk Harflerini koruyan kanun ise Türkiye’de baskının arttığı dönemlerde özellikle Kürtçeye yönelik uygulandı. Ancak Rumca, İbranice ve Ermenice yayın yapan yayınlar da özellikle 1970’lere kadar “Türk Harflerini Koruma” kanununa muhalefet ettikleri gerekçesiyle sansür, para ve kapatma cezalarıyla baskı altında tutuldular.

Örneğin 1980 Askeri Darbesi sonrası Kürtçe bu kanuna istinaden yasaklanmıştı. Yıllar sonra Kenan Evren, 2007 yılında Milliyet’te Fikret Bila’ya verdiği söyleşide “bir hatamız da oydu” diye tanımladığı Kürtçeyi neden yasakladıklarını şöyle açıklamıştı:

Konuşmalarda, mitinglerde, şurada burada Kürtçe konuşulmayacak. Okulda filan Kürtçe tedrisat yapılamaz. Neden dedik? Ben Devlet Başkanı’yken bir köyde ilkokula gittim. Üçüncü sınıfa mı dördüncü sınıfa mı girdim, hatırlamıyorum. Açtım kitabı, oku şunu, dedim çocuğa. ‘Kem-küm’ çocuk okuyamıyor. Kızdım. Orada söyledim. Öğretmene döndüm; ‘Dördüncü sınıfa gelmiş Türkçeyi okuyamıyor, bu nasıl iş?’ dedim. Sonradan anlaşıldı ki, öğretmen de Kürt. Kürtçe yapıyor tedrisatı. Döndüm ve Kürtçe yasağını koyduk, Kürtçe tedrisat yapılamaz dedik. Ama biraz ağır yasak koyduk.

  1. madde TCK’dan 2 Mart 2014 tarihinden kaldırıldı.

Çözüm süreci boyunca bu alandaki yumuşama yaşandı. Sürecin bitimiyle devlet hemen aslına rücu etti.

Ancak bu topraklarda konuşulan anadillerine yönelik baskı, sadece cezai müeyyidelerle sınırlı değil. Daha geniş baskı aracı “Milli Eğitim” anlayışı oldu. Anadilinde eğitim hakkını savunabilmek ve talep etmek bu topraklarda yaşayan Rumlar, Ermeniler, Kürtler, Lazlar, Hemşinliler, Gürcüler, Süryaniler, Arnavutlar, Çerkesler için uzun yıllardır uzak bir hayaldi. Son yıllarda bu alanda yapılan çalışmalar, mücadele bu hakkı bir nebze olsun görünür kıldı.

2018’in Anadili gününde bu kez tarihleri boyunca görünür olma konusunda sorunlar yaşayan Türkiye’de farklı dillerde çıkmış ve çıkmakta olan yayınlara yer verdik. Bu yayınların çoğunluğu dergi fomatında; günlük gazete formatında olanlar biraz daha tanınıp biliniyor. O nedenle bianet’te 21 Ekim 2017’de “Bîrnebûn” dergisiyle başladığımız “Dergilerin Dilleri” yazı dizisini 21 Şubat 2018’de Anadili Günü’nde geniş bir özetle tamamlıyoruz.

Bir daha kimsenin anadilini unutmayacağı günlere bir an önce ulaşmak umuduyla…

Rumca basın

Osmanlı sınırları içerisinde ilk Rumca gazete 1831 yılında İzmir’de Filos Ton Neon (Gençlerin Arkadaşı) adıyla yayımlandı. Üç İngiliz ve Amerikan misyonerlerinden yardım gören bu gazetede dinsel konuların yanında günlük olaylara da yer veriyordu. Ancak üç ay çıkabilen gazete Aralık 1831’de kapandı. Bu yayını 1832-33 yıllarında yayınlanan Astir en ti Anatolia (Anadolu Yıldızı), 1833’te dört sayfa haftalık, siyasi, edebi ve ticari bir gazete olan Mnimosini takip etti. [1]

1923-1941 arasında İstanbul’da kayıtlara geçen 28 Rumca gazete ve dergi var. Bunlardan 24’ü günlük siyasi gazete: Aniksartitos, Asipis, Avyi, Apostolos Adreas (1951-1964), Apoyevmatini, Dimokratia, Dimokratis, Efimeris (1943-?), Elefteri Foni (1952-1965), Embros (1952-1965), Espirini, Estia, Hronos (1947-?), İmeris Yana, Katimerini, Keravnos (1947-1951), Kiryakatiki Proia (1947-1960), Metaritmisis, Metapolitefsis, Otipor, Patris, Politia, Politersis, Proodos, Proini, Ta Hronika, Ta Nea (1953-?), Ta Neotora, To Vima (1946-1952), To Fos. Kimi birkaç sayı, kimi de birkaç yıl çıkar. [2]

Rumca kadın dergileri

İlk Rum kadın dergisi Kypseli’ydi (Petek). Derginin editörü Efrosini Samarcidis. Aylık çıkan Kypseli dergisi 34 sayı yayımlandı. Kypseli dergisi yayın hayatına başladığında Osmanlı İmparatorluğu’nda henüz Rum kız çocukları için okullar bulunmuyordu. Dergide, kadınların iyi eş ve anne olabilmeleri için eğitim görmesi gerektiğini savunan yazılara yer veriliyordu. Kypseli dergisi’nin çıkmasından 4 sene sonra ilk kez yoksul Rum kız çocukları için bir ilkokul açıldı.

Apoyevmatini (İstanbul, 1925)

Apoyevmatini, Türkiye’de Yunanca yayınlanan gazete.

“İkindiye ait”, “ikindi vaktinde” anlamına gelen Apoyevmatini bir ikindi gazetesi olarak 11 Temmuz 1925 tarihinde günlük gazete olarak kuruldu. Gazetenin kuruluş iznini alan isim Andonis Vasiliadis’tir. Ancak gazeteyi hayata geçiren kardeşi Konstandinos Vasiliadis oldu.

Her ikisi de Galatasaray Lisesi mezunu ve eczacı olan Vasiliadis kardeşler, aynı semtte iki eczacı olamayacağını düzenleyen bir kanun sebebiyle mesleklerini icra edemeyince gazeteciliğe yöneldi.

Gazete Beyoğlu İstiklal Caddesi’ndeki Suriye Pasajı’nda kuruluş tarihinden 2014 yılına eski metotlarla ve siyah beyaz, fotoğrafsız olarak yayınlanmaktaydı. Ancak gazetenin kirası ödenemediği için iş yeri kapandı.

İHO

Rumca yayınlanan İHO (Yankı) Gazetesi 1977’de yayın hayatına başladı. Kurucu yayın yönetmeni Harlambos Rombopulos. Rombopulos’un gazeteciliğe başlama hikayesi Türkiye’de azınlıklara yapılan baskıların hikayesi aslında. Rombopulos 1969’ta Arnavutköy Rum İlkokulu’nun müdürü.  Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin gerginleşmeye başladığı dönemde pek çok Rum öğretmen gibi devlet memurluğundan men ediliyor. İşsiz kalınca Apoyevamtini gazetesinde işe başlıyor. Sekiz yıl çalışıyor. Oradan ayrılıp kendi gazetesini çıkartmaya başlıyor. Önce haftalık, ardından üç günde bir yayınlanıyor. Üçüncü yılında günlük oluyor. Gazeteyi 1988’den bugüne Harlambos Rombopulos’un oğlu Anrea Rombopulos yönetiyor.

Ladino – Judeo Espanyol basın

İlk Ladino dilinde gazete girişimi ilk Türkçe gazetenin basılmasından 11 yıl sonra temelleri atılan La Buena Esperansa. İzmirli tüccar Rafeal Uziel’in 22 Mayıs 1842’de İzmir’de yayımlanacağı ilan ettiği gazetenin duyurusu çoğu Avrupa Yahudi gazetesinde yayımlanmasına rağmen maddi sebeplerden ötürü hayata geçemedi.

Cumhuriyet sonrası Yahudi İspanyolcasıyla gazete yayımlamaya devam eden İstanbul Yahudileri, Latin harflerini kullanmaya başlamışlardı. Bu gazetelerin zamanla bir bölümü Türkçe yayımlandı.

Şalom (İstanbul, 1947)

Haftalık olarak yayımlanan Şalom, “Barış” anlamına geliyor. Gazete 29 Ekim 1947’de Avram Leyon tarafından Ladino diliyle çıkartılmaya başlandı. 1982’de yayınına ara vermek zorunda kalan gazete, 1984 yılında Gözlem Gazetecilik, Basın ve Yayın A.Ş. tarafından satın alındı. Yeni yayıncı Judeo Espanyol olarak yayınlanan gazetenin genç nesil tarafından dilin bilinmemesi nedeniyle fazla okunmadığını anladığı için, gazeteyi bir sayfası Judeo Espanyol 41 gerisi Türkçe olmak üzere dört sayfa şeklinde ve Tilda Levi’nin yayın yönetmenliğinde yayınlanır. Günümüzde 16 sayfa olarak yayınlanan gazetenin bir sayfası Judeo Espanyol olarak çıkıyor.

Ermenice basın

Osmanlı döneminde önemi ve yeri büyük olan azınlık basını, cumhuriyet döneminde giderek azalmış ve günümüze çok az sayıda yayın kaldı. Ermeni basınının dergi örnekleri arasında Surp Pırgiç, Soğagat ve üç aylık çocuk dergisi Jıbit gösterilebilir.

  

Ermenice çıkan kadın dergileri

İlk Ermeni kadın dergisi 1862’de çıkan Gitar. Editörü Elbis Gesaratsyan‘dı. Gesaratsyan aynı zamanda Osmanlı Imparatorluğu’nun ilk Ermeni kadın gazetecisiydi. 1862 ve 1863 yılları arasında ilk Ermenice kadın dergisi Gitar’ı yayımladı.

Gitar dergisinin ilk sayısında Vatanperverlik Ruhu, Genç Kızlara, Topluma Hizmet, ve Hakkını Kullanmak Küstahlık Değildir başlıklı dört yazısı bulunuyordu. Dergi maddi sorunlar nedeniyle ancak yedi sayı çıkarabildi.

Gitar dergisinde yazarken makalelerinde Yelbis Garebedyan Doğramacı imzasını kullananan Elbis Gesaratsyan, yazılarında kadınların toplum hayatındaki rolleri ve kadınların eğitimi konularını işlemişti.

1885 İstanbul doğumlu Hayganuş Mark’ın (Markar), 19057te yayımladığı Dzağig (Çiçek) 20. yüzyılda çıkan ilk Ermenice kadın dergisiydi. derginin ilginç bir özelliği var; Hayganuş Mark dergide sadece kadınların çalışmasını ve yazmasını hedeflemişti. Ancak o yıllarda gezetecilik ve yazı yazma işleriyle uğraşan kadın azlığı dolayısıyla dergide erkeklere de iş verdi. Ancak erkekler de yazılarını kadın isimleriyle yazdılar. Hayganuş Mark Fransa’daki feminist akımlardan haberdar olan aydın bir gazeteciydi.

Dergi iki yıl yayınını sürdürdü. Mark eşiyle birlikte İzmir’e yerleşmeye karar vermişti. İzmir’de çıkartılan Arşaluys (Şafak) ve Arevelk (Doğu) dergilerinde kadın sayfaları hazırlayarak Dzağig dergisinin misyonunu sürdürdü.

Hayganuş Mark, 1919’da 13 yıl yayın hayatını sürdürecek Hay Gin’i (Ermeni Kadını) çıkarttı. Bu dergide yaklaşımını kadın ve erkeklerin birlikte çalışması şeklinde değiştirmişti.

Kulis (İstanbul, 1946)

Kulis, Agop Ayvaz tarafından 1946-1996 yılları arasında hiç kesintiye uğramadan İstanbul’da yayımlanmış Ermenice tiyatro dergisi.

Türkiye’de yayımlanan ilk Ermenice tiyatro dergisidir ve en uzun soluklu tiyatro yayınıdır. Dergide, Türkiye’deki Ermeni tiyatro gruplarının ve Türk tiyatrosunu anlatan yazılar ve eleştiriler yayımlandı. Uluslararası bir abone kitlesine sahip olduğu için dergi, Türk tiyatrosunun dünyaya tanıtılmasına katkı sağladı.

Başlangıçta Varol Matbaası’nda basılan dergi, 1948’den itibaren Agop Ayvaz’ın bir arkadaşı ile birlikte kurdukları Mavi Boncuk Matbası’nda basıldı. 1955 yılındaki 6-7 Eylül Olayları’nda Kulis’in basıldığı matbaa da zarar gördü.

Dergi, 1963’ten itibaren Agop Ayvaz’ın Cağaloğlu’nda kurduğu Kulis Matbaası’nda basıldı.

Kulis, 1950 sonlarından itibaren İstanbul Tiyatrosu ile kurulan bir ortaklık sonucu Türkçe olarak da yayımlandı; ortaklığın bitmesi ile 1963’te Türkçe yayın sona erdi.

Dergi, 1996’da abonelerin azalması nedeniyle kapandı.

Agos (İstanbul, 1996)

Günümüzde Ermeni Cemaatinin çıkardığı yayınların bir kısmının Türkçe ekleri bulunmakla birlikte, sadece Agos Türkçe ve Ermenice yayımlanıyor.

Türkiye’deki Ermeni cemaatinin ilk Türkçe-Ermenice gazetesi olarak kendini tanımlayan Agos, 05 Nisan 1996 tarihinde yayın hayatına başladı. Bir köy deyimi olan Agos sözcüğü, sabanın tarlada açtığı uzun yarık, ark, yiv anlamına gelmektedir. Kelime, gazetenin yayıncıları tarafından ilk sayıda “suyun aktığı, tohumun filizlendiği ve bereketin fışkırdığı yer” olarak tanımlanıyor.

Arapça basın

Arapça ilk gazete Napolyon’un Mısır’ı işgali sırasında Le Courrier d’Egupte (1789) adıyla Arapça, Türkçe, Fransızca çıkarılan gazetedir. Mısır’ın Fransız işgalinden kurtulmasından sonra Mehmet Ali Paşa 1828’de Vekaye-i Mısrıye adlı gazeteyi hem Arapça hem de Türkçe olarak çıkardı.

Bu iki gazeteden sonra çıkan Arapça yayın Takvimi Vekayi’nin etkisi ve ömrü az olan Arapça nüshasıdır.

Bianet için Arap Alevilerin çıkardığı Türkçe-Arapça dergi olan Ehlen dergisini yazmıştık. Cumhuriyet sonrası dönemde, gençlerin Arap Alevi kimliği altında çıkardığı ilk yayın organı olma özelliğini taşıyan Ehlen dergisi, Türkçe yayın yapıyor. Dergi, “Kültür, Sanat ve Siyaset” üst başlığıyla çıkıyor.

Kürtçe basın

Kürtlerin yayıncılık serüveni, 1898’de Mîkdad Mîthad Bedirxan tarafından Kahire’de çıkarılan “Kürdistan” adlı gazeteyle başladı. Osmanlı devletinin baskısı sonucu altıncı sayısından sonra İsviçre’nin Cenevre kentinde çıkmaya başlayan gazete, Kürt yayıncılığının sürgün habercisi de olmuştu. Kürdistan gazetesinden sonra çıkan yayınların birçoğu sürgünde varlığını sürdürdü veya Türkiye’de yasaklandı.

Kürt yayıncılığının ekolü Hawar’dır. Hawar, 15 Mayıs 1932’de, Suriye’nin başkenti Şam’da yayınlanmaya başlayan ve toplamda 57 sayı ile 1943 yılına kadar yayın hayatında kalmış olan Kürtçe edebiyat dergisidir.

Türkiye’de Kürtçe yayıncılığın ekollerinden birisi de Azadiya Welat gazetesidir. 26 Şubat 1994’ten 2006’ya kadar haftalık olarak yayınlanan bir gazeteydi.  15 Ağustos 2006’dan 16 Ağustos’a kadar günlük olarak yayımlanmaktaydı. Gazetenin yayımı türlü nedenlerle birkaç kez durdurulmuştu. 29 Ekim 2016’da çıkarılan KHK’yle Özgür Gündem gazetesiyle birlikte kapatılmasına karar verildi.

Medya Güneşi (İstanbul, 1988)

Medya Güneşi dergisi, 1988’in nisanında yayın hayatına başladı. Medya Güneşi, 12 Eylül askeri darbesinden sonra çıkan ilk Kürtçe dergidir. Kürtçe ve Türkçe olarak yayın yapan dergi, ilk 16 sayıda aylık periyodlarla çıkıyordu. 16’ıncı sayıdan sonra gazete formatına dönüşen dergi, iki haftada bir okurlarıyla buluşuyordu. Derginin 63 sayısı çıkmıştı. [3]

Bîrnebûn (Stockholm, 1997)

Bîrnebûn, tıpkı 1898 yılında Kahire’de Mikdat Mithat Bedirhan’ın çıkardığı Kürdistan gazetesi ve sonrasında çıkan Kürtçe dergi ve gazeteler gibi, sürgünde yayın hayatına başlıyor. Almanya’da farklı siyasi oluşumlardan gelen bir grup Kürt aydını, dergi çıkarma konusunda anlaşarak, 1997 kışında derginin ilk sayısıyla okurlarının karşısına çıkıyor. İlk sayısı Almanya’da çıkan Bîrnebûn dergisi, ikinci sayıdan itibaren Apec Yayınevi’nin desteğiyle İsveç’te çıkmaya başlıyor.

Bîrnebûn’un kelime anlamı “Unutulmayanlar”. Fiziki uzaklığa ve baskılara rağmen dilin, kültürün ve benliğin unutulmadığına dair bir atıf olarak kabul ediliyor Unutulmayanlar.

Pîne (İstanbul, 1999)

Tewlo ile başlayan Kürtçe mizah dergiciliği geleneği 1999’da yayına başlayan Pîne (Yama) ile devam etti. Sürekli kapatılan dergi zamanla The Pîne, Post Pîne, Sator, Maxîmum Sator gibi isimler aldıysa da Kürt illerine girişi OHAL’e takıldı ve kimisi öldürülen dergi yazarları en son çareyi Türkiye’yi terk etmekte buldu. [4]

Tîroj (İstanbul, 2003)

14 yıl boyunca yayınlanan Kürtçe-Türkçe dergi Tîroj, bir Kanun Hükmünde Kararnameyle kapatıldı. Ülkenin yüz yıllık sorununun çözümüne kültür ve sanat mecrasından katkı sunmaya çalışan Tîroj, ‘terör’ parantezine alınmaya çalışılan ‘Kürt’ algısının, muazzam bir kültürel, sanatsal ve elbette politik realite olduğu gerçeğini yansıtmaya çalıştı. 82 sayıya ulaşabilen dergi, 83’üncü sayıda Kolombiya’da mümkün olan Türkiye’de neden mümkün olmuyor?” diye soracak, ‘olağan’ olanı aramaya devam edecekti.

Esmer (İstanbul, 2005)

Türkiyenin ilk popüler Kürt kültürü dergisi Esmer, 2005’te çıkmıştı. Ferzende Kaya’nın genel yayın yönetmenliğini yaptığı dergi, tanınmış Kürtleri kapak konusu yapıp, hayat hikayeleri ile beraber bir röportajını veren derginin yazar kadrosu ağırlıklı olarak tanınmış Kürt sanatçılardan oluşuyordu. Dergi arka sayfasında ise Kürt şairlerin Kürtçe şiirlerini yayınlayarak fazla bilinmeyen bu edebiyatı okuyucularla tanıştırdı. Derginin 24 sayı yayımlandı.

Şewçila (Diyarbakır, 2011)

2011’de Diyarbakır’da yayın hayatına başlayan Kürtçe edebiyat ve sanat dergisi Şewçila, 7 yıldır yayımlanmaya devam ediyor. Kürtçenin Zazakî lehçesiyle çıkan dergide sadece şiir, hikâye gibi edebi eserler, modern sanat ve edebiyat eleştirisi ve teorisi çerçevesinde yazılmış makale ve haberler yer alıyor. Kırmanccayı standartlaştırma çalışmaları yürüten Vate Çalışma Grubu’nun tespit ettiği yazım kurallarını esas alan dergi, Kırmancca edebiyat ve sanatı alanında yazmak isteyen yazar adayları için önemli bir platform niteliği taşıyor.

Süryanice basın

Süryanilerde ilk yayım faaliyetlerine 1844’de rastlanıyor.

Yahudi, Rum ve Ermeni cemaatlerinin yayımcılık faaliyetlerinin başlangıcına bakıldığı zaman Süryani cemaatinin yayımcılık faaliyetlerinin başlangıcı yaklaşık üç yüz yıl sonra geliyor. Bunun nedeni olarak başkentte bulunmamak ve yasaklara uygun davranılması gösterilebilir.

TIKLAYIN – Süryanilerin ilk gazetesi Sabro

 

  

Süryanilerin çıkardığı bazı dergiler:

Hikmet Dergisi (Mardin, 1913)

Derginin ilk sayısı 1 Ağustos 1913’te çıkarıldı. İlk sayının kapağında tarihten sonra yukarıdan aşağıya gelen Süryanice Hekimtho yazar. Yazının altında “Rab korkusu hikmetin başlangıcı” yazar ve onunda altında Arapça El-Hikmet yazılıdır. En altta da Dini, Edebi, Tarihi, İhbari bir dergidir ibaresi vardır.

İdem Dergisi (İstanbul 2002)

İstanbul ve Ankara Süryani Kadim Metropolitliği tarafından 2002’de çıkartılmaya başlanan İdem dergisi, edebiyat, kültür, haber, araştırma, dini konuların yanında İstanbul ve çevre iller ile dünya üzerinde yaşamakta olan diğer Süryani toplulukları hakkında haberler içermektedir. Derginin dili Türkçedir.

Kurkmo Dergisi (Mardin, 2005)

Mardin Süryani Ortodoks Metropolitliği tarafından çıkartılmaya başlanan dergi dini, kültürel ve haber dergisidir. İlk olarak Mayıs 2005’te yayım hayatına başladı. Süryanice ve Türkçe olarak yayımlanır. [4]

Karadeniz’den dergiler – Heşince ve Lazca

Hemşinlilerce çıkarılan iki derginin çıkış hikâyesini bianet okurlarıyla paylaşmıştık. Bunlardan biri, Hamşetsu Gor’du. Ankara’da çıkan dergi, Hemşin ve Hopa’da dağıtılıyor. Dergide yer alan pek çok bilgi Rize, Hemşin ve Hopa’da yaşayan Hemşinlilerden ediniliyor. Klasik Ermenice veya Hemşince, Artvin’in Hopa ilçesinde yaşayan, tarihte Müslümanlaştırılan Ermeniler olarak geçen Hemşinliler tarafından kullanılıyor.

Diğeri ise GOR dergisiydi. Aralarında sanatçı Hikmet Akçiçek ve şair İbrahim Karaca gibi isimlerin yer aldığı bir grup Hemşinli tarafından çıkarılan Hemşin Kültür Dil Tarih Dergisi GOR, altı ayda bir çıkıyor. Türkçe ve Hemşince yayımlanan derginin bugüne kadar yedi sayısı çıktı.

Kiana (Rize, 2016)

“Laz dili ve kültürü dergisi” üst başlığıyla yayımlanan Kiana dergisi, üç sayı çıktı. Türkçe ve Lazca yazıların yer aldığı dergide, Laz alfabesi, öyküleri, tarihi ve edebiyatı okuruyla buluşturuluyor. www.lazca.org sitesi tarafından hazırlanan Kiana’da, Karadeniz Bölgesi’nin karakterist özellikleri de yer alıyor.

Gürcüce basın

Çveneburi (Stockholm, 1977)

İlk olarak 1977’de, Türkçe olarak ve Türkiye’de yaşayan Gürcü kültür temsilcilerinin rehberliğinde Stockolm’de yayımlandı. İsveç’in başkentinde 1977-1978 yıllarında Çveneburi Dergisi’nin beş sayısı Şanver Akın (Şalva Tevzadze) tarafından basıldı. Şanver Akın aynı zamanda İsveç Gürcü Derneği’ni de kuran kişidir.

1979’da, Ahmet Özkan Melaşvili tarafından derginin altıncı ve yedinci sayıları İstanbul’da basıldı. 1980 yılında Ahmet Özkan Melaşvili’nin katledilmesinden sonra derginin yayını durdu. 1993 yılının şubat ayında yeniden çıkarılmaya başlanan Çveneburi Dergisi’nin son sayısı olarak 58-59’uncu sayı 2006’da yayımlandı.

Mamuli Dergisi (İstanbul, 1997)

İstanbul’da Ocak 1997-Mayıs 1998 arasında, Türkçe olarak beş sayı yayımlanan Gürcü kültürü dergisi. Çveneburi Dergisinin editörlüğünden ayrılan Fahrettin Çiloğlu’nun girişimiyle çıktı. Derginin Sinatle Yayınları adına sahibi Şenol Taban, yazı işleri müdürü Sabahattin Keskin’di. Mamuli’nin editörlüğünü ve yayın yönetmenliğini Fahrettin Çiloğlu üstlendi.

Mamuli, ağırlıklı olarak sanat, edebiyat, etnografya alanında yazılara, siyaset alanında haber ve yorumlara yer verdi. Türkçe çevirileriyle birlikte Gürcüce şiirler yayımladı. Genel olarak Kafkasya üzerine yazıların da yer aldığı Mamuli’de Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nden Kafkasya hakkındaki bölümler basıldı.

Pirosmani (İstanbul, 2007)

Üç ayda bir yayımlanıyordu. Toplam on bir sayı çıktı. Türkiye’de Türkçe – Gürcüce yayımlanan ilk dergiydi. Yayın yönetmeni Fahrettin Çiloğlu idi. Dergi hem Türkiye’de hem de Gürcistan’da dağıtılıyordu.

Dergiye hem Türkiye’den hem de Gürcistan’dan yazarlar katkıda bulunuyordu. Adını ünlü Gürcü ressam Niko Pirosmani’den alan Pirosmani dergisi, özellikle kültürel konularda yazılar yayımladı. Dergide, Hasan Çelik, İrine Giviaşvili, Kevser Ruhi, Lela Dadiani, Liana Ahobadze, Hacer Özkan, Lela Öncü, Nana Kaçarava, Varlam Nikoladze, Yasin Öncü ve Zaza Tsurtsum gibi isimler yer alıyordu.

Romanca basın

İzmir Romanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından 2013’de çıkarılan Romca dergisi, bir grup Roman aktivist, akademisyen ve gazeteci sayesinde altıncı sayısına ulaştı.

Romanların sorunlarının, sosyo-kültürel yapılarının ve geleneklerinin yer aldığı dergide, akademik makaleler, Romanlara yönelik raporlar ve yazılar yer alıyor. Dergi, “Kültürel ve Sosyal Politika” üst başlığıyla çıkıyor.

İki veya üç aylık periyotlarla çıkarılması planlanan Romca dergisi, çeşitli zorluklar nedeniyle, bu düşüncesini yerine getiremiyor. Dergi, 2008’de çıkarılan ‘Hoşgörü’ adlı derginin devamı olarak kabul ediliyor. (HK)

Siyasi Tutsakların Kaleminden Anadilinde Dergiler

Türkiye’de çeşitli hapishanelerde kalan siyasi tutsaklar, el yazılarıyla hazırladıkları dergileri, Dergilerin Dilleri başlıklı yazı dizisinde Bianet okurlarıyla paylaşmıştık. Bu yazıda Kürtçe karikatür dergisi Golik’ı, Zazakî lehçesiyle çıkan Ver Bî Roc’u, kadın tutsakların hazırladığı Roperi’yi ve e-dergi olarak da yayımlanan Ümüş Eylül’ü tanıtmıştık. Ulaşamadığımız birçok dergi de, siyasi tutsakların eliyle hazırlanarak dışarıya ulaşıyor.

 

Kaynaklar

[1] Ali Arslan, Türkiye’de Rum Basını

[2] http://www.megarevma.net/rumcabasin.htm

[2] Adem Özgür, Rojnamegeriya kurdan û kurdên Anatoliya Navîn, Bîrnebûn, 65. Sayı, Stockholm: 2016.

[3] Hüseyin Aykol, Susturulamayanlar, Aram Yayınlar, İstanbul: 2012.

[4] Mesut İris, Türkiye’de Azınlık Basınına Bir Örnek Süryani Kadim Cemaatinin Yayımcılık Faaliyetleri: İdem Dergisi Örneği, İstanbul Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, 2016.

ADEM ÖZGÜR’DEN DERGİLERİN DİLLERİ YAZI DİZİSİ

1- Bîrnebûn: 20 Yıllık Yayıncılık Mücadelesi

2- Pepuk’tan Sokağa Selam! 

3- Hemşince Dergi: Hamşetsu Gor

4- Sürgünün Dili: Hawar

5- Romanların Dilinden Dergi: Romca

6- Evrim Kepenek: GOR, Birçok Hemşinli İçin Yüreğin Kapısı

7- Öğrencilerden Kürtçe Edebiyat Dergisi: Laser

8- Ehlen: Nefret Kasırgalarına Aşkla Direneceğiz

9- Siyasi Tutsakların Kaleminden Dergiler

 

Emek.org.tr

 

İlgini çekebilecek diğer içerikler