‘Türkiye Yüzyılı’nın ilk ayında işçiler için değişen bir şey yok…”
Patlamalar, ezilmeler, göçükler, yüksekten düşmeler, elektrik çarpmaları… ‘Türkiye Yüzyılı’nın ilk ayında işçiler için değişen bir şey yok… Haziran ayında en az 159 işçi hayatını kaybetti
İSİG MECLİSİ raporu, çalışma yaşamındaki işçi sağlığı iş güvenliği tablosunu şöyle ifade ediyor:
“Seçimler bitti ve AKP/Cumhur İttifakı’nın ‘güven ve istikrar’ içinde inşa edeceğini belirttiği ‘Türkiye Yüzyılı’ başladı. Ancak işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında değişen bir şey yok. Aksine önlem almama, sendikal baskı, hukuksuzluk, aşırı çalıştırma… kısacası güvencesizleştirme devam ediyor. Bunun sonucu olarak da iş cinayetleri sürüyor.”
MKE Barutsan’da patlama
MKE Elmadağ barut ve roket fabrikasında meydana gelen patlamada beş işçi arkadaşımız hayatını kaybetti. Akabinde olay anındaki kamera görüntülerine bakılarak hazırlanan bilirkişi raporunda kaybettiğimiz iki işçi arkadaşımız “asli kusurlu” fabrika yetkilileri ise “tali kusurlu” olarak belirtildi. Oysa fabrikada örgütlü olan Petrol-İş yetkililerinin yaptığı açıklamalarda, fabrikada anonim şirket yapısına geçildikten sonra dışarıdan, yani OSGB’den hizmet alımına dayalı işçi sağlığı modeline geçildiği, işçi kadrosunun yarı yarıya azaltıldığı, işçilerin sadece uzmanlaştıkları atölyelerde değil, o gün iş olan atölye hangisiyse orada çalıştırıldıkları, “en az iş gücüyle en fazla üretim yapmak ve işçilik maliyetlerini minimuma çekmek” anlayışının hâkim olmaya başladığı belirtildi. Sendikanın bu duruma karşı eylemleri yıllardır sürüyor.
Diğer yandan Kimya Mühendisleri Odası da fabrikadaki patlamaya dair bir açıklama yayımladı ve fabrikadaki sorunlara dikkat çekti: “Tesiste üretilen dinamit hamuru yüzde 30 oranında nitrogliserin içerir. Nitrogliserin, çok hassas ve kontrol edilmesi zor, güçlü bir patlayıcıdır. Yoğunluğu 1,6 civarında olması nedeniyle taşınması ve stokta bekletilmesi su ile olmaktadır. Tüm bu riskli duruma karşın, nitrogliserin tesise su ile borularla transfer edilmekte ve tesisteki nitrogliserin tankına su ile birlikte alınmaktadır. Yoğunluk farkı nedeni ile nitrogliserin tankın alt kısmında bulunduğundan buradan otomatik olarak belirlenen miktarda teraziye alınarak mikserde hamura karıştırılmaktadır. Nitrogliserinli dinamit üretim ve kullanımındaki tehlike nedeni ile gelişmiş ülkelerde kullanımı bırakılmıştır. Yerine üretimi ve kullanımı tehlikeli olmayan sıvı patlayıcılara geçilmiştir. Bu amaçla M.K.E.K. tarafından ihalesi yapılarak sıvı patlayıcı tesisi ‘İtalyan Previzani’ firmasınca 2009 yılında kurulmuş, ancak üretime geçilmesi gerçekleştirilemediği için eski yöntemdeki yani nitrogliserinli dinamit üretimine devam edilmiştir.”
Mevsimsel koşullar: Sıcakta çalış(tır)ma
Dünya çapında sıcaklık rekorları kırılıyor. Ortalık nemden yapış yapış, yerden adeta alev çıkıyor, hava durumu görsellerinde harita neredeyse kırmızıya boyanmış. Televizyondan “işiniz yoksa öğle saatlerinde dışarı çıkmayın, bol sıvı alın, güneşte kalmayın” uyarıları yapılıyor. Ancak tarımda, inşaatta, tersanede, kısacası birçok işkolunda, özellikle öğle sıcağında işçilerin dışarıda çalıştırılması devam ediyor. Kapalı ortamlarda ve kalabalık bir biçimde çalışmak da sorunun başka bir yönü tabii ki.
İşçiler bu kadar sıcakta çalışmak zorunda mı? Bu kavurucu sıcakla bedensel gücümüz sınanmak zorunda mı? Hangi önlemler alınabilir? Önlemler alınmazsa, işten atılmaktan korkmadan, sıcakta çalışmayı reddedebilir mi? Bu ve benzeri sorular akla geliyor. Bu noktada birçok ülkede farklı kriterler mevcut ama neredeyse hiçbiri uygulanmıyor, işçiler sıcak ortamlarda çalışmaya devam ediyor. Oysa çalışma saatlerinde düzenlemeye gidilmesi ve hava sıcaklığının daha düşük olduğu saatlerde çalışılması, uygun (hafif ve nefes alabilen) iş kıyafetlerinin sağlanması, serinletici ekipmanlar ve havalandırmanın oluşturulması, dinlenme molaları gibi önlemler alınmalı. Ancak önlemler hayata geçirilmiyor, işçiler çalıştırılmaya devam ediyor, çeşitli sağlık sorunlarına maruz kalınıyor, meslek hastalıkları (örneğin melanom dışı cilt kanseri) ve kalp krizi/beyin kanaması gibi nedenlerle ölümler artıyor. İSİG mücadelesi, çalışılan ortamlarda asgari ve azami sıcaklık sınırının koyulmasını sınıfsal bir talep olarak gündemine almak ve bu taleplerin hayata geçirilmesi için mücadele etmek zorundadır.
Raporda bugüne kadar yaşanan ve yargıda davası süren iş cinayetleri olaylarına ilişkin de dikkati çeken raporda:
“Davutpaşa, Hendek, Çelikaslan Tekstil, Batman Kayyumu… Adaletsizlik sürüyor” başlığıyla süreçler özetlenmiş.
İSİG direnişleri sürüyor
Önlem almama, sendikal baskı, hukuksuzluk, aşırı çalıştırma, kısacası güvencesizleştirme ve iş cinayetleri devam ederken işçilerin yaşam mücadelesi de sürüyor. Finans Merkezi, Tuzla Tersaneleri, kimya-metal-tekstil fabrikaları, Orta Anadolu’nun enerji işçileri, özel kurum öğretmenleri gibi birçok işkolunda çalışanların mücadeleleri de baskı, hukuksuzluk, hava koşulları demeden sürüyor. Örneğin Haziran ayında Limter-İş, İnşaat-İş, Dev Yapı-İş, Sosyal-İş, Enerji-Sen ve Dev Turizm-İş sendikaları, “Sıra kimde? 8 haftada 9 iş cinayeti, sıranı bekleme, örgütlen!” pankartıyla; “İş kazası değil bu bir cinayet”, “Çalışırken ölmek istemiyoruz” sloganları atarak yürüyüşe geçti ve Tuzla İçmeler Caddesi’ni iş cinayetlerine karşı trafiğe kapattı ve Ada Tersanesi’ne kadar polisin engellemelerine rağmen yürüdü. Tıpkı Tuzla’da olduğu gibi Türkiye’nin dört bir yanında İSİG direnişleri sürüyor, sürecek…
Haziran ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: Tarım, Orman işkolunda 29 emekçi (11 işçi ve 18 çiftçi); İnşaat, Yol işkolunda 28 işçi; Taşımacılık işkolunda 20 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 14 emekçi; Metal işkolunda 10 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 8 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 8 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 6 işçi; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 6 işçi; Madencilik işkolunda 4 işçi; Tekstil, Deri işkolunda 4 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 4 işçi; Enerji işkolunda 4 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 3 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 3 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 2 işçi; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 1 işçi; elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 5 işçi hayatını kaybetti…
Haziran ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle: 14 yaş ve altı 5 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 4 çocuk/genç işçi, 18-29 yaş arası 28 işçi, 30-49 yaş arası 64 işçi, 50-64 yaş arası 40 işçi, 65 yaş ve üstü 4 işçi, yaşını bilmediğimiz 14 işçi hayatını kaybetti… (Kaynak: İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi- 7 Temmuz 2023)
Emek.org.tr