Tiyatro: “ÖLÜM KADIN MESELESİ”… Kadına yönelik şiddete son! .Çocuk istismarına hayır! Çocuk gelinlere hayır!
Yaşadığımız insanlık dışı olaylar bir kez daha tiyatro sanatının konusu oldu. Avcılar Kültür Sanat Derneği bünyesinde hazırlanan “ÖLÜM KADIN MESELESİ” isimli oyunla kadın şiddeti, çocuk istismarı konuları ele alınıyor.
Nurşen Alıcıer tarafından yazılan oyun, Tülin Aktaş yönetiminde sahneleniyor.
Oyuncular, provalarda canlandırdıkları kadınlara ve çocuklara yönelik tecavüz, şiddet, katledilme gibi olaylarının kendilerini çok etkilediklerini anlatıyor. Prova esnasında yüzler geriliyor, gerginlik yaşanıyor, canlandırılan insanlık dışı olayların etkisi ile göz yaşlarını tutamayanlar oluyor. Oyuncuların etkilendiği bu durumların toplumu etkilememesi düşünülebilir mi? Elbette etkiliyor, ancak olayların azalmasını da göremiyoruz. Bu kolay olmayacak, olay çok boyutlu ve toplumun hücrelerine sinmiş çünkü…
Hemen her gün yaşadığımız insanlık dışı davranışlar ve anlayışlar karşısında, bu sloganlarla ve protesto eylemleriyle tepkilerini ifade ediyor insanlarımız.
Kadınlara ve çocuklara yönelik taciz, şiddet ve yaşam hakkına yönelik saldırılar insanlığın utancıdır. Ancak bu bizde ve bize benzeyen ülkelerde giderek daha fazla yaşanıyor. Bu sapkın davranış ve anlayışların azalması, erimesi gerekirken aksine giderek artması insanlığın ciddi sorunlarından biridir.
Bu insanlığa ve insan onuruna yakışmayan zulüm ve vahşetten kurtulmalıyız.
Ülkemizde sürekli yaşadığımız bu toplumsal çürüme ve yozlaşma reddedilmelidir. Öncelikle insan olmanın gereğidir bu…
Kadına ve çocuğa insan olarak değer vermek, sevgi ve saygı göstermek işin başında geliyor. İnsanlar arasında eşitlikçi, özgürlükçü, insanın varlığına saygılı ilişkilerin egemen olduğu bir toplumsal sistemden yana olmak, temel insani değerler açısından da çok önemlidir.
Öncelikle toplumsal ilişkilerimize egemen olan ideolojik-kültürel anlayışları, tutumları sorgulamak ve eleştirmek durumundayız. Yaşadığımız bu insanlık dışı davranış ve düşünüş biçimleri yeni ortaya çıkmış değildir. Bir tarihsel geçmişi ve tarihsel toplumsal maddi nedenleri bulunuyor.
İçerisinde yaşadığımız toplumsal sistem ve değerler sistemi, insan yaşamına ve yaşama hakkına saygı gösteren, koruyan bir yerden değil; özellikle kadını ikinci sınıf insan gören, onu birçok insani haklara layık görmeyen anlayış ve kültürle ele aldığını biliyoruz. Çocukları da benzeri ilkel ve insani boyuttan yoksun olarak değerlendirdiğini biliyoruz. Artık insanın metalaştırıldığı ve değerler sisteminin ortaçağ anlayışlarıyla düzenlenmeye başladığının da bilincindeyiz. Bu kötü bir gidiştir.
Kapitalist toplumsal ilişkiler ve onun ayakta tuttuğu çağdışı-gerici kültürel değerler, bu sapkınlığı beslemeye devam ediyor. Bugünkü toplumsal sistem ve değerler sistemi toplamı, birlikte yaşadığımız insanlarımıza insanca yaşam koşulları sunamamaktadır. Bu konuda bir umut da vermemektedir.
Artık bu toplumsal sorun, sistem içi bir reform olayı boyutlarını aşmış, toplumsal sistemin ve değerler sisteminin bütünlüklü bir biçimde değiştirilmesi konusuyla ilişkili hale gelmiştir.
Cinsiyetinden dolayı ezilen, sömürülen ve hatta yaşam hakkı tanınmayan insanlarımızın bizim gibi hakları olduğunun bilincinde olmamız ve bu anlamda yaşanan kötülüklere de yüksek sesle itiraz ederek toplumsal dayanışmayı güçlendirmemiz, sorumluluklarımızdan sadece bir kısmıdır.
Kadınlara, çocuklara ve tercihleri farklı olan insanlara yönelik şiddet ve baskı, onların yaşama haklarına yönelik saldırılar karşısında daha fazla duyarlı olmalıyız.
“ÖLÜM KADIN MESELESİ” adlı tiyatro, bu toplumsal sorunu bir kez daha önümüze koyuyor, düşündürüyor ve toplumsal sorumluluklarımızı hatırlatıyor.
“ÖLÜM KADIN MESELESİ” oyunu, yalnızca insanlığımızın çürümesini ve yozlaşmasını gözler önüne sermekle kalmıyor, içine düştüğümüz sessizliğimizin olaylardaki payına da işaret ediyor.
Biz de 4 KASIM PAZAR GÜNÜ SAAT : 19:00 AVCILAR BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ’nde oyunu izleyeceğiz.
emek.org.tr