Hava-İş’te gerçekleşen Genel Kurul’un ardından yeni yönetimin sendikanın başına gelmesiyle birlikte bitirilen THY grevi ve direnişinin üzerine THY Greviyle Dayanışma Komitesi bir değerlendirme yayınladı.
İşte o değerlendirme:
AKP Hükümeti hava işkolunda örgütlenmeyi imha etmek ya da kendine bağlamak için yıllardır her tür hukuksuzluğa başvurdu. 2012 yılında hava işkolunda grev yasağı getirmesi üzerine 29 Mayıs’ta işçiler direnişe geçti. Bu mücadele sonunda grev yasağı kalktı ama 305 işçi işten atıldı. 2013 yılı toplu sözleşme döneminde süreci hızlandırma talimatı veren hükümet yetkilileri ve uygulayan THY yönetimi görüşmeleri uzlaşmazlığa sürükledi ve 15 Mayıs 2013’te grev başladı. Ülkede patlayan Gezi Direnişi bütün dikkatleri topladı ve hava işçileri mücadelelerini Gezi’ye taşıdılar.
Uzun ve zorlu bir mücadele veren havayolu işçileri greviyle dayanışma için 27 Ağustos 2013 tarihinde “THY Greviyle Dayanışma Komitesi” kuruldu.
Forumlarda sürdürülen dayanışma çalışmaları 29 Eylül, Pazar günü İstanbul forumları Atatürk Havalimanı’nda buluşup grev ziyareti düzenledi. Polisin Gezi direnişçilerine sert saldırılarına rağmen direnişçi ve grevci işçilerle buluşup grev yerinde etkinliğimizi yaptık.
27 Ekim, Pazar günü de grev alanında bir işçi forumu düzenledik. Bu süreçte sendika devam eden delege seçimleri nedeniyle eylemleri havaalanına taşıyamadı.
7-8 Aralık 2013’te kongrede 300 delegenin 130’unun oyuyla hükümet sendikayı ele geçirdi. Yeni yönetim 19 Aralık 2013 tarihinde de toplu sözleşme imzalayıp grevi kazanımsız bitirdi. Toplu sözleşmede olmayan işten atılan direnişçi işçilerin işbaşı yapması ve çalışma koşulları gibi bazı talepler de bir tutanak imzalanıp kazanım gibi sunuldu, ama sonra toplu sözleşmeyi ortaya çıkarmak zorunda kaldıklarında gerçek ortaya çıktı. İşçi düşmanı yeni yönetimin ilk işi sendikada çalışan işçileri işten atmak oldu.
Çalışanların çoğunluğu hükümet yandaşı olmamasına rağmen hükümet görevlileri sendikayı nasıl ele geçirdi?
▪ Greve çıkıldığı gün polis zoruyla greve katılımı engelleyebildiği kadar engelledi çünkü çağdışı grev yasasında sonradan işbaşı var ama greve katılım yok.
▪ Grev süresince yasa dışı uygulamalarla grev kırıcılığı yaptı.
▪ Polis zoruyla grev çadırını havaalanı dışına kurdurup görünür olmasına engel oldu.
▪ Penguen medyası sürekli hükümet görevlilerinin ve THY Genel Müdürü Hamdi Topçu’nun yalanlarını yayınladı.
▪ Sendika akıl almaz bir uygulama yaparak ihtiyaç yok diye aidatları önceki genel kurulda sınırlayarak sendikanın mali gücüne zarar verdi, grevci ve direnişçi işçilere maaş ödenemedi sadece zor durumda olanlarla dayanışılabildi.
▪ Sendika yönetimine muhalefetleri nedeniyle Gökkuşağı ve Emek Meclisi grupları hem grev kırıcılık yaptılar hem de delege seçimlerinde yaptıkları işbirliği ile işverene hizmet ettiler. Sendikada bölüm bölüm yapılan delege seçimlerinde sözde muhalefet ya açıkça işbirliği yaptı ya da liste çıkarmadı. Gökkuşağı Hareketi en güçlü olduğu bölüm olan uçuşta delege seçimini kazandığını sanarak zafer çığlıkları atarken bir de baktı ki delegelerin yarıya yakını THY yönetimi tarafından hükümetin talimatıyla oluşturulan Reform listesine geçmiş. Kazanma şansları olmayınca da kongreye gelmeyerek Reform’un kazanmasını sağladılar.
▪ Atilay Ayçin’de simgeleşen sendika yönetimi hangi listeden gelirse gelsin delege işçilerin onlara oy vereceği yanılsaması nedeniyle son dönemde mücadelenin yükseltilmesi yoluna gitmedi. Tıpkı greve giderken olduğu gibi hükümet operasyonu küçümsendiği için gerekli direniş ve hazırlık yapılamadı. Ne olursa olsun hükümet karşısında ortak liste yapılması gerekirken oyuna geldiler ve kazanabileceklerine inandırıldılar.
▪ Türk-İş tam bir ihanet içinde olduğu grev sürecinin sonunda kongrede hükümet listesini destekleyerek Sendikal Güç Birliği Platformu içinde en güçlü rakiplerinden birinden kurtulmuştur. Sadece Hava-İş değil, muhalefet ve işçi hareketi kaybetmiştir.
▪ Sosyalistlerin bir kısmı seyirci konumunu sürdürmüş ve sınıf mücadelesinin dışında kaldıklarını göstermiştir. Sendika bürokrasisine karşı mücadele ettiğini sanan bazı gruplar ise yönetimle işbirliğine düşmüşlerdir. Önemli bir işkolu olan hava taşımacılığındaki örgütlenmeyi kaybeden işçi sınıfı bu yarayı sarmak için koruması gerekirken vermediği çabadan ve bedelden daha fazlasını ödeyecektir. Açıkça hükümet yetkilileri eliyle yürütülen operasyona karşı birleşik bir cevap verilememiştir.
Her şey bitti mi?
Sınıf mücadelesinde ilk yenilgi değil ama önce yenilgiyi ve nedenlerini doğru tespit ederek mücadele olanakları da bulunabilir.
Hava-İş’e operasyon yapan hükümet görevlileri şimdi kendisine operasyon yapıldığını söylüyorsa yapılacak çok şey var demektir. Bu hükümet gidicidir ve THY Genel Müdürü’nün de gidici olduğunu söylemek kehanet olmaz.
– Hemen 300 delegeye ulaşılmalı ve olağanüstü kongre için imza toplanılmalıdır.
– İşten atılan işçilerle ilgili dayanışma çalışmalarına başlanmalıdır.
– Sendikanın demokratik olmayan tüzüğünün de değişmesi için çalışma başlatılmalıdır. Bir dönem önce kongrede bir oy farkla alınan yönetim bütün süreçlerde katılımın yerine yönetimin belirleyiciliğini getirmiştir. Nispi temsil sistemine geçilerek geri çağırma hakkı işçilere verilmelidir.
– Hava İş’te yaşananlar işçi sınıfı mücadele tarihine ders olmalı ve ortak mücadele için sıranın kendisine gelmesini beklemeden kararlı ve militan bir mücadele verilmelidir.
Yaşasın İşçilerin Birliği!
Yaşasın Sınıf Mücadelesi!
THY Greviyle Dayanışma Komitesi