Bugün grevde ikinci gün…
Sağlık emekçileri ve sendikal örgütleri, çalışma ve yaşam koşullarında yaşadıkları sorunlara karşı, çözüm önerileri ve haklı taleplerle iki gün sürecek grev eylemi başlattı.
Sağlık emekçileri Türkiye genelinde özlük haklarının ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için iş bıraktı.
Grevde sadece sağlık emekçilerinin değil halk sağlığı kapsamında halkın sağlık hakları da şu şekilde ifade edilerek talep oluşturuldu:
“Muayene, tedavide ve ilaçta hiçbir ad altında; katkı, katılım payı, ilave ücret alınmasın. Sağlık hizmetleri ücretsiz olsun”
Toplu sözleşme döneminde olması nedeniyle çözülmeyen sorunları ve çözüm önerilerini gündeme getiren ve 21 sağlık meslek örgütünün oluşturduğu Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformuna (SABİM) bağlı sağlık emekçileri, birçok hastanede hastalar zarar görmeden grevini sürdürüyor.
Sağlıkta Birlik ve Mücadele Platformunda yer alan meslek örgütleri şunlar:
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Anadolu Sağlık-Sen, Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF), Bağımsız Sağlık-Sen, Birlik Sağlık Sen, Birlik ve Dayanışma Sendikası, Genel Sağlık-İş, Hekim Birliği, Hekim-Sen, Hep-Sen, Hürriyetçi Sağlık Sen, Sahim-Sen, Sağlık Çalışanları Sendikası, Sağlıkçı Birliği Sendikası, Sağlık Hak-Sen, Sağlık Liyakat-Sen, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Tabip-Sen, Tüm Sağlık-Sen, Yeni Sendika.
DuvaR’ın dünkü haberine göre, Bilkent Şehir Hastanesi önünde toplanan sağlık çalışanları, pankart açıp slogan attı. Grup adına yapılan açıklamada, 1-2 Ağustos’ta ülke genelinde iş bırakma kararı alındığı hatırlatıldı. Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) da sağlık meslek örgütlerinin hakları ve talepleri için iş bırakma eylemi kapsamında Ankara İbni Sina Hastanesi önünde açıklama yapıldı. Eyleme KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik birlikte SES MYK üyelerinin katıldı.
Açıklamalarda, tırnak makasıyla AVM’lere dahi girilemeyen bir zamanda, sağlık çalışanlarının silahla polikliniğe girip ateş edebilen kişilerle iç içe oldukları ifade edildi.
Alım gücünün hızla azaldığı, beslenme, eğitim ve barınma ihtiyaçlarının karşılanmasında zorluk yaşandığı belirtilen açıklamada, fazla çalışma ücretinin yetersiz olduğu vurgulandı.
Toplu sözleşme görüşmelerine katılan yetkili sendikanın da eleştirildiği açıklamada, “Sendikal ikramiyenin barajlara bağlanmasını, yetkili sendika tarafından kullanılan ve ayrımcılığa yol açan ‘tabip dışı’ ifadesini kabul etmiyoruz.” ifadelerine yer verildi.
Sağlığın en temel hak ve sağlık hizmetlerinin ise bir ekip işi olduğu vurgulanan açıklamada:
“Ülkemizde oluşacak ideal sağlık sisteminin en büyük destekçisi olan bizler, hastalarımızın nitelikli tedavi olma, bakım alma ve iyileşme hakkını savunduğumuzun bilinmesini arzu ediyoruz. Pandemide, depremlerde ve her türlü zorlu şartlarda halkımıza ve hastalarımıza verdiğimiz fedakarca hizmetin unutulmamasını bekliyoruz. Nitelikli sağlık hizmeti için verilecek bu mücadelede sadece kendimiz için değil, hastalarımız için de mücadele ettiğimizin bilinciyle, tüm halkımızı yanımızda olmaya davet ediyoruz.” denildi.
KESK tarafından desteklenen ve SES üyelerinin de katıldığı Diyarbakır’daki grevde ve yapılan basın açıklamasında sağlık emekçilerinin talepleri, SES adına açıklamayı Şube Eşbaşkanı Yıldız Ok Orak tarafından şöyle sıralandı:
“1- Performans, ek ödeme, taban, teşvik değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Bunun üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, hizmet yılı gibi kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlensin.
2- Grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası çıkarılsın,
3- Sağlık hizmetleri ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır. Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) yıllık 90 gün üzerinden tam olarak tüm emekçilere ödensin ve geçmiş yılları da kapsasın
4- Nöbet, icap ve fazla çalışma ücretleri 2 kat arttırılsın
5- Sağlık alanında çalışan tüm emekçiler “sağlık hizmetleri sınıfı”na alınsın
6- Üniversite hastanelerinde de çalışanlara tayin hakkı verilsin,
7- Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin son bulması için “şiddet üreten sağlık sistemi” değişsin. Halk ve emekçiler yararına yeni bir sağlık sisteminin inşası için işkolu emekçileri ve halkın örgütlü yapılarının, hizmetin planlanmasından sunulmasına kadar karar alma mercilerinde yer alacağı mekanizmalar oluşturulsun.
8- Sağlık ve sosyal hizmetler alanında OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdam edilerek, sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/a kapsamına alınsın.
9- Kamu sağlık hizmeti verilen ASM’lerde her türlü giderler devlet tarafından karşılansın,
10- Covid-19 gibi meslekle ilgili hastalıklar, illiyet bağı aranmadan sağlık kurumlarında çalışan tüm personel için meslek hastalığı sayılsın,
11- Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın
12- Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü personelinin özlük, mali ve sosyal haklarını, bir an önce Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğündeki emsali personellere eşitleyin, geçmiş hak kayıplarını acilen telafi edilsin. Sağlık Bakanlığı’nın diğer tüm personellerine sağlanan imkân ve haklardan aynı ve eşit derecede yararlandırılsın.
13- Muayene, tedavide ve ilaçta hiçbir ad altında; katkı, katılım payı, ilave ücret alınmasın. Sağlık hizmetleri ücretsiz olsun.
14- Sosyal Hizmet alanında Ek ders, Asdep, 4/D veya sözleşmeli olarak çalışanların tamamı 4/A kadrosuna alınsın.
15- Sağlık ve Sosyal Hizmet alanında Hizmetli kadrosunda çalışanların tamamı, sınavsız bir şekilde Genel İdari Hizmetler sınıfına alınsın.”
Sağlık emekçilerinin, tüm emekçilere olan çağrısı ise şöyle:
“Tüm kaygılarınızı bir tarafa bırakın ve yöneticilerinin şatafat içinde yaşadığı yandaş sendikalardan vazgeçin. Tek kurtuluşumuz ve haklarımızı almanın yegâne yolu birlikte örgütlenmek ve mücadele etmektir.
Birlikte örgütlenirsek, birlikte kazanacağız!”
Emek.org.tr