İşçi Sağlığı ve iş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 2018 Şubat ayında yaşanan ölümlü iş kazaları raporunu açıkladı.
İş cinayetlerinde Şubat ayında 123 işçi yaşamını yitirdi.
Çalışırken yaşanan iş kazalarına yaşamını yitiren 123 emekçinin 102 si işçi, 21 ise çiftçi ve esnaf oluğu belirtilen raporda vurgulanan diğer hususlar ise şöyle ifade edildi:
- Ölenlerin 11’i kadın işçi, 112’si erkek işçi. Görülmeyen kadın emeği ve gizlenen kadın işçi ölümlerini değerlendirdiğimizde, bu ay kadın işçi ölüm oranı genelde tespit edebildiğimizin üzerinde…
- 15-16 ve 17 yaşında olan 3 çocuk çalışırken can verdi. Ölen çocukların 3’ü de tarım emekçisi. Yılın ilk iki ayını değerlendirdiğimizde çocuk işçi ölümlerinde geçen seneye göre artış söz konusu…
- Savaş nedeniyle yurtlarından gelen 3 mülteci/göçmen işçi yaşamını yitirdi. Mülteci/göçmen işçilerin 2’si Suriyeli ve 1’i Iraklı…
- Ölümler en çok inşaat, tarım, taşımacılık, metal ve ticaret / büro işkollarında gerçekleşti. Diğer yandan OHAL sonrası için yaptığımız sanayi işçilerinin iş cinayetlerindeki oransal artış sürüyor. Sadece metal değil, madencilik, tekstil ve enerji işkollarına da dikkat çekelim.
- En fazla ölüm nedeni trafik/servis kazası, ezilme/göçük ve yüksekten düşme. Bu ay kalp krizi / beyin kanaması kaynaklı ölümlerde de ciddi oransal bir artış söz konusu. Genel süreci değerlendirdiğimizde Kocaeli’ndeki ücretliler içinde kalp krizi / beyin kanaması sonucu ölümleri vurgulayalım…
- En çok iş cinayeti Kocaeli, İstanbul, Hatay, Aydın, Denizli, Mersin, Samsun, Antalya, İzmir ve Zonguldak’ta yaşandı…
Raporda sendikalı sendikasız işçi durumununa dikkat çekilirken, yaşamını yitiren 5 işçinin sendikasız ve geri kalan 118 nin ise sendikasız olduğu belirtildi.
Karoshi hastalığı: (aşırı çalışma) sonucu yaşanan iş cinayeti
İSİG raporunda özel bir başlık olarak Karoshi ölümü üzerinde durularak, aşırı çalışma ve ardından fiziki ve ruhsal açılardan insanın sağlık sorunu ve ölümle karşılaşması anlatılıyor.
“Aşırı, yoğun ve fazla çalışmaktan kaynaklanan ölüm ilk kez 1970’li yılların sonlarında Japonya’da tanımlandığı için literatüre Japonca adıyla “karoshi” olarak geçti.
“Karoshi; 4 hafta ya da daha uzun sürede, haftada ortalama 65 saat ve üzeri ya da 8 hafta ve daha uzun sürede, haftada 60 saat veya üzeri çalışma sonucu, aşırı iş yükü ile beraber, yüksek tansiyon, damar sertleşmesi gibi sağlık sorunlarının bir araya gelmesiyle oluşan miyokard enfarktüsü (kalp krizi) gibi akut kalp yetmezliği ve beyin-damar hastalıkları sonucu ölüm ya da kalıcı çalışamama/kalıcı sakatlık durumu olarak tanımlandı.
“Güvencesiz çalışmanın sonuçlarından biri olan karoshi, bu koşullar altında çalışan işçinin hayatını, sosyal yaşantısını ve ailesini de sürükleyerek götürmekte, yarattığı etkilerin sonuçları işçinin arkasında bıraktığı yıkımlarla görülmektedir. Aslında başlangıçta çalışmadan kaynaklı sağlık sorunları görünmez, fakat bu yıkımlara uğrayan işçilerde ölümlerinden önce güçsüzlük, göğüste ağrı, vücudunda titremeler, aşırı yorgunluk belirtileri gibi şikayetlerin görüldüğü belirlenir. Hatta ailesi ve arkadaşları da güçsüz ve yorgun olduklarını fark eder. Fakat işçinin ani ölümüne neden olacak hiçbir ipucu gözlememişlerdir. Kötü çalışma koşulları (uzun, aşırı, yoğun, düzensiz çalışma, gece vardiyası…) ve iş stresine dinlenememe, yetersiz uyku, kötü beslenme ve aile hayatında sorunlar da eklendiğinde işçinin dış çevresinden başlayan etki iç çevresinde yani vücudunda da sistematik olarak belirti ve bulguların kaçınılmaz sonucu olan karoshiye neden olur.
Türkiye’de kalp krizi / beyin kanaması sonucu iş cinayetleri
Öncelikle bir kavram karmaşası oluşturmaması açısından konuyu nasıl ele aldığımızı açıklamak gerekiyor. Yasalarımıza göre işyeri içinde gerçekleşen her ölüm, nedeni ne olursa olsun ‘iş cinayeti’ kapsamındadır. Ancak aşırı, yoğun ve fazla çalışmaya bağlı ölümler ülkemizde yeterince ele alınmamıştır. Bizler de hem yasal mevzuata uyarak hem de iş süreçlerinin bütününe bakış anlayışımızla gerçekleşen bütün kalp krizi ve beyin kanamasına bağlı işçi ölümlerini raporlarımıza alıyoruz. Buna göre;
2013 yılında en az 48 işçi,
2014 yılında en az 121 işçi,
2015 yılında en az 155 işçi,
2016 yılında ise en az 217 işçi,
2017 yılında ise en az 183 işçi kalp krizi ya da beyin kanaması geçirerek yaşamını yitirdi…
Bugün neo-liberal politikalar ile birlikte işçi sınıfının birçok hakkına saldırıda bulunuldu ve çalışma yaşamı hızla güvencesizleştirildi. Türkiye’de haftalık çalışma saati “ortalama” 50 saatin üzerinde. İzin hakları kullanılamıyor. Üç işçinin yapacağı iş bir işçiye yaptırılıyor. İşyerlerinde sağlık ekibi ve ambulans yok. Soma’daki maden işçilerinden mevsimlik tarım işçilerine kadar işçilerin başında “hadi hadi” diyen dayıbaşları, çavuşlar, taşeronlar var. Bu süreç bugün kiralık işçilik, özel istihdam büroları, iş mahkemeleri kanununun değiştirilmesi gibi birçok saldırı ile derinleştiriliyor. İşte tam da bu noktada yukarıda ifade ettiğimiz aşırı-yoğun-fazla çalışma nedenli ölümlerin artacağı aşikar. Önlemek için ÖRGÜTLENMELİYİZ…” (İSİG Raporundan)
emek.org.tr