Tam 1 yıl önce 17.06.2013 tarihinde, Milas-Güllük Belediyesi’ne ait, AKFEN şirketi tarafından işletilen atıksu terfi istasyonunda, yapılmayan gaz ölçümleri ve esirgenen 50 liralık gaz maskeleri nedeniyle 7 canımızı kaybettik. 1 yıldır adil bir yargılanma için ailelerin mücadelesi sürüyor.
Milas-Güllük Akfen Terfi İstasyonu Davasının 1. duruşması görüldü
30 Mayıs 2014’te Milas-Güllük Akfen Terfi İstasyonu ceza davasının ilk duruşması görüldü. 2. duruşma 19 Eylül 2014’te görülecek. Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi bütün taleplere rağmen Akfen şirketinin yönetim kurulu üyesi ve genel müdür sanıklarının duruşmaya gelerek ifade vermesine lüzum duymadı.
Duruşmadan notlar:
Sanık İller Bankası yetkilileri geçici kabul komisyon üyesi 3 yetkili sanık duruşmaya geldi. İfadelerinde tesisin özellikleri konusunda Güllük Belediyesi ve Akfen’e bilgi verdiklerini, dolayısıyla meydana gelen olayı Akfen şirketi ve belediye yetkililerini sormak gerektiğini söylediler.
Ailelerin avukatlarının sanık Akfen şirketinin yönetim kurulu üyelerinin ve genel müdürünün bizzat duruşmaya gelerek ifadelerine başvurulması yönündeki talepleri mahkemece reddedildi. Talimatla ifadelerinin alınmasına karar verildi.
Ailelerin avukatlarının talepleri ve duruşmaya katılan işçi tanıkların bugüne kadar Çalışma Bakanlığı-İş Teftiş Kurulu Müfettişleri tarafından hiçbir denetim yapılmamış olduğu yönündeki ifadeleri de dikkate alınarak Çalışma Bakanlığı’na terfi istasyonlarında denetim yapıp yapmadıklarının sorulmasına karar verildi.
İller Bankası yetkili sanıkları, bu model bir arıtma istasyonunda proje tipinin mekanizasyona dayalı olduğunu, arıza dışında 12 metrelik kuyuya kimsenin indirilmemesi gerektiğini söylediler.
Tanık işçilerse yıllardır kuyunun elle temizlendiğini ve mekanizasyonun çalışmadığını söylediler.
6 aile duruşmaya katıldı. Hepsi sanıklardan şikâyetçi oldular.
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi bütün taleplere rağmen Akfen şirketinin yönetim kurulu üyesi ve genel müdür sanıklarının duruşmaya gelerek ifade vermesine lüzum duymadı.
Duruşma sonrasında aileler basın açıklaması yaptı:
Basın Kuruluşlarının ve Kamuoyunun Dikkatine
Öncelikle, Soma katliamında ve diğer iş cinayetlerinde hayatlarını kaybeden işçi kardeşlerimize rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Ve biz biliyoruz ki, Güllük’te 7 canımızı kaybetmemizin nedeni de, Soma’da 301 işçi kardeşimizin hayatını kaybetmesinin nedeni de aynıdır.
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davamızın bugün ilk duruşması görüldü. Duruşma yaklaşık altı saat sürdü. 6 aile duruşmaya katıldı ve hepsi şikâyetçi oldular. 2. duruşma 19 Eylül 2014’te görülecek.
Tam 1 yıl önce 17.06.2013 tarihinde, Güllük Belediyesi’ne ait, AKFEN şirketi tarafından işletilen atıksu terfi istasyonunda, yapılmayan gaz ölçümleri ve esirgenen 50 liralık gaz maskeleri nedeniyle 7 canımızı kaybettik. 1 yıldır adil bir yargılanmanın gerçekleşmesi ve bütün sorumluların yargılanabilmesi için çabalamaktayız.
Bizler diyoruz ki, 7 canımızın hayatını kaybetmesine neden olan bu iş cinayetinde, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yetkilileri, bu işyerlerinin denetiminden sorumlu olan bütün kurum ve kişiler birinci derecede sorumludur.
06.12.2012 tarihli 28509 No’lu Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe giren “İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği” uyarınca “Çok Tehlikeli İşler” sınıfına giren “Arıtma Tesisi” kategorisinde ticari faaliyet gösteren işveren Akfen Güllük Çevre ve Su Yatırım Yapım ve İşletme AŞ’nin işletmeciliğini yaptığı 4 No’lu Atık Su Arıtma Terfi Tesisi’nde, “iş kazası”nın meydana geldiği 17.06.2013 tarihine kadar olan çalışma koşulları; 7 canımızın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan bu olayın tehlikeliliğine işaret etmektedir. Buna rağmen, işveren, yasal mevzuatımızda ifade edilen “iş ve işçi güvenliği ve sağlığı hükümleri” gereği olan iş güvenliği önlemlerini “ticari faaliyetinin başından beri almamış” ve “ölümlerin meydana gelmesine sebebiyet vermiş”; diğer şüpheliler ise “yasal yükümlülüklerini yerine getirmekten” ve “görevlerini ifa etmekten” kaçınarak sorumluluğa ortak olmuşlardır.
16.09.2013 tarihli suç duyurusu dilekçemizde belirtmiş olduğumuz gibi;
1- Akfen Güllük Çevre ve Su Yatırım Yapım ve İşletme AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri, yetkili Müdürleri sorumludur.
Çünkü yasaların kendilerine yüklemiş olduğu, işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden hiçbir tedbiri almamışlardır. 50 liralık gaz maskesini ve 700 liralık gaz ölçüm cihazını esirgemişlerdir.
2- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı- İş Teftiş Kurulu Başkanlığı sorumludur.
Çünkü tehlikeli işyeri olmasına ve uzun zamandır faaliyet göstermesine rağmen hiçbir denetim faaliyetinde bulunmamışlardır.
3- İller Bankası AŞ yetkilileri sorumludurlar.
Çünkü terfi istasyonu binası havalandırma yapısı sağlanmadan inşa edildiği bilirkişi raporlarında ortaya konmaktadır.
4- Av. Yasemin Dinler-Fatma Kılıç-Osman Özdemir sorumludurlar.
Çünkü Akfen çalışanları olarak, olay sonrasında olay yerindeki dosyaları ve bilgisayarı kaçırmışlardır. Daha sonra Cumhuriyet Savcılığı’na teslim etmiş olsalar dahi, delilleri karartma teşebbüsünde bulunmuşlardır.
5- Güllük Belediye Başkanlığı sorumludur.
Çünkü işletme ruhsatı verilmeden söz konusu işletmenin aslen kendisine ait olduğu gerçeğini de dikkate alarak, denetim faaliyetlerinde bulunmamışlardır.
“Eksiksiz, bütün sorumlular yargılanmalı!” isteğimiz doğrultusunda adalet mücadelemize devam ediyoruz.
Bugün buradayız, her duruşmada Muğla Adliyesi’nde olacağız.
Ve diğer Adalet Arayan İşçi Aileleri ile birlikte her ayın ilk Pazar günü Galatasaray meydanında VİCDAN ve ADALET Nöbeti’ndeyiz ÇÜNKÜ,
Hâkimler-Savcılar ve Bilirkişiler, her iş cinayetini “kamu düzenine dair bir suç” olarak görmedikçe, Adil-Vicdanlı ve Cesur olmadıkça,
Adil ve bütün sorumluların yargılanması hususunda hükümet edenler etkili tutum almadıkça, kamusal denetim mekanizmaları etkili olarak yerine getirilmedikçe,
İşverenlerin işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri almasında caydırıcılık artırılmadıkça, taşeron sistem devam ettikçe,
Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmadıkça, sendikalaşan işçileri işten atan işverenler cezalandırılmadıkça,
Sendikalar ve emekten/emekçiden yanayım diyen partiler-organizasyonlar görevlerini yapmadıkça…
İş cinayetleri sürmeye devam edecektir.
Böyle olmasın diye mücadelemize devam edeceğiz. Biliyoruz ki sesimiz güçlendikçe duyulur, görülür olacağız. Biliyoruz ki suskunlaşmış vicdanlara, sesimiz güçlendikçe ulaşacağız. Biliyoruz ki adalet isteğimiz sen de yanımızda olduğun ölçüde güçlenecek.
Bizler, aileler olarak bir araya gelerek sürdürdüğümüz adalet mücadelesinde, bizlerle dayanışma gösteren bütün kişi ve kurumlara teşekkür ediyoruz. Gözünüz, kulağınız, varlığınız, vicdanınız bizimle olsun.
Ve yetkililere sesleniyoruz;
28 Nisan diğer dünya ülkelerindeki gibi ülkemizde de İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri ANMA ve YAS Günü ilan edilmelidir.
Güllük’te hayatını kaybedenler anısına bu bölgede bir park yapılmalıdır. İş cinayeti lanetinin unutulmamasının bir işareti ve kaybettiklerimizin anısına saygımızı temsilen bir anıt dikilmelidir.
Saygılarımızla
Davetimiz de, seslenişimiz de vicdanım var, insanım diyen herkesedir.
İş Kazası Değil, Cinayet!
İş cinayetleri ve katliamlarını unutturmayacağız!
GÜLLÜK’Ü UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ…
Bütün Sorumluların Yargılansın. ADALET İSTİYORUZ…
GÜLLÜK/ Akfen Terfi İstasyonunda HAYATINI KAYBEDENLERİN ADALET ARAYAN İŞÇİ AİLELERİ
Emek.org.tr