1 Mayıs bileşenleri, ortak 1 Mayıs mesajı ve programını açıkladı.
Coronavirus salgını koşullarında açıklama yapan 1 Mayıs bileşenleri, yeni bir toplumsal düzen çağrısı yaparak, dünya emekçi halklarının insan onuruna yakışır iş, gelir ve sosyal güvenlik talepleriyle birlik ve dayanışma içerisinde olacakları ilan edildi.
Açıklamada” COVİD -19 salgını hepimize göstermiştir ki bu düzenin sahibi bir avuç ayrıcalıklı kesim ile Türkiye nüfusunun yüzde 99’unun çıkarları aynı değildir.” denilerek toplumsal -sınıfsal gerçekliğe vurgu yapıldı.
Çok sayıda emek ve meslek örgütleri, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, kültür ve sanat kurumlarının yer aldığı oluşum; toplumsal sorunlar ve siyasal iktidarı eleştiren ortak yaklaşım ve talepleri çevrim içi toplantıyla açıkladı.
İşçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs, emek güçleri ve ezilen halklar açısından olumsuz koşullarda gündeme geliyor. Dünyada, bölgemizde ve ülkemizde yaşanan kriz süreçleri emek güçlerini olumsuz koşullarını belirliyor. İşçi sınıfının, kadın ve gençlik gibi toplumsal kesimlerin ve ezilen halkların, örgütlenme ve mücadele düzeyleri açısından gerilikler ve zayıflıklar taşıdığı günümüzde, Coronavirus salgını da çalışma yaşamı koşullarını, demokratik hakları ve insanca yaşam olanaklarını gerileterek olumsuz etkiliyor..
Sağlık sistemlerindeki çarpıklıklar emekçi halkları vuruyor. Özellikle sağlık emekçileri ve üretimi sürdüren emekçiler, bir bütün olarak sömürü vb baskı koşullarının yanı sıra, COVİD19 salgınının yaşam tehdidi altındadır.
Binlerce emekçi yaşamını yitiriyor… Emperyalist-kapitalist sistem ve toplumsal ilişkiler, dünya halklarını salgına karşı koruyamamış, toplumsal krizin yüklerini de emekçilere yıkarak açlık ve geçim sorunlarıyla karşı karşıya bırakmıştır.
İşçi sınıfının ekonomik, demokratik ve politik örgütlülükleri, mücadele düzey ve yetenekleri, sistemi ve iktidarları etkilemekten uzaktır.
Salgın ve yaşanan toplumsal kriz koşulları, İşçi sınıfını ve emekçi halk kitlelerini insanlık dışı yaşam koşullarına taşıyor. Haklı olarak da tüm emekçiler, insanca yaşama taleplerini dile getirmeye devam ediyor.
Gelinen noktada emekçiler sınıfsal çıkarları temelinde ekonomik, demokratik-sosyal ve politik kurumlarıyla kendi kaderlerini belirlemek durumundadır. Güncel-dönemsel gelişmeleri gören yeni anlayışlarla; ortaya çıkan örgütlenme, dayanışma ve toplumsal kurtuluş mücadelesi olanaklarını değerlendirmelidir.
1 Mayıs günleri, toplumsal sürecin sorgulanmasını, bütünlüklü değerlendirme ve bilimsel çözümlemelere duyulan gereksinmeleri, tarihsel sorumluluk ve görevleri işaret ediyor.
1 Mayıs değerlendirmeleri ve mesajlar
DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve 1 Mayıs bileşenleri adına açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu “1 Mayıs 2020’de dünyanın dört bir yanı, insanlığın ortak umutlarını ifade eden işçi sınıfının, büyük meydanlarda olmasa da evlerinde, işyerlerinde, belirli sembolik merkezlerde dünyanın bu düzeninin değişmesi gerektiğine dair iradesine tanıklık edecek” biçimindeki ifadesiyle, yeni bir toplumsal düzen şart olduğunu, neoliberal kapitalizmin Türkiye’yi ve dünyayı göz göre göre büyük bir felakete sürüklediğine dikkat çekti.
“Bu düzen on yıllardır dünya halklarına sınırsız bir emek ve doğa sömürüsü, savaşlar, ekonomik krizler, artan eşitsizlikler, yoksulluk, işsizlik dışında hiçbir şey sunmuyordu” diyerek, COVID-19 salgınının da düzenin nasıl çürüdüğünü ve çöktüğünü en açık hali ile gösterdiğini belitti.
1 Mayıs bileşenleri adına yapılan açıklamada şunlar ifade edildi:
“Bu düzen salgına karşı işçileri, emekçileri, yoksulları ve ezilenlerin sağlığını işini, geçimini koruyamadı. Aksine sermayenin ve patronların çıkarları için akıl, bilim ve milyonların sağlığı yok sayıldı
“Dünyanın dört bir yanında ve ülkemizde sermaye/iktidarlar, temel hak ve özgürlükleri hedef alarak, halkın düzene karşı tepkilerini ve siyasi muhaliflerini daha fazla baskı altına alarak, demokrasiyi yok ederek, otoriter rejimleri sağlamlaştırarak salgını fırsata çeviriyor.
“Kapitalizm ülkemizde de en vahşi haliyle hüküm sürüyor”
“Marketlerden inşaatlara fabrikalardan madenlere üretim zorlaması can alıyor. Evde çalışmaya başlayan emekçiler için mesai hiç bitmiyor, 24 saate yayılıyor.
Çocukların ve aile büyüklerinin evde kalmasıyla kadınların omuzlarındaki yük ağırlaşıyor, evde şiddet haberleri giderek artıyor.
İktidar bu ağır koşullarda yaşamda kalmaya çalışan halkın sağlığını, işini ve geçimini güvence altına almazken bir avuç patronun bir dediğini iki etmiyor. Bu düzenin çarkları “neşesi yerinde” bir avuç ayrıcalıklı elit için dönüyor.
Onların vergileri indiriliyor, onların kredileri gevşetiliyor, onların yağma projeleri için ihaleler sürüyor, onların köprülerine yollarına hiç geçmesek de milyon dolalar akıtılıyor, doğamız, su kaynaklarımız, tarım alanlarımız salgın fırsatçılığı ile ranta, talana açılıyor.
Bu yağma ve sömürü düzeninin sahipleri, bir avuç patrona hizmet ederken sadece on milyonlarca emekçiyi ve ailelerini değil ülkemizin geleceğini de tehlikeye atıyor. Salgın ile uğraşması gerekenler, halka hizmet götürmek isteyen belediyeleri engellemekle, seçilmişlerin yerine kayyum atamakla, beğenmediği haberleri yapan gazetecileri tutuklatmakla, kendini eleştiren tweet atanların peşine düşmekle meşgul.”
Covid-19 salgını süresince halkın sağlığını, işini ve aşını korumak için alınması gereken önlemler yinelendi:
1-Temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde salgın süresince çalışma acilen durdurulmalıdır.
2-Salgın süresince işten çıkarmalar yasaklanmalı, ücretsiz izin dayatmasından vazgeçilmeli çalışanlara ücretli izin verilmeli, işsizler için koşulsuz işsizlik maaşı ödenmeli, küçük esnaf ve çiftçi desteklenmelidir.
3-Tüketici, konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borçları faiz işletilmeden ertelenmeli, elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturaları salgın riski boyunca devlet tarafından karşılanmalıdır.
4-Bu süreçte özel sağlık kuruluşları kamu kontrolüne geçirilmeli, yurttaşların sağlık hizmetlerine erişimi istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız olmalıdır.
5-Salgınla mücadelede koordinasyonda katı bir disiplin uygulanmalı, bilimsel yaklaşım ve bilgi paylaşımında açık ve şeffaf olunmalıdır. Covid-19 Testleri konusunda bilimsel-yaygın-hakkaniyetli ve sonuçların hızla açıklandığı bir işleyiş hakim kılınmalıdır. Yerel yönetim kuruluşlarının, sağlık, emek ve meslek örgütlerinin de temsil edildiği bütünlüklü bir kurul oluşturulmalıdır. Bu kurul tüm süreci halkın sağlığını ve kamunun çıkarını önceleyecek biçimde şeffaf biçimde yürütmelidir.
6-Başta hekimler, sağlık ve belediye çalışanları olmak üzere, tüm zorunlu işlerde koruyucu ekipman başta olmak üzere bütün eksiklikler giderilmeli, herhangi bir aksama yaşanmayacağına dair güven verilmeli ve bu işlerde çalışan herkes düzenli olarak testten geçirilmelidir.
7-Salgın dönemlerinde dezavantajlı kesimler olarak kabul edilen; hiçbir geliri ve birikimi olmayan yoksullar, EYT’liler, göçmenler ve tutuklu/hükümlüler için yaşamlarını ve sağlıklarını koruyacak fiili ve yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
8-Tüm kadınlara iş ve gelir güvencesi sağlanmalı, artan şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır.
Aklın ve bilimin emrettiği bu önlemler büyük ölçüde alınmamaktadır.
Çünkü ülkeyi yönetenler, yandaş patronları beslemeye ve siyasi rekabete odaklanmıştır. Halkın sağlığını, işini ve geçimini güvence altına almayan, alamayan iktidar, siyasi sorumluluğu üstlenerek hesap vermeli, ilk adım olarak sağlık, içişleri ve ekonomi bakanları istifa etmelidir.
“Bugün dünyanın da memleketin de sağlığı ve geleceği yeni bir toplumsal düzenin kurulmasına bağlıdır.” İfadesiyle, Sermaye değil halk egemenliğini esas alan, sömürüye karşı emeğin haklarını koruyan, toplumsal zenginliğe el koyan yüzde 1’in değil, toplumun yararını esas alan yeni bir toplumsal düzenin kurulması şarttır” denilen açıklamada şu talepler belirtildi:
1-İnsan onuruna yaraşır bir iş ve ücret, kamusal sosyal güvenlik ve sendikal hakların eksiksiz güvence altına alındığı yeni bir toplumsal düzen istiyoruz.
2-Demokrasinin ve ifade özgürlüğünün tahrip edilmediği yeni bir toplumsal düzen istiyoruz.
3-Her türlü ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe ve ötekileştirmeye karşı eşit yurttaşlığın, yurtta, bölgede ve dünyada barış politikasının benimsendiği yeni bir toplumsal düzen istiyoruz.
Program:
“Halkın sağlığının, işinin ve geçiminin güvence altında olduğu yeni bir toplumsal düzen için 1 Mayıs’ta sesimizi yükseltiyoruz.
2020 1 Mayıs’ına kadar tüm meydanları, caddeleri, sokakları 1 Mayıs afişlerimizle donatacak, ses ve görüntü araçlarıyla 1 Mayıs coşkusunu meydanlara taşıyacağız.
Evlerimizin ve işyerlerimizin sokaklara dönük yüzünü taleplerimizi ifade eden pankartlarla, afişlerle donatacağız!
1 Mayıs 1977’de Taksim’de yitirdiğimiz mücadele arkadaşlarımızı Kazancı yokuşunda anacağız.
1 Mayıs günü bulunduğumuz her yerin balkonlarından pencerelerinden 1 Mayıs marşını okuyacak, pankartlarımızı asacak, balonlarımızı uçuracak, yeni bir toplumsal düzen için aynı anda tüm Türkiye’den ses vereceğiz.
Yine 1 Mayıs günü sosyal medya üzerinden yayınlanacak “1 Mayıs mitingi”nde buluşacağız.
Birliğimizi, mücadelemizi ve dayanışmamızı tüm gücümüzle bulunduğumuz her yerden göstereceğiz!
Yeni bir toplumsal düzeni biz kuracağız!
Yeni bir toplumsal düzeni emek ile bilim ile kuracağız!
YAŞASIN 1 MAYIS!”
emek.org.tr