BU DİRENİŞ BİTMEZ !
700 haftadan beri kaybedilen yakınlarının akıbetini soran ve adalet isteyen Cumartesi Anneleri/insanları polisin saldırısına uğradı. Oturma eylemine biber gazı ve plastik mermilerle müdahale edildi.
Dün Galatasaray meydanında Cumartesi Anneleri/İnsanları tarafından yapılmak istenen 700. Oturma eylemine, İçişleri bakanlığı yasak getirirken, polis TOMA larla, plastik mermi ve göz yaşartıcı gaz sıkarak müdahale etti. Yaralananlar ve çok sayıda gözaltına alınanlar oldu.
Her hafta gerçekleştirilen oturma eylemi için kayıp yakınları, 700. oturma eylemi için Galatasaray Meydanı’nda toplanmak istedi. Eylemin İçişleri bakanlığı tarafından yasaklanmasına karşı, anneler ve eyleme katılan yüzlerce insan meydana doğru yürüdü. Kısa bir oturma eyleminden sonra polis saldırı başlattı. Cumartesi anneleri/insanlarına ve kitleye gaz sıkarak, plastik mermi kullanarak dağıtmaya başladı. Galatasaray meydanına çıkan yollarda toplanan kitleye saldırılara uzun süre devam edildi. Polis sürekli gaz sıkarak, plastik mermi atarak müdahalede bulundu. Kitle İstiklal caddesini ve pasajları saatlerce terk etmeyerek tepkisini koydu.
Polis baskısına direnen kitleden çok sayıda gözaltına alınan oldu. Gözaltına alınan Cumartesi insanlarından elliye yakın eylemci Akşam saatlerinde serbest bırakıldı. Gözaltına alınanların arasında Cumartesi İnsanlarından Emine Ocak, Maside Ocak, Ali Ocak, Besna Tosun, Cihan Tosun, Adilcan Ocak, Hasan Karakoç, Sebla Arcan, Leman Yurtsever, DİSK/Gıda-İş Genel Sekreteri Levent Gökçek, Berkin Elvan’ın ablası Gamze Elvan ve Gazeteci Faruk Eren de yer aldı.
Polis müdahalesi sırasında HDP milletvekilleri Garo Paylan ve Erkan Baş ile CHP milletvekilleri Ali Şeker, Sezgin Tanrıkulu ve Onursal Adıgüzel polislerce tartaklandı.
Saldırı gerçekleşmesinden sonra emek örgütleri, meslek örgütleri, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri tepkilerini göstererek AKP iktidarını kınadı.
Eyleme müdahaleden sonra basına açıklamalar yapıldı Bazı açıklamalar şöyleydi:
‘ANNELERİN ÇIĞLIĞINDAN KORKAN BİR ÜLKE…’
Oturma eyleminde ise yaşanan polis saldırısına büyük tepki vardı. Oturma eyleminde konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, polis saldırısına tepki gösterdi; “700 haftadır olduğun gibi gelecek hafta da burada olacağız” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise “Bizler böylesine bir vicdansızlığı asla kabul etmiyoruz. 700. Haftada bizlere gazlarla, sopalarla, güvenlik güçlerinin müdahalesiyle karşılık verenler şunu bilsin ki, kayıplarımız bulunana kadar, faili meçhuller açığa çıkana kadar, yargısız infazlar aydınlatılana kadar bu mücadele devam edecek.” dedi. “Bu meydan bizim adalet meydanımız” diyen Buldan, “Bu meydan bizim çığlığımız. Bu ülkeyi sessiz çığlıklardan korkan bir ülke haline getirdiler. Annelerin çığlığından korkan bir ülke haline getirdiler. Ama korksunlar. Anneler susmayacak.” ifadelerini kullandı.
‘İSTERSENİZ BİZİ DE KAYBEDİN; GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ’
Eylem sonrası ailelere polis saldırısını ve adalet mücadelesini sorduk. Gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin “Tansu Çiller ve Mehmet Ağar o dönemin baş sorumlulardır. Bugün de AKP ile işbirliği halindeler. Bugün yaşananların anlamı da budur. Biz geri adım atmayacağız; haftaya yine burada olacağız. İsterseniz yakınlarımızı kaybettiğiniz gibi bizi de kaybedin; biz geri adım atmayacağız” dedi.
‘DEVLETİN ALIŞILMIŞ TAVRIYLA KARŞILAŞTIK’
Kaybedilen Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayır, Cumartesi Annelerinin eylemine dönük polis şiddetini, “Bizim verebileceğimiz hiçbir hesabımız yok, ama sizin bize vereceğiniz hesabınız var. Mezarımız nerede?” sözleriyle tepki gösterdi. Kırbayır, 699 haftadır sürdürdükleri eylemlerini geride bıraktıklarını dile getirerek, “Ama bugün devletin başka türlü alışagelmiş tavırlarıyla karşılaştık. Epey zamandır unutturmuştu. Bizler yüreklerin yarısı devletin güvenlik güçleri tarafından katledilip mezarları da ortada olmayan aileleriz” dedi. “Bizim haykırışımız insanlık abidesindedir” diyen Kırbayır, şunları söyledi: “Ey insanlık ailesi, devletin güvenlik güçleri tarafından yakınlarımız katledilmiştir. Mezarları da aynı şekilde katledenler tarafından yok edilmiştir. Bizim haklı talebimiz şudur: Sizin yargısız infaz ettiğiniz yakınlarımız bu ülkenin vatandaşlarıydı.”
‘BEN ÖLÜNCE TORUNLARIM BURADA OLACAK’
Gözaltına kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın eşi Sultan Taşkaya da, “Biz kötü niyetle gelmedik. Biz kayıplarımızı arıyoruz. Ben gücüm yetene kadar burada olacağım. Ben öldüğüm zaman çocuklarım ve torunlarım devam edecek. Bizim içimiz yanıyor. Bu ilk değil. Biz çok bu gazları yedik, çok yakalandık. Ama devam edeceğiz. Çünkü bizim içimiz yanıyor. Biz herkesten destek istiyoruz” diye konuştu. Bütün haftaların kendileri için aynı olduğunu söyleyen bir diğer kayıp yakını İkbal Eren ise, “Ben bu hafta da oturacağım, haftaya da oturacağım. Taleplerimiz ne zaman karşılık bulursa ben o zaman kalkacağım buradan” şeklinde konuştu.
emek.org.tr