Bugün Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü, AMA…

12 Haziran, Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü, ancak patronlar ısrarla çocukları çalıştırmaya ve iş cinayetlerinde öldürmeye devam ediyor. İSİG Meclisi, 2013 yılının başından 2018 yılının ilk 5 ayına kadar toplam 319 çocuk işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini açıklıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO)12 Haziran 2002 yılında çocuk işçiliğinin olumsuz ve ağır koşullara dikkat çekmek amacıyla  “Çocuk […]

12 Haziran, Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü, ancak patronlar ısrarla çocukları çalıştırmaya ve iş cinayetlerinde öldürmeye devam ediyor.

İSİG Meclisi, 2013 yılının başından 2018 yılının ilk 5 ayına kadar toplam 319 çocuk işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini açıklıyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO)12 Haziran 2002 yılında çocuk işçiliğinin olumsuz ve ağır koşullara dikkat çekmek amacıyla  “Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü” ilan etmişti. Bundan sonra uluslararası ve ulusal sermaye, hükümetler bi dizi göstermelik kararlar aldı. Uygulamada ise etkili olmayan politikalar eşliğinde, çocuklar çalıştırılmaya ve iş cinayetlerinde öldürülmeye devam etti.

Geçen yıl İzmir Barosu yaptığı araştırmada, dünyada 200 milyon Türkiye’de ise 2 milyon çocuğun işçi olarak çalıştırıldığını açıklamıştı. Çocuk işçilik sorunu, dünya kapitalist sisteminin kronikleşmiş sorunlarından biri olarak gündemdedir. Sömürü kaynağı olan çocuk işçiler aynı zamanda ciddi bir insan hakkı ihlali olarak karşımıza çıkıyor.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü kapsamında Türkiye’de çocuk işçiliğinin geldiği durum, hükümet politikaları ve çocuk işçi cinayetlerine ilişkin bir rapor hazırladı.

Rapor, Türkiye’de yaklaşık 2 milyonun üzerinde çocuk işçi olduğuna dikkat çekerken, çocuklara yönelik olarak da giderek daha çok güvencesiz ve kötü çalışma koşulları dayatıldığını, çocuk işçiliğin daha çok tehlikeli ve çok tehlikeli işlere kaydığını, çocuk iş cinayetlerinin arttığını bildiriyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı çocuk işçilikle mücadele etmek ve çocuk işçiliği durdurmak için “Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı hazırlamış ve 2018 yılını “Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yılı” ilan edilmiştir. Raporda iddia edilmektedir ki, hükümet yetkililerinin ve işveren temsilcilerinin çocuk işçiliğin durdurulması için temennilerini paylaştığı bir deklarasyonun ardından izlenen tablo, Türkiye’de çocuk işçilik sorunun çözülmek üzere değil, tam tersine sermayenin ihtiyaçlarını karşılamak üzere biçimlendirildiğini kanıtlar niteliktedir

Hükümetin ikinci görevi çocuk işçiliğini denetlemek iken Türkiye’de bu denetimden açıkça kaçınılmaktadır. Çocuk işçiler, zaten ağır aksak ilerleyen işyeri denetimlerin “görünmeyen” özneleri olmakta, dahası çocuk emeği gün geçtikçe daha çok denetim alanlarının dışında olan alanlara, işyerlerine kaydırılmaktadır.

İSİG Meclisi, 2013 yılının başından 2018 yılının ilk 5 ayına kadar toplam 319 çocuk işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini açıklıyor.

Raporda, çocuk işçiliğinin ve çocuk iş cinayetlerinin önlenememesinin nedenlerinden biri olarak, sorumlulara ve faillere dönük cezasızlık politikası olduğu işaret edildi. Yapılan soruşturmaların eksikliği, yargılama sürecinde yargı organlarının “yanlış” ve yanlı değerlendirmeleri, asıl sorumluların yargılanmaması, baskı ve yıldırma süreçleri ile yaşamını yitiren, zarar gören çocukların ailelerinin anlaşma yolunu seçmek zorunda bırakılmaları ve yargı sürecinin uzunluğunun da çocuk emeğinin sömürüsünü daha da katmerleştirdiği belirtildi.

Raporda şu açıklamaya yer verildi: “Çocuk işçiler en çok, çocukların işçilerin yarıya yakının çalıştığı tarım sektöründe ölmüştür. Ücretsiz aile işçiliğinin ve küçük yaşta çalışmanın yaygın olduğu tarım sektörü aynı zamanda 50 ve daha az işçi çalıştıran tarım işletmeleri bakımından denetlenmenin dışında bırakılan ve buralara yönelik bir yaptırım uygulanması mümkün olmayan bir sektördür. En çok çocuk istihdamının olduğu ev hizmetleri ve 3 kişinin çalıştığı işyerleriyle birlikte tarımın da İş Kanunu’nun kapsamı dışında- dolayısıyla denetlemenin dışında- bırakılması çocuk emeğinin daha fazla sömürüsüne göz yumma politikasıdır.”

Rapor, Türkiye’de yasal kılıf altında “meşrulaştırılan” çıraklık ve stajyerlik de “mesleki eğitim” adıyla çocuk emeğini sömüren yaygın çalıştırma biçimlerine vurgu yaparken, çıraklık ve stajyerlik yapan çocukların, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinden  ve sosyal güvenlik korumasından uzak bir biçimde çoğu zaman da yetişkinlerle aynı iş yaptırılarak çalışmaya mecbur bırakıldığını açıklamaktadır..

Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, çocuk işçiliğin getirildiği durumu ve çocuk iş cinayetlerinin bir “çocuk emek sömürüsü” politikası olduğunu vurgulayarak, Çocuk İşçilikle Mücadele Günü olan 12 Haziran’da çocuk işçiliğe ilişkin taleplerini şöyle sıralıyor:

Ucuz çocuk işgücünü teşvik eden ve bunun altyapısını oluşturan eğitim sistemi ve eğitim politikalarına sona verilmelidir.

 Çocuk emeğiyle ilgili veriler bilimsel, güvenilir ve düzenli bir şekilde yayınlanmalıdır.

 Kayıt dışı çocuk işçi çalıştırılan kişi ve kurumlara göz yumulmamalı, caydırıcı cezalar verilmelidir.

 Yasa dışı çocuk işçi çalıştırmayı önlemeye yönelik tedbirler alınmalı, denetimler etkin ve sıkı bir şekilde yapılmalı, ilgili mevzuatlar yürürlüğe koyulmalıdır.

 Çocuk işçilik yasaklanmalıdır.

 

emek.org.tr

İlgini çekebilecek diğer içerikler