Meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve siyasal kurumlar, İstanbul Beşiktaş’ta 5 Ağustos cumartesi günü demokratik talepleri içeren basın açıklaması eylemi düzenledi. Ancak polis Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile dayanışma ve onların çalışma haklarının sağlanması ve tutukluluk haline son verilmesi içerikli bu eyleme izin vermedi. Şiddet uygulayarak çok sayıda gözaltı işlemi yaptı.
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile dayanışma eyleminde gözaltına alınan ve üç gün gözaltında tutulan 41 kişi, gördükleri darp sonucu bedenlerinde oluşan işkence izlerini gösterdiler. Polisin gözaltı süresince kendilerine neler yaptığını ise ‘Üç gün boyunca her türlü işkenceyi yaşadık’ sözleriyle anlattı.
Gözaltına alınan 45 kişiden dördü sonradan serbest bırakılmış 41 kişi de üç gün gözaltında tutulmuştu. 5 Ağustos günü gözaltına alınanlar emniyette ve emniyet araçlarında işkence ve kötü muameleye uğramış üç gün sonra da savcı ve mahkeme yüzü görmeden serbest bırakıldılar.
Dün Çağlayan adliyesine getirilen 41 kişi, savcılık ifadeleri alınması işlemi yapılmadan ve mahkeme heyetiyle görüştürülmeden, yani şimdiye kadar uygulanmamış olan ilginç bir mahkeme yöntemiyle adli kontrol kararıyla serbest bırakıldılar.
Avukatlar adli kontrol kararına itiraz edeceklerini açıkladı.
Gözaltından serbest bırakılanlar yaşadıklarını anlatarak gördükleri işkence izlerini gösterdiler ve polis memurlarının davranışları hakkında bilgi verdiler.
İHD İstanbul şube başkanı av Gülseren Yoleri’ nin ve diğer insanların bileklerinde “ters kelepçe uygulaması” nedeniyle ve kollarında omuzlarında boyunlarında morarmalar ve darp izleri gözlemlendi. Av. Barkın Timtik’in yüzünde ve vücudunda işkence izleri görülürken, Timtik adliye önünde özgürüz.org’a yaptığı açıklamada “Nuriye ve Semih’in talepleri görmezden gelinsin diye işkenceler yapıldı bizlere. İşkence yapıldıktan sonra serbest bırakıldık. Yüzümüzdeki vücudumuzdaki morluklarla halka mesaj vermek istiyorlar. Bu morluklar halka yönelik sindirme çabalarının bir parçası. Biz daha savcının yüzünü görmeden, hakimin yüzünü görmeden adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakıldık. Bu da yasadışı bir karar. Yüzümüzü görmeden karar veremezler” ifadelerini kullandı.
Evrensel gazetesinde yer alan anlatımlara göre olayın ayrıntıları şöyledir.
‘İNSANLARI AŞAĞILAYAN AĞIR BİR İŞKENCE’
Gözaltına alınıp serbest bırakılan İbrahim Sönmez de gözaltı sürecinde yaşanan işkenceyi “Gözaltına alındıktan, adliyeye getiriline kadar işkence gördük. Bilinçli bir biçimde işkenceyi yaşadık. Ters kelepçeyle başlayan, darplarla devam eden, insanları aşağılayan bir işkence. 3 gündür 41 kişiye her türlü işkence yöntemini denediler. Özellikle kadın çevik kuvvet polisleri, gözaltındaki kadın arkadaşlarımıza alabildiğinden fazla işkence yaptı.” şeklinde anlattı.
Serbest bırakılanlardan Gülay Altıok, polisler tarafından “Ölürüm Türkiyem” şarkısı eşliğinde darp edildiklerini, ağrılardan ve hakaretlerden kaynaklı 4 gün boyunca uyumadığını belirtti.
SAÇLARINDAN SÜRÜKLENDİLER
Tutuldukları İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sözlü ve fiziki darba maruz kaldıklarını belirten Mervenur Avşar ise, emniyete getirilen doktorlarla sağlık kontrollerinin yapılmak istendiğini ve kendilerinin bu uygulamayı kabul etmediklerini belirtti. Avşar, “Ellerimizde ters kelepçe olmasına rağmen saçlarımızdan sürüklendirildik. Gözaltı süreci boyunca bu şiddet devam etti. Kollarım başta olmak üzere vücudumun her tarafında darp izleri var. Bu uygulamalara rağmen Nuriye ve Semih için direnmeye devam edeceğiz” dedi.
Gözaltında tutulan 41 kişi, 10 Ağustos Perşembe günü İHD İstanbul şubede düzenleyecekleri basın toplantısında karşılaştıkları ve yaşadıkları hukuksuzlukları anlatacakları bildirildi.
emek.org.tr