9. Ulusal Yaşlılık Kongresi Yapıldı

9. Ulusal Yaşlılık Kongresi’nin ortaya çıkardığı gerçek: Yaşlılarımız, ekonomik, sosyal, kültürel, beslenme, barınma ve psikolojik açılardan gerekli insani destek ve ilgilerden uzak biçimde yaşıyor. Kısacası insanca yaşam koşullarına sahip olmayan yaşlılarımız, çok ciddi sorunlar içerisindedir. Kongre de geleneksel olarak toplumumuzda var olan “yaşlıya saygı gösterme” anlayışının aslında yaşlıya insani bakım ve insanca yaşam koşulları sunulması […]

9. Ulusal Yaşlılık Kongresi’nin ortaya çıkardığı gerçek: Yaşlılarımız, ekonomik, sosyal, kültürel, beslenme, barınma ve psikolojik açılardan gerekli insani destek ve ilgilerden uzak biçimde yaşıyor. Kısacası insanca yaşam koşullarına sahip olmayan yaşlılarımız, çok ciddi sorunlar içerisindedir.

Kongre de geleneksel olarak toplumumuzda var olan “yaşlıya saygı gösterme” anlayışının aslında yaşlıya insani bakım ve insanca yaşam koşulları sunulması kapsamında, yaşlılık sorunlarını önemsizleştiren bir etkisi olduğu akademik açıdan da dile getirildi.

9. Ulusal Yaşlılık kongresi, 4-5-6 Mayıs 2017 günlerinde Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.

9. Ulusal Yaşlılık Kongresi, Ahi Evran Üniversitesi ve YASAD (Yaşlı Sorunları Araştırma Derneği) işbirliği ile düzenlendi. Bugüne kadar 8 ulusal kongre düzenlendi. İki yılda bir düzenlenen kongreler, düzenleyici sorumluluğu alan bir üniversite ve YASAD ortak çalışmalarıyla gerçekleştiriliyor.

Kırşehir Ahi Evran Üniversitesinden Doç. Dr. Yener BEKTAŞ’ın düzenleme kurulu başkanlığı yaptığı kongrede, Prof. Dr. Velittin KALINKARA’da konusunda bilimsel sunumda bulundu ve YASAD’ı kurucu üyesi olarak temsil etti.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kırşehir Valiliği ve belediye başkanı ise, bu çok önemli kongre çalışmalarına katılmadı. Valilik ve belediye başkanlığı temsil edilmemesi yadırgandı. Aynı zamanda Kırşehir halkının, örgütlü kesimlerin ve kurumsal katılımların olmayışı da yadırganan konulardan oldu. Toplumun temel bir sorununun, halkın katılımının olmadan incelenmesi ve tartışma konusu yapılması anlamında, kongre programı ve kurumlar eleştiri aldı.

Kongrede işçi konfederasyonları ve sendikaların, meslek örgütlerinin yer almadığı gözlemlendi. Emekli Dayanışma Sendikası (EDS) ve diğer katılımcı dernekler sunumlarıyla yer aldı.

Kongre OHAL koşullarında yapıldı. KHK ile görevinden ihraç edilen Pamukkale Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Mehmet ZENCİR, kongreye katılamadı. Görev aldığı oturuma başkanlık yapamadığı gibi sunumu da KHK ihracı nedeniyle engellenmiş oldu. Bu durum kongrede gerginlik yarattı.

Kongrede 200 katılımcı akademisyen tarafından 133 bildiri sunuldu. Bildiriler, akademisyenlerin sahada yaptığı araştırma ve incelemelerden, yazdıkları bilimsel tezlerden oluşuyor. Düzenleme kurulunun, bunları yakın tarihte kitaplaştırarak yayınlaması bekleniyor.

9. Ulusal Yaşlılık Kongresi afişinde yer alan yaşlı kadın ve erkek tasarımı tartışma konusu oldu. Yaşlıları aşağıladığı, erkek figürün arkasında çekiştirilen kadın algısı veren resmi ile kadını ikinci sınıf resmettiği için afiş kongre kulislerinde eleştirildi.

Türkiye’de üç yaş kategoride ele alınan 7 milyon civarında yaşlı insanımızın, bilimsel-akademik çalışmalarla birçok açıdan sorun yaşadığı tespit edildiği kongrede, çok önemli eleştiriler ve öneriler yapıldı. Sağlık, beslenme, barınma, sosyal etkinlikler, psikolojik açıdan değerlendirmeler, huzurevleri, mimari açıdan yaşlılık sorunları, kent-çevre ilişkilerinde yaşlılık, yaşlılık kültürü, dışlanma, yaşlılık ve yoksulluk, yaşlılık ve kadın boyutu, yaşlılık şiddet ve taciz, yaşlılık ve hukuki düzenlemeler, yaşlılık politikaları, tarihte yaşlılık gibi konularda bilimsel araştırma ve incelemeler sunuldu.

Türkiye’de yaşlılığın kadın boyutunun pek fazla incelenmediği ve buna dikkat edilmediği eleştirisi yapılırken, pek çok konuda geriliklerin yaşandığı toplumsal-kültürel yapı ve kapitalist sistem ekonomik işleyişlerine dikkat çekildi.

Örneğin kadın yaşlıların daha fazla şiddet ve tacize uğradığı, üstelik bu şiddetin kendi aile fertleri tarafından uygulandığını tespit eden bir sunum da yapıldı. Yaşlının parasının alınması ve duygusal şiddet temelinde ve yaralanmalarla gerçekleşmesinin ifade edilmesi dikkat çeken yönlerdendi.

Yaşlı barınma yerleri olarak huzurevlerinin olumsuz bir algı ile anıldığı, buralarda insani olmayan davranış biçimlerinin yaygınlığı özellikle vurgulanarak eleştirildi. Örneğin huzurevlerinde açılan ihaleler sonrasında yaşlıların gıdalarının kısıtlandığının bilindiği de dile getirildi.

Yaşlı sorunları konusunda ülkemizde yaşanan bir acı gerçeğin de altı çizildi. Yaşlı hastanesinin olmadığı, yaşlı hastalıklarının daha farklı ele alınması gerektiği vurgulanarak bu eksikliğin giderilmesine dikkat çekildi. Türkiye’de özel bir hastane dışında, yaşlı hastanesinin bulunmadığı ve yaşlı hastanesi konusunda çok ciddi eksiklik yaşandığı belirtilerek, sağlıkta ticarileştirilme olayı da eleştirildi.

Kentsel dönüşüm çalışmaları ve yarattığı sorunların ele alındığı sunumlarda, özellikle “yaşlı dostu kentlerin” üretilmesi gerektiği vurgulandı. Bu konuda eksiklikler ve yaşanan sorunlar anlatıldı.

Üniversitelerin kendi bünyelerinde huzurevlerine sahip olması, sorunların çözümü noktasında da çok işlevli olacağına dair bir önerinin de yapıldığı sunumlara, üniversitelerin yaşlılık konusunda bilinçlenme ve çağdaş-insani bir kültürün oluşmasına önemli katkılarının olabileceği, dile getirilen önemli konulardan oldu.

Hukuk açısından yetersizliklerin bulunduğu, yaşlılara pozitif ayrımcılığın, yaşlı hak ve çıkarlarının korunduğu, yaşlı adaletini temel alan hukuki düzenleme ihtiyacına da dikkat çeken sunumlarda, yaşlı nüfusun gelir düşüklüğüne işaret edilirken örneğin %18.3’lük kesimin çok yoksul olduğu vurgulandı.

Evde yaşlı bakımı ve bakıcı aile bireylerinin yaşadığı sorunları, eleştiri ve önerileriyle inceleyen YASAD eski başkanı Prof Dr. V.Kalınkara, bakıcıların özellikle depresyon yaşadığı ve sonuçta yaşlıya insanca davranma noktasından uzaklaşabildiğini tespit ettiklerini açıkladı. Kamunun, yaşlı bakımında yer alması ve ailenin yükünün azaltılması gerektiğine değinen Kalınkara, “yerinde yaşlanma” olgusunun önemsenmesi gerektiğini belirti.

Kongre’de geleneksel olarak toplumumuzda var olan “yaşlıya saygı gösterme” anlayışının, aslında yaşlıya insani bakım ve insanca yaşam koşulları sunulması kapsamında, yaşlılık sorunlarını önemsizleştiren bir etkisi olduğu akademik açıdan da dile getirildi. Bu bağlamda Samsun ilindeki “yaşlıya destek projesi” bir oturumda tartışıldı. Uygulamada, örneğin yaşlıların sinemaya götürülerek sosyalleşmesi hedefleniyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yaşlılara dönük bu projesinin zaaflı yönleri eleştirildi. Bakanlığın bilimsel olmayan, yaşlının insani ihtiyacını ve iradesini hiçe sayan, onun özgürlüğünü kısıtlayan ve sonuçta ona “ilgi gösterme” adı altında ama gerçekte ise onu aşağılayan bir proje uygulaması olduğu, eleştiri konusu edildi.

9. Ulusal Kongre çalışmaları, yaşlılık konusu ve sorunlarının ülkemizde artık yakıcı biçimlerde gündeme girdiğini ve yaşlı nüfusumuzun da artmaya başladığını gösterdi.

Yaşlılığın bir sağlık sorunu değil insanın yaşadığı önemli ve değerli bir evresi olduğu, dolayısıyla yaşlılık konusundaki yanlış anlayış ve algılardan kurtulmamız gerektiğini göstermesi bakımından da kongre çalışmaları yol göstericiydi.

06.05.2017 – Kırşehir

emek.org.tr

İlgini çekebilecek diğer içerikler