Punto Deri işçileri direnişi kazanımlarla sürdürüyor. İşten atılan işçilerden 17’si geçtiğimiz günlerde mahkemeyi kazanarak işe iade hakkını kazandı. İşçiler mahkeme kararını Zeytinburnu sahilde mangal etkinliği ile kutlarken o sırada DERİTEKS Genel Başkanı Musa Servi ile 1 Mayıs üzerine kısa bir röportaj gerçekleştirdik. Servi’ye 1 Mayıs’ta Taksim’in önemini, Türk-İş’in Kadıköy kararını ve Sendikal Güç Birliği Platformu’nun tavrını sorduk.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB Taksim, TÜRK-İŞ ise Kadıköy dedi. Siz DERİTEKS olarak konuya nasıl bakıyorsunuz?
Şimdi biz yıllardan beri 1 Mayıs’ın yasaklı olduğu dönemlerde dahi 1 Mayıs’ın yasallaşması ve Taksim’de kutlanması temelinde Deri-İş Sendikası, ruhuna uygun bir şekilde üretimden gelen gücünü kullanarak 1 Mayıs’a gidiyordu. Yani 92 öncesi Kazlıçeşme sürecinde iş bırakan nadir sendikalardan bir tanesiydik. 1 Mayıs’ı sahiplenmenin yolu, üretimden gelen gücü kullanmaktan geçtiğini düşünüyoruz.
Ve biz somut olarak 1 Mayıs’ın yasallaştığı güne kadar bedeller ödedik ve bedel ödeyen sendikalardan bir tanesiyiz. Hatta bu konuda bende dahil olmak üzere 10 tane yöneticisi 120 gün cezaevinde yatmış bir sendikayız. Ancak bugüne kadar ortak bir şekilde kutlanmasının Taksim’in bir önemi var. 37 tane şehidimiz var. Ve Taksim’de kutlanması gerekiyor. Fakat Taksim derken, kitlesel katılımlı Taksim meydanı kutlamalarını da kastediyoruz. O gün fiilen tüm kitlenin katılması gerekiyor.
Geçmişten beri bu konuda Türk-İş içerisinde demokratik bir şekilde tavrını koyan sendikalar vardı. Ancak son süreçte muhalif olan sendikaları yıpratmaya yönelik çok yoğun bir çaba harcandı. Hava-İş bu konuda bir örnektir, yönetimi değiştirildi. Tez Koop-İş kayyuma gitti ve uzun süredir mücadelesini veriyor. Türk-İş’te geçen yıl Taksim’de kutlanılması noktasında çark edemedi. Bugün de doğru tutumlar alamıyorlar.
Sendikal Güç Birliği Platformu, Türk-İş’te bir değişim yaratacağı iddiasıyla yola çıkmıştı. Platform nasıl bir tavır geliştirecek?
Hem mevcut iktidar hem Türk-İş, Sendikal Güç Birliği Platformu’nu zayıflattı. Türk-İş kendisine yönelik muhalifleri yok etme ve iç işlerine karışma gibi yöntemlerde çaba harcadı. Elbette ki geçmiş yılda olduğu gibi doğru olanı, Taksim’de ortak kutlanması ve sonuna kadar zorlanması noktasında tavır sergilemek … Türk-İş ise maalesef genel başkanlar toplantısında iki üç sendika haricinda hepsi Taksim’de kutlanılmaması hatta Türk-İş’in İstanbul’da dahi kutlamaması savunuluyordu. SGBP sendikaları ise İstanbul’da 1 Mayıs kutlanılmıyorsa bir anlamı olmadığını belirtti. Ve zorlamasıyla İstanbul’da karar verildi.
Türk-İş’in mantığı gerçek anlamda sınıfın içerisinden geçtiği sıkıntı ve sorunları yansıtmak, baskı unsuru oluşturmak ve güç toplamak değil mevcut iktidara şirin görünmektir.
Kadıköy’de kutlanan 1 Mayıs’ta Türk-İş’in “kendi kitlesini” taşıyabileceğini, işçi sınıfının sorunlarını ve taleplerini Taksim’den daha ileri düzeyde ifade edebileceğini düşünüyor musunuz?
Cumartesi günü şube başkanlarıyla birlikte toplantı vardı, Türk-İş teşkilat sekreteri de gelmişti. “Kadıköy kararı verdiniz, peki kitlenizi taşıyacak mısınız?” diye bizde aynı soruyu kendilerine sorduk. Var olan gücümüzü yığacağız dediler. Bakacağız, göreceğiz.
Emek.org.tr