Kıdem tazminatı uygulamasına ilk kez, 1938 tarihinde 3008 sayılı İş Kanununun yürürlüğe girmesiyle başlanmıştır.
İşçinin ek bir ücreti anlamında görülen ve bir hak olarak tanınan “kıdem tazminatı” İlk tanındığı tarihlerde, bugünkü gibi “her yıl için bir brüt maaş ücret” olarak değil de, örneğin beş yılı aşan süreden sonra her yıl için 15 günlük ücret tutarı tazminat ücreti ödenirdi.
1971 yılında ise 1475 sayılı İş Yasası yürürlüğe girmiştir. Bu yasanın 14. maddesinde kıdem tazminatı düzenlenmiştir. 1975 yılında yapılan değişiklikle, kıdem tazminatına hak kazanmak için şart koşulan üç yıllık çalışma süresi bir yıla indirilmiş ve her geçen tam yıl için ödenecek kıdem tazminatı miktarı, 15 günlük ücret tutarından 30 günlük ücret tutarına çıkarılmıştır.
2003 yılında, 1475 sayılı Yasa kıdem tazminatını düzenleyen 14. maddesi hariç yürürlükten kaldırılmış olup 4857 sayılı İş Yasası yürürlüğe girmiştir.
Kıdem tazminatında yapılan veya yapılması düşünülen değişikliklerden bir kısmı ise kıdem tazminatı fonu ile ilgilidir. Fona dönüştürme çabalarının altında işveren açısından maliyetleri düşürmek amacı bulunmaktadır. Kıdem tazminatı fonuna ilişkin ilk somut öneriler 15 Şubat 1954 tarihinde toplanan 2. Çalışma Meclisi’nde ortaya atılmış ve bu toplantıda “kıdem tazminatına tekabül eden karşılıkların işyerinde ayrı bir fon halinde veya karşılıkların umumi bir fonda Çalışma Bakanlığı’nca araştırılması” kararlaştırılmıştır.
Ancak 1975 yılında “kıdem tazminatı fonu” mevzuata girmiştir. 12.07.1975 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe konulan 1927 Sayılı Kanun ile kıdem tazminatını belirleyen bir fon kurulması öngörülmüştür. Kıdem Tazminatı hakkını daraltan yaklaşımla getirilen hüküm şöyledir:
“İşveren sorumluluğu altında ve sadece yaşlılık, emeklilik, malullük, ölüm ve toptan ödeme hallerine mahsus olmak kaydıyla devlet veya kanunla kurulu kurumlarda veya yüzde 50 hisseden fazlası devlete ait bir bankada veya kurumda işveren tarafından tarafından kıdem tazminatı ile ilgili bir fon tesis edilir. Fon tesisi ile ilgili hususlar kanunla düzenlenir.”
Daha sonraki yıllarda örneğin 4857 sayılı İş Yasası’nda da kıdem tazminatı için bir fon kurulması işaret edilmektedir.
AKP Hükümetleri döneminde ise biri 2004 yılında ve diğeri de 2008 Mart-Nisan aylarında olmak üzere iki taslak üzerinde çalışmıştır. 2004 yılı 9.Çalışma Meclisi’ne “Kıdem Tazminatı Fonu Kanun Tasarısı Taslağı” nı sundu. Bu tasarılarda kıdem tazminatının değişik şekillerde ama işçiler aleyhine fona dönüştürülmesi amacı vardır. Her zaman olduğu gibi işçi aleyhine ve sermayenin yararına olan bu tasarıların hazırlayıcı ve telkin edicileri işveren örgütleriydi. Bu tasarıyı da 1997 yılında işveren örgütü MÜSİAD hazırlamış ve önermişti.
2011 yılı itibariyle çalışma yaşamı gündemine sokulan ve tartıştırılan “Kıdem tazminatı fonu” konusu bu taslağın yeniden ısıtılmış halidir.
Elbette şimdi Avrupa Birliği, İMF, Dünya Bankası gibi emperyalist kurumlar desteğinde, AKP hükümeti Fon tasarısını gündemleştirmiştir.
Kıdem Tazminatı olgusunu bir hak olmaktan çıkaran, 12 maaşlık ücrete ek 13. Maaş ödemesi olmaktan çıkaran, fon birikimleri şeklinde bir sermaye şirketi eline vererek kaderi şimdiden belirlenen hak buharlaştırılmış olacaktır.
Değişimin birçok nedeni arasında diğer ikisine dikkat çekelim. Biri işveren maliyetlerini düşürmektir. Öte yandan İşveren birçok yükümlülükten kurtulmaktadır. Bu ise “işçiyi kolay al kolay çıkar” espirisidir.
2012 yılı itbariyle AKP hükümeti konuyu tartıştırmakta, özellikle işçi sendikalarının tutumlarını yönlendirmeye çalışmaktadır. TBMM çoğunluğunu bir avantaj olarak kullanarak, fon yasasını bir gecede çıkarabilirler. Bu olasılık vardır.
Bu durumu engelleyecek olan ise işçi sınıfı ve mücadelesi olacaktır.
Kıdem Tazminatına Hak Kazanabilme Koşulları
Kıdem tazminatına hak kazanabilmek için İş Sözleşmesinin;
- İşveren tarafından İş Yasası’nın 25/II. maddesinde yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller dışında sebeplerle feshedilmesi,
- İşçi tarafından İş Yasası’nın 24. maddesinde yer alan haklı nedenle feshedilmesi,
- İşçinin muvazzaf askerlik hizmeti nedeniyle feshedilmesi,
- İşçinin ölümü,
- Emeklilik veya malullük yahut toptan ödeme almak amacıyla feshedilmesi,
- Kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi isteğiyle ayrılması,
- Yaş dışında, sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını dolduran işçinin kendi isteğiyle işten ayrılması hallerinde,
İşveren tarafından işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı öder.
Kıdem Tazminatı hesaplanırken dikkate alınan, işyeri TİS lerine göre de değişebilen ücret kalemleri şunlardır:
Çıplak ücret, Aile yardımı, Ayakkabı bedeli, Çocuk zammı, Sürekli ödenen pirimler, Eğitim yardımı, Erzak yardımı, Gıda yardımı, Giyecek yardımı, kalifiye eleman zammı, Kasa tazminatı, Konut yardımı, Mali sorumluluk tazminatı, Sağlık Yardımı, Taşıt yardımı, Temettü, Ünvan tazminatı, Yakacak yardımı, yemek yardımı, Kreş yardımı,
Kıdem tazminatının üst sınırı, en yüksek devlet memurunun bir hizmet yılı için alacağı emeklilik ikramiyesini geçmemektedir. Kıdem tazminatının süresinde ödenmemesi halinde mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesi esası getirilmiştir.
Emek.org.tr