Tarihi olay: barış isteyen TTB hekimlerine mahkemeden ceza çıktı.
2016-2018 yıllarında TTB Merkez Konsey’de yer alan 11 hekime “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçundan 2’şer kez 10’ar ay hapis cezası verilmesine karar verildi.
Kamuoyunda tepki toplayan mahkeme kararına ilk tepkilerden biri de Mülkiyeliler Birliğinden geldi:
“Savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğu evrensel bir gerçekliktir. Dünyanın neresine gidilirse gidilsin aklı başındaki herkesin tartışmasız kabul ettiği bir hakikattir” açıklamasıyla, kararı hukuksuzluk olarak niteledi.
TTB Merkez Konseyi üyeleri hakkında “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” açıklamaları gerekçe gösterilerek “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçundan 2’şer kez 10’ar ay hapis cezası verilmesi kararı çıktı. Ayrıca, TTB Merkez Konseyi üyesi Hande Arpat’a sosyal medya paylaşımları nedeniyle 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verildi. Öte yandan Dr. Şeyhmus Gökalp “terör örgütü propagandası” suçundan beraat etti.
2016-2018 yıllarında TTB Merkez Konseyi’nde yer alan hekimler şöyle:
Mehmet Raşit Tükel, Sinan Adıyaman, Ayfer Horasan, Bülent Nazım Yılmaz, Dursun Yaşar Ulutaş, Funda Barlık Obuz, Hande Arpat, Mehmet Sezai Berber, Mustafa Tamer Gören, Selma Göngür, Şeyhmuz Gökalp
Mahkemenin kararı açıklamasının sonra, açıklama yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, “Biz hekimliğin evrensel etik ilkeleri doğrultusunda hareket ettik. Savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledik” dedi.. Bundan önceki duruşmalarda da mahkeme heyetine bunun bir suç olmadığını söylediklerini belirten Adıyaman, karara itiraz edeceklerini de bildirdi. Adıyaman, “Mahkemeden ceza çıktı biz bunu kabul etmiyoruz. Bunu iptal ettirmek için elimizden geleni yapacağız. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. TTB savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu söylemekten hiçbir zaman vazgeçmeyecektir” diye konuştu.
Hekimlerin savunmaları
Dönemin TTB Başkanı Raşit Tükel, savunmasında “Hekimler olarak en temel görevimiz halk sağlığını korumaktır. Meslek örgütümüz kurulduğu günden beri savaş durumlarına mesleki olarak karşıdır. Suçlamaya konu edilen deliller suç oluşturmamaktadır, beraatimi talep ediyorum”dedi..
Üçüncü kez hakim karşısına çıkan TTB Merkez Konseyi Üyeleri’nin savunmaları şöyle:
Taner Gören: Bize bu açıklamayı yaptıran şey insan sevgisinden başka bir şey değildir. Savaş bir halk sağlığı sorunudur dediğimiz için ellerimize kelepçe vuran ve hakkımızda ceza talep eden hukukçuların torunlarının gelecekte dedeleri hakkında ne düşüneceğini merak ediyorum.
Sezai Berber: Suç işlemediğini düşünüyorum. Biz hekimler için insan sağlığı çok önemlidir. İnsanların sağlığını önceleyen talebimiz suç değildir. Beraatimi talep ediyorum.
Funda Obuz: Sağlık, bedensel ve ruhsal iyilik halidir. Açıklamamız da evrensel değerlerin bizlere yüklediği sorumluluktur. Beraatimi talep ediyorum.
Şeyhmus Gökalp: Savcılık makamının mütalaasını kabul etmediğini belirterek başlamak istiyorum. Bilerek ya da bilmeyerek işlediğimiz bir suç bulunmamaktadır. Açıklamamızın ana hattı barışı savunmaktır. Her T.C. vatandaşının olduğu gibi bizim de barış arzusu içinde huzurlu yaşam talep etme hakkımız vardır. “Savaş kötüdür” dediği için TTB Merkez Konseyi üyelerinin yargılanmasını istemiyoruz. Beraatimi talep ediyorum.
Ayfer Horasan; Savaşa karşı olmak hekimlik değerlerini, yaşamı önceleyen barıştan yana tutumdur. Evrensel hekimlik değerlerin yargılandığı bu davada beraatimi talep ediyorum.
Hande Arpat: İddianamede yer alan sosyal medya paylaşımlarının tekrar değerlendirilmesini istiyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum ve beraat talep ediyorum.
Yaşar Ulutaş: Bizlere istinat edilen suçları istemediğimizi beyan eder beraat talep ederim.
Selma Güngör: Savaşın yarattığı kötülükler nedeniyle barışı savunduk. Barışı istemek suç olmadığı gibi anayasal bir haktır beratımızı istiyorum.
Sinan Adıyaman: Yaşam hakkını savunduk. Bütün hayatımızı bu çaba ile sürdürürken terör ile suçlanıp yargılanmaması kabul etmiyorum. Ölümün bile adil olmadığı dünyada yaşamın adil olmasını istiyoruz. Suçlamaları kabul etmiyor ve beratımızı talep ediyorum.
Bülent Nazım Yılmaz: İnsanlar savaşlarda yaşam alanlarını ülkelerini terk etmek zorunda kalır. On binlerce insan göç sürecinde yaşamını kaybetti. Savaşta en başta bebekler çocuklar ve kadınlar etkilenmektedir. Barışa yönelik yaptığımız açıklama tarihsel sorumluluğumuzdur. Beratımızı talep ediyorum.
Emek ve meslek örgütlerinden mahkeme kararına karşı tepki ve protesto açıklamaları yaparak tepkilerini göstermeye devam ediyor.
emek.org.tr