Açlık grevlerinin 51. gününde Vedat Türkali, Murathan Mungan, Orhan Alkaya, Nur Sürer, REDD, BGST Kardeş Türküler, Aytaç Arman, Altan Erkekli, Kazım Öz, Hüseyin Karabey, Ayfer Düztaş, Ferhat Tunç, Yusuf Çetin, Füsun Demirel, Semir Aslanyürek, Kenan Bal, Funda Şirinkal, Şebnem Sönmez, Erdal Ceviz, Erkan Can, Menderes Samancılar, Serdal Genç’in çağrısıyla bir çok aydın ve sanatçı Taksim Tramvay Durağında ölümleri durdurun dedi.
‘Halkların kardeşliği yolunu Kürt halkı gösteriyor’
Vedat Türkali’nin kaleme aldığı basın açıklaması, rahatsızlığı sebebiyle katılamadığından ses kaydından dinlendi. 685 kişinin açlık grevinde oluşunun baskıcı uygulamalar olduğunun belirten Türkali, iktidar ve muhalefet partilerinin geçmişte olduğu gibi bugün de çözümsüzlükten yana olduklarını ifade etti. ‘İnatla savundukları bu çözümsüzlük yolu akıllarınca korudukları devletin de kanlar içinde kalmasına neden oluyor. Tüm insanlarımıza acı çektirmekten başka bir şey kazandırmıyor. İktidarı tekeline almış örgütlü karanlık gücün, iktidarın, son yalanı bu açlık grevleri ile bir kez daha ortaya çıktı.’ sözleriyle ölüm sınırında olan insanlar için kılını kıpırdatmayan iktidara tepki gösterdi.
Devlet erkanlarınca sık sık dillendirilen Kürtler silahı bırakırsa Kürt sorunu çözülür sözlerini anımsatan Türkali, ‘%10 seçim barajlı anti-demokratik seçim yasasın halklarının desteğiyle aşarak meclise 40’a yakın milletvekili ile girmiş BDP’yi sudan bahanelerle yok sayan bir iktidar bu yalanına kimleri inandırabilecektir.’ dedi. Kürt siyasal hareketinin bugün ülkedeki tüm halkların dillerini, dinlerini, mezheplerini, tüm insanca haklarını savunduğunun altını çizen Türkali, ‘Ülkemizin kurtuluşa giden yolunu halkların kardeşliği çizgisindeki etkinliği ile Kürt halkı gösteriyor bugün. Değeri bilinmeyen bu olgu barışı gerçekten isteyen bir devlet için tarihsel bir sunudur.’ dedi.
‘Ötenazi istediler’ demek insanlık suçudur
Açlık grevindekilerin doktorlarca yemek yemeye zorlandığını söyleyen Türkali, kafa karıştırmak için medyada ötenazi ile açlık grevinin bir tutuluşunu, doktorları açlık grevlerine saldırmaya yönelik tutumları eleştirdi ve ‘ Faşist Almanya’sında suçsuz kişilere en ağır işkenceleri uygulayan doktorlar umutsuzluk içinde ölüme yazgıladıkları kişileri ‘ötenazi istediler’ rezil yalanıyla tanıtma yolunu tutmuşlardır. Umutsuzluğa yenilgidir ötenazi. Bugünkü açlık grevi umutlar içindeki bir halkın yasadışı baskılara yasal direnişi, zorunlu bir insanlık çağrısıdır, uyarıdır. Açlık grevindekileri ölüme zorlayanlar, sözgelimi bir doktor yasadışı uygulamalar ve insanlık dışı edimlerle umutsuzluğa itmeyecek midir? Mamak’ta, Diyarbakır’da bu tür yöneticiler, doktorlar kaç kişiyi intihara zorlamıştır. Bu yolla kendini ötenazi uygulamış duruma düşüren doktor suçludur.’ dedi.
Farklı cezaevlerinden açlık grevindeki tutsakların mektupları Orhan Alkaya, Nur Sürer, Şebnem Sönmez tarafından okundu. Kardeş Türküler ve İlkay Akkaya’nın da katılımıyla müzisyenler türküler söyleyerek açlık grevindekilere selam gönderdi.
51. gününü doldurmasına rağmen sessizlik ve çözümsüzlüğün hakim olduğu sürece dair İlkay Akaya, Nur Sürer ve Kardeş Türküler’in solisti Vedat ile
konuştuk.
Kardeş Türküler Solisti Vedat Yıldırım: ‘Vicdanınız var mı, yok mu?’
Kırmızı pazartesi kitabı vardır Marquez’in. Böyle giderse sonumuz kıyamete doğru gidiyor. Şu andan itibaren şunu diyebiliyoruz. Bu işin sonu yok. Birçoğunun sağlığında kalıcı hasarlar olacak ne yazık ki. Ölümlerin olmaması için derhal adım atılmalıdır. Vedat Türkali söyledi zaten, siyasi görüşü ne olursa olsun açlık grevlerinin taleplerini desteklemeyebilirsiniz de ama önemli olan şu vicdanınız var mı, yok mu? Herkeste gözü kör bir çılgınlık var bu çılgınlığı durdurmak lazım.Yani iktidar açısından bakarsak da, ortalık karambol. Bu karambol karşısında yalan da söylüyorlar. İnsanlar aklını yitirmiş, artık bu çılgınlığı durdurmak lazım. Bunun içinde işte şimdi geç de olsa, tam bu noktadan artık başlamak lazım.
Nur Sürer: ‘Biz açlık grevindeki çocuklar için buradayız’
4 yıldır siyasi tutuklu olarak Sincan F Tipi Cezaevinde kalan Sarp Kuray’ın eşi Nur Sürer ise şunları söyledi: ‘ Biz açlık grevindeki çocuklar için buradayız. Çünkü bunlar henüz çok genç. Adalet Bakanı arife günü cezaevine ziyarette bulunduğunda eşimle de görüşmüş. Başbakan bir kişi açlık grevinde diyor ama onun da verdiği bilgiye
göre Sincan’da şu anda 30 kişinin üzerindeler. Adalet Bakanı kendisi görüşmüş açlık grevinde olanlara yeni yasanın hazırlandığını söylemiş. Görüştüğüne ve
tanık olduğuna göre bir kişi değil bunlar. Asıl çoğunluk Adana’da, Mardin, Diyarbakır, buralar kaynıyor. Sayı 700’e yaklaşmışken biz Vedat Türkali ile bu çağrıyı yaptık, umarız burada olmayan arkadaşlar da ses
çıkarırlar. Çünkü bu çocukların talebi herkesin talebi. Anadilde eğitim istiyorlar. Şimdi anneden öğrendiğin dili sana kim yasaklayabilir. Diyarbakır’da 10 ay çalıştım yeni geldim, çocuklar ilkokuldalar ama Türkçeyi bilmiyorlar, aslında okulda Türkçeyi öğreniyorlar. Demek ki anadili Kürtçe, başka dil dayatamazsın. Bu yalnızca onların değil hepimizin isteği. Anadilde eğitim görebilmeli, kendi dillerinde savunma yapabilmeli. Bana sosyal medyadan tepkiler geliyor ‘ Sen
kimsin ki Öcalan’ın tecridi kalksın’ yönünde, hukuk herkese işlemeli. Nerde hukuksuzluk varsa eğer.
İlkay Akkaya: ‘Yeniden ölümler yaşanmasın’
Benim içinde yaşadığım 3. açlık grevi bu, aileler ve açlık grevini tutan kişilerle birlikte. Ölümleri geçmişte engelleyemedik maalesef bu kez de aynısı olabilir korkusuyla içimiz tarif edilemeyecek derecede yanıyor. Süren savaş bir yana o iki halk arasında o incecik kalmış köprünün yıkılması tehlikesini de kattığımız zaman vegencecik ömürlerin solacağı tehlikesini de kattığımız zaman gerçekten bir cehennem yeri ülke. Hepsinin çok hukuki talepleri var. Bizim yasamızda olan kavramların işletilmesi halinde bile insanların ölümü engellenebilecek iken bu sessizlik hangi sözcükle tanımlanabilir ben bilmiyorum. Vicdanlarının sesini dinlemelerini tavsiye ediyorum. Birazcık vicdanları var ise ama.
Emek.org.tr