Yürüyüş kollarından Van kolu Mardin’e, Kars kolu da Diyarbakır’a ulaştı.
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun demokratik çözümü ve barış talebiyle başlatılan ‘Büyük Özgürlük Yürüyüşü’ dokuzuncu gününde… Yürüyüşün Van kolu Mardin’e, Kars yolu ise Diyarbakır’a ulaştı.
Kürt siyasal yapılarının, kadın ve gençlik örgütlerinin, kültür-sanat insan ve kurumlarının yürüttüğü, Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinde kitlesel ve kurumsal kampanyalarla desteklenen ‘Büyük Özgürlük Yürüyüşü’ bugün itibariyle dokuzuncu gününde devam ediyor.
Geniş kitlesel desteğin olduğu etkinliklerde cezaevlerinde açlık grevleri, Barış Annelerinin sekiz şehirde sürdürdüğü ‘adalet nöbeti”, imza kampanyaları, açık biçimde sürülen “Kürt sorunun barış ve diyalog zemininde çözümü” talebi, İmralı’da bulunan Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve tecrit politikasının son bulması, Kürt siyasetçilerinin serbest bırakılması gibi bir dizi temel konuyu içeriyor.
Diğer taraftan, Kuzey Suriye ve Kuzey Irak ‘ta, Öcalan’ın serbest bırakılması talebinin yer aldığı imza kampanyasıyla başlatıldı.
Bilindiği gibi Fransa’dan da çok sayıda aydın ve yazarın da içerisinde bulunduğu, sol partilerin ve sendikaları da imzalayarak yayınladığı açıklamada da Öcalan’ın özgür bırakılması talebi dile getirerek Kürt halkının barış özgürlük ve sorunun demokratik çözümü taleplerinin gündeme alınması gerektiğine yer verilmişti.
L’Humanité gazetesi manşetine tecrit altında tutulan PKK Lideri Öcalan’ı ve tutsak siyasetçi Demirtaş’ı ‘Kürdistan: ateş altında, zincirlenmiş’ başlığıyla taşıdı. Gazete Fransa’daki aktivistlerin imzaladığı ‘Kürdistan: çözüm siyasidir!‘ başlıklı metni de paylaşmıştı.
Fransız gazetesi L’Humanité, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde mutlak tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) tutsak eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı manşetine taşıdı. “Kürdistan: Ateş altında, zincirlerde” başlığıyla verilen manşette, çok sayıda aktivist ve kurumun imzacısı olduğu “Kürdistan: çözüm siyasidir!” başlıklı metnine yer verildi. Metin şöyledir:
“Kürdistan: çözüm siyasidir!
“Yeni bir yıl başlıyor. Ve Kürdistan’da kötü bir şekilde başlıyor: Türk devletinin uluslararası sessizlik içinde Rojava’yı bombalamaya devam etmesinin ardından, Türkiye ve Bakur’daki hapishanelerin derinliklerinden tutsaklar adalet için haykırıyor. 27 Kasım 2023’ten bu yana devam eden toplu açlık grevi, yüze yakın cezaevindeki binlerce tutsağı harekete geçirdi. Bir kez daha 1999’dan bu yana tecrit altında tutulan PKK’nin kurucularından Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması çağrısında bulunuyorlar.
Çünkü Öcalan, tıpkı zamanında apartheid rejimi tarafından ‘terörist’ olarak damgalanan Nelson Mandela gibi, Türkiye’deki ‘Kürt sorununa’ son verebilecek tek kişi. Otonomist lider, on yıllardır müzakere edilmiş, adil ve barışçıl bir çözüm çağrısında bulunuyor. Silahların uluslararası arabuluculuk yoluyla teslim edileceğini tekrarlıyor. Barış görüşmeleri 2013 yılında başlatılmış, ancak iki yıl sonra Kürt mahkumlar uluslararası dayanışma çağrısında bulunuyor…
Türkiye’nin ana demokratik sol grubu HDP’nin eski eşbaşkanı ve yazar Selahattin Demirtaş, Aralık 2023’ten bu yana yargıçlar önünde davasını savunuyor. 2016 yılında tutuklanan Demirtaş, 142 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya. Demirtaş bugün şunları söylüyor: ‘Onurlu barış dediğimiz Türkün, Kürdün, Alevinin, Sünninin özgürce yaşadığı barış ortamıdır. […] Türk devleti ırkçı ve milliyetçi amaçlarla sırf Kürt olduğumuz için bizi yargılıyor. Türk ırkçı ideoloji ve tezlerine boyun eğmediğimiz için yargılanıyoruz. Kürdistan bizim anavatanımızdır, Kürdistan’ı işgal edemezsiniz, yok edemezsiniz dediğimiz için yargılanıyoruz. Bu salonda bizim şahsımızda Kürt ve Kürdistan gerçeği mahkûm edilmek isteniyor.’
2016’dan beri tutuklu olan HDP eski milletvekili Sebahat Tuncel de ekliyor: ‘Yaşama ve yaşatma üzerinden, kardeşlik, dostluk, bir arada yaşamak seçeneği var.’ Ancak bu seçenek, açıkça faşist olan MHP hareketiyle ittifak halinde olan Türk hükümeti tarafından sistematik olarak reddediliyor.
Bildiğimiz gibi, çatışmalar sadece siyasi yollarla çözülebilir. Baskı, ayrımcılık, katliamlar ve hapsetmeler asla sonsuza kadar sürmez. Bir halk boyunduruk altına alınır alınmaz direnir: tarih bunu kanıtlamaktadır. Ezilenler Hindistan’da, Vietnam’da, Cezayir’de ve Güney Afrika’da direnmiş ve sonunda özgürlüklerine kavuşmuşlardır. Bir gün Kürt halkı da özgürlüğüne kavuşacaktır. Şu an otokrasiye ve savaşçı milliyetçiliğe karşı demokrasiyi savunuyorlar. Onları topraklarımızdan destekleyelim. Tutsakları gölgede bırakmayalım.”
Yürüyüş bilgileri
‘SÜRYANİ VE ARAPLARLA BULUŞTU’
Artıgerçek haberine göre, Adalet Nöbeti’ni de ziyaret eden Özgürlük Yürüyüşçüleri, çoğu annelerden oluşan mahpus yakınları tarafından alkış ve zılgıtlarla karşılandı. Mahpus yakınları, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve Kürt sorunun demokratik çözümü talebiyle başlayan açlık grevlerindeki tutsakların seslerinin daha fazla duyulması gerektiğini kaydetti.
Özgürlük Yürüyüşçülerinin bir sonraki durağı da Dayrulzafaran Manastırı oldu. Millattan Önce (MÖ) ‘Güneş Tapınağı’ olarak adlandırılan ve Romalılar döneminde kale olarak kullanılan tarihi manastırı, Süryani Cemaati Metropoliti Saliba Özmen gezdirdi. Özmen, manastırın yapımı ve tarihi hakkında da bilgi verdi.
KARS KOLU DİYARBAKIR’A ULAŞTI
Yürüyüşe Kars’tan başlayan yürüyüşçüler ise Diyarbakır’a ulaştı. Dün 1500 kilometre yürüdükten sonra Bingöl’e ulaşan yürüyüşçüler yağmura rağmen yürüyüşe devam etti. Gün içerisinde Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Hambaz mezrasında 28 Eylül 2009’da hayvanlarını otlatırken havan mermisi ile katledilen Ceylan Önkol’u da unutmadı. Bingöl’ün Genç ilçesine bağlı Dolek köyünde mezar başında yapılan anma duygusal anların yaşanmasına neden oldu.
Bingöl’den Diyarbakır’a geçen yürüyüşçüleri gençler ve anneler karşıladı. İlçe binasının etrafının tamamı sarılırken, gençler ilçe binasının etrafında bulunan evlerin damlarından binanın bahçesine girmeyi başardı. Erbaneler eşliğinde dakikalarca halay çekildi. Milletvekillerinin de erbaneleri alarak, ritim tutması renkli görüntüler ortaya çıkardı. Yürüyüşçüler, 13 Şubat’ta Diyarbakır’da yapılacak karşılama için kısa çağrı videoları yaparak günü tamamladı. (kaynak Mezopotamya Ajansı)
Alınan haberlere göre, 15 Şubat’ta Urfa’ya ulaşarak Halfeti’nin Amara köyünde sona ermesi planlanan Büyük Özgürlük Yürüyüşü rotasındaki yasaklara bir yenisi eklendi. Hakkari ve Diyarbakır valiliklerinin ardından Urfa Valiliği de gece yarısından itibaren (10 Şubat) 7 gün boyunca kentte “valilik ve kaymakamlığın uygun göreceği etkinlikler hariç” eylem ve etkinlikler yasaklamış bulunuyor.
Emek.org.tr