Ekolojistler: Sermayenin sesini dinleyen hükümet Siirt faciasının bedelini ödemeli

Siirt’e Alkumru Barajı’nın kapakları açılmasıyla Botan Nehri’nde meydana gelen facia sonucu 5 yurttaşın yaşamını yitirmesinin ihmalkarlık ve sorumsuzluk olarak değerlendiren yaşam alanı savunucuları hükümete de, “Sorumluları ortaya çıkarıp bedelini ödeyin” diye seslendi. Siirt’e Alkumru Barajı’nın kapakları açılmasıyla Botan Nehri’nde meydana gelen faciada şimdiye kadar gelen bilgilere göre 5 yurttaşın yaşamını yitirirken onlarca yurttaşın da yaralandığı […]

Siirt’e Alkumru Barajı’nın kapakları açılmasıyla Botan Nehri’nde meydana gelen facia sonucu 5 yurttaşın yaşamını yitirmesinin ihmalkarlık ve sorumsuzluk olarak değerlendiren yaşam alanı savunucuları hükümete de, “Sorumluları ortaya çıkarıp bedelini ödeyin” diye seslendi.

Siirt’e Alkumru Barajı’nın kapakları açılmasıyla Botan Nehri’nde meydana gelen faciada şimdiye kadar gelen bilgilere göre 5 yurttaşın yaşamını yitirirken onlarca yurttaşın da yaralandığı öğrenildi. Facianın hemen sonrasında yetkililerin ölü ve yaralı sayılarına ilişkin çelişkili bilgiler vermesi devletin faciaya yaklaşımını gözler önüne sererken, yıllardır barajlara ve hidroelektrik santrallere (HES) karşı mücadele yürüten yaşam alanı savunucuları da, faciadaki ihmalkarlıkların kabul edilemez olduğunu dikkat çekerek, “Sermayenin sesini dinleyen hükümet bu sorumsuzluğun bedelini ödesin” vurgusu yaptı

Kuzey Ormanları Savunması’ndan Deniz Özgür, barajı yapan Limak isimli şirketin, AKP ile yükselen bir şirket olduğuna dikkat çekerek, “Kişisel olarak çok öfkeliyim. sermayenin kar hırsı ve devletin insan yaşamını hiçe sayan politikaları neticesinde onlarca insan sulara kapıldı. Kaç kişinin öldüğünü hala bilmiyoruz. Üstelik bu barajı yapan firma, AKP’yle birlikte yükselen şirketlerden bir tanesi. Yani son on yıllık yağma döneminin ürünü bir şirket. İstanbul’da da bölgenin son kalan ormanlık alanlarını diğer ortaklarıyla birlikte yok etmeye kararlılar. AKP ve sermayesi, doğada canlı adına ne varsa savaş açmış durumdalar adeta” dedi.

‘Egemen medya tepkileri azaltmak için ‘yasak bölgede piknik’ diyor’

Kürt coğrafyasında halkın günlük hayatında kullandığı alanların bir anda güvenlik gerekçesi ile yasaklı alan haline getirilmesini ve medyanın da baraj haberlerinde sık sık, yasak alan da piknik yapan” ifadesini kullanarak olayı olağanlaştırmaya çalıştığını ifade eden eden Özgür, “Yurdun dört bir tarafında olduğu gibi, özellikle Kürdistan’da da insanlar barajların, HES’lerin yapımına karşı çıkıyorlar. Kürdistan söz konusu olduğunda, devreye aşırı güvenlik ihtiyacı da giriyor ama insanlar barajların yapımına sadece devletin güvenlik algısını protesto ettikleri için çıkmadılar. Bu barajlar, aynı zamanda orada yaşayanların dinlendikleri, piknik yaptıkları, hayvanlarını otlattıkları doğal alanlarından çalınarak ve bölgenin ekolojisine geri dönüşsüz zararlar verilerek yapılmakta. Dikkat ettiyseniz egemen basın, ‘yasak bölgede piknik yapanlar’ ifadesini kullanarak baştan tepkileri giderme telaşına düştü. Yasak bölge ne demek? İnsanların yıllardır kullandıkları alanları çeviriyorsun, baraj yapıyorsun hem de bölge insanına sormadan, sonra da o bölgeyi yasak ilan ediyorsun. Bu kabul edilemez” diye konuştu.

‘Bu faciaların önüne kim geçecek?’

Ege Çevre ve Kültür Platformu üyesi Oya Otyıldız, facia haberini ve sonrasındaki yetkililerin açıklamalarını dehşetle karşıladıklarını belirterek, “Barajlar yüzünden iklimler değişiyor, bitki örtüsü değişiyor. Biz yıllardır bu barajların bölgeye yapacağı olumsuz etkileri anlatmaya çalıştık ancak, hiçbir ayrıntı, insan yaşamı düşünülmeden bu barajlar yapılıyor. Bu sorumsuzlukların hesabı sorulmadığı için defalarca aynı hatalar yapılıyor. Karşımızda bilimi, insanı yok sayan bir yaklaşım var bu faciaların önüne kim geçecek?” diye konuştu.

‘Facianın sorumlusu hükümet’

Yaşam alanı savunucusu ve Orman Mühendisleri Odası Eski Genel Başkanı Salih Sönmezışık da facianın büyük bir tedbirsizlik sonucu olduğuna dikkat çekerek, “Böyle bir devlet anlayışı mı olur, siz nasıl halka haber vermeden baraj kapaklarını açarsınız, birgün değil haftalar önceden haber verilmesi gerekirdi” dedi. Bütün dünyada ülkelerin baraj yapımından vazgeçtiğini ama Türkiye’de ise baraj yapımına devam edildiğini söyleyen Sönmezışık, hükümetin bu faciadan birinci derecede sorumlu olduğunu söyledi. Sönmezışık, ” Ekolojistlerin barajlar konusundaki uyarılarını dikkate almayan zihniyet, bu faciaya neden oldu sorumlular yargılansın, bedelini ödesin” dedi.

‘İhmaller olağan hale gelmiş’

İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı ve Baz İstasyonları’na Eylem grubundan Kızbes Aydın da facianın sorumlularına tepki gösterenlerden. “İnsan hayatının hiçe sayıldığı her şeyin şirketlere göre hesaplandığı yapıyoruz” diyen Aydın, “İnsan hayatını hiçe sayan bir yönetim iş başında bu ihmaller olağan hale gelmiş durumda, sorumluların derhal ortaya çıkartılıp yargılanmasını istiyoruz. Sorumluları şiddetle kınıyoruz” dedi. Faciadan hükümeti sorumlu tutan Aydın, “Ekolojistlere bilim insanlarının söylediklerine kulak asmıyor hükümet, tek değer verdiği ses var oda sermayenin paranın sesi o da bu hale getiriyor. Sermayenin sesini dinleyen hükümet bu sorumsuzluğun bedelini ödesin!Sorumluları ortaya çıkartıp biran önce yargılasın, yargılansın” diye konuştu.

Kaynak: DİHA – Evrim Kepenek

 

İlgini çekebilecek diğer içerikler