Filistin için İsrail’e Karşı Boykot Girişimi bileşenleri, İsrail-Türkiye arasındaki ilişkilerin soğukkanlılıkla devam ettiğine dikkat çekmek için Saraçhane Parkı’ndan Aksaray metro istasyonuna kadar yürüyerek basın açıklaması yaptı.
İsrail’in, Gazze’de 29 gün süren işgal saldırılarından sonra Türkiye ile İsrail devleti arasında devam eden ortaklıklara değinen boykot girişimi üyelerinin düzenlediği eyleme temsilci olarak, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, HDP milletvekili Levent Tüzel, TTB Yüksek Onur Kurulu üyesi Ali Çerkezoğlu katıldı.
Filistin için İsrail’e karşı boykot girişimi üyeleri, ‘Gerçek bir tavır istiyoruz işgal devleti İsrail ile yapılan 12 askeri anlaşma feshedilsin’ yazılı pankart açıp, yürüyüş boyunca sık sık, ‘Gazze halkı yalnız değildir’, ‘Yaşasın Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’, ‘Şengal halkı yalnız değildir’ sloganları attı.
Çevredeki halkın ve Filistinlilerin de desteklediği eylemde basın açıklaması Ayşe Düzkan tarafından okundu.
Düzkan’ın okuduğu basın açıklaması metni şöyle:
İsrail uluslararası hukuku hiçe sayarak sürdürdüğü bu saldırganlıkta cesaretini, uluslararası alanda kendine tanınan dokunulmazlıktan alıyor. Bu dokunulmazlık yalnızca ABD’den değil Türkiye gibi sözde Filistin’den yana tavır alan ancak İsrail ile askeri ve ekonomik ilişkileri ilerletmekten geri durmayan bölge ülkelerinden de kaynaklanıyor. İsrail işgal devleti işlediği aleni suçlarından dolayı cezalandırılmak yerine Filistin halkı üzerinde denediği silah teknolojisi karşılığında ödüllendiriliyor.
Türkiye’nin İsrail işgal Devleti ile askeri işbirliği 12 aleni anlaşma, NATO işbirliği ve ticari ilişki şemsiyesi altında gizlenen onlarca ortaklık kapsamında sürüyor. Türkiye hükümeti Mavi Marmara’dan sonra askeri ilişkileri feshedeceği yönündeki boş sözleri ardından askıya alınmış olduğunu idea ettiği bu askeri ilişkileri gizlice sürdürmeye devam ediyor. Hükümet yetkilileri boş laflarla göz boyamayı bırakıp, İsrail katliam aygıtına güç veren ikili ilişkileri kesmelidir!
Diplomatik alanda Türkiye tarafından ilişkileri alt seviyeye düşürerek yaptırım yapıldığı iddiası, bizzat İsrail tarafından 18 Temmuz’da gelen “diplomatik ilişkileri en alt seviyeye indirme” kararı ile anlamını yitirdi. Tüm bu diplomatik şovlara karşın gerek Türkiye gerek İsrail tarafı askeri ve ekonomik ilişkilerden taviz vermedi.
AKP’nin iktidarda olduğu son 10 yılda Türkiye-İsrail ticareti katlanarak büyüdü ve Avrupa ülkelerinin İsrail’le ekonomik ilişkilerini sınırladığı bir dönemde Türkiye İsrail’in 5. en büyük ticaret ortağı haline geldi. Bu ticaretin içinde İsrail’in Filistinlilerin evlerini yıkmak için kullandığı iş araçları, Filistinli taş atan çocuklara karşı kullanılan akrep ve TOMA’lar, İsrail ordusu ile TSK’nın savaş uçaklarında kullandığı elektronik sistemler vb birçok savaş malzemesi de var.
Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sitesinde şöyle yazıyor: “2011 yılında, Türkiye – İsrail diplomatik ilişkilerinin asgari seviyeye indirilmesi; iki ülke arasındaki tüm askeri anlaşmaların askıya alınması ve bu çerçevede yürütülen tüm projelerin durdurulması sonucunu doğurmuştur.” Oysa bu söylem bir aldatmacadan ibarettir. Her iki ülkenin işbirliği ABD-NATO şemsiyesi altında sürmektedir. Türkiye-İsrail askeri ilişkileri kesintisiz sürmekte ve bu işbirliği örneğin Filistinli direniş örgütlerinin faaliyetlerinin Türkiye’den sağlanan istihbaratla izlenmesine yol açmaktadır.
Aralık 2012’de Türkiye NATO’da İsrail’e yönelik vetoyu kaldırdı. 12-23 Mayıs 2014’te Baltık Denizi’nde gerçekleştirilen “Dynamic Monarch-14” adlı NATO tatbikatında Türkiye ve İsrail birlikte yer aldı.
Kürecik’teki NATO füze kalkanı radar üssü yerli yerinde duruyor ve doğrudan İsrail’le bağlantı olmadığı iddia edilse de buradaki istihbarat aynı üssün paralelini kullanan İsrail’e aktarılıyor. İsrail’in ABD finansı ile Filistinliler üzerinde iki yılda bir katliamlar ile denediği Demir Kubbe Sistemi, Kürecik radar sisteminin paraleli olup İsrail işgal ordusu ve NATO’nun hizmetine yaramaktadır.
Türkiye’nin Şubat 2014’te başlatılan Barış Kartalı projesi kapsamında alacağı 1,5 milyar dolarlık 737 AEW&C sistemini üreten Boeing bir ABD firması görünümündedir ancak İsrail yapımı ESM elektronik aksamını kullanmaktadır. Türkiye’de ve İsrail’de büyük yatırımları bulunan Boeing’in müşterileri arasında hem İsrail ordusu hem TSK bulunmaktadır. İsrail 2008-2009 ve 2014 katliamlarında Boeing uçaklarını kullandı. Boeing aynı zamanda İstanbul Teknik Üniversitesi ile ortak projeler yürütmektedir.
TMSF’nin el koyduğu BMC firmasının TSK için ürettiği askeri araç Kirpi, İsrailli Hatehof firması ile anlaşmalı olarak üretiliyordu. Bu anlaşma sayesinde Hatehof 2013 kârını ikiye katladı. Türkiye’de kolluk güçlerine zırhlı araç üreten OTOKAR, bu üretimi aynı araçları İsrail ordusu için üreten İsrailli ortağı Rafael ile birlikte gerçekleştiriyor. Filistinlilerin üzerine sürülen TOMA’ları üreten Alman firması MAN Grup’un, hem Türkiye’de hem İsrail’de büyük ölçekli yatırımları var.
Türkiyeli şirket HİDROMEK İsrail ordusuna Filistinlilerin evlerini yıkmakta kullandıkları iş araçları üretiyor. İsrailli Beth-El şirketinin müşterileri arasında TSK da yer alıyor. Türkiye’de faaliyet yürüten BANK POZITIF/BANK HAPOALIM İsrail ordusunu finanse ediyor.
Her şey çok açık. Türkiye-İsrail ilişkileri diplomatik şovlarla perdelenmeye çalışılan, kârlılığıyla övünülen, utanç verici bir katliam ortaklığıdır. Askeri anlaşmaların askıda olduğu açıklamaları, ortak tatbikat, istihbarat paylaşımı ve silah üretimini engellememektedir.
Bizler Filistin İçin İsrail’e Karşı Boykot Girişimi olarak Filistin halkına yönelik katliamların durdurulması ve Filistin’in özgürlüğü için gerçek stratejik dayanışma yolunun ekonomik ve askeri ilişkileri kapsayan gerçek bir Boykot ve İşgal aygıtını tecrit etmek olduğunu biliyor ve bir kez daha haykırıyoruz:
İsrail’e kalkan olan, İsrail ordusu ile kârlı ticaret peşinde koşan, bu ticarete göz yuman, İsrail’le tatbikat yapan bir iktidar Filistin’e dost olamaz;
Bu askeri anlaşmalara, bu kanlı ticarete, bu kanlı işbirliğine son verin!
Filistin’e özgürlük, İsrail’e boykot!
Emek.org.tr