Ezidiler ve Filistin halkıyla dayanışma kampanyaları başlıyor

Şengal’dan Gazze’ye Dayanışma Koordinasyonu, Cezayir toplantı salonunda IŞİD  tehdidi altındaki Ortadoğu haklarıyla dayanışma etkinliği düzenledi. Êzîdîler ve Filistinli halkıyla yardımlaşma amacıyla  Türkiye çapında kampanya başlatacaklarını duyuran koordinasyon üyeleri, günün  birlik olma günü olduğunu vurguladılar.  Süryani, Ermeni, Alevi , Çerkes katılımcıların yer aldığı toplantıda  Êzîdî Sosyolog Azad Barış’ın yaptığı konuşma damgasını vurdu. “Acımız büyük” diyen Barış, […]

Şengal’dan Gazze’ye Dayanışma Koordinasyonu, Cezayir toplantı salonunda IŞİD  tehdidi altındaki Ortadoğu haklarıyla dayanışma etkinliği düzenledi. Êzîdîler ve Filistinli halkıyla yardımlaşma amacıyla  Türkiye çapında kampanya başlatacaklarını duyuran koordinasyon üyeleri, günün  birlik olma günü olduğunu vurguladılar.  Süryani, Ermeni, Alevi , Çerkes katılımcıların yer aldığı toplantıda  Êzîdî Sosyolog Azad Barış’ın yaptığı konuşma damgasını vurdu. “Acımız büyük” diyen Barış, 30 bin Êzîdî’yi kurtaran yedi YPG’li gence, teşekkür ederek, “Onlar hala dünyanın bir çok yerinde terörist muamelesi görürken  gerçek terörizme karşı  halkımıza siper oldular. Halkımızı kurtardılar ve kurtarmaya devam ediyorlar.Onlara minnettarım ” dedi.

Şengal’dan Gazze’ye Dayanışma Koordinasyonu,  Cezayir toplantı salonunda IŞİD terörü pençesindeki Ortadoğu halklarıyla  dayanışma mesajı verdi.

İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, Doğan Demir, Yaşar Güven, Emine Uçak Erdoğan, Pakrat Estukyan, Muzaffer İris, Döndü Ergin, Nikola El Saafin’in konuşmacı olarak katıldığı toplantıda koordinasyon adına açıklamayı HDP Parti Meclis Üyesi Prof. Dor. Gencay Gürsoy okudu.

BİR TARAFTAN IŞİD, DİĞER BİR TARAFTAN İSRAİL KATLEDİYOR !

Irak, Suriye ve Filistin’de yaşayan halkların uzun bir süredir saldırılarla karşı karşıya olduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan Gürsoy, bir taraftan IŞİD çetelerinin çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden vahşice kafa keserken ve insanlığı yok ederken, diğer taraftan ise İsrail devletinin Gazze’yi tahrip edip, yıkıp, yaktığını ve insanları katlettiğini belirtti.

Gürsoy, Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan devletleriyle, emperyalist güçlerin desteğini alarak Suriye’de ilk etapta hareket eden El Nusra, El Kaide ve IŞİD çetelerin hedefinin Rojava devrimi ardından bu kez de Şengal olduğunu söyledi.

Katliamcı çeteler tarafından işgal edilen Şengal’de binlerce insanın öldürüldüğünü, kadın ve çocukların kaçırıldığını belirten Gürsoy, bu zulme  karşısında kaçmak zorunda kalan   Şengal halkının ise dağlarda yaşam mücadelesi verdiğini belirti.

6e025897_l

 

KADINLAR IŞİD’IN ELİNE GEÇMEMEK İÇİN İNTİHAR EDİYOR !

Bu çetelerin özellikle kadın düşmanlığı ile pervasızca saldırılarını sürdürdüğüne işaret eden Gürsoy, çetelerin işgal ettikleri yerlerde “Kadınların helal olduğuna” dair fetvalar çıkartarak kadınları kaçırıp tecavüz ettiklerini ve pazarlarda sattıklarını kaydetti. Kadınların aynı zamanda bu çeteler tarafından sünnet de edildiğini dile getiren Gürsoy, tecavüzcü IŞİD çetelerin eline düşmemek için toplu intiharlar yaşandığını belirti.

IŞİD’İN ÖNÜNÜ AKP AÇTI

Emperyalizmin bölgeye ektiği mezhepçi çatışma tohumları ve özellikle Türkiye ‘de AKP hükümetinin uzun süredir dış politikada izlediği yolun bu katliamlara zemin hazırladığını vurgulayan Gürsoy, “AKP hükümeti tarafından açık ve örtülü yardımlarla beslenen, lojistik destekle güçlendirilen IŞİD ve yandaşları;  uygarlığın doğduğu kadim topraklarda yaşayan Êzîdî, Süryani, Ermeni, Şii, Arap, Kakai, Şabak, Türkmen, Kürt, Keldani, Alevi ve bütün Mezopotamya haklarını tehdit ediyor” diye konuştu.

“Bu yağmacı ve imhacı anlayışla bir taraftan  IŞİD bir taraftan da İsrail’in Ortadoğu’yu talan etmesine, kökleri insanlık tarihinin başlangıcına uzanan farklı kültürleri yok etmesine göz yumamayız; sessiz kalamayız” diyen Gürsoy, örgütlü oldukları her yerde dayanışmayı büyüterek, zor koşullarda direnen halklar için maddi ve manevi dayanışma kampanyaları başlatacaklarını duyurdu.

Şengal’den Gazze’ye Dayanışma Koordinasyonu olarak, yeni yaşamın dayanışmayla ve mücadeleyle kurulacağına inandıklarını altını çizen Gürsoy, demokratik kurum ve kuruluşları, sendikaları, meslek örgütlerini, siyasi partileri, demokratik dernekleri, vicdan sahibi her bir yurttaşı birlikte mücadeleye ve dayanışmaya çağırdı.

ARTIK ZALİM  DE MAZLUM DA TEK !

Açıklama sonrası  moderatörlüğünü Prof.Dor. Neşe Özgen’in  yaptığı toplantıda, ilk sözü Gazeteci Emine Uçak Erdoğan aldı. Ortadoğu’da son bir yıldır yaşananların tarihin tekerrürü olduğunu belirten Erdoğan, yüz yıl önce Ortadoğu topraklarında zalimlerin kadim mazlum halkların yine aynı baskıyla  göç etmesine  neden olduğunu söyledi.

9fff04bd_l

1915’te tıpkı Ermeni halkı, 1990’lı yıllarda ise Kürt halkının göçe zorlandığı gibi bugün de Êzîdî halkının göçe zorladığını dile getiren Erdoğan, bu coğrafyada  zorla göçün  zalimler tarafından  hakları yok etme  ve asimile etmek için kullanılan  bir yöntem olduğun vurgulayarak,  “ Yerinden ettiğiniz insanları artık yok etmeniz çok kolaylaşıyor”  diye konuştu. İsrail devletinin Filistin halkına yaşattığı zulmü de içine katarak artık zalimin de tek olduğunu mazlumun da tek olduğunu ifade eden Erdoğan, “ O nedenle insanların sadece kendi kimliğine yönelik yapılan saldırılar karşısında  değil tüm halklara yapılan zulmün karşısında dikilmesi ” dedi.

Emine Uçak Erdoğan’dan sonra sözü Barış Anneleri İnisiyatifinden Döndü Ergin aldı. Şengal halkını herkesin yürekten desteklediğini bildiğini ancak bunun yeterli olmadığını altını çizen Döndü ana, 7’den 70’e herkesin harekete geçmesi gerektiğini ve elindeki ekmeği paylaşıp mazlum haklara yardım etmeleri gerektiğini vurguladı.

Döndü ana,“ Biz bu hayata nice acılar, nice vahşetlere tanıklık ettik ve atlattık. Eğer birlik olursak bunu da atlatacağımızı biliyorum ve bugün  yüreğimin çetelere karşı savaşan gerillaların yanında olduğumu buradan belirtmek istiyorum ” dedi.

BU SALDIRI, HALKLARIN KENDİ KADERLERİNİ TAYİN ETME HAKKINA DÖNÜK !

HDP Milletvekili Levent Tüzel, Şengal’dan Gazze’ye Dayanışma Koordinasyonu başlatacağı kampanyanın halkların demokratik  birliğine ve ortak geleceğine katkılar sunacağına inandığını  ifade etti.

Uzun bir süredir Ortadoğu’da bir insanlık suçu işlendiğini hatırlatan Tüzel, bir taraftan İsrail devletinin, diğer taraftan emperyalistlerin devreye soktuğu IŞİD çeteleriyle bu suçların işlendiğini vurguladı. Din istismarı üzerinden Sünni yayılmacılığı hedefleyen bu çetelerin  saldırısının Ortadoğu halklarının kendi kaderini tayin etme hakkına dönük bir saldırı olduğunu söyleyen Tüzel, “O nedenle savaşı ve katliamları durdurmak öncelikli görevimiz. Bu çetelerin arkasındaki güçlere karşı mücadele birlikteliği  çok önemlidir” diye konuştu.

FİLİSTİNDEN ROJAVA’YA TARİHİ DİRENİŞ HATTI DEVREDE

Filistinli aktivist Nikola El Saafin,  Müslümanlık adına hareket ettiğini öne süren IŞİD’in  Müslümanlığı kesinlikle temsil etmediğini vurguladı.

El Saafin, nasıl ki IŞİD’in Müslümanlık adına katlettiğini beyan ettiği gibi, İsrail’in de  Siyonizm ve Yahudilik adına Filistin halkını katletmeye devam ettiğini belirtti.

Tıpkı bugün yaşadığı üzere Filistin halkının üçte ikisinin mülteci olarak dünyanın her tarafında yaşadığını anlatan El Saafin, Filistin halkının tüm Ortadoğu halkları gibi bitmeyen göç hikayeleriyle dolu bir yaşamının olduğunu dile getirdi.

İsrail devleti ve emperyalist güçlerin dün olduğu gibi bugün de aynı şiddetle Filistin halkına saldırdığını söyleyen El Saafin, ancak bugün  bu zulme karşı Filistin’den Rojava’ya oluşturulan direniş hattının tarihi bir önem taşıdığını ifade etti.  Yapılacak insani  yardımlar kadar oluşturulan bu direniş hattını destekleyen siyasal faaliyetlerde de bulunmak gerektiğinin altını çizen El Saafin, “İnsanların yaralarını sarmaktan önce, yaralanmamasını engellemek gerek” dedi.

Nikola El Saafin’in ardından sözü Süryani toplumu adına Muzaffer İris aldı. Ortadoğu’da çok göç ve çok vahşete tanık olduklarını ancak ilk kez insanların kafaları kesilerek katledildiğine vurgulayan İris, bu vahşeti durdurmak için derhal insanlığın harekete geçmesi gerektiğini söyledi.

Çerkes aktivist Yaşar Güven ise, bu zulmün  kendilerine de yabancı olmadığını belirterek, 19.yüzyılda Çarlık Rusya’sına karşı bağımsızlık mücadelesi veren Çerkeslerin de ciddi anlamda katliam yaşadıklarını hatırlattı.

Güven, tıpkı bugün gibi o dönemde de  kadınların Çarlık Rusya askerlerinin eline geçmemek için  kendilerini ve çocuklarını öldürdüklerine dikkat çekti.  Topraklarından sürüldükleri için bugün Çerkeslerin Ürdün, Suriye, İsrail, Irak’ta yaşadığını anlatan Güven,  ancak Ortadoğu halklarının ancak birlik oldukları taktirde bu zalimleri bertaraf edebileceklerini söyledi.

ŞENGAL’DE İKİCİ BİR KERBELA YAŞANIYOR!

Aleviler adına sözü alan Doğan Demir, bugün Êzîdî halkının yaşadıklarının Alevi halkı için yabancı olmadığını ifade etti.  Demir, bugün Şengal’de yaşananların ikinci bir Kerbela olduğunu vurguladı. Bugün bu IŞİD çetelerini besleyen ve yaratanın bizzat Recep Tayip Erdoğan ile Başbakan olması beklenen dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olduğunu söyledi. Demir, daha birkaç ay öncesine kadar IŞİD’e tırllarla silah taşındığına dikkat çekerek,  zalimlere karşı herkesin sokaklara dökülüp “ Hepimiz Êzîdîyiz” diye haykırması gerektiğini vurguladı. Demir,  tüm halkların bu vahşete karşı birlik olmaya  çağırdı.

ESTRUKYAN: TARİH BU KADAR MI TEKERRÜR EDER!

Ermeni halkı adına söz alan Pakrat Estukyan, bu filmi ilk defa seyretmediklerini belirtti. Ermeni halkının yüz yıl önce ölüm yolculuğuna çıkartıldığında aynı zulmü yaşadıklarını söyleyen Estukyan, genç kızların ise tecavüze maruz kalmamak için kendilerini Fırat nehrinden aşağıya attıklarını anlattı.  Bugün IŞİD çetelerin katliamlarından cesetlerin altına saklanarak kurtulan Êzîdîlerin anlattıklarını okuduğunda aklına  1915’ler,  1938’lerdeki zulümlerin geldiğini  ifade eden Estukyan, “Tarih bu kadar mı tekerrür  ediyor yoksa zihniyetler mi değişmiyor.” diye konuştu.

EZİDİ SOSYOLOG: HALKIMA SİPER OLAN YPG’LİLERE MİNETTARIM !

Êzîdî Sosyolog Azad Barış’ın yaptığı konuşma toplantıya damgasını vurdu. Şengal’den yeni geldiğini belirten Barış, “Bedelleri yarı çıplak, ayakları yalın çocuklar  ve esir düşen kadınlar adına hepinize  teşekkür etmek istiyorum” dedi.

Barış, şu anda zalimlerin elinde, tarih boyunca  yapılan  yanlış tanımlamalar, yakıştırmalar sonucunda sürekli ötekileştirilen Êzîdî halkının bulunduğunu ve  tekrar bir soykırım  karşı karşıya kaldığını dile getirdi.

Her şeye rağmen direnmekte kararlı olan Êzîdî Savunma Gücü’nün beş ile yedi bine ulaştığını aktaran Barış, bugün yüzlerce Êzîdî gencin ve kadının silah kuşanarak zalimlere karşı direniş hattına katıldığını belirti.

Yaşananların sadece göç ve açlık olmadığını, tam bir dehşet yaşadığını ifade eden Barış, “Acımız büyük olduğu kadar direniş ruhumuz ve kararlığımız da büyük” diye konuştu.

“ Size tek ricam sadece insanı yardımlarla değil, bizim direnişimizin de yanında olun” diyen Barış, “Bunu söylerken, buradan özellikle 30 bin Êzîdî’yi kurtaran yedi YPG’li gence, kahramana buradan  halkım adına teşekkürlerimi sunmak istiyorum.   Onlar hala dünyanın bir çok yerinde terörist muamelesi görürken , onlar halkımızı siper oldular. Halkımızı kurtardılar ve kurtarmaya devam ediyorlar.Onlara minnettarım” dedi.

Toplantı sonunda tekrar söz alan Gencay Gürsoy, Êzîdî ve Filistin halklarına  yardım için Türkiye’nin dört bir yanında stant, çadır ve kampanyalar başlatacaklarını duyurdu.

Toplantı sonrası Şengal’den Gazze’ye Dayanışma Koordinasyonu’nun hem iletişim bilgeleri hem de destek için hesap numaraları dağıtıldı.

Dayanışma İletişim ve Sosyal Medya Hesapları:

e-posta:SengalGazzemail.com

Twitter Hesabı:  https://twitter.com/SengalGazze

Facebook sayfası: https://www.facebook.com/ŞengalGazze

 Emek.org.tr/ ANF

İlgini çekebilecek diğer içerikler